17 Ağustos 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

17 Ağustos 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ağustos | Kara Ak - MUiyi;n maçın — — NASIL GÜREŞTİLER? — (Baştarafı 1 inci sayfada) ı :Üdivınlu da bu meşhur adamla boy Simek istemişlerdi. Tekirdağlı Hüse- İükiye baş pehlivanı - olduğunu | ;:’üh)'erel bütün gazeteleri — dolaştı, _'iyiııı Dinarlıyı yenmiş olduğunu ederek, Cim Londos'un karşısı - *:lkmık istedi. Kara Ali Bandırma- SN kalktı İstanbula geldi, ve yizitli - j ?“Şizn beklenecek şekilde vakurane : ?'ll.ccel kararları bekledi. | , Dinarlı Cim Losdos'tan revan$ isti- ':'.d“— Yarım dünya Süleyman, Rifat, İ Arif pehlivanlar da kalkıp İstanbula hu_iıcr ve ortalık bir kaynaşıverdi, tü im Londos gazete sutunlarına dö- b ıîn dedikodulardan bıktı, Atinaya ilerini tesviyeye gitti ve giderken de Ha sözleri söyledi: a Dinarlı evvelâ Yunanistan şam- Biyonu Makaos'u yensin, sonra karşı- Ma çıksın, diğerleri de aralarında an * laşunlar ve bana rakip olabilecek kim- Wyi seçsinler. Vaziyet bu yola dökülünce dünkü T günü için bu seçmelerin yapıl - Tası kararlaştırıldı. | da;foınmı mararan Mülâyim Tekir - AR ! Hüseyinle, Kara Ali Süleymanla, | ”f Rifatla, ve Dinarlı da Maksos'la | Küresecekti. | Tekirdağlı Hüseyin gelmedi Fakat Tekirdağlı Hüseyin tam seç - Tin arifesinde gazetedeki meydan malarına rağmen İzmitteki güreş- “Niîm' Ve giderken de bir muharri- FFf | ( — Ben seçmelere iştirak edeceğim, İ "İıl seçmelerin olup olmıyacağı belli gelirim, dedi. BN Tektadağlının slmediğini idle &- İ :—:Lnu için İzmit belediye rlıiıi ya- r kendisine telgraf çektik. ! —lı_ıı'rııiıdıııımdııqhyuh- ! %&Wüıhm'lhıyı,gınudı İ için, burada şüpheli o- Yüz elli lraya tercih etmiş ve Mü- kı karşısına çıkmaktan bu suret- Urtulmuştur: Arif ve Rifat pehli - Kilar da ona uyduklari için bu üçü .Wdi Üü seçmelere iştirak edememiş- ir, $ Müsabakalar nasıl oldu ? t tam dörtte stadyoma üç bin ki- meraklı toplanmıştı. Tribünler 'en hemen dolu idi. Organizasyon inde rol oynıyan ve eski pehlivan- n hakem Cemal Haut Parleur va- ile yukarda hülâsa ettiğimiz vazi- Anlattı ve asıl seçmelerden evvel Sift amatörü ringe çıkarttı, a İlk güreş Bi nci çift güreş Samsunlu Seyid g—. ile Sivaslı Abidin arasında ol- N_Seiyd Ahmet Abidini 2 dakikada “yendi, ikinci müsabaka Bilâl Ak- %"lt Halil arasında cereyan etti ve Ki Ahmet aayı hesabile galip ilân e- fğf ELEF £ 2 Dinarlı MYu'nan Tekirdağlı Hüseyin, telgraf çektiğimiz halde, seçme Müsabakalarına gelmedi. Müsabakalar karışık oldu. Kara Ali Mülâyime hükmen galip sayıldı dan heyecanlı bir sahne Artık sıra mühim müsabakalara gel- mişti, Hakem cemal yine mikrofon vası- tasile şu sözleri söyledi: aSeçmelere ilâveten Çoban Mah - mut pehlivan da iştirak edecektir. Şimdi' bötün pehlitanlar rinçe gele ” ceklerdir. Biz bütün pehlivanların gelmesini beklerken Mahmut pehlivan ile Kara Ali çıkageldiler. Meğerse diğerleri hep beraber ringe çıkacaklarını bilmedikle- ri için soyunmamışlar. Hakem Cemal koşa koşa içeri girdi. Beş on dakika daha geçti. Nihayet başta Mülâyim, Dinarlı ve Maksos ortada göründüler, resimler alındı. Cemal yine mikrofoni eline aldı: — «Allo, diye söze başladı. Şimdi Maksosla Dinarlı güreşecektir. Dışar- dan müdahale etmeyin, program ka - çan pehlivanlar yüzünden altüst ol » muştur, diğerlerinin kiminle tutuşa - | İ Kara Ali - Mülâyim maçından bir enstantane caklarını bu mülddet zarfında tesbit &- deceğiz.» / olacaksa siz bana telgraf çekin| — Dinarlı kırmızi bir benyuvar giy »| sabakanın tavı kaçtı ve yarım saat - bilti. maiş ve sırtına da ay - yildız işletmişti. Dinarlı güreşiyor |yapıyordu. 25 dakika olmuştu. | Bir aralık Maksos Dinarlıyı altına loldı, ezmeğe başladı, fakat Dinarlı u- fak bir hile ile Maksosu altına aldı, her | yiki taraf da canını dişine takarak dövü tüyex e dekikalardik geçiyoidu;. Ni- hayet 32 nci dakika oldu.. ikisi de aya: | ga kalktılar, Dinarlı sâniye fevtetme - den hasmının ü me atıldı, Cim Lon dosun meşhur tayyare oyununun baş- langıcı ile işe başladı. Amerikalıların altından — kaldırma dedikleri oyunla Maksosu yere vurdu, Yunanistan şam- piyonu bir an içinde köprü kurmak is- tedi, fakat Dinarlı nefes aldırmadan bütün vücudile hasmının üzerine çul- landı, ve iki omuzunu yere - getirdi, Maksos — ayaklarile muhayyiril'ukül kuvvetler sarfederek havayı döverken hakem saniyeleri saydı. Dinarlı galip — Dinarlıdan daha kurnaz. (Baştarafı 1 inci sayfada) havlusile ona rüzgâr veriyor. Mülâ İyimin Dinarlının yorgun yüzüne diki- len gözlerinde eski sertlik yok. Hattâ insan, Mülâyim pehlivanın bakışla - tındaki muhabbetin ve şefkatin koyu- tuğuna bakınca, onlari iki rakip değil, iki kardeş-sanıyor. Mülâyim pehlivana, bu sahnenin, bir gün evvelki vaziyetlerile sevimli bir tezat teşkil ettiğin söylüyorum. Gü- lüyor, ve: — O, diyor, kendi aramızda öyledir, İçimize el katılınca iş değişiyor! Dinarlı Mehmette hiç, fevkalâde bir zafer, kazanmış bir insan gururu yok. Eski tevazuundan bir dirhem eksilme- miş: gelerek profesyonel pehlivanlarımızın en teknik güreşcisi olduğunu isbat etti ve Cim Londosun rakibi olmağa hak kazandı. Bu güreşte Dinarlının alnındaki ya- rası açıldı ve kanadı, Maksosun da bir dişi kırıldı. Hava kararıyor Her pazar herkesin keyfini bozmayı | |âdet edinen hava bu sefer de somurttu | ve çiselemeğe başladı. ? Ringe Kara Ali ile Çoban Mahmut pehlivanlar geldiler. Halk o sırada bağırdı: — Kara Alinin karşısına Mülâyimi isteriz. Organizasyon heyeti bu kararı tas- vip etti, Çoban Mahmut gitti ve Mü - lâyim yine sırtında o mahüt havlu ile geldi. Hakem Cemalin yine sesi duyuldu. «Bu pehlivanlar alaturkacı olduk - ları için nefesleri yoktur onun için ya- rım sağt güreşecekler. Neticede sayı hesabile galibiyet vardır. Mülâyim de halka şu sözleri söy - lememi istiyor. Biliyorsunuz ki Mülâyimin zoru Te- kirdağlı Hüseyin iledir. Mülâyim o - nunla her zaman 'tutuşmağa hazır ol - duğu halde Hüseyin gelmemiştir. O - nun meydan okumalarının - kıymetini efkârı umumiyeye bırakıyoruz.» Diğer Güreşler Güreş başladı, — diğerlerine — nazaran bunlar daha fazla teenni ile hareket edi- yorlardı, Türkiyenin kuvvetli fakat müte- yazı pehlivanı Kara Ali Mülâyime — karşı bir tefevvuk gösteremiyordu. On dakika sonra yağmur da başladı. Ringin üzerinde gene ufak tefek gölcükler peyda oldu, mü- Hakem mikrofonda şu vecdizeyi yu- | , Seçmeler tahakkulf edince, biz de| Maksos geçen haftaki kıyafetinde idi. (murtladı: Her ne kadar sayı hesabile galibi ilân Dinarlı sevimli çehresi ile halkı se-|*deceksek de yağmurdan dolayı pehlivan: lâmladı ve müthiş alkışlandı, ki, Mülâyime ve Atinada Cim Londa- sa mağlüp olmasına rağmen itibarını kaybetmemişti. Amerikan usulü serbest güreşler ta- kip edilemiyecek surette seri ve he » yecanlı yapılır, bu itibarla güreşin vaf- halarını okuyuculara sâdikane bildire- | - miyeceğim ve güreş hakkında bir fikir verebilmek için de şunu ilâve edeceğim ki, hiç bir gazeteci arkadaş bu silsileyi muntazam bir surette takip edemez. İşte böylece birbirlerini denerlerken iş birdenbire Dinarlının Maksosu bacak makasına almasile kızıştı. Ve ondan sonra da bir kafa, bacak tutuşmasıdır başladı, taklaklar birbirini takip edi - yordu. Maksos Dinarlının bacakları a- rasında inliyor, yüzünün çizgileri mer- hamet verici bir hal alıyordu. Dinarlı Cim Londosta bile görmediğimiz bazı oyunlar tatbik ediyordu, meselâ, ka - fasının üzerinde dönerek Maksosun kıskacından kurtulması, ve yan siçri » yarak hasmının yetişemiyeceği yerlere gitmesi çok güzeldi. Oyun çok heye - canlı idi. Dinarlı Amerikanvâri güreşin bütün inceliklerini, kafasını işleterek Bdi i ler de başka güne bırakıldı. İtirazlar, Münakaşalar Derhal halktan itirazlar yükseldi. Bu- oun Üzerine hakemler ve ringin etrafında- ki bazı liüzumsuz kimseler münakaşaya gi- riştiler. Pehlivanlar ortada dolaşmağa baş- ladılar. Bu sefer de güreşin 13 dakika daha uzatılacağı söylendi. Belediye Turizm Şe- £ Kemal Ragıp bu sefer mikrofonu eline aldı: Güyeşleri Belediyenin tertip — ettiğini, böyle karar * verilemiyeceğini, —işi yatım saatte İntaç etmek Jİâzımgeldiğini anlattı. Hakem Cemal bunu kabul etmedi. Ke- mal Ragıp artk — güreşlerle belediyenin alâkası olamıyacağını ilân etti, ve buna rağmen iki pehlivan 15 dakika daha gü- reştiler. Netice gene karışık oldu, Hakemlerden su yolcu Mehmet ile Cemal beraberlikle- tine karar verdiler. Üçüncü — hakem Bay Fuat reyini Kara Aliye verdi. Bu şekilde ekseriyet — beraberliktedir dediler ve müsabakayı başka güne — tehir ettiler. Kara Ali buna itiraz etti ve haklı olarak: — Biz seçmeye girdik. Birbirimizi ye- ninceye kadar güreşelim, dedi, — Maksosu iskartaya çıkardık t di- yor. Bakalım Cim Londosun bir diye- ceği daha kalacak mı? Ve ilâve ediyor: — BSevinç duyuyorum tabit, Fakat benim yüzüm asıl Cim Londostan öc aldığım zaman gülecek. Çünkü bça Maksosu yenmeyi büyük bir marifet saymıyorum. Bugünkü güreşte bü - tün gayretim, neticeyi mümkün mer - tebe az zamanda almak içindi. Siz sa- at tutmuşsunuzdur; ne kadar sürdü? — 32 dakika! Dinarlı, âdeta kara bir haber almış gibi kaşlarını çattı: ». dedi... Ve ilâve etti: — BSeyahat gibi bir şey bu güreş. İnsan vaktin nasıl geçtiğini anlamı - yor! Hakiki kabiliyetini isbat ettik - ten sonar, rahat bir toluğa hasret çe « ken pehlivanı, 32 dakika süren güre - şinden daha çetin suallerle yormayı in- safa sığdıramadım. Maksos ne diyor ? Ve biraz da, az ötedeki masada, boynuna masaj yaptıran mağlâüp şam- piyonu dinlemek istedim, Maksos: ; iğ G , — Ben, diyor, sırtımı yere getiren oyundan köprü kurarak kurtulabilir - belli idi|!er birbirlerine oyun yapamadılar, Seçme- y P LA V T rken boynum fe- na halde incindiği için buna muvaffak olamadım . Savfa —? eli ; şampiyonunu 32 dakikada yendi NE ANLATIYORLAR? Maksos diyor ki: “İki dişim kırıldı... Cim- Londos Fakat kuyvetler arasında fazla fark yok. Dinarlı daha nelesli....,, Mamafi; bunları bahane olsun diye söylemiyorum: Dinarlı çok teknik ve gökkmevetle bi pehliyamı Ca egil dos bana onun makaslarından korun - mamı tavsiye etmişti, Ve ben, bu na- sihati dinlememenin cezasını çektim. Çünkü Dinarlımın bacakları kolların - dan çok kuvvetli. Makasına tutulup ta sakat kalmamak çok güç. Sonra çok sert güreşiyor. Güreş esnasında farkı- na varmadım ama, iki dişim kırılmış. Kırıkların, çıkıkların sonradan anlaşıl- ması tuhafıma gitti - Güldüm — ve kendi Kkendime: — 32 dakikada iki diş... dedim, — de- mek iş biraz duha 32 dişini eline verecekmiş! Maksosun' yapılacak olan Cim — Lon- dös - Dinarlı tevanş — güreşi - hakkındaki tahminini de yokladım. Maksos: — Ben, dedi, bir kaç sene evvel, Cim Londosla Filadelfiyada güreştim. Beni bir buçuk saatte yenmişti. Bu itibarla, — iki pehlivan hakkında-da fikrim var. Londos, Dinarlıdan daha kurnaz. Fakat Dinarlı da- ha atik. Kuvvetler arasında — fazla — fark yok. Londos daha teerllbeli. Fakat Dinar-« h daha nefesli. Londos daha teknik. — Fa- kat Dinarlının makasları daha tehlikeli. uzasaymış. |Sonra, Dinarlının, sipsivri bir kalası var, ensesi de kalın olduğu için, balık gibi ka- yıyor insanın elinden. Hulâsa, ikisinin de birbirletinden ek- sik, ve birbirlerinden Fazla tarafları — var. Bu. itibarladır ki, ikisi arasında yapılacak bir karşılaşmanın neticesi hakkında yapıs Jacak bir tahminde isabet gösterebilmek imkânazdır. — Ya Mülâyimle Dinarlı? İkisile de gü- reştiniz. siz) Maksos hiç düşünmeden cevap verdi: — Ben Dinarlıyı, Cim Londosla kayese edebilirim ! Kara Ali Ne Diyor? İkinci güreşten sonra Kara buldum: — Ben, dedi, neticeden memnun de- üilim. Çünkü Mülâyimi, daha kat'i ve de- dikodusuz şekilde yenmek isterdim. Fakat wakit çok azdı. Biz, saatlerce gü- reşlere lışkınız. Yarım saat içinde insân bir pehlivanı değil, bir çocuğu zor yener. Üs- telik yağmur da — bşlayınca, kaymaktan tutmağa vakit bulamadım. — Mülâyim pehlivan ise: — Ben, diyor, yenilmedim. Haksızlığa uğradım, Bir tiyatto kızı bile benim ting- de bugün gösterdiklerimden fazla — oyun yapmaz. Fakat ben oyun yaptlım, o sayı kazandı. Yani ben Kara Aliye oyun yap- tım, Hakemler de bana. Maamafih, zaten ben de çok — iştahsız güreştim. Çünkü, bir haftadır meydan ©- kuyan Tekirdağlının gelmeyişi, benim bü- tün keyfimi kaçırdı. Ve ben, — tokatlarıp da karşilik verememiş gibi- kendimi ye dim. Benim asıl zorüm onunla. İzmite de- gil, dünyanın öbür ucuna kaçsa, bir gün kutıracağım onu. Osa meydan - okuduğu kadar dua okutmazsam altımda, dünkülere den beter hakemlere düşeyim! Selim Tevfik muü- Aliyi de süren — ——— S Gene münakaşalar başladı ve nihayet Cemal mikrofonda şu sözleri söyledi: — İki kişi güreşi berabere addettiler, bir kişi Kara Aliyi galip addetti. Binaen- aleyh Kara Ali galiptir.» Ve Herkes gayrimemnun stadı terketti. Ti Biz şuna kanüz ki dünkü güreşler mem- leketin #poruna ve bahusus milli sporu o- Jan göreşe bir kasitti.. Bu kadar gayri muntazam ve karışık şeyler — seyretmeğe gelmektense, gelmemek daha evlâdır, di- yerek stadyomun kapısından — içeri - bak- mak istemiyecekler dün herhalde pek fazla çoğalmıştır. Müsabakaların başladığı saate kaçan pehlivanlar da nazarı itibara rtak, kimin kiminle güreşeceği pek âlâ ter bit edilebilirdi. , Halk ringin üzerine bütün pehlivanla- zın geleceğini beklediği halde pehlivanla- zın bundan haberleri olmadığı için yalnız ilâsi çıktı, ve halk diğerlerinin soyunması- ni uzun boylu bekledi. Çoban Mahmut da oraya kadar — geli- rildiği halde kimse ile güreştirilmedi. — kadar, alına- İsan yetişmez derlerse» sakın | Seçme müsabakaları — Cim Londosun karşısına adam çıkarmak gayesdine matuh tu. Cim Londos en aşağı bir saat güreşen bir adamdır, binaenaleyh seçmelerde bu- nün nazarı itibara alınması — İâzımgelirdi. Halbuki pehlivanlarımızın nefessizliği ileri sürüldü ve yarım saat güreştirildiler. — Şu vaziyette bizimkilerin daha şimdiden Cim Löondostan hiç değilse nefesleri bakımın- dan aşağı oldukları kabul ediliyordu. Belediye ile hakemler hali ihtilâfa düş- tüler, Mikrofonu eline alan kendi kararmı halka tebliğ etti. Efkânumumiye — verdiği paranın acısını çıkarmak — için güreşlerin uzamasını istedi. Ortalıkta bir kör dövüşl- dür oldu. Organizatörler, halkı spordan mak için ellerinden ne gelmişse onu yap- mışlardır. Memleketin sporuna menli su- soğut- tette ne kadar kabilse o kadar hizmet et- mişlerdir. Bir Halk #z; rağbet göstermiyor, Böyle muhitte in- gün — gelip de: alâka- inanmayas hım. Zihat Hikmet

Bu sayıdan diğer sayfalar: