29 Temmuz 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

_.J’ ikt Temmuz —— —i Sularla —geçen p P amıra . Ci . _ı D ,;'gî "6.’2?—3!3'*-’ içmeliyiz? - Belediy '-""'——-TSIHHİ BAHİSLER —— Sular ve sıhhatimiız * * * - hastalıklar - Hangi suları 'SON POSTA düşen vazifeler Peri Tz aa gM a e a: p l n3 Yazan : Doktor İbrahim Zati — b - ç ş g K : Ki memleket /kadar tayin edebiliriz. Takriben 2000 Su meselesi ve &u ihtiyacı bir mMemilckel | âe Te e B a kadar İçir z Simi bir insan, — bir| metre derinliğinde geliyor.. Tabit b"d' “] ; 1 Olduğyu gibi bilhassa — bir W5SaAf, aP a v madenleri hayy : icin her şeyden üstündür. | sıcak su geçtiği arazideki baî:ı Yvan hayatı için her şeyd eritir. Ve o madenler de münhal olarak Her hahgi (1"31' mahlük tahammül derecesi- he göre uzun bir müddet bir ay kırk gün kada' açlığa tahammül edebilir. Fakat bir insan kırk sekiz saat bile susuz yaşıyamaz. Onun için bir çok hıfzıssıhha kitapla - Tinda hayat su ile kaimdir. Bu kadar esaslı bir rolü olan bir gıdı.j Miz hakkında çok alâka sahibi olmamız lâ- Zim gelirken gerek içeceğimiz sular ve ge- Tekse temizlenmek için kullanılan — sular nda ekseriya kayitsız davranırız. Ne - Tede olsa su içeriz. Membamı aramak aklı- Miza gelmez. Ve temiz olmıyan sulardan &elen hastalıklara yakalanırız. Yer yüzünde kaç türlü su vardır? €r yüzünde deniz sularının haricinde Memba suları, kuyu suları, arteziyen sula- L nehir suları, göl suları, yağmur suları z nihayet maden suları vardır. İnsanların l.ul"'dlklıı-ı sular bunlardır. * kilecek sular içinde hiç şüphesiz en z- * sıhhate muvafık olan memba sula - . Memba suları, sathiı arza yağan yağ - rların toprak tabakalarından süzüle sü- € nihayet bir kil tabakasıma tesadüf e- “*rek orada birikmesinden ve nihayet ar- Tn başka bir noktasından kendine bir yol AÇarak birdenbire fışkırmağa — başlamasile ndilerini gösterirler. Bu su en bir temiz su I. Cünkü kil tabakasına gelinceye kadar Mütcaddit kireç, kum, demir ve sair ta - kalardan geçmiş ve her türlü mikroptan Ve mevaddı ecnebiyeden tamamen âzade Ve salim kalmıştır. Bunun içindir ki mem- suları daima iyidir, temizdir, saftır. Fa- t işte bu kadar güzel sıhhi olan bu sular Maalesef pis eller, pis vasıtalarla başka yer- e veya şehre nakledilince temizliğini ta- Mamile kaybetmiş bulunur. İşte —bundan d""lilsr'ıı:hı' ki hükmi ve kimyevi — vasıfları Rayet mükemmel olan pek çok memba su-| mevcut olduğu halde gene şehirlerde tulardan geçen hastalıklar ekdik olma - tadır. i Nehir ve göl suları memba sularına nis- bu. saf addedilmezler. Hele durgun göl Suları daima civar köyler ve ge- tlerdeki — müzahrefatın — döküldüğü k saha olduğundan lâzım gelen fenni ıuz- trden geçmeden içmeğe ve yahut d'ı- %huauıılııdı kullanmağa kat'iyyen salih Sr, Nehir suları orman kenarlarından ve şe- tden uzak olarak geçtiği sahalarda nis- &n temizdir. Büyük şehirlerin ortasından ı?:n nehir sularının havi oldukları mikrep tarı şehre girmeden ve şehirde" çıktık- Sonra tahlil edilmiş ve mikrop mik - hin şehirden çıktıktan sonra dört misli eT olduğu görülmüştür. : —de U suları bizim memlekette daha zi- Mizlip | Püyaçları, bahçe sulamak ve te- kiek için kullanılır. Kuyuların evvelâ he- ';ük n ve lâğımlarından Jânkal en metre D OSA bulünması şarttır. Aksi takdirde | Tâ : Aeçi kanalizasyon teşkilâtı yeksa top- hat Süzülen mevaddı gaite kuyuyu bu - İK VE g zaman kullanılması kat'iyyen “İmaz. S8mur sularına gelince: Yağmur su * biriken sarnıç sularını da içmek ur. Çünkü yağmurlar evin bütün k vı:- kiremitlerini yıkıyarak sarnıca a - ı*ı. ; '_"emiı]erde bulunan kedi ve yahut tahç "Ekleri toz ve topraklar da su ile be- Y & MW & hj Arnıca dolar. Yağmur sularının ikin- ç Mahzuru da havasız bulunmasıdır. i Olar Mdür ki bütün sularda daima münhal l &Va vardır. lıı] iklar Ve saire hayvanlar suda mün - () ağn u hava sayesinde yaşarlar: Sin , TDür suları yıkanmak için, yemek um“înî llîmizuk için çok muvafıktır. Fakat lh"hı . MEzıssıhha bakımından sarnıç su - ":l'nek dOğru değildir. âle - o* &âra D suları: Bunlar eksetiyetle volka- İ "îuh?'ıd? Yer yer fışkıran sıcak ve için- “].h S flehf maden ve şibimadenleri havi bu ”“': ardır. Belli başlı bütün kaplıcaları âeW’llik; tîş&” etmiştir. Bu sular arzın çok %n];__e'lnden gelir, Her otuz üç metre Yöre BElnde hadaret bir derece arttığına %q" dere&de akan bir suyun kaç yüz “inlikten geldiğini bir dereceye ,__ | mümkündür. sathi arza kadar çıkar. Başlıcaları kükürt, demir kalevi emlâh ve Bicarbonate de sout matyezi ve saire gibi madenler ve şibimndenlerdir. Suların nevi ve cinsleri hakkında ver * diğimiz umumi malümat bu kadardır. Şim- di sulardan geçen hastalıklar hakkında da mütaleamızı bildirelim. Sulardan geçen has- talıkların başlıcaları tifo, dizanteri, kole - radır. Diğer bir takım tufeyli hastalıklar da sulardan geçer, solucan, şerit, oksiyor ve saire gibi. Bu hastalıkların mikroplarını havi olan suları içeriz ve yahut ta bu sularla sulan - mış salatalar ve çiy yenilen sebze ve mey- vaları yiyerek hastalıkları vücudumuza in- Tifo ince barsaklarda bir veya mütead- dit küçük çıbanlar yapan hususi bir mikro- bun meydana getirdiği ağır bir hastalıktır. Zaman zaman muhtelif şehirlerde bazen sal gın halinde, bazan da münferit olarak gö- ğgeri de asri Jâğım, yani kanalizasyon teş- kilâtının bir çok şehirlerimizde mevcut ol- mayışıdır. Bu noksanlar ikmal edildikten sonra tifo da bir çok memleketlerde oldu- ğu gibi tarihe karışacaktır. Fakat bugün için elimizde tifodan korunmak için çok güzel bir vasıta vardır: ÂAşı... Tifo aşısı muntazam tatbik edildiği takdirde lâakal iki yıl kat'i bir muafiyet verir. Tifo çok teh- likeli olabilen bir hastalıktır. Pek küçük - lerde ağıir seyreder. Beş ile on iki yaş a- rasında tehlikesi azdır. Ön ikiden sonra tehlike tekrar artmağa başlar ve yaş art- tıkça bu hastalığın korkusu da artar, Tifo-| nun üç haftalık ateşli durumu çok sıkıntılı- | dır. Barsak delinmesi, barsakta damar a - çılması, kalb iltihabı gibi çok ağır ve öl -| dürücü ihtilâtları vardır. Tifo asla itimat caiz olmıyan insanlara benzer. Bekleme - diğiniz bir anda çok feci âkıbetler yaratır. Bütün bu feci âkıbetlerden korunmak Tifodan sonra sularla geçen hııtılıklır: dan ikincisi halkın kanlı basur dedikleri dizanteridir. Z Bu hastalığın da mikrobu sular ile ve ahut çiy yenilen sebzeler veya meyva - ivırlı ı::eı'. Çok müz'iç ve bazan çok teh- likeli olan bir hastalıktır. Kalın hımklın:ı ağır bir iltihabıdır. İshaller çok kanlı ve bal- gamlıdır. Saatte elliden fazla ve_çok ız - tıraplı olarak vaki olur. Derecei hararet iz. Di in aşısı da, seromu ve ynıııe.h_ı_ Dizanterinin aşıs ee talarımız vardır. Tifo ib şı âciz bir mevkide değiliz. - Koleraya gelince: B"f lıııt_ılıiın :. membaı Hindistanda Ganj nehri ma:;ıı ıî- dadır. Bu nehir Hinalilerce rnukîd eıB o- duğu için cesetlerini buray_ı atarlar, o:u ; nün için orada hastalık ekfı.ık olmaz. Dön için bu hastalik vakit va_kıt oradîn hu;î_ vapurlarile Avrupaya intikal etmiş ve ü ü apmıştır. Wıf!'i::l:ışıy::er îı !:onşıalgın Bı!kan" hı.rl:ıin- de olmuştu. O zamandanberi Türkiyede kolera görülmemiştir. Kol'erıvı.ım aşısı Var- dır. Muntazam tatbik edi ve su hlıf - zıssıhhasına riayet edildiği takdirde ko ; ' radan korkmağa mahal yoktu:._ Artık ko- lerayı herkes unutmuştur, Tarihe karış - üzeredir. mak < : i n, şerit, peynir kur- Salar e geten SÜEN B a den;e“ Bu hastalıklar büyüklerde bil- p ı::rıîıklaııda shemmiyetlidir. Solucan- :ı:rssa hç:maklanmlzın cid'ırlırmaîn“:l:: pışırlar. Ve mütemac.l.ıyfı; yetril rın — kanını emerek — büyürler, çmkılfd_ 'iız h“'un nması, karın ağrıları, ; : :::bilik görülür. Göz bebekleri genişler, i ları, artar, bazan yemekı,:n f:szi;:le:.,dg:un dimağda tıpkı menenjite 8 inci sayfada) » ALÂ *t t Ş l T ı . : u — bir milletin sem - £ tikal ettiririz. bolünü ifade eder Tifo nedir? amma bence bu, | oradaki manlıklarla mu « kayese kabul et - miyecek bir şey: © (dir. Yapılacak & ' er Çanakkale | ye gömülmüş o- lan büyük eser - lerle mütenasip olabilecekse her Türk bir taş hediye etsin, ların fenni bir surette temiz olmaması, di - | s Halkın fikri Çanakkaleye bir âbide dikilmesi lâzım mıdır ? Üniversite talebesi Nermin: Çanakkalede- zi ee ki manevi bü - iğe yökünGn yüklüğümüz, ora- , KA daki- Fransız ve '%i_ Özüle İngiliz âbidelerin- zti Şd den çok daha bü- Te eli w Biz- — yalnız Türk — tarihinde değil, cihan tari- hinde de en bü - yük,, en şerefli âbideler yapmış bir milletiz. Bütün bulara rağmen şehitlerimizin hürmetle anılması için elbette bir âbi- de lâzımdır. Muazzam olsun olmasın, yeter ki | manevi varlığımızın yadını taşısın. Doktor Etem Vassaf: Filvaki bir taş , kahra « | Yalnız milli varlığımızı diğer dev - letlerin arasında hakkiyle temsil et - mek şartiyle. »& £ Yedigün Mecmuası Müdürlerin- den Cemal: Şimdiye kadar eç Çanakkaleye bir miz Çanakkaleyi mnuttuğgumuz - dan değildir. Türkler her sa- hada tevazuu şevdikleri için o kadar lâyemut bir zaferi - yapıla « cak âbide ne ka- dar büyük de olsa - bir taş yığıniyle ifade etmeği lüzumsuz bulmuş olsa - lar gerek. Âbide yapılmalıdır. Lâkin bilmem o büyük zaferin ismi olacak bir âbide yapılabilir mi? * * $ Muharrir Salâhaddin Güngör: Gazetemizde yaz- dığım nakkale başa Mehmedin mezarıdır. mutlaka bir âhi - de yapmak zımsa 'muazzam yapıl - | sın ki.. ismini ta- © şıyacağı zafer gi- bi eşsiz olsun. gibi Ça- baştan Eğer ğ « o kadar * * Nigâr Murad: Bana kalırsa, —4 Manevıyat kâfi - 4 dir, «Değil» di « ye iddia ederlerse yapılsın. Hem de orada her Tür - kün ayfı ayri ver- diği kan gibi ara- mızda para koya- rak... İlk parayı verecek benim. Bir ercin kaçakçısı mahküm oldu Beyoğlunda Nane sokağında oturan eroin satmaktan suçlu Vehbinin 9 un- cu ihtisas mahkemesinde devam eden duruşma dün bitmiş ve Vehbi bir sene hapse 200 lira da ağır para cezasina mahküm edilmistir. | e Tarihten sayfalar : en zayıf, en fakir Avrupanın En Kuvvetli Devleti: Gırnatanın — zaptedildiği yıl İspanya kralları namına Atlas Okyanusunda seya- hate çıkan Kristof Kolamp Amerika kıt'a- sinı keşfetmişti. İspanyollar, bu zengin kıt'aya akın akın göç etmeğe başladılar ve kısa bir zaman zarfında —Meksikadan Cenubi Amerikaya kadar bütün — kıt'ada yerleştiler, orasını muazzam bir İspanyol müstemlekesi haline getirdiler. Gene o a- sırda zühur eden Protestan mezhebine karşı mücadeleleri ve İspanya müslüman- larile yahudilerine karşı gösterdikleri şid - Katolik olan Ferdinand ile İzabellanın Deli Jan isminde bir kızları detten dolayı Papa tarafından krallarm ünvanı verilmiş olmuştu. Bu prensesi Almanya imparatonü- nun oğlu Habsburg ailesinden güzel Filip ile evlendirdiler. Bu izdivaçtan da Şarl ve Ferdinand isminde iki erkek çocuk dünya- ya geldi. İzabella 1504 de, Ferdinand da 1516- da öldükten sonra torunu Şarl dö Habs- burg henüz on altı yaşındayken — İspanya kralı oldu. Bu suretle ana tarafından İspan- ya, Sardunya, Sicilya ve Napoli krallığı ile ÂAmerika müstemlekelerine tevarüs etmiş- ti. Babası tarafından da Holanda, Flandı, Artova, Franş - Konte memleketleriyle A- vusturya, İstirya, Karintiya, Kaniyola mem- leketlerine sahip oldu. Büyük babası impa- rator Maksimiliyan ölünce de Almanya im- paratoru intihap olundu. İspanya — kralı, Avrupanın en kuüvvetli hükümdarı olmuş- manya imparatoru intihap olunan İspanya kralına karşı koyabilecek bir tek — devlet vardı: Osmanlı imparatorluğu! İspanya, Osmanlı İmparatorluğu ile Ak- deniz hâkimiyeti için boy ölçüşecekti. Fa- kat Türk amiralı Barbaros Hayreddin 1538 de İspanya ile müttefikleri olan İtal- yan prenslerinin donanmasını Preveze'de mağlüp etti. Akdeniz Türk hâkimiyeti al- tına girdi. Türk ordusu da Almanya impa- ratorunu Macaristanda mağlüp ediyordu. Garbt Avrupada da Fransa, Almanya imparatorunun bu kuvveti karşısında ken- dini tehlikede görmüş, kral birinci Fran- süva, Şarl « Jöne karşı İtalyada harbe baş- lamış, bir taraftan da Türklerle ittifak et- Yenilmez Donanma: Şarl - Ken 1556 da hükümdarlıktan fe- ragat ederek Almanya — imparatorluğunu kardeşi Ferdinanda, — İspanya krallığını, Amerika müstemlekelerini, Holanda ve Flandr memleketlerini, Milan, Napoli, Si- cilya ve Sardunyayı da oğlu Filibe verdi. İkinci Filip Avrupanın en kuvvetli ve zengin kralı idi. Portekiz krallığını zapte- derek İberik yarım adasının birliğini ik- mal etti. Buna mukabil şimalde, Holanda ve Flandr'de bir ihtilâl çıktı. Bu memle- ketler İspanyadan ayrılarak müstakil — bir cumhuriyet kurmağa muvaffak oldular. testanlara karşı mücadele etmek için — İs- panyada engizisyon denilen zulüm ve iş- kence mahkemelerinin kurulmasına müsa- ade etti. Âmerika yolunun üstünde bulu- nan İngilterede, Filibin tamamen aksi, bir Protestan ve Protestanlığın — hâmisi olan Kraliçe Elizabet, hükümdar olmuştu. Eli- zabetten nefret eden Filip, yeğeni İskoçya kraliçesinin. İngiltere kraliçesi tara- fiından idam ettirilmesi üzerine harp ilân, ve Âvrupanın en muazzam deniz kuvveti olan İspanyol dananmasını İngiltereye gönderdi. İspanyol donanması — 157İ de rînıbıhtı'dı Osmanlı dananmasını mahvet- imiş ve yenilmez donanma — İnvincible VArmada adını almıştı. 1T30 büyük — gemi- W olan tu. Beşinci Şarl — Şarl - Ken adiyle Al-| Mntıuup. bir Katolik olan Filip, Pro-. İspanyayı bilir misiniz? Avrupanın en kuvvetli, en zengin memleketi nasıl memleketi oldu? Yazan: Reşad Ekrem Koçu Meşhur Ispanya Kraliçesi İzabella Krîıhflîolomb’mhıüym j etmek için mücevherlerini rehine koyacak kadar parasızdı den mürekkep ağır İspanyol donanmasın| kötü bir havada Kale önlerinde sılkıştırzan hafif ve küçük İngiliz donanması, İspan- yolların üzerine ateş gemileri — salıverereli yenilmez ÂArmadayı darmadağın — ettiler. Kaçan İspanyol gemilerinin bir çoğu İngil- tere sahillerine düşerek parçalandı. İspan- yaya ancak 65 gemi dönebildi. Üsttarafı, 'bir tek İspanyol askeri bile İngiltere top- rağına ayak basmadan, 20,000 kişiyle be- raber mahvoldu. 1588 mayısının 30 uncu günü olan bu felâketten sonra, İspanya de- niz hâkimiyetine veda etti. Atlas denizin« de İngiliz hâkimiyeti başladı. Bundan son- ra, tam bir asır, İspanya sahilleri Cezayir Türk korsanları tarafından —mütemadiyen tahrip edildi. İspanyanın iktısadi ölüm derecesinde hırpaladı. Filip öldüğü zaman, İspanyayı, zayıf, parasız, borç içinde bıraktı. Ön yedinci asırda İspanya: İkinci Filibin zayıf ve parasız bıraktığı| İspanya, Avrupanın dışında arazisi, müs w temlekeleri evvelâ yegâne devletti. Ken x disinin — Amerikadaki müstemlekelerine,; Portekiz krallığını zaptederek onun Afık ka ve Hind denizindeki müstemlekelerini de ilâve etmişti. İspanyollar: uİspanya kik mıldanırsa dünya titrerin derlerdi. Fakat, İspanya, muasır bir İngilizin dediği ıihlı tsefalet vadisinde bir gurur pınarın — idi. Nüfusu muhaceretler ve harplerle elli yıl içinde 8 milyondan 6 milyona düşmüştü. Yapılan zulümler ve işkenceler yüzünden İspanyanın en mükemmel çiftçilerini teşkik eden 700,000 müslüman Afrikaya git ti. Müteassıp katolik olan İspanyada ym lerce kilise ve manastır yapılmıştı. Geng ve tüvana, iş görebilecek nüfusun — dörtte biri bu manastırlara kapanmış, keşsiş el « muştu, Zadegân her nevi sanat ve ticarel işlerini hakir görüyordu. Amerikadan ve diğer müstemlekelerden gelen gemiler do- lusu servet, İspanyolların parmakları ara- sından ecnebilerin kesesine akıyordu. İs panya, yıkılmak üzere olan bir harabe « nin önüne çekilmiş yaldızlı bir duvardı, 1640 da Fransadan yardım gören Porte- kizliler istiklâllerini elde ederek Portekiz, krallığı yeniden kuruüldü. Kral dördün -| cü Filihin Fransa, ilç yaptığı bir. harp on iki n!_ığirdük_ten sonra İspanyanın mağlühiyeti He hotiçw- Akdelanan Pirene muahedesile İspanya kralınm büyük kızı Mariterez, Fransa krali on dördüncü ya ile Fransa arasındı, yeni bir harbe vesile. oldu, ve lıpınyı tahtına Fransa kral ıhi!ı.—.ıi.ı olan Burbonlardan bir prensin oturmasını. intaç etti: Dördüncü Filipten sonra İspanya kralı olan ikinci Şarlın evlâdı yoktu. İspan« ya tahtının meşru varisi, büyük kız kardeşi ve Fransa kraliçesi Mariterez — ile Fransa kralı on dördüncü Lüinin torunları ve An- ju dükası Filip idi, İspanya kralı, hiç bit su« retle İspanya ve Fransa krallıklarının ayni adamda birleşmemesi şartile Filp d' Anju- yu varis tayin etti, az sonra Şarl öldü ve Filip d'Anju, beşinci Filip adile İspanya tah- tına oturdu., (1700). On sekizinci ve on dokuzuncu asir- larda İspanya: Dük d'Anju İspanya kralı olurken büyük babasi ön dördüncü Lüi: «İyi bir İspanyol hol, fakat Fransız doğduğunu unutma, Va- zifen İspanyolları mes'ut etmek ve AÂvru- pa sulhunu korumaktır!» demişti. Beşinci Filip ile beraber İspanyaya Burbon. hane- danı gelmişti. 46 yıl süren. hükümdarlığın- da bütün faaliyetini İspanyanın düştüğü gerilik. ve sefaletten kurtarılmasına sarfet- ti. # ( Arkası var)' hayatını * d Ti aA I "e W

Bu sayıdan diğer sayfalar: