16 Ağustos 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

16 Ağustos 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 — Sayfa Kadın ve erkeğin deniz kıyafetleri nasıl olmalı ? Devamlı deniz sğorlannııı vücut üzerinde muzır tesirleri var mıdır? İnsan denizde ne gibi tehlikelerle karşılaşır, kurtuluş çareleri nelerdir? Yazanı Doktor Etem Vassaf Kadınların yirmi sene evvelki ve bugünkü deniz kıyafetleri Denize girerken düşünülecek bir|ran temas eden saha istifade görecek- nokta daha vardır. Deniz elbisesi me- | tir. selesi... Denize girmekten maksat vü-| — Kapalı yerlerde bazan - terlerin bi - U“.d“'l azami derecede istifadesini te-yaktığı pislikler ve ekzemalar da deniz min etmek olduğuna göre, vücudumu- İşemasında pek çabuk iyileşebilir. zun mümkün olduğu ve olabileceği kadar çıplak olmasına itina etmeliyiz, Fazla kalın yünlü ve göğsü ve ba - cakları dizlere kadar kaplayan mayolar Ekıcfiyı cemiyet kaidelerine uymak |hem denizin vücuda temasına mâni mecburiyeti yüzünden deniz kostüm-|olur ve hem de vücud hareketlerini leri intihabı zaruretinde kalıyoruz. Bu | güçleştirir. kostümlerin yalnız vücudun alt kısım- hkarının pek mahdud bir kısmını ört - mesi kâfidir. Vücudun üst kısmının erkekler için |dır. Giyilecek mayolar mümkün oldu- ğa kadar ince ve hafif olmalı, keten » den ve pamuklu yünden yapılmalı - Denizden çıkınca rüzgâr ve dalma açık bulunması pek yerinde o-|hava cereyanına maruz kalmamak için lur. —Kadınlar da tabii şekli biraz ka-/ vücudun üst kısımlarını, göğsü ve ar- | kuvvetçe ondan üstündür. payacak tarzda giyinilir. Açıkta, kum-|kayı derhal bir havlu ile silmeyi ihmal luk arazide yalnız deniz banyosu ya -| etmemelidir. panlar için bunu düşünmek bile iste- daha çok temasa geleceğine Sayfiye münasebetleri Esaslı münasebetlerden Değildir #Kocam ile aramda hiç yoktan bir ih- Glâf çıktı, muvakkat bir müddet için git- Üğimiz sayfiyede — bitişik eve karı koca küçük bir aile taşındı. Ve erkek kocamın eski- bir mektep ve iş arkadaşı çık- ©. Bir defa plâjda karşılaştık, tanışma yaptık. Fakat ben sonra öğrendim ki ka- dınla erkeğin arasında nikâh yokmuş, bir metree hayatı yaşayıp gidiyorlarmış. Bu yüzden bu sileyi evime davetten in - tina ettim, kocam — kızdı ve bazı hayatl mecburiyetlerin insanı umumi — kaideler hilâfında harekete mecbur edebileceğini söyledi. Nihayet müttefikan vaziyeti size anlatmıya karar verdik. » Bazan nikâha bağlanmadan beş sene, '©n sene, hattâ daha fazla sürüp — gitmiş Ööyle münasebetler vardır ki, devamlarile bir nevi meşruiye! rengi kazanmışlarlır. Öylelerini başka bir gün bahsedilecek ay- m bir mevzu olarak bir kenara bırak - toktan sonra söyliyeyim ki, meşmu bir ah Vücııdun açık olan aksamı denizle naza « Deniz banyoları zamanlarında yapı- lacak en ufak bir ihmal bazan ağır bir hastahk zuhuruna sebep olabilir. ( Devamı 9 uncu sayfada ) AĞ M İz ödeilerdek döğll Ve bu bakımdan okuyucumu haklı gö- sebetlere girişmeye icbar edebilir. Yal - nız bu meselede öyle hayati bir mecbu- riyet yok mu, tayin edemem, — Esaşen ihtilâfi fazla derinleştirmeyi de doğru bulmuyorum, madem ki sayfiyededir. - ler, sayfiye hayatı da nihayet bir, bir buçuk ay sonra bitecektir, münasebet tırıma gelmişken kaydedeyim: Mera - simde fazla an'aneperver olan İngilizler bile sayfiyede edinilem — münasebetleri Balyede Bay Mükerremet Hayat seviyenizi tayin eden muhi - tinizden ziyade keseniz olmalıdır. A - yağınızı daima yorganımıza göre uza - tınız, TEYZE SON POSTA Halkın fikri Pehlivanlarımız hakkında halk ne düşünüyor? Peblivanlarımız arasındaki seçme — bu Cim kim gün yapılıyor. Bu seçmeyi kazanan kazanacak? Bakınız kimler ne düşünü- yorlar: Necati Uçman: Benim görüşüme göre Dinarlı kaza- nacaktır, Onun toc- rühesi buradaki pehlivanlardan hat- tâ Mülâyimden faz. ladir. Bilhassa ser- best güreşte. Ala- turkada Kara Ali ve Tekirdağlı Hü- seyin daha iyidirler. Söylediğinize göre bu defaki karşılaş- MA serbest y NON ANAN Gına nazaran Dinarlının kazanacağı yüzde yüzdür. olaca; * Osman Koç Sirkeci: Serbest — güreşte Mülâyim birincidir. Ve bizim pehlivan- ların hepsinin — ho- cası olabilir. Ondan sonra Di- narlı gölir. Ötekile- rine nazaran oyunu daha - iyi bilir. ve kuvvetlidir. Ame- Avrupayı iştir. Fakat bütün bun- larla beraber bu Maçta Mülâyimin kazanacağına ben (1) e (10) koyarım. O kadar eminim, * Berber Hüseyin, Sirkecit Benim kanaatime göre Dinarlı — ila Mülâyim — kazanın caktır. Çünkü —on- Tar Amerikada çok durmuşlardır. Ser- best güreşi iyi bilir- ler. Tekirdağlı ve Kara Ali bu usuüle yeni alışıyorlar. — Mülüyim — ile Dinarlı — üzerinde duracak — olursak £ hangisin) — tercih e- dersiniz?. — Dinarlı galip çıkar. Mülâyim daha ustadır amma Dinarlı daha gençtir. Ve * Pehlivan Fazıl: Türk pehlivanla- © arasında bir. se- çim yapılacak olur- Ü aa en başta Tekir- Ç dağlı Hüseyin ç- kar, Ve da yener. — Serbest güreş- " tede mi?, — Evet her ne türlüsünde, — hepsi- ni sıralar. O bir a- tına aldı mi kolay B n kolay kalkamazlar. Hele Cim Londos (10) dakika dayana- Dinarhyı W Niyazi Keskin Kılıç: Ben Mülâyimin yeneceğine emi: nim. Ötedenberi A« merikada bulundu. #undan Cim Lon- dosun en ufak ©- yunlarını bilir. Hat- tü Amerikada — bir güreş vak'ası — var- dır ki bu — Mülâyi- | min eşsiz kuvvetini bir kat daha teyit ediyor. Bakın size anlatayım: Cim Landos Mülâyime para teklif edi- yor. Mülâyim kabul etmiyor. Ve maç te- hir ediliyor. Görüyorsunuz ya, Onun üs- tünlüğünü Cim Londos kendi ağzıyla söy- lemiş oluyor. Binaenaleyh Mülâyim mut- lak yenecektir. Ötekilere gelince; onlar hakkında bir vey söyleyemem. Çünkü tanımıyorum. 16 ee A el Bir fahişe uğrun babasını öldüren genç Zengin ihtiyarın vasiyetnamesi açılınca şu kelimeler okundu: “ Beni öldüren oğlumu affediyorum. Bu vak'a herhalde kendisini uslandırmıştır. Servetim onundur, Fransız şâirlerinden Richepin'in bir şi- iri vardır. Hemen hemen her — memleket Hirleri o görden mülhem olarak ona na- zireler yazmışlardır. Vak'a gudur: Bir - delikanlı bir kızı fevkalâde sever. Kız şendir, şuhtur, ve bir erkeği teshir edebilecek kabiliyettedir. De- Bkanlı kızla evlenmek ister, fakat © vazı olmaz: — Beni sevmiyorsun der, — Seviyorum. — İspat et. — Nasıl ispat edeyim? — Git anneni öldür. Ve kalbini çıkar bana getir. Delikanlının 'gözünü aşk — bürümüştür. Bir an dahi tereddüt etmez, ihtiyar ak saç- h ve müşlik anne ocak başında oğlunun ye- meğini hazırlarken genç içeri girer ve elinde ki kalın sopayı annesinin kafasına vurarak kadıncağızı yere serer, Sonra da bıçağını cebinden çıkararak göğsünü açıp kalbini koparır. Hâdisenin bundan sonraki kısmı daha tomantiktir.. Oğlan muvaffakiyetinden e- min sevdiği kızın yanına elinde annesinin kalbiyle koşarken ayağı bir taşa — takılır, ve yere düşer, elleri berelenir, o sırada yo- lun kenanna düşmüş olan kalp dile gelir ve sorar: — Oğlum ellerin acıdı mı? » Şâirin anlattıklarına çok müşabih — bir vak'a Cenubi Amerikada olmuştur: Bocnes Ayres'de et ve konserve tica- retiyle meşgul olan zengin bir adam, Mis- ter Stuvart oğlunu çok - iyi okutmuş ve kendi işinde, müessesede hayırlı halef ola- cak şekilde yı ğ Stuvart Arjantinin sayılı zenginlerin- dendir. Oğlu da onun işinde çalışmağa baş- lamış ve büyük istidat göstermiştir. Fakat küçük Stuvart birdenbire vet ve paranın içinde yüzmeğe başlayın- ca, kendini sefahate terketmiş ve barlara ser- devam etmeğe başlamıştır. Onun bu vazi- |lim yor, İki zarf içike..... yetini babası beğenmemiş bir iki defa ya- nına çağırarak oğluna nasihatler — vermiş- tir. Tüccar adamlar için barların - felâket kapanı olduğunu, dilinin döndüğü — kadar| anlatmağa çalışmış, fakat ne dediyse oğlu- nu ikna edememiştir. Rişar, Stuvart'ın oğlu, bir gece evine sarhoş dönnitiş ve merdivenin başında ba- basına rastgeldiği zaman: — Beni rahat bırak, ben — casusluktan hoşlanmam, bozuşuruz. diye tehdide bile kalkışmıştır. Rişar Aşıktır. Barda bir Alman dan. sözüyle tanışmıştır. Dansöz Avrupada bir vürü âşık bıraktıktan sonra Amerikada can yakmağa gelenlerden — bir sarışındır. Güzeldir. Bir akşam Niyo » Bar'da Rişa- min masasına geliyor. Beraber oturup eğle- niyorlar. Rişar kabarık cüzdanını açarak kadına ikramlarda bulunuyor. O bir yağ- h kuyruk bulduğuna memnun. Rişarı tes- hir etmek için elinden goleni yapıyor, Ve nihayet Rişar bir gün onun kapanına düş- tüğünü hissediyor. Aradan üç ay geçiyor. Rişar işin veha- metini anlıyor. Greta'dan ayrılmak — isti- yor, bir hafta bara gitmiyor, fakat bir haf» ta sonra, gene dayanamıyor. Greta'ya göz l yaşları arasında yalvarıyor: — Kuzum Greta diyor. Gü, buradan kaybol. İstikbalim mahvolacak, senin yü- zünden dünyaya rezil olacağım, istediğin kadar para vereyim. Greta başını sallıyor: — Olmaz Rişar diyor. Ben buradan ayrılamıyacak kadar seni seviyorum. Bu söz Rişarı deli etmek için kâfi ge- liyor, heyecanla ve elleri titreyerek: — Greta diyor, benimle evlenirsen bu hayata devam eder misin, Bana sadık kalır mitın ? Öreta gülüyor: z Sen he tannediyorsun diye — cevap weriyor, bu hayat benim hoşuma — gidiyor mu? Benim de her genç kız gibi kalbim yok mu? Ben de onur itibar gören bir in- san olmak istemez miyim? x» Rişar derhal eve giderek meseleyi ba- basına açıyor, babası: — Hiç görmediniz mi?, — Görmez olur mıyım?. Gördüm. Fa- kat ben Türkiyede peblivan olarak yalnız Mülâyimi tanıyorum. Rişar — Ben sağ kaldıkça bu evlenmeye Tüf zı olamam! diyor. Oğlumun kötü bir kâf dinla evlenmesine göz yumamam, Rişar ısrar ediyor. Fakat hiç bir netiâfl alamıyor. Gidip vaziyeti Gretaya anlatıyor, Grt* — Ben senden ayrılmam cevabını v& istihfaflâ riyor, ve sonra n yüzüne bakarak ilâve ediyor: — Sen de erkek olacaksın değil mi2, x Rişar bu hakaret üzerine evine dönü (yor. Babasına: — Ben Greta'yı alacağım diyor. Babası oğlunun yüzüne bakıyor vet », — Beni öldürdükten sonra — muvalfs olursun! diyor. Rişar odasına çekiliyor. Düşünüyoft nihayet tabancasını alarak babasının odü” sına gidiyor. Ve ihtiyarı öldürüyor. Mi $ Rişar, Greta'nın kollarına kendini t0f ederken, babanın vasiyetnamesi » Birinci zarfın içindeli «Vasiyetnamem üç # şu mektup çıkıyor. sonra açılacaktır.» Greta ile Rişar memleketten kaçıyof” lar. Beraberce polisin göremiyeceği lerde dolaşıyorlar, Fakat bü aşk ve grafi hayalı uzun sürmüyor, bir sabah Rişar # taktan kalktığı zaman masasının üzerind bir mektup buluyor. Greta kaçtığını diriyor. O sırada vasiyetnamenin tayin ettiği ay müddet geçmiş bulunuyor. İkinci fin içinden şu mektup çıkıyor, «Servetimi oğluma bırakıyorum. O bif basını öldürmekle büyük bir hayat tecrif besi geçirecektir. Üç ay geçmeden kendisini terkettiği zaman hakikatla köfi gılaşacak ve mütekâmil bir insan olacaktft Bu itibarla ona hakkımı da helâl — ediş?, gumlu | w Ispıny;ının moratoryomu piyasamızı müteessir etti Madrid hükümetinin — borçlarif” Moratoryom ilân etmesi İspanya iş yapan tacirleri telâşa düşürmü: İspanya gayri muayyen - bir müddü için borçlarını ödemeyince tacirler ev velce Merkez Bankasından ıldıkb".' vansa faiz vermeğe devam edecekleri” den kendilerinin bu müşkül vaziyt€t ten kurtarılması için alâkadar " kamlar nezdinde teşebbüsata girişmif lerdir. 3 Ekalliyet mektepleri muallimlikleri ; Manrif "Vekâleti” * bundün : el münhal bulunan ecnebi ve akl:a_d ilk mekteplerine ancak muallim tebi mezunlarının tayin edilebilect lerini Maarif müdürlüklerine bi miştir. Avcılar ve atıcılar knn% İstanbul avcılar — ve atıcılar b heyeti umumiyesi dün birliğin BAH? eyeli k/ kapıda Agopyan hanındaki mnw de toplanmış ise de nisabı eki ei temin edilemediğinden kongre 3 ııı igustos 1936 pazartesi günü saat tehir edilmiştir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: