27 Nisan 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

27 Nisan 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Sayfa — OLUM MANGASI * Son Posta ,, nın tefrikası : 65 Boruların Sert Yazan A, R. İle Tabur Sesi Harekete Gîgti. Cebel Yolunu Tuttu — Evet, biz.. şimdi bu ermansız askerle koşa koşa hem muhasaradaki askeri kur - hem de eşkiyayı tedip ede- yorgun, &ç gide- cek. taracak; cekmişiz. — AÂzizim!.. Bu iş, hiç olacak şeye benzemiyor. — Bana da öyle geliyor, Ne çare?... Kışlanın avlusu, bir arı kovanı gibi tabur borazanın - birbiri| amma... uğulduyor; arkasına çaldığı boru sesleri: — İkinci bölük, bölükeminil.. — Dördüncü bölük nöbetçi vuşu!.. — Birinci takım onbaşıları!.. Marş marşla gelsin...Diye bağrışmalara ka- rışıyordu. Açlıktan kadide dönmüş nakliye| Katırları, ağır cephane — sandıklarının altına girmemek için isyan ediyorlar- niş gibi aci acı kişniğyoklar. etrafa çif teler savuruyorlar.. mekkâreci nefer : ler, nasılsa ellerinden kurtularak dört- can; kaçarken arka ayaklarla saçan âsi bir katırı çar | nala k a tehditler tutmaya çalışıyorlardı. C n arkadaşı dert devem ediyordu — Asıl korktuğum ne, biliyor ntu- sun Cemil?.. Verdikleri cephane, kâ- milen bozuk diyarlar, etr yanmakta — E, sizin cephaneniz yok mu?.. — Bizim — cephanemiz vardı. am- ma.. Hüdeydede kaldı. — Niçin?.. — Oradan buraya nakledecek va- sita ve para bulamadılar da onun için. — Bir müsademeye girişirseniz ne yapacaksın?.. — Ne yapacağım. Süngüye daya- Hacağım. — Birader şu askerin haline bak- Bana, tüfeğini taşıyacak hali yok. Hiç bunların kolu süngü dürter mi?.. — Dürter, azizim dürter. Bilmez misin?.. Hele Türkün, başı sıkılmaya görsün. | — Bu gidiş, iyi gidiş değil amma.. Allah yardımcınız olaun.. Maamafib, haline bin kere şükret.. — Niçin?.. — Hiç olmazsa, vazifeye gidiyor - sun... Nasıl olsa, bata çıka gidersin. Bir kaç müsademeye girersin. Şöyle böyle vakit geçirirsin. Ya, ben.. Ben ne ya- payım?.. Alimallah, dakikalarım saat gibi.. Saatlerim, yıl gibi geçiyor, — Adam sende.., Sen, vakit geçir- menin yolunu bilirsin. Şöylece etrafı- na bir göz gezdirsen, bir kaç tane arap dilberi buluverirsin... Hââââ, bak benim budalalığıma.. Evvelki gün anlattığın kızı unuttum da, buluverirsin, diyorum.. Adı ne idi onun?.. — Meliha... —r Evet, evet... Meliha... E şöyle kisaca anlat bakalım. Ne yaptın, Meli- ha ile... — Hiç. — Hiç mi?.. — Tam manasile hiç... — Aman Cemil, nasıl olur bu? Sa- kın üstündeki şeytan tüyünü kaybet - miş olmıyasın? — Vallahi, bilmem?.. Bu kızın da- ha hâ'tâ adamakıllı yüzünü bile gör - medim — Yok canım?, —— Yemin ediyorum, işte, Sabahleyin.. Ayni saatte. kada o pencere açılıyor.. Nefis bir kol| görünüyor.. Altın bileziklerini şıkır - data şıkırdata pencerenin kepengini arkasına kadar itiyor.. Ondan da, derinden derine hiç anlasılımıyan | bir şarkı mırıltısı işitiliyor. | — Tuhaf şey yahul.. Yemen ka - dınlarmı, kızlarını pek cana vakın di- yerlardı. Demek ki ... Her gün. Ayni daki sonra — Belki öyledir. Fakat bu kız böy- le... — E, birader!.. Koca San'ada ka - din kıtliğına kıran mi girdi?. Yoksa artık tövbekâr mı oldun?. — Vallahi, ne kadın kıtlığına kıran girdi. Ne de ben tövbekâr oldum... Bil- diğim bir şey varsa, artık bu işlerle es- kisi gibi meşgul olmuyorum. — Niçin?.. — Bilmiyorum. Belki, kalbim küs - kün de onun için... Birdenbire acı acı bir boru sesi işi - tilmişti. Her taraftan karma karışık: — Silâh başınal.. Sesleri işitilmişti. Cemilin elleri, gayri ihtiyari bir su- rette eski ve sevgili arkadaşının elleri- ne kilitlenmişti. Arkadaşı boğazında düğümlenen bir sesle: — E Cemil.. Allaha ismarladık, kar. deşim! — Hadi kardeşim.. Güle güle git Güle güle gel.. Yalnız senden bir şey rica edeceğim. Bana, sık sık mektup yaz. Het vanıta ile yolla. — Merak etme. — Bir de şu, Nâsır Mebhüt denilen herif yok mu?.. Bana onun hakkında da malümat topla. Efrat, silâh çatılarma doğru koşu - şuyordu. İki arkadaş, ağır adımlarla, bölüğün başına doğru ilerliyordu. — Cemil!.. Bu adam niçin seni bu kadar meşgul ediyor?.. — O adamla görülecek bir hessbım var, — Ne hesabı. — Uzun... Bunu sana, böyle dar bir vakitte üç beş kelime ile anlata - mam ki... Hele git, gel de... Adama- kıllı konuşuruz. — Olur... İşte, tabur kumandanı da geldi. Hadi, kardeşim, Allaha ısmar - ladık... Ne olur, ne olmaz.. Hakkını helâl et... Cemil, boğuluyordu. Kelimeler bo- gazından hıçkırır gibi çıkıyordu. — Helâl olsun, kardeşim.. —Allah, hayırlı selâmet versin,.. Borunun sert sesi, tekrar yükseldi. Bölüklerden, kumanda sesileri, işitil - di. — Hazırol!.. — Hâğâs, durt — Silâââh, al!. — Silâââh.. Omza... Sağ, yarımm.. Sağı.. İlerili arrrşt.. Tabur borazan çavuşu, elindeki ye- şil püsküllü boruyu yukarı kaldırdı. Gürültülü bir yürüyüş havası başladı. Boruların sert sesleri kışlanın duvar - larında uğultulu akisler yaptı. 'Tobur yertüden' oyündi: Dalgalana dalgalana ilerlemiye başladı. Olduğu yerde kılıcına dayanarak duran Cemi- lin mahzun ve mütcessir gözleri, o - üzerinde dolağtı. Derin derin' içini çökerel — Uğurlar olsun arkadaşlar!.. Ö - lürseniz de, kalırsanız da bahtiyarsı - nız! muzlarda yükselen silâhlar K ERN e. (Arkası var) — VÜDMÜS İN Belb gevşekligi Dermansizlik vüçut ve dimağın yorgunluğunda AA EAARK pok müdssir veçemin bir ilâçtır Kutusu 200 Kuruş ASA D L SON POSTA Yeni Neşriyat | Yeni Hayat — Bu haftalık mecmaanın 15 inci sayısı renkli bir kapakla çıkmış - tr. Bu şayıda Ercürmend Ekremin, Bür * han Cahidin, Ahme Refiğin, Ragıp Şev. kinin ve Kan Demirin alâkalı yazıları var ir. Yeni Adam — Yeni Adamın 121 inci sayıst çıktı. İçindeki yazılar arasında bil * hassa İsmail Hakkı Baltacıoğlunun, Nu- rullah Atanın , Dr. İzzeddin Şadanın, Klaus Kassenin, Yahya Saimin, Dr. Sadettin Ve- datın makaleleri ve diğer ehemmiyetli ya- zılar vardır. Savaş ve polis köpeği — Cafer Fahri Dikmen tarafından bu isim altında küçük, faydali yeni bir eser çıkarılmıştır. Eserde bilhassa Anadolu köpeklerinden ne şekilde istifade edileceği gösterilmiştir. Kadastrolar — Kadastro — başmüfettişi Halit Ziya Türkkan «Kadastro kongresi münasebetile Fransa, İsviçre kadastroları ve arazi kiymetlerile, iratları |bakkında incelemelere bayhıklı bir kitap neşretmiştir. İş Mecmuası — Yegüne felsefe mec - muası olan (İş) in son nushası zengin ve enteresan yazılarla çıkmıştır. Bu sayıda Dr. Sertkayanın, A. Toksözün yazıları ile Habeşistan meselesi hakkında ahlâ siyasal mülâhazalar, Ankara Almanya, ve ünive; içtimaiyat dersleri, felsefi muhabereler ve tesi, saire vardır. Her kütüphanede bulunur |doğruya (İstanbul İşgmecmuası) adresine de müracaat edilebilir. Doğrudan | Şi PETROL - NiZAM ARAYANLARA Cihanşümul VIKiNG markalı Sut Makinal Tüfkiyo için Umumi acentası, j—w-KJJorupa LTD. ŞTİ. AİSTANBUL. GALATA, PERSEMDE PAZARI O1 AAAAN! BEYAZIDIN EN şerefli yerinde SATILIK ARSA Değeri — Pey parası Lira K. Lira K. 4171 13 312 85 BEYAZIT : Tavşantaşı mahallesinde dibekli ce- miü sokağında tramvay caddesinde yarım mesafede ve köşe başında eski 6 yeni 8, 10 No ve 286,28 metremurabbamdaki arsanın tamamı oli beş gün müddetle açık Aarttırmaya konulmuştur. | İhalesi 8/5/936Cuma günü saat on beşte Komis yonda yapılacaktır. İsteklilerin — İstanbul — Vakıflar Baş MüdürlüğüMahlülât kalemine gelmeleri.c2202 KAŞE NEOKALMİNA Grip - Nevralji - Baş ve Diş ağrıları - Artritizm - Romatizmö; Çötin y EpPMÜYE YeR0I manşıda muvarıma YARD*

Bu sayıdan diğer sayfalar: