23 Ağustos 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

23 Ağustos 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

irin Güneş - Dil Teoris Ehemmiyeti Avusturyah Dil Bilgini Dr. Kivergic Yazan: hakiki tesis etmiştir. emalizm, Türkiyede K bir dil kültürü Osmanlı devrinde de Türk milletine karşi besledikleri sevgi dolayısile, Türk dilile meşgul olmuş Türk mütefekkir- leri yok- değildi. Lâkin kıyas kabul et- mez asıl faaliyet devri, Kemalist rejim zamanında başlamıştır. Esasen, milli dil kültürünü bu dere- ce ileri götürmüş yalnız bir memleket daha vardır ki o da Fransadır. Ve Türkiye ile Fransa dilcilik kültü- rü bakımından bütün dünyada en ön saftadırlar. Kemalizmin kurmuş olduğu bu.kültür şubesinden, Türk edebiyatı çok istifade edecektir. Zira romancı - nın, san'atkârın, muharririn çok derin fikirleri, çok ince duyguları - olabilir; lâkin elinde mükemmel bir âlet, işlen- miş bir dil olmazsa, kendi anlatmnağa, ve hattâ bizzat anlatmağa dahi mukte- dir olamaz. Halbuki Türk lehceleri, heyeti u mumiyesiyle, Türke has bir; tefrik etmek dehası arzetmektedir Uygurlar, tercümeleriyle, Türk di- Hnin en dakik felsefe ve fikirlerini öz Türkçe ile ifade etmek hassasını isbat etmişlerdir. Türk Dil Kurumunun bu kadar az bir müddet içerisinde göstermiş ol « duğu faaliyet âlimlerin - hayranlığını celbetmelidir. Gerek kemiyet ve gerek keyfiyet itibariyle bu çalışma, başka memleketlerdeki mümasil faaliyetler « den üstündür. Türk Dil Kurumunun bu hummalı faaliyetinin ilim âlemine verdiği se - mereler, Türkoloji ile meşgul olmak ve onu ileri götürmek imkânlarını ha- zakmmaştır. Bütün dünya dilcileri, Türk Dil Ku- rumuna karşı minnet bealemelidirler. Kemalist Türkiye hesabına çalışmak- la beraber, bu kurum bütün beşert kültüre kıymetli bir yardımda bulun- muştur. Güneş - Dil Teorisi başka dil teori- leri ile mukayese edilemez; çünkü o dilin metafizik cephesiyle iştigal eden ilk teoridir. Şimdiye — kadar, dilcilik — bilgisi bir hâdisenin «niçin» ini izah edebil - mekten âcizdi. Yalnız ıstılâhları der- lemek ve onları sathi surette muka - yese etmekle iktifa ediliyordu. Dilkcilerin şerhleri hemen daima şu şekilde tecelli etmiştir: — Masa nedir? — Masa, masadır! Güneş - Dil teorisi insan dilinin me- kanizmasını iyice anlamağa yardım &- decektir. Gene ayni teori esas tutula » rak, insan zekâsının metafizik inkişa- fına dair verimli, realist ve mantıki bir tetkikini yapmak mümkün Bu tetkik, beşeriyetin menşeine ait en eski zamanlardan, bugüne kadar ge- gen devirlerin bepsina'şamil-olabilir. Bu suretle Güneş - Dil teorisi dilci - lik ilminde derin bir inkılâp yapacak - tır. Zira, onun sayesinde - tâbir caiz - se - evin içerisi anlaşılacaktır. Bugüne olacaktır. kadar ise o evin ancak cephesi görüle- | biliyordu. Halbuki, Güneş - Dil teorisinin yar- dımı ile tasavvur edilen insan zekâsı- nın, mekanizmasını iyice bilmek, ik- min; psikoloji, etnografya, arkeolo - ji, sosyoloji, va.. gibi daha bir çok şu- beleri bakımından da mühim neticeler doğuracaktır. Meşhur diplomat Taleyran, bun - dan 100 yıl evvel, dilin fikri gizleme- ğe yaradığını söylemişti O ise ki, bundan böyle hiç kimse - nin, efkârını gizlemesine meydan ver- miyecek bir takım tahliller yapmak imkânını şimdi. görmekteyiz. Böyla tahlillerin ameli ne gibi neticeler vere- ceği, kolayca tahmin edilir Bu itibarla Türk - Dil Kurumunun İspanya Akdenizin en güzel, en şen memleketle- rinden biridir. Halkın çoğu, vakitlerinin en mühim kısmını evlerinin bahçelerinde yaptıkları çardaklar altında geçirirler. Çoluk çocuk bu dınlar çiçekleri sular, bahçeye bakan mutbaklarında çocuklarının yemeklerini hazırlar, ortasındaki havuzun kenarında ötebı lâsa İspanyalı çok sakin, çok mes'ut bir hayat ya- şardı. Gördüğünüz resim, bir İspan: şayışını temsil ediyor. Bugün memleketin başında kopan SON POSTA öi — W Dahili harbin yıktığı yurt El rada oynar, ka- kızlar, bahçenin eri yıkarlar, hü- yol ailesinin ya- altüst etti. Aileler perişan oldu, şen yuvalar birer birer yıkıldı veya yıkılıyor. Erkek, kadın bütün İs- panyollar biribirinin kanımı içiyorken yurdlarını da harap ediyor ve bütün memleketi matem ve felâket içinde bırakıyorlar. Bir memleket için en büyük ve en hazin felâket, dahili harptir. Dahili harp, insanınm kendi evini ken- di elile yıkması, kendi ailesini boîııbımuı. iflâs etmesi, insanlık kaynaklarının kuruması, hülâsa insanm insanlıktan çıkıp vahşileşmesi demektir. aklın Bundan daha büyük bir felâket tasavvur oluna- fırtına her şeyi | bilir mi ? — — SÖZ ARASIND Dekolte elbise giyemeyen Bayanların ıstırabı Kaç lira ile diner ? Mis Beadrik Taylor isminde — bir daktilo ata binmeği öğrenmek için Londranın -binicilik mekteplerinden birine müracaat etmiş beşinci derste attan düşerek göğsünden yaralanmış - | tır. Yara tedavi edilmiş ise de boğazının biraz aşağısında izi zail olmamıştır. Bunun üzerine Mis Taylor binicilik mektebi aleyhinde dava açarak tezmi- nat istemiştir. Mahkeme Misin boğazının hemen alttaki yara izi dolayısiyle akşam top Jantılarındadakolte olbise ' giyemniye - ceğini ve bu halin kendisini manen is- tirap içinde bırakacağını:hesap ederek |binicilik mektebini 650 İngiliz tazminata mahküm etmiştir. Şu hale göre İngiliz hâkimlerin - ce dekolte elbise giyememek manevi istirabının değeri 650 liradır. Sıcak konserve yemek isteyenlere müjd. Amerikada konserve sanayii hayli ilerlemiştir. Şimdi her kutuda bir de e- cak vardır. Ve konserveyi alan onu mükemmelen — ısıtarak — yiyebil mektedir. Bu basit, fakat güzel buluş şu şekilde tahakkuk ettirilmiştir: Her kutünün — altında bir tabaka sönmemiş kireç bulundurulmaktadır. Ufak bir anahtar çevrildiği zaman hu- susi terlibat ile o kirecin dökülmekte ve bundan çıkan hararet- le könserve ısınmakta, halk da kutu ile beraber ocağını da satın almış olmata. lirası üzerine su kadardır. Kemalist Türkiye bu bakımdan, bü- tün Göğer pöcmlekeleri geçmiş bulu - nuyor. demr İSTER İstanbuldaki lokantaların ekserisi iştiha ile yemek yiyebileceği vaziyet rin temizliğine belediyenin dikkat termeğe karar vermiştir. Fakat d, İSILR kantaların ve bunlarda satılan yiyecek ve içecekle- Fakat nedense bu iş bizde daima ihmal edilir. Belediye şimdi bu işe azami dikkat ve itinayı gö * f Londra, telefon şirketi santrallarında kullandığı kızların sebatsızlığından şi- kâyetçidir. Bir sene zarfında 1000 ta- ne yeni memur aldığı halde gene bir sene zarfında bir © kadar memur ka- gırmıştır. ü Bunların ayrılmalarının. sebebi ev lenmedir. Ve hiç bir yerde telefon sant- ralındaki kadar sık ve bol koca bulu- namamaktadır. Rivayete nazaran ko- ca bulmak isteyen genç kızlar telefon işlerinde .çalışmak arzusunu - bilhasca ar etmektedirler . — ERGÜN BİR FIKRA Sabıkalının iradı Meşhur sabıkalılardan Çiroz Ömerle, Cızbız Lâtfi, sokakta karşılaştılar. Ömer sordu: — İşler nasıl, omuzdaş? Lütfi: ) — Mis! dedi. Geçen gün, son sistem, teminatlı bir kasa açtım! — Yü? kçinde ne vardı? — Hiç! Tipota!, — Yâ, deminden, işler nasıl dedi - ğim zaman: «Mis!o dedin? — Mis, elbettel. Kasada bir şey yok- tu amma, sahibi o kasaların komisyon - cusu olduğu için, bana susma parası ola- rak 15 papel baftalık bağladı! » En Çabuk Evlenen Kızlar telefon işlerinde Çalışanlarmış! manlesef insanın tte değildir. Lo- etmesi İlâzımdır. laha evvel diğer İNAN İrsanın para mukabilinde Yapmıyacağı şey yoktur, Iddiası doğru mudur ? İngiliz ruhiyat mütehhassısleri; para mukabili insanların her şeyi — yapabilecekleri — iddiasının doğru olduğunu tahkik etmek istemişlerdir. Bu tahkikat -esna- sında iki adamın yüz lira muka- bilinde bir kertenkeleyi canlı canlı çiğneyeceğini, —alkoliklerin beş lira mukabilinde kendilerini kay- bedinceye kadar sarhoş olmayı kabul edeceklerini tespit etmiş- lerdir. El ve ayaklarından birer parça -kesilmesi için müracaat ettikleri kimselerin istedikleri tazminat herhangi bir sigorta kumpanyasının vermekten imtina edeceği miktardan daha azdır, Binlerce zenginin de meselâ bir geyik avında bulunmak, veyahut büyük bir şahsiyet ile görüşmek veya bir kafa kesildiğini görmek için hemen bütün servetlerini fedaya hazır oldukları anlaşılmıştır. Kadın saçı tüccarının hilesi Alginson ve Rati isminde iki genç kadının saçlarını hileyle kestiği için Tetegham mahkemesi Hamilton na- mında bir İngilizi bir sene hapse mah- küm etmiştir, Hâdise şu şekilde ol - muştur: Hamilton bu iki genç kadının saçla- rını Londranın en büyük bir berbe - rinde meccanen permanant yaptıracağı vaadiyle kesmiş ve kadınların eline bir de pusla vererek berbere göndermiştir. Puslayı alan berber parasız iş yapa - mıyacağını söyleyerek kadınların per- manantlarını yapmamış ve bunun üze- rine kadınlar da mahkemeye müracaat etmişlerdir. Mahkeme davayı tetkik ettikten son- ra kadınları aldatarak saçlarını kesti - ren Hamiltona bir sene hapis cezası vermiştir. İNAN İSTER İNANMA! memleketlerde, bilhassa Avrupada bu işin nasıl ba- || olduğunu iddia ederek patates ile d şarıldığını tetkik etmeği münasip görmüştür. Bil- hassa Fransadaki usul tedkik edilecek, ancak bun- dan sonra şehrimizdeki lokantalarda tatbikata geçi- lecekmiş. Lokantaları temiz tutmak için Avrupada tetkikat yapmanın lüzumuna ve ecnebi memleket- lerde tatbik edilen usullerin bize uyacağına artık; İSTER İNANMA! Bir Habeşli Ve.. On kilo barut! E. Talu eçen gün, bilmem hangi gazeltt yazıyordu: İtalyanlar, son mu* harebede ölen Habeş başına on kild barut harcamışlar! Bugünkü barut piyasasını bilmiyo* rum. Fakat her halde bu kara yüzlü ölüm tozunun kilosu bizim para il€ bir liradan ağaşı değildir, sanırım. Demek ki, yurdunu müdafaa ediyöf diye öldürülen her Habeş muharibi * nin son nefesi bin kuruşa satın alın * mış.. Zavallı insanlar! Ve zavallı zihniyeti!. Hemcinslerini yaşatmak için on pat ra harcamak lâzım gelince eli titrer d& canını almak için avuç dolusu lira saç* maktan çekinmez! Lâkin, İtalyanların bakımından, bü işde hesap var: Bu harcanan servelş yarın, öbürgün Roma hazinesine fa * izi ile avdet edecektir. Amma, ara yerde bir çok canlaf heder olmuş, bir alay hanüman sön * müş.. kimin umurunda? Bugün, bir düşman — muharibiniti kaç para ile öldürüldüğü dikkatle hesap eden medeniy lerinin, böyle teferrüat ile iştigale va * kitleri yoktur. Onlar bu ince hesabı, bir. Habeşiti ölümü kaça malolduğunu anlamal için değil, yarın öldürüleceklerin da * ha ucuza maledilebilmeleri çaresini &* ryaştırmak maksadiyledir. j Şimdi, kimbilir, kaç tane fen adamlı bu havadisi aldıktan sonra, husust lâ* boratuvarlarında, potaların — karşısınl geçmiş, en ucuz ölüm vasıtasını keşfö koyulmuştur. B Zira, Habeş gibi iptidat bir kavmiliş siyah derili fertlerini öldürmek için & nar kilo barutun harcanmış - olmasiş | fen hususunda bu derece terakki elt miş, medeni insanlar için âdeta bir zül sayılır!. S Biliyor Musunuz? | — Avrupanın en küçük hükümeti nö* yesidir?. Ve bu hükümet dahilinde ne kâ* dar insan yaşar?. 2 — Nükteleri, Jâtifelerile halk ara * sında büyük bir şöhret sahibi olan İncilk Çavuçun mezatı İstanbulun neresindedir? 3 — Hürriyet kahramanı meşhur Mitr hat Paşa kaç yaşında ölmüştür? (Cevapları Yarm) € Dünkü Suallerin Cevapları : 1 — Osmanlı tarihlerinde maktul vey$ makbul İbrahim anılan veziriâzam - İbrif him, bir Rum delikanlısı idi. Kendisini dül ve zengin bir Rum kadını evlâtlık olarali yetiştirmiş, o zamanlar Manisa valisi d," ve müteskiben tahta geçen şehzade Sü * leyman tarafından alınarak terbiye edil * miş, vezirikzamlığa kadar çıkartılmıştır. 2 — Taşkent Orta Asyadadır ve şebif içinde 245 bin insan yaşar? S — Taleyran Pariste doğmuş Franslf v dipluııııdıımıı:_en_—iıi,i):ı_' b “Patatesle de dilello olur mu? Frankfort şehrinde garip bir düelld olmuştur. Bir protestan papası — vasf verirken Parker isimli bir gencin nı’_?' ruzuna uğramıştır. Parker papazın l“ söylemesine bir türlü imkân vermedi * ğinden aralarında münazaa başlam! ve nihayet Parker bu din adamın! elloya davet etmiştir. Papaz düclloyu kabul etmekle berâf İber silâh intihabı hakkı kendisine 4" insali lo yapacağını bildirmiştir. Münazağ 4 yı dinleyen ahali ile birlikte o civaf” | açık bir yere giderek düelloya başla | mışlardır. d ;'İeı' ikisi de yanlarına aldıklari küs |feden patatesleri birbirlerine atmakti 'farken din adamının attığı büyük patates hasmının kafasına çarpmış l———————'_—"'—_————"l genci bayıltmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: