Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.
M Çocuk ve deniz B 2 Safyfn SON POSTA r'—'" 7 __x | * o Resimli Makale e y Tatil mevsiminin en büyük güzel- Hava liği, çocukların güneşe, denize ve is « > n tedikleri gibi oyuna kavuşmalarıdır. Tehlikesine , Çocuklar bu mevsimde tunçlaşırlar, Karşı çelikleşirler ve bir kat daha güzelleşir- ç İşleri Bakanlığı hava saldırmalarına karşı, yeni yapılacak ehemmiyetli bi İ naların gizlenmesi, sığınaklar inşası ve bü- alınması hazırla- yük yangınlara karşı — tedbirler kakkımda yeni bir kanun projesi Mıştır. Bundan sonra yapılacak devlet binala- tı, fabrikalar ve bunlara benzer büyük bi- naların inşasından önce bunların — hayali ehemmiyeti haiz olup olmadıkları tetkik e- dilecek ve bu derece ehemmiyetli görül- dükleri takdirde havadan tahrip bakımın- dan yerleri, gizleme ve müdafaa keyliyet- leri gözününe almacaktır. Eğer bu türlü binalar şehirler civarında inşa — ediliyorsa şehirden ne kadar uzakta yapılmaları İâ- zımgeldiği alâkadar makamlardan sorula- caktır. Kanun projesinin mucip — sebepler lerde bilhassa tahrip bembaları taşıyan bü- yük hava kuvvetleri mukabil tarafın haya- ti ehemmiyeti haiz yerlerine tevcih edile- cek ve buralarmı tahrip ve imha etmeye çalışacaktır. Mühim devlet binaları, silâh ve mühimmat fabrikaları, erzak ve cepha- ne silo ve depoları mühim garlar ve em- sali yerler havaya karşı büyük hedefler teşkil ettikleri takdirde, yerden müdafaa edilmiş olsalar dahi gene havadan bom- bardıman edilmekten kurtulamazlar, Bunun içindir ki bir çok memleketler- de, evvelden yanyana yapılmış olan böyle mühim binaları dağıtmak, ve yeni yapılan- ları da mümkün mertebe birbirinden uzak vı:[levde inşa etmei ve münferid binalar halinde yıpınık usul ittihaz edilmiştir. Memleketimizde Ttejimin parlak ve şükrana İâyik eserlerinden olan genç ve muvaffakiyetli endüstrimizi — ve mühim devlet binalarını kurma devrinde olduğu- muz Şü sitalarda milyonlara mal olan bu binaları havadan koölayca görünecek — ve büyük hedef teşkil edecak tarzda yanyana sokmuyarak, münferid şekilde ve münasip yerlerde yapmak doöğru ve mühim bir key- fiyettir. Bu binaların inşasında gözönünden uzaklaştırılmaması lâzimgelen esas, tahrip bombalarının tesirile hep birden harap ol- mıyacak kadar birbirinden usakta yap- maktır. Belediyelerin zehirli gazlara karşı şe- hir ve kasabalarda umumi gaz sığınakları yaptırmalarına karşılık olmak üzere bütün belediye ve husast idare varidat bütçeleri tutarı üzerinden her tene yüzde bireri İç İşleri Bakanlığı emrinde olarak Belediye- ler Bankasına yatmımlacaktır; ve sığınaklar îç ışlen Bakanlığının çizeceği şekil ve plân dairesinde yaptırılacaktır. Gelecek harplerde, şehir ve kasaba- lar gibi geniş sahaları kaplıyan ve düşman tarafından tahribi arzu edilen yerleri, tah- rip bombaları istimal suretiyle imha etmek müşkül ve ayni zamanda çok masrafa mü- tevakkiftir. Bu itibarla böyle yerleri gaz bombalarile gazlamak daha uygun olacak- tır. Bunları düşünen bir çok memleketler, melhuz olan bu tehlikelere karşı almacak tedbirlere senelerce evvel başlamışlar tertibatı ikmal eylemişlerdir. Gazlara karşt en iyi tedbir gaz mas- keleri ve gazdan körünma #ğmaklandır. Fakat bir memleketin bütün efradına gaz ve ler. Fakat bizim memleketimiz dün - ,yanın en güzel deniz memleketlerin - den biri olduğu, hele İstanbulun her tarafını deniz çevrelediği halde deniz kıyılarımzıda çocuklarımızın ferah fe- rah oynıyacakları, yerler pek azdır. Deniz kıyılarında banyo yapmağa mü- sait olan yerler, büyüklere bile kâfi değildir. Halbuki gçocukların ihtiyacı büyüklerin ihtiyacından daha başka - dir. Çocuklar, koşmak, oynamak, ya- rışmak, kumdan ev yapmak, yıkmak, arabalarla kum taşımak, tıuıı toplamak ve bunkn benzer sürü sürü oyım.luh bunları temin etmek, deniz kenarla - rında istedikleri kadar oynamak, ora- da çocukluk hâtıralarında mes'ut izler kolaylık gösterilmelidir. Çocuklarımızın bu kolaylıklardan ekle oğeceklrri istiladeler gek büyük » tür. Bu istifadeleri yukarda hülâsa et- miş ve bu mevsimde çocuklar tunçla- şır, çelikleşir ve güzelleşirler demiştik. SÖZ ARA Bunlara bir de çocukların toplu bir halde oymıyarak sevişmelerini, birbir- lerinin yardımına koşmayı öğrenmele- RASINDA ) rini ilâve edersek edilecek sıhhi ve iç- timat istifadelerin büyüklüğü kendini gösterir. Viyana Üniversitesinde Genç kızların Muvaffakiyetleri Viyana Üniversitesinde genç kızlar erkeklere nazaran şu dereceleri elde etmişlerdir : Eczacı y'u.ule elli bir, felsefe dok - törasında yüzde 49, Tıp fakültesinde yüzde 14, Mülkiyede yüzde 9, Tica - ret mektebinde yüzde 11. Bundan beş sene evvel ba mikdarla- rin yarısını bile bulmağa imkân yok - müuş, Yeraltı şlmendIiferlerinin tarihçaesi Ülk yeraltı şimendiferleri bundan kırk sene evvel yapılmıştır. Şimdi Pa- tiste kırkıncı senei devriyesi tes'id edi- lecektir. Bu münasebetle yazı yazan Franszca Petit Journal gezetesi şü izahatı vermektedir: «Bir hayli zaman yetaltı şimendi - ferlerinin yapılması ortalıkta mvzuu bahsoldu. Fakat herkes bu projeyi im- kânsız görüyordu. Hattâ aklı erenler böyle bir şey olmaz diye gülüyorlar - dı. Nihayet ortaya Julien Telle diye bir adam çıktı, o herkesi iknâ etti ve | HERGÜN BİR FIKRA Onun İçi de boştur! bir düğün evinin önünden geçiyormuş. Bakmış: İçeride, tabla tabla yemek ta- şıyorlar, Anlamış ki bir ziyafet vardır. Kapıdaki mahalle bekçisini, bir bi - Hü b le sortsa Tlibelğ vi iğt » dan da, davetli olmıyanların içeriye gi- Bu vaziyet karşısında, açlıktan da gözleri kararan Bektaşi alelâcele — bir satın aldığı bir mektup kâğidile bir zar. fi iç içe koyup tekrar kapıya gelmiş. Bekçiye — Efendiye bir mektüp getirdim! Ve hazırladığı zarfı, sofra başında bulunan ev sahibine uzatmış. O da &- hp cebine koymuş ve Bektaşiyi nezake- ten yemeğe davet etmiş. Yemekler yenip bittikten sonra, e - fendi mektubu okumağa — davranmıiş; bakmış ki zarfın üzerine yazı filân yok. — Bunda bir şey yazılı değil.. Bom- boş! Deyince, Bektaşi: — Kusura bakmaym, aceleye gel - miş, ları ahşap evleri çok olan şehir ve kasaba- larin en büyük düşmanıdır. Bu sebeple şe- hir ve kasabalarımızı her şeyden evvel ah- şap mahallerden kurtarmak Tâzımdiır. Düz bu sutetle de Paris en çok sevdiği nakil | & * vasıtasına kavuştu. toprak veya beton damlar, ahşap çatılara müreccahtırlar. Yaz tatili biter bitmez Kamutaya arze- dilecek olan bu kanun projesinin büyük ehemmiyeti üzerinde durmağa bile lüzum yoktur. Kraldan koca isteyen Bedbin kızlar Yunan kralı Makedonyada ufak bir seyahat yaparken karşısına ufak bir kız çıkmış ve krala bir büket takdim etmiş, kral Jörj büketi almış ve yavru- yu da sevmiş, fakat kafasını kaldırdı - ğı zaman uzaktan beyaz tüllere bü - rünmüş 200 kadar kadının kendisine | İdoğru geldiklerini görmüş, ellerinde 200 imzalı bir. istida varmış, beyaz tüllere bürünen bayanlar, koca bula - mıyan bedbin kızlarmış ve verdikleri istidada kraldan koca istiyorlarmış. “Az konuşunuz, fakat iİyi dinleyiniz ,, Blum hükümeti Fransa Devlet ban- kasmın başına Müösyö Labeyrie is - minde birini getirmiştir. Yeni hükü - met ve onun tarafdarları, bankanın iki yüz sermayedar tarafından idare edifdiğini iddia etmektedirler. Mösyö Labeyrie eski divanı muha- sebat azasındandır. Ve çok mârüf bir şahsiyettir. Kaç kere meb'us olmak is- temişse de bırakacağı boş yeri doldu- racak kimse bulunmadığından buna müsaade etmemişlerdir. Mösyö Labeyrie gayet yumuşak ve nazik bir adamdır. Bankaya yaptığı bir tamimde mem”murlara şu yolda di - rektif vermiştir : «Herkese ve hattâ birbirinize siz di- ye hitap ediniz, az konuşunuz fakat. iyi dinleyiniz... Bir şeyi iyi anlama - dan karar ve hüküm vermeyiniz.» r maskesi ve elbisesi giydirmenin paraya taallük eden müşkülâtnı bir tarafa bırak- sak ta, hastalarla çocuklara gene başka bir tedbir düşünmek icap edecektir. Bu itibar- la şehirlerde yaşamaya mecbur olan hal- kın aktif kısmımdan başkası yani pasif halk kitlesi için gaz sığınakları yapmak zarareti meydandadır. Gaz sığmakları ayni zaman- da yangın ve tahrip bombalarının parça- larına karşı da mahfaziyeti temin ederler.» Kanunâ göre harp zamanında içinde çalışlacak ve oturulacak olan resmi bina- lar, amumi resmi ve hususi müesseseler, mektepler, hastaneler, fabrikalar, — ticaret- haneler ve umumi binalarla bunlara ben- ziyen diğer yerler birer gaz sığınağı yap - tırmağa mecburdurlar. Gaz sığınaklarının vasıf ve şartlarını İç İşleri bakanlığı bir talimatname ile tes- bit edecek alâkadar makamın tasvibin - den geçirecektir. İç İşleri Bakanlığı büyük şehir ve ka- sabalarımızın havadan yakılmaması — için lâzimgelen tedbirleti, alâkadar diğer ba- kanlıklarla birlikte tesbit ve Vekiller Heye j etinin tasvibinden geçirdikten sonra tatbik edilecektir. Tayyarelerden atılacak yangın bomba- Beyoğlunda Bostanbaşı karakolu - ğazkesen caddesine kadar bu sokak baştan başa açıkta akan bir ana lâğımı Kapkara, ve kokusuna tahammül edilmez bir dere halinde 2-3 metre derinliğinde şelâleler yaparak ve atra- fa savrularak akan bu mülevvec dere Sıcaklığın 33-34 dereceye — çıktığı mevsimdeyiz. 10-15 mahallenin lâğım- larını alarak büyümüş ve bir dere ha- İine gelmiş olân bu büyük ana İâğı - İSTER İşte Çukurcuma caddesi baştan başa bu haldedir manin iki yakasımın evlerle dolu bir mahalle olduğunu da göz önünde bulundurursanız iş bütün acılığı ile mey- dana çıkar, İnsamın bu sokakta oturmıya değil ya, geçmeğe bile tahammül edeceğine, | İSTER İNANMA! İNAN İSTER İNAN İSTER İNANMA! E — Talu eçen gün bu sütunda « Kâhya » * lardan bahsetmiştim. Bugün de, yint onun bir başka mev'ini tasvire — çalışaca" gim, İ Evet: Parasız doktor da kâhyanın bî'_ türlüsüdür. Fakat onun kadar sinirlendirici değildir; Zira, hemcinslerini görğü, tecrübt ve ilminden (1) istifade ettirmek gibi in* sani bir gaye güder. Gelir, kahvenin bir köşesine çöker; e kestirdiğine hitap eder: — Geçmiş olsun, beyefendi! Parmağ" nızdaki bu sargı?. — Dolama oldu da.. — Kavrulmuş soğan bire birdir. Sıcak* ken, üzerine koyup, saracaksınız.. vaktile ben de oldu idim. Cerrahlar az kaldı par- mağımı kesiyorlardı. * — Hayrola? Renginiz bir acayip.. A — Rahmetli kayinpeder tan on dört oldu. Eminolun, böbrek hastalığının birie cik devâsı bakla çiçeğidir. Kaynatıp, bar* dak bardak içmeli. * — Üzerinize âfiyet, bağırsaklarım.. sür- gün oldum, — Pirinç suyu.. şöyle koyuca.. âdeta ' süzme âşüre gibi. Başka hiç çaresi yoktur: Bendeniz bir tarihte, Çapakçurda malmü- dürü iken az kaldı ölüyordum. —Bununla * — Peklik dediniz?, Arzedeyim: Kulu- ; nuz bu yaşıma geldim.. leülhamd peklik ne- dir, bilmem. Sebebi de, her sabah, aç kar- - mma bir kaşık gül reçeli, bulamazsam bir iki tane lokum şekeri yer, üzerine de bir bardak su içerim. Şeker, malümu ihsanınıZzı müleyyindirl. * — Küçük bey, mahdum mü? — Evet, bendezadeniz. : : — Ök, oh, maşallah! Lâkin böyle biraz süzgün gibi duruyor? gelişemedi. — Onun kolayı var. Bol bol şeker yedi- tin.. şekerli maddeler verin. Zira, şeker â“ deta küvvet kaynağıdır. Peder bendeni£ tam seksen sekiz yaşındadır.. kışın paltös suz gezer, Hep şeker sayesinde. Sabahlari iki tane çay şekerini suda eritir, içer. Öğ” leyin mutlaka sofrada bir tatlı olacak: Sonra bütün gün de cebinde akide, Emon şekeri eksik olmaz. Geveler durur. * — Ne 0? Gözünüzde arpacık var, ga“ cak - kefareti budur, diye yedi defa sürün bir şeyc'ğimiz kalmaz! * — Nasır ma dediniz? Bilirim kâfiril AZ yın.. * — Hanım! Bu çocuğun yüzündeki re- hiyeye ilâç yaptırmıyor musun? Biraz kar |laycı çamuru al, sür. Bir hafta sonra fay « dasını görmezsen, ben buradayım. Yazık değil mi bir damlacık masuma? * İşte size, parasız doktorun, her zamam" her yerde dinlediğim reçeteleri! Onu, bu öğütleri bedava sağa sola vermekten me * nettiğiniz. gün, emin olun ki bir tarahısa iner. Buna o kadar alışmış ve bundan © derece mahzuz olmaktadır! SDY aei — kurtuldum 4| SEBEEL E FEF SEZDEPERŞEEŞO SES-EECREK SEZEA SF EEEEEFETEE .2 rcrnr A, —- rz v _' -- -