3 Temmuz 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

3 Temmuz 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa Eskimolar arasında neler görülür? Her Eskim onun duası şudur: “Allahım ölünce beni cehenneme gönder!,, Kadının az olduğu yerlerde her kadının bir kaç kocası, çok olduğu yerlerde ise her Kutuplardaki Eskimolar arasında uzun seneler yaşıyan bir ilim adamı geçenlerde geri dönerek kutup mıntakasının ” sakin- leri hakkında çok tuhaf şeyler anlattı. Dünyanın hemen her tarafında yaşıyan insanlar, ahret hayatında cennete kavuş- mayı ve cennette serin ve üsude bir hayat yaşamayı umarlar, Eskimoların düşünüşü bunun tamamile zıddıdır. Bunların ahrette vuşmak istedikleri yurt, cennet — değil, cehennemdir. Çünkü orada dondürücu Tüzgürlardan, buzlardan uzak ve scak bir Kayat sürmeyi ümit ederler ve bu ümit on- lara neçe verir. Dünyada kar ve buz ile mücadele bunları © kadar bezdirmiştir ki ancak ahrette cehenneme kavuşarak dün- ya işkencelerinden kurtulmak ümidi kene dilerine teselli verinektedir. Eskimoların tuhaf bir âdeti de, ava çı- Kan erkeklerin karılarim 'avdan dönen er keklere emanet bırakmalarıdır. Başka bir erkeğe emanet olarak bırakılan bir kadın, kocası dönünciye kadar o erkeği koca ta- nir ve asıl kocası avdet ettikten sonra ge- ne ona döner. Bu suretle Eskimo kadın - lanı, kocalarının gaybubeti zamanında ko- casız kalmaktan kurtulurlar. Eskimoların tuhaf âdetlerinden biri de fazla ihtiyarlıyan ve yiyeceğini, içeceğini tedarikten âciz kalan ihtiyarları öldürmek- tir. Bunun sebebi Eskimoların yurdunda büküm süren kıtlıktır. Burada yaşıyan ine sanlar, gıdalarını son derece güçlükle te- darik ederler. Bunun için günlerce yola çıkmak, günlerce didişmek, tabiatin öldü- rücü hamlelerile savaşmak lâzımdır. Bu sa. yaştan âciz kalanlar, cemiyete ağır bir yük olurlar. Cemiyet bu yükü taşımaktan âciz olduğu için bunları öldürmek lâzım gelir. Eskimolar arasında tanddüdü zevcat â- deti de yaşamaktadır. Çünkü bazı yerlerde kadınlar erkeklerden çok fazladır. Eski - molar kadınların açıkta kalmalarını iste - medikleri için taaddüdü zevcat usulünü ka- bul etmişlerdir. Fakat Eskirno yurdunun bazı yerlerin- de kadınlar erkeklerden azdır. Bu taraflar- da da kaziye aksinedir. Yani her kadının iki veya üç kocası vardır. Ve kadın iki ve- ya üç kocasile birlikte yaşar. Eskimolar, daima tabiatin âfet ve fe - lâketlerile karşı karşıya geldikleri için ha- bis ruhlara inanırlar ve bunların kendilerile mücadele ederek gıdalarını elde etmeğe mâni olduklarını zannederler. Onlara gö- Te bu habis ruhlar, dünyadaki bütün mu- kadderata hâkimdirler. Fakat Eskimoların — bu itikadı hayatın yalnız güçlüklerile karşılaşmalarının — pek tabil bir neticesidir. Haristiyan misyonerleri Eskimoları bu erkeğin bir kaç karısı vardır GA Bir Eskimo düşünceden ayırmak için bir hayli uğraş - mışlarsa da — muvaffak — olamamışlardır. Çünkü bunların telkin ettikleri merhametli ulühiyet düşüncesi Eskimolara tamamile ya- bancı kalmakta ve bunlar hayatlarında bu merhametin bir tek izini görmedikleri için buna inanmamaktadırlar. Eskimoların doktorları da — kendilerine göcedir. Bunların vazifesi tedavi etmek d ğildir. İnsanın ölüp ölmiyeceğini, ölmiye- cekse ölmesi lâzım gelip gelmediğini aa - katmaktır. Bunlar bir hastanın başına geldiler mi, evvelâ, bir takım nağmeleri terennüm eder, daha sonra rakseder, ve sonunda ölüye bakarak onun yaşaması İâzım gelip gel - mediğini söylerler. Doktor ölüm hükmünü verirse buna kar- şer gelmek küfür sayılır. İhracat ticareti yapabilmek için şartlar 3018 numaralı kanunun muvakkat maddesine göre ihracat yapacak tüc - carlar Türkofise istida ile müracaat e- derek ruhsatname almak mecburiye - tindedirler. Bu istidalarda 1 kânunusa- ni 936 tarihinden önce ihracat taciri olarak Ticaret Odası'na kayıtlı bu - lundukları ve hangi maddeler üzerinde ihracat muamelesi yaptıkları zikredi- lecek, bu ifadeyi teyit etmek üzere de Ticaret ve Sanayi Odası'ndan alınan tasdikname istidaya iliştirilecektir. Bu ruhsatnameyi alanlar ihracat ticareti yapabileceklerdir. Ruhsatnamesi olmı- yanlar ihracat ticareti ypmaktan men edileceklerdir. —H uc——— o—ırurur7Jr OÖNÜL İŞLERİ Yalanla Nikâh Olur mu? « Allah aşkına söyleyiniz, ben nikâhlı sayılır miyım? Nikâh dairesine kocamla birlikte yanlış malümat verdik. Ebevey- nimiz sağ olduğu halde ölü gösterdik. Şimdi bizim nikâhımız makbul - sayılı mı? Perişan Nikâh memurluğunu aldatmak — bir suçtur. Nikâhınız muteber olmadıktan başka hakkınızda kanuni takibat dahi yapılabilir. Bir kolayını bulup bu yanlı- p düzeltmeğe çalışınız. ... « İki sene evvel beni bir adam istedi. © vakit onu iyi tanımıyordum, reddet- Bim. Aradan geçen zaman içinde istemi- yerek onunla alâkadar oldum. Hakkın- da hayli malümat aldım, ve büyük bir fırsat kaçırdığımı anladım. Hâlâ evlen- miş veya nişanlanmış değildir. -Fakat kendisine şimdi evlenmeğe hazır oldu- ğümu nasıl anlatayım.» Kelâl Vaktile sizi iııeıııâk için kimler delâ- let etmişse bilvasıta onlara vaziyeti an« latmanın çaresini bulmak gerektir. Ma- demki erkek başkasile — evlenmemiştir, demek ki sizinle hâlâ evlenmeğe razıdır. Doğrudan doğruya hissinizi anlatmağa çalışmak büyük bir hata olur. ... «Ben bir müessesede çahsıyorum. Ar- kadaşlar ikide birde memurlardan biri- nin beni sevdiğini söyliyerek — benimle alay ederler. Hakikatte ne benim karşı, ne de onun bana karşı hususi Bir ona alâkamız yoktur. Fakat bu lâtife tekrar edildikçe ben bu gençle alâkadar oldum, ve nihayet onu sevmeğe Şimdi artık bu Tâtifelere rüum. Ne yapayım? başladım. sinirleniyo- Şüküfe Bir de o adamın sizinle alâkadar o- lup olmadığını tetkik ediniz, Belki on- da da ayni temayül başlamış'ır. Maama- fih ne de olsa arkadaşlarınızın bu 1âti. fesine bir nihayet vermeniz iyi olur. 'Teyze SON POSTA Amerikada İnanılmıyacak bir icat Gençlere en çok muvaffak olacakları mesliği seçen makine Amerika gazetelerinin — anlatışına göre icat olunan yeni bir makine in - sanların yer yüzünde — geçirdikleri; hayatın ne olacağını bildirerek bir ba- kıma göre falcılık yapmakta, bir ba- kıma göre de ruhiyat doktorlarının va- zifesini üzerine almaktadır. Bu makine sayesinde herhangi bir kimse hangi mesleğe intisap etmesi lâzim geldiğini düşünmeğe lüzum görmiyecek, bilhassa gençler, günler - ce, aylarca, hangi mesleği tercih et - meleri lâzım geldiğini düşünmek ihti- yacından kurtulacaklardır. Bunlar elli santim feda etmekle ne yapabilecek - lerini, hangi meslekte muvaffak ola- caklarını anlayacak ve ona göre karar vereceklerdir. Bu mzkinenin alelâde bir eğlence yerinde kullanıldığı zannolunmamalı- dır. Bilâkis bu makineyi Sanford ve Kolombiya Üniversiteleri” kullanmak- ta, bu üniversitelerin talebesi makine- den istifade etmektedir!ler. Makine şu şekilde çalışmaktadır: Evvelâ, makineden sorgu soracak her gencin eline yedi sayfa veriliyor ve bu yedi sayfadaki 420 suale cevap yazması isteniyor. Sualler içinde çok tuhafları vardır. Meselâ arada şunlar da bulunuyor: — Bir tramvay vatmanı mı, yok - sa bir şoför mü olmayı tercih edersi - niz? — Bir gef garson mu, yoksa bir de- niz feneri bekçisi mi olmak istersi - niz? — Bir bahçivan mı, yoksa bir fırın- cı mı olmayı tercih edersiniz? Meslek hayatına ait bu çeşit sualler elliyi bulmaktadır. Bunları, eğlencelerin bemen her çeşidini sayan ve hangisinin tercih ©- Tunacağını soran elli sual takip ediyor. Daha sonra teferrüattan sayılan ve ehemmiyet verilmiyen bir takım faa - liyetlere ait elli sual sorulmaktadır. Meselâ: — Saatlerinizi daima ayar eder mi- siniz? — Yolda giderken mağaza came - kânlarının önünde duru musunuz? — Kitaplarınızın tozunu silmeğe & hemmiyet verir misiniz? Bu sualleri takip eden sualler insan- Tara karşı beslenen hislere aittir. Mese- lâ, ödünç para isteyen adamlara, altın dişli kimselere, kıvrık burunlulara, zenginlere, iş hayatında muvaffak o- lanlara, koku kullananlara, sigara içen- lere, sosyalistlere, bolşeviklere, serma- yedarlara ve saireye karşı hisleriniz ne merkezdedir? Doktor (Ben Woods) a göre bu yol- da sorulacak yüzlerce suale verilecek cevaplar, her insanın hüviyetini gös- terdikten başka onun hayatta hangi yol, hangi mesleği tutması lâzım gel - diğini göstermeğe de yardım eder. Zaten bu sualler, yirmi senelik bir tecrübenin mahsulüdür. 32 mesleğe mensup ilim ve iş adamları bu sualleri tertip için çalışmışlar ve verilecek ce- vaplar tasnif olunarak hangi cevapları veren adamın hangi meslekte muvaf- fak olacağı tesbit edilmiştir. Bunu mütcakip bu tasnife göre bir makine yapılmış ve bu suretle netice- nin hesaplanması da kolaylaştırılmış - tır. Makinenin icadından evvel, suallere verilen cevapları tetkik etmek altı saat sürüyordu. Makinenin icadından son- ra bu iş bir kaç dakikalık iş olmuştur. Makine cevapları aldıktan sonra insa- nı tartan makineler gibi küçük bir kart onun ne olacağını ve hangi meslekte dirmektedir , “Son Posta,,nın müsabakası: 40 Tarihi Vak'a ve 40 Tarihi Tablo 39- Cihan edebiyatına «Gülliver'in seya - hatların giri bir şaheser bırakmış olan bü- yük İngiliz müharriri Swift, 1669 yılında lrlandanın en büyük şehri olan Dublin'de doğmuştu. Çok fakir bir ailenin çocuğu i- di. Babası, doğumundan bir kaç ay evvel ölmüş, anam bir erkek evlâda bakıp yetiy- tiremiyecek kadar yoksuldu. Çocukluğu yakın akrabaların yanında geçti. İlk tahsi- Hini bu suretle temin eden Swift genç ya - gında Londraya gitti ve orada devrin rica- Kinden Sir Wilkam Temple'in konağına kü- Bp olarak girdi. Üniversitede de ilâhiyat tahsiline başladı. Bir taraftan da sonraki şüheserlerinin karşılayıcısı olan ilk yazıla- rını yazıyordu. Zengin olmak hırsile kav- rulan bu fakir delikanlının hemen yapayal- niz geçen günlerini bir küçücük kızcağız dolduruyordu: Sir Temple'in konağında kâhyalık eden Johnsonun kızı Ester. Swift bu kızcağıza, Esther kelimesile ayni ma - nada Stella — Yıldız adını koymuştu. Stel- la büyük muharririn hayatında hakikaten bir yıldız. olmuştu. * Yukanda Margaret İ. Dicksee'nin bu güzel resminde minimini Stella ile genç Swift'i görüyoruz. Swift'in «A, B. C, D.» diye yazı öğrettiği bu kız- cağız günler geçtikçe büyüdü, büyüdükçe güzelleşti, ve nihayet yaşı o nisbette ilerle- yen Swift eski küçük Stella'sına gönül ver- di. Aralarında eskisinden tamamen ayrı ve çok kuvvetli bir sevgi başladı. Fakir Swift zengin olmak istiyordu. Rahip mesleğine girmişti. Maksadı devlet adamlarının hi- Seyyah akını Kızılay Cemiyetine gerek memleket dahi - Hadeki muhtelif şehirlerden ve gerekse Av- rupa ve Balkanlardan İstanbul genlikleri Kermes ve Bebek sergisi hakkında malümat isteyen yüzlerce mektup gelmektedir. Cemiyet bunlara cevap yetiştirebilmek için bazı öğretmenlerin yardımlarıtı istemiş- Bu yıl İstanbul şenlikleri münasebetiyle şehrimize büyük bir seyyah akını olacağı tahmin edilmektedir, Swift ile Stella — mayesile kilise erkânı arasına girmek, zen» gin kilise emlâkinden istifade etmekti. Bu- gün de olduğu gibi, İngiliz yüksek sosye. tesi fevkalâde muhafazaküâr idi. Bir kâh « yanın kızı ile evlenecek olursa Swift istike bBalini elinde tutan bu yüksek zadegfin ile münasebetini keamek mMmecburiyetinde ka- lacaktı. Stella ile gizlice evlendi, ve hattâ Stellasını sık sık Bile gidip göremedi. Yal- miz mektuplaşıyorlardı. Stellanın çok tatlı bir Hsanla kaleme aldığı Tektuplar, ki 1710 jle 1713 yıllarında yazılmışlardı, bu- gün «Stellanın yazıların diye anılmaktadır, Fakat Swift bütün tahminlerinde yanılmış- tı. Umduğu himayeleri görmedi. Fakat kuvvetli bir müşabede ve tahlilin mahsulü dkup çok zarif ve istihzaları bir üslup ile vücuda getirdiği eserler, kendisine şöhret ve servet temini için kâfi geldi. Stella muharririn hayatında nasıl bir talih yıldızı gibi parlamışsa, çok genç yas gında ölümü de muharrir için — felâketler devrinin başlangıcı oldu. Stellanın acısile sarsılan Swift nevrastenik bir adam oldu, Bu hastalık hayatının son yıllarında — bit mnevi cinnete kadar ilerledi. Gözlerine bir illet, tümör ârız oldu, Bir kaç defa parmak. İarile gözlerini oyup çıkarmağa teşebbis etü, yanmdakiler mani oldular. — Nihayeti «Ben bir deliyim!.. Ben bir deliyim!..» di. ye bağıra bağıra öldü 1745. Vasiyetnamesi açıldığı zaman bütün servetini bir timarhâ. ne yapılmasına vakfettiği görüldü. Reşad Ekrem KOÇU ——— —a—aaın Yeni Belediye dairesi Çemberlitaştaki eski Maarif Ne- zareti binası dahilinde bulunan Muh « telit Türk Hakem mahkemesi Ajanlı- ğt binayı tamamen tahliye etmiştir. Belediye tarafından bu bina dahi « linde yapılması icap eden tadil ve ta« mir de ikmal ettirilmiştir. Yakında be- lediye Fen İşleri bürosu buraya nakle. dilecektir. İngiltere de yapılan otomobil yarışına yedi kadın dı' girmiş, muvaffak olacağını bir kelime ile bil-| güzellik ile sinir kuvvetinin bir arada toplanmıyacağını iddia 'edenleri tekzip etmişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: