17 Ağustos 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

17 Ağustos 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KN an mümdmaymim MN Gâvur : iv yetmedi | GİBALI ZİNDANLARI | © a Mİ Maceraları A Son Posta'nın zabıta romanı: 43 Li — Yavaş konuşun yahul.. Sesiniz,| Gâvur Mehmet, az kalsın, boğulu- Ayvansaray iskelesinden duyuluyor. | yordu. Ağzındaki lokmayı güç yuta- Diye homurdanmıştı. Sonra; cebin-|rak sordu: den kalınca bir paketi, Gâvur Mehme-| — Hay, Allah müstahakını versin. de uzatmıştı. ğ O koca sakallı sen mi idin?... E, bak Gâvur Mehmet, artık dayanılmaz yemin edeyim., Vallahi, billâhi kapı- e bir açlığın hırsile paketi açmıştı. Bur-|dan içeri girer girmez, senden fena Serasker Rıza paşanın sürgüne gön- nuna çarpan sıcak köftelerin kokusile|halde şüphelendim. Bu adam, kendi. | Gerilmesi, tekarrür etmişti. Onu men- mestolarak bir an gözlerini kapamıştı.İni saklamak istiyen birisi amma.. A - taya götürecek olan yaverler seçildi- Ve sonra, ekmek diliminin birini ağ-| caba kim? dedim?.. Demek ki, sendin | 8i gibi, idarci mahsusa vapurlarından Son Posta'nın siyasi tefrikas * A ŞA Nasıl doğdu, Nasıl yaşadı, Nasıl öldü? Meşrutiyet ilân edilir edilmez Cemiyet namına hareket edenler yalısına gelmişler, onu bir istimbotla Bekirağa bölüküne getirmişlerdi e al li pa Zina tıkarak büyük bir lezzet ve iştiha| haaa?.. ile çiğnemeye başlamıştı. — Evet, bendim. — E.. hoş geldiniz, ağalar.. bu ko-| — Sonra). kuyu nereden aldınız, bakalım?.. İl ağ — E, Eşekci!.. Eğer seni burada) — Sonra, efendim... Meyhane, bulmasaydım, yarın Beşiktaş kara -İkünü alıncıya kadar bekledim. Bu es- koluna gelecek. seni orada rezil, rüs-| nada, içeriden haber geldi. Meyhaneci vay edecektim. Foti, Gâvur Mehmede haber gönder - — Çok şükür Allaha... Şu halde,|di. Tezgâha celbetti. Oraya gelir gel - kaderimde rezil olmak yokmuş ki: bu-|mez de, kendisini içeriden istedikleri- rada bulundum... E, söyle bakalım!ni söyledi... Allah biliyor ya?.. Gâ » Hüsnü bey, beni niye rezil edecek -İvur Mehmet, tezgâhın arkasındaki o tin?.. Gâvur Mehmedin işini bana ha-|küçük kapıdan içeri girer girmez, fe- vale ettikten sonra, bir daha görünme-İna halde midem bulantı. Sanki şeytan dim, diye mi... A, Hüsnü beyl.. Hiçleğildi de; dikkat et, Eşekçi.. Dananın bana havale edilan şeyi ben ihmal €-|kuyruğu kopuyor; diye fısıldadı. Ar- der miyim?.. Bilmiyor musun. ben,|tık kulağımı, içeriye diktim. Müşte - kaç senenin Eşekcisiyim?.. rilerin kafalarının kıyama gelmesini — Peki amma, o günden sonra, bir | bekledim. Artık her kafadan bir ses daha görünmedin.; Nerelerde idin?.. | İçıkmıya başlayınca, bizimkilere işa - — Nerelerde olacak?.. Gâvur Meh-!reti verdim... O sırada, gözüm mey - metle, Defci İbo'nun peşinde, hanenin kapısına ilişti. Bir de ne gö - — Detci İbo, kim?.. reyim?.. Bizim Deli Kerim ile Hasan , — Gâvur Mehmetle hapishaneden | Efendi içeri girmezler mi?.. be a Lal Loda Deli Kerim Efendi, dayanamadı: vur met, az ın boğula -| o. ei eörür göl caktı... Ağzındaki lokma, boğazına t- air. age Bizi görür görmez, yü- ir DK) e re Beni o kadar budala mi sandın, a idin? a azizim?.. Vâkıâ siz, sayci şahanede serteftiş oldunuz.. Efendi sırasına gir- diniz.. Biz de böyle Eşekçi Salih ola - rak kaldık amma.. — Geçen senedenberi arıyordum. Fakat bulamıyordum. » Biri Gâvur Mehmet, diğeri de Hüs- nü bey tarafından iki sual birbirini ta-) Hüsnü Bey, müdahale etti. kip etti : — Canım, geç onları Salih... Son - ra)... — Ah, onu tanıyor mu, idin?.. — Pekâlâ, bunların izlerini nasıl bulabildin?... — Sonra, efendim. Bunlar, kör di- lenci kıyafetine girmişler.. Birbirleri - Mısır Oteli cinayetinin faillerini takip) kavganın kızıştığı yere geldiler. Gene ederken iz üzerinde bu Defci İbo'ya da | $eytan kulağıma eğildi. Şunlara bir a - — Efendim!.. Geçen sene, hani şu ni çeke çeke ilerlediler. Aksi gibi, tam | birinin hazırlanması için de emir ve - rilmişti... Fakat tam bu emrin infaz edileceği günün sabahı; Abdülhamit, kanunu esasiyi ilâna karar vermiş; serasker Rıza paşanın sürgüne gönde- rilmesi de, teehhür etmişti. Meşrutiyet ilân edilir edilmez, (ce- miyet namına) hareket edenler; Rıza paşanın bu mâcerasına ehemmiyet ver- memişlerdi. Onun da Vanıköy”deki ya- lisına gelmişler; bir istimbota bindir « mişler; doğruca Bekirağa bölüğüne sevketmişlerdi... - Aradan bir iki gün geçer geçmez; paşaya mMüra - caat ederek evvelâ bankalarda mevcut olan bütün paralarını istemislerdi. Sâ- bık serasker, bu teklifi reddetmişti. Bunun üzerine iş, cebre binmişti... i Ve nihayet, kendisine bir (âyan azalı- İği) vaadedilerek (yüz bin altın lira) - sı alınmış; serbestliği bu suretle te - min edilmişti . Meşrutiyeti bir an evvel ilânı tavsi- ye eden sâbık sadrâzam Ferit paşaya gelince; bu zât ile de pazarlığa girişil- miş; fazla parası olmadığı için onun da beş bin lirası alınmakla yakası sa“ kverilmişti. Meşrutiyeti müteâkip, her şeyden evvel böylece para işlerine sarılan ce- miyetin şu şekildeki hareketleri, kers /kesin düşünceleri üzerinde * muhtelif tesirler husule getirmişti. Bir kısmi: e... Mille tin kanından emdiklerini kussunlar, Demişlerdi... Fakat diğer bir kısım ise : — Mademki, yeni bir konun devresi ; başlamıştır. Bir malikemenin kararı olmadıkça, hiç bir kimse tazyik edile- tastgelmiş, fakat onu çarçabuk kaybet-| 2izlik yap; dedi... miştim... Şimdi bu karakoldan kaçma! Hemen bizim kopuklardan birine mez.. ve bir çöpünede ilişilemez... Anlaşılıyor ki millet bir istibdattan kur İttihatçılar Devrinde UHALEFET “ör n | | Yazan: Ziya Şakir * Rıza P» az çok da muthikeden ibaretti. Şimdi hakkında kullanmışlardı, M sıra, bu sahnenin facia kısmına gelmiş-| devrinde bu iki kelimeyi ilk defa o ti. Tevfik paşa istimal etmişti... Ve 8 Derhal evinde tevkif edilen, mevki|riptir ki, bu iki kelme, o günden 599 kumandanı Tevfik paşa ile kaymakam |ra artık (muhalefet) i şuâr 5 Melekzade Fuat bey; muhafızlar ara «| hemen hepsi tarafından, (cemiyet © sında kışla meydanına getirilmişti. di Bütün zabitlerin, büyük sofada iç- tima etmelerine emir verilmişti. Ve zabitler içtima eder etmez, ku - mandan Tevfik paşa ile kaymakam Melekzade Fuat bey, (Binbaşı Enver beyin huzuruna) getirilmiş; orada ni- şanları ve apoletleri ülerek (asker- likten tard) edilmişlerdi. Evvelâ, bu iki zâtın askerlikten tar- dı için, hiç bir divanıharp veyahut sa- lâhiyetdar bir meclis tarafından hiç bir emir verilmemişti. Sonra; mevk kumandanı Tevfik paşa, askerlik hayatında bir çok mu - harebelere iştirak etmiş; ve tam yet - miş iki yaşına gelmiş bir (ferik) di. io İş bu kadarla kalsa, yine bir şey de- ğildi. Bu kanunsuz hareketi, daha bü- yük bir facia takip etmiş; (müstebit - mürtekip « ve jürnalci) namı verilen bu ak saçlı ve ak sakallı ferik, hakare- tin en acı safhasına sürüklenerek bir abdesthanede hapsedilmişti. Hasenat ve seyyiâtinin derecesi ne- den ibaret olursa olsun; tam yarım asır sırtında as'yer üniforması taşiyan bu adam, artık bu hakarete tahammül e- dömemişti.. Belki de daha-scı haka'- retlere uğrıyacağını düşünerek intiha- ra karar vermişti, Evvel& bi? kurşun kalemi 6 Sea yetnamesini yazmıştı. Vasiyetnamesi, aynen şu satırlardan mürekkepti: — Vasiyetnamem — (Elli seneyi mütecaviz, hüsnü hiz- metten sonra, asker ocağında, kışla - nin ortasında, binlerce evlâtlar içinde düçar edildiğim bu hakareti hazme - demeyip, intihar ediyorum. Bunun i - kânı) na verilen bir vasıf haline mişti, Tevfik paşa, bu vasiyetnan pantalonunun düğmesine geçi Çünkü, (doktor Nâzım beyin) tert ve (binbaşı Enver bey) in de tatbi” ettiği ceza mucibince, paşnın caketi nin önündeki askeri düğmeler de milen kesilmişti. ? Tevfik Paşa, kararını derhal tatl etmişti... Abdest bozmak b a abdesthaneye gitmişti. Kendisini p# cereden kışlanın taş döşeli avlusuns tarak - bu yaşta gördüğü - acı haks retlere artık nihayet vermek istemi Fakat talih; bu zavallı ihtiyar den (ölüm lütfü) nü bile esirgemiği" Kendisini pencereden baş aşağı 8 tan Tevfik Paşa, bu suretle başımı p çalamak istemişse de, aşağı dü vücudu duvara çarpmış, bu suretle ziyeti değişmiş.. Ayaklarının üzeri” düşerek, belinden aşağısı, bir külçe K | mik haline gelmişti. Artık her şey bitti, değil mi?.. yır, bitmemişti. Derhal; (Tevfik Paşa, Firar etmek makss "| dile pencereden atlamış.. Fakat ba | caklarının kemikleri kırıldığı için, #İ çamamış.. Ve, yakalanmıştır.) İl Diye, bir havadis neşredilmişti. İş, bununla da bitmemişti... Baca# | larının kemikleri. tam on yedi yeri! den kırılmış olan Tevfik Paşa; evve* | hastaneye nakledilerek iptidai bir © | daviden sonra; rıhtıma gelen in feryatları arasında vapura bindi Selâniğe. gönderilmişti, Tevfik Paşaya bu derece ağır ? cezanın tatbikinden maksat ne idi? ef | | meselesi olur olmaz karakola gittim. | işaret ettim. Gürcü Hasan Efendinin |tuldu. Fakat diğer bir istibdat ile kar- İnceden inceye tahkikat icra ettim. Ya-| gözlüğünü çektirdim... İsabet olmuş. |şılaşıyor. kaladığım ipucu ile Ayvansaraya ka -| Nasılsa biri tanıdı.. Tebdil var, diye| Diye; gerek memleketin ve gerek dar geldim... Orada da işe giriştim. Ni-| bağırdı. Ortalık büsbütün karıştı, Za-İcemiyetin istikbalinden şüphelenmiş - hayet, hem Gâvur Mehmedin, hem delten benim istediğim de bu idi. Artık!lerdi. İbo'nun izlerini, Kulaksız Foti'nin | mesele, istediğim kıvama gelmişti. Bi-| | İstanbulda ahvâl bu merkezde iken, meyhanesine kadar getirdim. Artık ö zinkilerdlen birine işaret çaktım. Lâmr-| vilâyetlerde de bunlara benzer, - hattâ günden itibaren postu, Ayvansaraya|baya doğru, ağızdan dolma tabanca |bunlardan daha velveleli bir takım bâ- serdim... Malüm a, bu tarafta bizim eş | patladı. Ortalık, mahşer gibi karıştı. İdiseler zuhura gelmişti. dost, çoktur. Onlardan şöylece bir et-| Tezgâhın arkasındaki kapı . işlemiye| | Meşrutiyetin ilânının ertesi günü, rafı kolaçan ettim. Bir de, ne göre -| başladı. Ben de bunların arasına ka -| İzmirde bulunan doktor Nâzım bey, yim?.. Meğer, siz.. biz.. hepimiz, ho-|rıştım. İçeri, daldım. yanında bir kaç kişi ile kışlaya gelmiş; rul horül uyuyormuşüz. Gâvur Mehmet, son lokmayı da|nöbetçi zabitini kapıya celbederek elin- Hüsnü bey, hafifce gülümsedi. Ko-| çiğnemişti. Ağzındakileri yutar yut -İdeki listeyi vermiş: lu ile Deli Kerim efendiyi dürterek;: O|maz; Eşekçi Salihin sözünü kesti: — İsimleri bu listede yazılı olan a- — Müşir Paşanın kulakları çınla “| — O tabanca, o kadar zamanında damlar, bu dakikadan itibaren kışlada sin , patladı. ki... Eğer biraz daha gecikmiş| mevkuf bulunacaklardır. Bunlardan, Dedi. olsaydı, muhakkak, bu herifler benim | kışlada mevcut olanlar, derhal tevkif Gâvur Mehmet, ağzına yarım di -İderimi yüzüp içine saman dolduracak-| edilecek.. mevcut olmiyanlar da bul - lim ekmek daha tıkarken, sabırsızlıkla |lardı. durularak onlarla birleştirilecektir. neticeyi öğrenmek istedi: © — Sonra, Salih, Demişti... Tabiidir ki (Cemiyet na- — Sonra). — İçeri daldım. Orada bir takım |mına) verilen bu emir, derhal icra e - — Sonra, efendim. Herifler bura-|hurda eşyaların arasına saklandım, E- | dilmişiti. ya, kulaksız Fotinin meyhanesinden vin içini tarassuda başladım... Orası! Aradan, dört beş gün geçmişti, İz- geçilen eve dolaplarını kurmuşlar..İda altüst olmuştu, İçeridekiler, birer|mirde yapılan parlak şenliklere iştirak Kına gibi un öğüdüyorlarmış... Der -|birer kaçıyordu. Bir aralık, alt kattaki! etmek için Selânikten İzmire bir heyet hal paçaları sıvadım. İki gece uyuma-| odada, bir ışıkla iki gölge peyda ol -)zelmişti. Hususi bir vapurla gelen bu dım. Bir taraftan meybaneyi, diğer | du, Gâvur Mehmedi tanıdım. Ötekini | heyetin arasında, (Enver bey) de bu- taraftan evi tarassuda başladım... Bu tanıyamadım. Bu tanıyamadığım göl-|lunmakta idi. tarassut esnasında, Fotinin meyhane | ge, bir aralık yere eğildi. Bir şey çek-| Fakat bu tezahüratın teferrüatını sindeki köşeye yerleşen başı gözü sa -|ti. Ve sonra, Gâvür Mehmedi omuzla- |ikmal etmek ve meşrutiyeti ilân ettiren rılı Hırvatın, bizim Gâvur Mehmet ol-|rından tutarak yere doğru itti. On -|cemiyetin nüfuz, kudret, heybet ve a- duğunu anladım. Şu heriflere bir oyun |dan sonra da telâşla bir şeyler karış - İzametini halka göstermek için bir sah- oynamıya, ve işi gürültüye getirerek! tırarak, o da çekildi, gitti. Artık, ses ne tertibi lâzim gelmişti. evin içine dalmıya karar verdim... Bi- sada kesildi. Evvelâ Enver bey kişlanın balko - zimkilerden bir iki kopuk tedarik et -| Gâvur Mehmet, Kerim Efendi, Hüs.| nuna çıkmış, bir nutuk söylemişti. Fa» tim. Ellerine beş on para verdim. Ya-İnü Bey.. Bunların üçü de, büyük bir| kat Enver bey, karşısındaki halk kitle- pacakları işi sıkı sıkı tenbih ederek dikkatle dinlemektelerdi, Heyecanları, | sinden o kadar mahcup ve sıkılmış bir meyhaneye gönderdim. Kendim de,İson raddeye gelmişti: Hüsnü Efendi, | halde idi ki; söylediği nutku bir ken- koca bir takma sakal takarak gittim, | âdeta, halecandan sesi ttriyerek: disinden ve bir kaç da yanındakilerden tam tezgâhın yanındaki küçük bir ma-! — Sonra). başka, kimse işitememişti. saya yerleştim. ( Bu, sahnenin birinci kısmı idi. Ve, (Arkası var) <5 ihakkımı istida eylemekle iktifa eyli - çin, kimseyi tâciz etmesinler. Yalnız, Allahın huzurunda, heyeti zâlimeden İstipdadın levsine karıştığı için Fakat bunu ittihatçılar da çok iyi ?' liyorlardı ki; istipdat levsinin çamur” herkesin suratına bulaşmamış ise © bu zifostan bir kaç damlası ete bulaşmıyan adam pek enderdi... O için, Tevfik Paşaya reva görülen derece ağır muamele - bir çok kir .İ sh tarafından - İttihat ve Terakki cemi kre yetinin aleyhine kaydedilmiş... Gö” (Heyeti zâlime)1... İstibdat devrini |bir husumetin, ilk tohumlarının yıkmak isteyenler, bu terkibi seneler-| masına sebebiyet vermişti. Ci ce (erkânı istibdat) denilen insanlar (Arkası var) yorum. Beni (. ) (1) tekkesinin hatiresine defnetsinler. | Allahın lâtfü keremi ve ifa ettiği hüsnü * hizmetlerle (ferik) | İstanbul Belediyesi İlânları a Keşif bedeli 23210 lira 68 kuruş olan İstanbul 11 ci ilk mektepte NN lacak tamirat ve ilâveler kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. Keşif ; kı ve şartnamesini istiyenler 116 kuruş mukabilinde levazım müdürlü * | ğünden alabilirler, Eksiltme 24 Ağustos 936 Pazartesi günü saat 15 daimi encümende yapılacaktır. Eksiltmeye girmek istiyenler Nafia Vi tinden &lmış oldukları müteahhitlik vesikası ve 2490 No. hı arttırma eksiltme kanununda yazılı vesika ve 1741 liralık muvakkat teminat buz veya mektubile teklif mektuplarını havi kapalı zarflarını i yazılı günde saat 14 de kadar daimi encümene verilmelidir. Oİ (252) ? — Yüksek Mühendis Mektebi Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan: .— Cinsi o Miktarı bedeli Tutarı Pey Akçası İhale T. Günü Je | Beyaz peynir 2600 42 1092) şadag 2518/936 Sah 18 Kaşar , 1609 52 832 di

Bu sayıdan diğer sayfalar: