27 Nisan 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

27 Nisan 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Nisan Her Şeyin Çaresini Bulan Çoban 'Tarsua (Özel) — Bu havalide ço - ban Mehmet adlı, gaipten haber ver - mekle şöhret kazanmış bir adam vat- dır. Biri genç, diğeri ihtiyar iki med- | yumu oldağu söylenilen bu adamın şöhreti Antep, Kilis, Konya, Cebeli - bereket, Ceyhan, Kadirli, Kozan ve Silifke havalisinde de yayılmıştır. Çoban Mehmet cahil bir adamdır, bakıcılık veya falcılık etmekte, sade- ce sorulan suallere cevap vermekte - dir. Fakat çoban Mehmet bu halden bi- zardır ve halktan kaçmakta, bir çok gualleri cevapsız bırakmakta, fakat kafile kafile halk onun peşini bırakma- maktadırlar. n Mehmet kendisine müracaat edenleri bir çok yalvarttıktan sonra : — Sen filân iş için geldin, bu işin şöyle olacak! — Sen hastan için geldin, filân yer- de bir doktor var, ona git! ; — Senin kaybın var, filân köye git, filân adamı gör, kaybını o biliyor, sa - na söyler, ı-— Senin filân işini filân yerdeki a- dam bitirecektir tarzında cevaplar ver- mektedir. Garibi şudur ki çoban Meh- met bu tavsiye ettiği yerleri ve adam - ları bilmemektedir. Kendisi oruç tutmaz, namaz kıl - maz, paraya, pula itibar etmez bir a- damdır. Bir kaç yüz keçisi vardır. Her gün yığın yığın adam bir derdi hakkın- da malümat almak üzere çobanın pe - şinde dolaşmaktadır. İzmirde Muallimlik İmtihanı İzmir, 25.. (Son Posta) — Kültür MEMLEKET HABERLERİ İzmirde Çocuk Bayramı “Ben Bugün Konuşamaz- sam, Ne Gün Konuşurum,, Küçük Akşit «Atalürk'e dua» şürini okurken İzmir, (Son Posta) — 23 Nisan Millt Hâkimiyet ve Çocuk bayramları neşe ile kutlulandı. Çocuk bayramı dolayısile hükümet meydanında çocuk hatipler tarafından söylevler verilirken Yusuf Riza okulu talebesinden Akşit Sokullu isminde bir yavru program haricinde söz söyle - mek istedi. Merasim programının mu- hafazası için çocuğa müsaade etmi - yenlere küçük şöyle itiraz etti: — Bugün çocuk günüdür. Ben bu- gün konuşamazsam ne zaman konuşu- rum. Dedi ve hazırladığı «Atatürke Duap isimli eserini okudu ve çok al - kışlandı. Atatürke Dua SON POSTA İzmirde De T ürkuşu Açılıyor İzmir, ( Son Posta ) — İzmirdeki| mektep talebelerinin gösterdikleri ar-| zuyu kabul eden Türk Hava Kurumu | Uumumi merkezi mayısin ilk hafta -| sında İstanbulda olduğu gibi İzmirde de «Türk Kuşu» kulübü açılmasına k_ırır vermiş ve keyfiyeti İzmirdeki a- lâkadarlara telgrafla bildirmiştir. Bur- sa, Adana ve Kayseride de birer klüp açılacaktır. Sovyet mütehassısı, Anahin İzmir T:ll'k Kuşu kulübünün uçuş muallim - liğine tayin edilmiştir. Kulübün kü - silini bitiren Sabiha İzmir üzerinde 2000 metreden paraşütle atlamak su- retile tecrübelerde bulunacaklardır. Paraşüt talimleri kültür parkta ayrılan hususi alanda mütehassısın nezareti altında — yapılacaktır. Nazari — dersler şimdilik, Türk Hava Kurumu binasın- da verilecektir. Türk — Kuşu klübünde şimdiden ka- yit muamelesi başlamıştır. İlk olarak Tireli Aclan Akif ve sporcu İsmail Hakkı klübe yazılmışlardır. Kültür parkta 40 metre yüksekli - |ğinde bir de paraşüt kulesi inşa edile- cektir. İzmirde Bulunan İskelet İzmir, ( Özel ) — Geçenlerde Al- sancakta — Akdeniz sokağında — şarap fabrikası direktörü Ziyanın deposuna ait bir arsada yapılan hafriyat eına - sında bir cesede ait dağınık kemikler |bulunmuştu. Yapılan — tetkiklerde — bu cese - din 25 yaşında bir kadına ait olduğu, bakanlığı, ilk mektep muallimleri ara-| sevinç dört yanını bir sur gibi kuşatsın |en az on beş yıl önce öldüğü anlaşıl - sında bir müsabaka imtihanı açmıştır. | Dilerim Tanrı seni daha pek çok yaşat- | mıştır. İstanbul tıbbı adli müessesesi- lik mektep muallimlerinden tarih - coğ- yafya, fenbilgisi ve riyaziye muallimi olmak istiyenler 15 hazlran pazartesi günü imtihan edileceklerdir. zmir Memleket Hastanesi Genişleyor sın Bu dua azdır sana Hayat verdin vatana Ântep Lisesi Müdürlüğü Gaziantep (Özel) — Lise müdürü Haydar Niyazi gelmiş, vazifesine baş- lamıştır. Şehrimizdeki ilk okul öğret- İme gönderilen kemikler, üzerinden u- zun bir zaman geçtiği için fazla bir malümat elde edilmesine yaramamış - tır. Bu itibarla her hangi bir takibat yapılmasına imkân olmıyacaktır. Geliboludaki Göçmenler Gelibolu (Özel) — Kazamıza gelen bütün göçmenler müstahsil vaziyete İzmir, 25 (Son Posta) — Vilâyet|menleri her hafta pazar günleri topla- meclişi, hastahanesine da-İnarak mesleki hasbihaller yapmakta -| geçmşilerdir. Hükümet göçmenlere ha 25 yatak ilâvesile 325 yataklı olma-|dırlar. geniş mikyasta yardım etmektedir. Binı kabul etmiş ve bütçeye gereken tahsisatı koymuştur. Izmit Köylüler Birliğinin Faaliyeti İzmit (Özel) — Köylüler birliği Değirmen derenin plânını çizdirmeğe karar vermiştir. Plân yapıldıktan son- ya Değirmen derenin imarına başlana- caktır. Birlik kümes hayvanlarının korun- ması ve ormanlarımızın tahrip edil « memesi için köylünün ınlyıbllıea_lİ Jiaanla broşürler neşrine karar vermiş- tir. FU e nnn Bir Düzeltme Erzurumda Çocuk Esirgeme Kuru- munun 200 yoksul mektep yavrusu- nu giydirdiğini yazmıştık. Erzurum Gazi ilk okulunda ilk okullar gençlik Kızılay derneği başkanı Fikri Saygın imzasiyle aldığımız mektupta bu ço- cukların Çocuk Esirgeme Kurumu ta- rafından değil gençlik Kızılay Derneği tarafından giydirildiği - bildirilmekte- dir. eeti aeti Konterans Şeklinde Vaaz Diyarbekir (Özel) — Sanat okulu anbar memuru Kâmil üç baftadanberi, Ulucami'de konferans tarzında vaaz- lar vermekte, tayyareden, tayyarenin ehemmiyetinden ve tayyare cemiyeti- ne yapılacak yardımların faidelerin - den bahsetmektedir. Bu koönferanslarda halka alış verişte doğruluğun, anonim şirketlerin, fab> rikaların, sanayiin iyilikleri de anlatı- maktadır. Kiliste Fakir Çocuklar Giydirildi Kilis Çocuk Esirgeme Kurumu la ralından giydirilen yavrular Kilis, (Son Posta) — Kilis Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından bu yıl | sildiği her yerde, devletin o himayeyi gö 43 fakir ve kimsesiz çocuğa elbise ve ayakkabı verilmiş yavrular sevindiril- | termesini temin etmektir. — Böyle giderse, ne yapa-| ... Ortalıkta havayici zaru- riye pahalılığı elvermiyormuş |lığı başlamış! cağız, Hasan Bey? , Bibi... Sayfa $ 7 Bayram Gününde 7 Makale: K ÇOCUK ve ÂDLİYECİ Pazar Ola Hasan B. Diyor Ki: Şimdi bir de mantar kıt- Dünyanın her tarafında çocuklar — için, ayrı bir muhakeme usulü, ve ayrı ceza sis- temleri vazedilmiştir. Mücrim çocuk me- şat resmi yapılacağı gün, paraşütçü | , 1 Cei ü selesi, gitgide. adliyenin hudutları dahilin- Yıldız Uçmanla, Sovyet Rusyada tah- | 4.., Cakarak, terbiye ilminin vazileleri ara- sına girmektedir. Mücrim çocuğu cezalandırmak doğru değildir. Onu mlab etmek lâzımdır. Daha genç ve yaş olan bu fidanın yanlış istika- metlerde inkişaf etmemesini temin etmek, evvelâ ailenin ve sonra cemiyetin borcu - dür. Mücrim çocuk meselesi bilhassa memle. ketimizde nazarı dikkate alınmağa dağer bir mevzudur. Va itiraf edilmelidir ki şim- diye kadar da bu mevzu etrafında da Hi'li hiç bir varlık gösterilmiş te değildir. Bu sözü söylediğimiz zaman İstanbul beledi - yesinin yardımile, açılan öksüzler yurdu- nu unuttuğumuz zannedilmesin, — yurdun mevcudiyetini gükranla karşılamakla be - raber, thtiyaçlarımız karşısında da henüz pek küçük bir varlık olduğunu da unut - mamalıdır. Avrupada mücrim çocukları wlah et » mek için mükemmel ıslahhaneler vücuda getirilmiştir. Her hangi bir sebepten dolayı oralara düşen çocuklar, ceza görmekten uzak ola- yak, üzerlerinde bir anne şefkatinin sıcak- lığını hissederler, bir taraftan kültür sevi yeleri yükselirkan, diğer taraftan hayatta mamuslarile kazanmak yolları kendilerine öğretilir, her biri bir meslek sahibi olur. Zayıf olan ahlâki temayülleri, mütehassıs pedagoğların elinde yuğrulur. Memleketimizde meseleye Avrupalıların verdiği ehemmiyetten çok fazlasını ver « mek İâzımdır. Zira, memleketin yükünü omuzlarına tevdi edeceğimiz yarının bü- yükleri, harpte şehit düşen bir babanın ve ölen bir annenin öksüz evlâtlarıdır. Ve biz- deki öksüz çocuklar, dünyanın hiç bir ye- rile mukayese edilemiyecek kadar çoktur. Gecelerini, çeşme yalaklarında, köprü alt- larında, veya binbir muhataraya açık olan yangın yerlerinde geçiren çocukların, sağ- lam seciyeli olabilerine nasıl imkân bu - Tunsun? Bir taraftan, herkesin meşru bir dileği olan ilerlemek, okumak, adam ol - mak kayıtları, kimsesiz ve bedbaht yav - runun yüzüne kapanınca, ruhundaki men- fi isyanın, onu, kendisi gibi yetişmiş, ve kendi ruhunu anlıyan, büyüklerin yanina sevketmemesine imkân yoktur. Bir kere de onların arasına düştü mü, artık çocuk mücrim oldu demektir. B yaşında ailesine bakan ve kâfi dere - cede evine para getiremediği zaman üste- Tik sarhoş babasından dayak yiyen, ço - cuğun, ruht aksülâmelleri bir göz önüne getirilecek olursa, vaktinden evvel hayata küsmeğe mahküm olan bu biçareleri, ip ledikleri suçun sahibi olarak görmemek daha doğru olur. Yapılacak ilk ve büyük şey, çocuğu doğ- ru yola sevkedebilecek anne şefkatinin ek- Kanunlar çocuklarımız için ayrı hüküm- Hasah Bey — İyi yal İn « sanlarda doğruluğu: karşı te » mayül artıyor, demek! Darülacezede ğı.uyıınl.ın çocuklar | ler vazetmişlerdir. Bizdeki çocukları himaye müesseseleri, yetim yurdların bugünkü mevcudunu İâakal on misli arttırılmak lâzımdır. Sokakta kal- mış, her bedbaht yavru, kendi sâyi ile ha- yatın yüksek zirvesine çıkabilecek im « kânlara malik olmalıdır.. Memleket bu yaptığı masrafları. yetiştirdiği müstahsil une surlar vasıtasile bilâhare bol bol telâfi e. der. Halbuki mücrim yetişen ve mücrim büyüyen çocuk memleket için kaybedilmiş ne büyük bir mevcudiyettir. Bizde çocukların muhakemesi hali ya- pılir. Bundan maksat, evvelâ çocuğu tep hir etmemek ve sonra da, yaptığı marifeti, kahramanlık olarak görmesine mâni ola » vak cürümlerle yüz göz etmemektir. Ter- biyeciler, çocuğun resmi elbiseli hâkimler tarafından heybetli bir manzara ile korku telkin ederek muhakeme edilmelerine ta- raftar değildirler. Evvelâ ayrı çocuk mu« hakemelerinin teşkilini isterlerken, bura * daki hâkimlerin de kadın olmalarını, ve muhakemenin, bir masa başında çocukla her şeyden bahsederken, yapılmasını ar- zu ederler. Bu muhakeme safhaları resmi- yetten âri olurak yapılır, ve çocukla izzeti nefsini, incitmeden, hattâ şakalaşılır. göz önünde tutulacak en mühim nokta, bilhas. sa çocuğun, baysiyet sahibi olması, guru- runu sevmesidir. Çocuk cürmü işlediği an- dan itibaren artık serbest değildir. Hürri- yeti, kondisi hissetmeden, doktorun, hoca- nin, ruhiyatçının eline verilmiştir. Geçen sene çocuk mahkemelerinin tesis edileceği hakkında gazetelerde mes'ut bir haber okumuş ve ondan sonra da o mese« leye tekrar temas edilmediğini görerek mü. teessir olmuştuk. 1926 senesinde tatbik sas hasına çıkan ceza kanunumuz ise çocuk - lar için mlahhaneler yapılacağını göz önün- de tuttuğu halde bu meseleye de henüz el atılamamıştır. Ve bizdeki mücrim çocuk, yalnız haft surette mahküm olduktan son. ra, hapishanede çeşit çeşit suçlularla yüz göz olmuş, sabıkalı arkadaşlarının yanında yeni ve kötü temayüller kazanmaktadır. Doğan çocuğu yaşatmak için sarfetli « Bimiz emeklerden daha fazlasını, çamurlar- da yaşıyan çocuğu adam etmek için sar- fetmek, müstakbel Türkiyenin temiz sa - ciyali vatandaşını yetiştirmek için göz ö« nünde tutulacak ilk şarttır. Hâdi arşısı Bugünün Çocuğuna Öğütlerim Sana: — Adır ol da Molla desinler! Diyene cevap ver: — Ağır olmuyacağım, molla deme- sinler, Çok koş Çabuk yorulmazsın! Yorganına göre ayağını uzatma, a« yağına göre yorgan tedarik et! Düşenin dostu olmaz, hele bir düşüp görmiye değil, düşmemiye bak, Karda gezme izin belli olur. Kısmetin seni arayıp bulacak — diye bekleme, Sen kısmetini ara, bul! Feleğin çenberinden geçme, (feleği çenberinden geçir. Dokuz köyden kovul, fakat sen ge- ne doğruyu söylel Zaman sana uymazsa, —sen zamana het İMSET , uyma, zamanı kendine uvdurmıya ça « $ <

Bu sayıdan diğer sayfalar: