23 Ağustos 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

23 Ağustos 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KAN KONUŞMAZ! Son Postanın Edebi Tefrikası: 72 Bu beklenilmiyen dönüşü ustanın anası üstüste, durup dinlenmeksizin okuduğu sürelere verdi. Usta bu hu - susta anasile ayni fikirde değildi: — Darılma ama anacığım, dedi, ev- de bir şeyler bulmadıkları ve tabanları- mın altı sopaya, gözlerim uykusuzluğa dayanıklı olduğu için yakayı sıyırdım.. Ömer babasını bir köşeye çekip Sto- yan ve Said amcaları nasıl bulduğunu, onların nasıl para verdiklerini büyük bir sır söyler gibi anlattı: — Parayı Said amcamdan aldığımı ne nineme, ne anama söylemedim, dedi. Onlar sordular. Ben, yolda bul- dum, dedim.. — İnandılar mı? — Bilmem.. herkes kendi işini bile- cek değil mi baba?.. Başka şeye karış- miyacak.. O gece Gülizar kocasına yeni bap tan âşık olmuş gibiydi.., a BİR KONUŞMA — Ne dersen de, tesadüf büyük kuv- vet.. Tağmur ince ince yağıyor. Nuri us- ta, Stoyan, Said Büyükdereya giden yolda yürüyorlar. Çamur. Said wlık çalıyor. Yağmurlu havaları güneşli ha valardan çok sevmektedir. Çünkü ona göre güneş, ay, yağmur, dağ, deniz, a- teş bütün tabiat ve bütün tabiat un - surları «işi» güzel ve faydalıdırlar, «işi» zorlaştır- dıkları vakit zararlı ve çirkin.. güneş- li havalarda yollar kalabalıktır, «on - larn dolaşırlar ortada ve insanın peşini bırakmazlar. Halbuki yağmurda takip edilmez insan.. herkes canını pazarda bulmamış. Ve otuz Hra maaştan yağ- murda ıslanacak kadar fedakârlık bek- lemek doğru değildir. Yağmurlu havalarda daha kolay bu- luşulur, daha rahat yürünür, daha emin konuşulur. Usta tekrar etti? — Ne dersen de Stoyan, tesadüf bü- yük kuvvet, meselâ benim hayatımda tesadüflerin öyle rolü oldu ki.. Stoyan, cevap vermeğe hazırlanır - ken Said ıslığını kesti ve söze karıştı: — Tesadüf sözünden ne anlıyor - sun?. — Tesadüf sözünden sen ne anlı- yarsan, ben de onu anlıyorum.. — Yani., — Yani, şey, umulmadık, beklenil- medik bir hâdisenin birdenbire mey - dana çıkışı ve keyfine göre ortalığı altüst edişi.. meselâ... — Meselâ şimdi şu ağaçların dalla- rından birisi tesadüfen kopsa, tesa - düfen kafama düşse, tesadüfen gözü -| mü çıkarsa, ben de tesadüfen senin gi- bi tek gözlü olurum, değil mi?. — Evet.. — Hayır... — Nasıl hayır?. — Tesadüf nedir biliyor musun?.. Tesadüf sebeplerini önceden bilmedi - ğimiz şeyin meydana gelişidir. Sebep- lerini önceden bildiğimiz şey meyda - na gelirse ona tesadüf demiyoruz.. me- selâ ben şu kafama düşecek dalın mu- kavemet kuvvetini önceden bilsem, e- sen rüzgüra karşı ne kadar dayanacağı malümum olsa, ve bilsem ki rüzgârın tesirile o dal şu dakikada düşecektir, başıma çarpacaktır ve başıma çarpınca şöyle bir aksülâmelle sıçrayıp bir ucu gözüme girecektir, o zaman gözümün çıkması benim için bir tesadüf olmaz- dı. Değil mi?. Münakaşa uzadı. Said kâinatta ve kâinatın bir parçası olan cemiyette se- bep ve netice zincirlenişi temeline da- yandü bir kanuniyetin “varlığını,“her sebebin ayni zamanda bir netice, her neticenin bir sebep olduğunu izah et - meğe çalıştı. Ve Büyükdere karşıdan göründüğü vakit yağmur dinmiş ve kolaylaştırdıkları — vakit! şöyle bir karara ulaşılmıştı: «Nuri usta okunağı son — günlerde ihmal etmiştir, daha büyük bir vakit ve ebemmiyetle okuması lâzımdır.» d Tramvay grevinin sonunda kum - panyanın Nuri ustayı sekiz arkadaşile beraber işden çıkarması Gülizarın tü - tün depolarında çalışmasına vesile ol- du. Usta, bir mensucat fabrikasında iş bulduktan sonra da Gülizar yerinde kaldı. Gülizar, baş döndürücü bir sür'atle değişiyor. Sert, açık ve kestirme bir konuşması var şımdı. Bütün hareket - lerinde bir iatiklâl havası esiyor. Hat- tâ bir gece ustayla uzun uzadıya bir münakaşaya girişti. Okuyor. Nihayet bir gün : — Nuri, dedi, ben de sizinle bera - ber çalışmak istiyorum. Ama öyle siz ne yaptığını bilmeden yardımcı gibi değil. Sizin gibi. .beni de içinize alı - larına söyledi ve Gülizarın isteği ol - dokuzunu bitirip on yaşına alarda ninesi hastalandı. Ya- tağa düştü. Bir hafta Gülizar işe git- medi, Ömer, mektepten çıkar çıkmaz döğrü'eve geldi; nincshiri yanınıda © - türdu. Nuri usta, doktor getirdi. Ve doktor, hastanın odasından çıkıp mer- |diven başında vizita parasını alırken ustaya: — Ne de olsa ümit kesilmez ama, dedi. Her şeye hazır olmalısınız.. Anne ağırlaştığı vakit Nuri usta, Gülizar ve Ömer onun yanındaydılar... Usta ellerile yüzünü örtmüş, r ni nesinin ayak ucunda büzülmüş oturu- yor ve Gülizar ayakta, sapsarı. Sabaha karşı ustanın anası döğrül- mak istedi. Ömer, olduğu yerde uyu- muştu. Gülizar hastanın arkasına yas- tıkları koydu ve usta, anasının yanına geldi. Hasta su istedi. Verdiler, Dışarda şafak söküyordu. Ustanın anası bir çocuk gibi gülümsiyor. Bekçi sopasile polis düdükleri doğan güneş- le beraber son akislerini sokakta do- laştırıp kayboldular. Ustanın anası: — Nuri, dedi. Emanetini sahibine vereceğim.. senden, Gülizardan da, Ö- merciğimden de hoşnudum, Allah da sizden hoşnut olsun., (Arkası var) Bir Doktorun Günlük Pazar Notlarından — (*) * Baoğaz kuruluğu Gelen hastat Sesini güç çıkarabiliyor ve kımk konu- guyor. Boğazını göstererek: 1 — Daimi bir kuruluk, 2 — Yanıklıktan muztaribim, Bir sene evvel bademciklerimi aldır » miştim. Ondan sonra bu hal — başladı. Eskiden nezleden kurtulmazdım. Şim- di de bu kısıklık ve kuruluk beni çıl » dırtıyor. Sinirdendir, dediler. Ben de size geldim. Ne diyeceksiniz bakalım, iyi olabilir miyim acaba? diye mera. kını anlatıyor. Kan muayenesi temiz. Boğazını muaye- me ettim. Badamciklerin — maiyetinde küçük rutubet keseleri de ameliyatta beraber alınmış olduğunu tesbit ot - (| tim. (P Bu kısıklık ve kuruluk bundan ileri ge- || Eyordu. Daima deniz havası ve banyosundan istifade edeceğini söyle- dim. ——— (*) Bu nmotları kesip saklayınız, ya - hut bir albüme yapıştınp — kolleksiyon yapınız. Sıkınltı zamanınızda bu hotlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. Tahvil alıp Satmanın kârı Geçen hafta kaydettiğimiz gibi Mer- kez Bankası eshammâ gün geçtikçe alâka artmaktadır. Halta iptidalarında 8| Hra- dan muameleye başlanmış, büyük rağbet karşısında 91 liraya kadar yükselmişti. Ön beş gün zarfında yirmi lira kadar yükse- len bu esham bazı teknik sebeplerden ve bilhassa ellerinde ucuz fiyata alınmış ee bam bulunanların fazla kâr temini maksa- dile piyasaya çok miktarda esham — arze- dişlerinden dolayı bir miktar — gerileyerek (81) liraya kadar düşmüştü. Maamafi haf. ta sonunda bu fiyatlara da ahcı çıktığın- dam muameleler tekrar eski hararetini bul- muştur. Bundan anlaşıldığına göre önü - müzdeki hafta içinde bu eshamın tekrar yükselerek geçen haftanın en yüksek fiyatı olan 91 Hirayı da geçeceği ümit olunmakta- tadır. Üni Türk tahvilâtına gelince; bunların satışı caki harmretini kaybetmiş değildir. Hafta iptidasında 22,70 İliraya — satışa çıkanlan bu tahvilâtın birincisi evvelâ da- ha bir miktar yükseldikten sonra dün 23,20 tiradan muamele görmüştür. Bu tahvilât ” İhafta içinde Pariste 188 frank ile 191 ara- sında temevvüç etmiştir. Maamafi bu u- fak düşüklüğe rağmen hergün bir kaç bin tahvilin alınıp satıldığı ögrenilmiştir. İkinci tertipler, birincilerden 190 ku- ruş noksan iken bunların Kredi Fansiye mukabili memlekete idhalinin men'i üze- tine bu fark (120) kuruşa kadar düşmüp- tür. İkincilerin borsada dünkü fiyatları |21,65 lira idi. Üçüncü tertipler üzerine Vehemmiyetli muamele olmamıştır. Hafta iptidalarında Anadolu yolu tahvilâti 464, mümessil tahvilleri 46, hisseler 26,20 idi. Üç dört gün evvel bor- sada dolaşan bazı şayialar neticesinde fi- yatlar bir iki lira kadar düşmüştü. Fakat bu haberler borsa muhitinde kat'i surette tekzip edildiğinden Anadolu grup tahvilâ- t tekrar yükselerek mümessiller — 46,70 tahvilât 45,60, hiaseler 25,50 liradan mu- amele görmüşlür. Anadolu tahvilâtima ait kuponlar bir teşrinievvelde tediye edileceğine nazaran yükselme ihtimalleri fazladır. —Beher ku- pon için 230 kuruş tediye edileceğinden 45,60 kuruşa alınan bir tahvil 230 kuruş noksanile 4330 kuruşa alınmış demektir. Okuyucularımıza Üni Türk ve Anado- ha grupu tahvilâtının bugünkü — fiyatlarla satın alındığı takdirde yüzde ne miktar irad getirdiğini bir tablo halinde neşredi- yoruzi Demir- l EESSER AŞ Z S BaBRAE NUSE Mevsimin ilk yüzme müsabakaları dün yapıldı İstanbul mıntakası su sporları ajan« hğı tarafından tertip edilen - teşvik müsabakalarının birincisi dün yapıl - dı. Alınan neticeler şunlardır: Yüz Metre Serbest Erkekler: Birinci Orhan (G. S.) 1, 3, 4 yeni Türkiye rekoru. İkinci Halil (G. S.), üçüncüsü Bü- lent (Beykoz). Yüz Metre Serbest Kadınlar: Birinci Simon (Beykoz), ikinci Ve- cihi (Beykoz). z 'Yüz Metre Sırt Üstü: Birinci Fikret — (Beykoz), İkinci Metin (Beykoz), üçüncü Hamdi (. s. K.) Dört Yüz Detre Serbest Birinci Halil (G. S.) 5,21,2 yeni Türkiye rekoru, ikinci Mahmud (G. S.), üçüncü Bülent (Beykoz). İi Yüz Metre Kurbağalama Kadınları Birinci Vecihe (Beykoz), ikinci Ha« le (İ. S.K.). X 4X200 Bayrak Yarışı Birinci Beykoz takım:, ikinci Gala- tasaray takımı. Müsabakalara bugün de (10) dan 12 ye ve bir buçuktan akşama kadari saat 15 de başlanacaktır. Ağustos Perde arkasına gizlenenler mi var? V(Baştarafı 1 inci sayfada) Haberleri Olmadan Sigorta Bedelleri Almanlar Yaşadıkları halde sahte vesikalarla öl- dürülenlere ait olan ve tetkik edilmekte bulunun dosyalarda isimleri yazılı iki — si- gortalı dün Emniyet memurluğuna davet edilmişler, ifadeleri alınmıştır. İsimleri mektum tutulan bu iki sigortalı kendilerinin Ünyon sigorta kumpanyasına sigortalı olduklarını fakat bir senedenberi muayyen taksitlerini vermediklerini — söy- ü lir. Tahkik hey'eti kendilerinin sahte vesi- kalarla bir sahtekâr kumpanyası tarafından öldürülerek sigorta bedellerinin kumpan- yadan alındığını — söyleyince — şaşırmışlar- dir. Sahtekâr kumpanyasının elbaşısı —On- nik İplikçiyan bütün kabahatleri Vuçinoya atfetmektedir. Onnik yeşil defterde — izim- leri yazılı öldürülmüş ve öldürülecek eşha- sın isim ve adreslerini Vuçinodan aldığını söylemekte ısrar etmektedir. Dün Vuçinoyu gördük, Vuçino ismi- nin bu rezalete karıştırılmasından — fevka- lâde müteessir görünmektedir. Vuçino «Ben Masumum» diyor. Vuçino bu mesele hakkında — demiştir kiz — ÖOnnik bütün kabahatleri benim üze- rime yüklemeğe çalışmaktadır. Fakat her- kes şuna emin olsun ki benim bu işle kat- iyyen alâkam yoktur. Yeşil defterde yazı- h olan adresleri benim bilmeme imkân yoktur. 'Taksitlerini vörmediğinden Mmukavele- «i bozulmuş veya borulmak üzere olan a- bonelileri ben bilmem. Çünkü ben tazmi- nat servisinde çalışmaktaydım. Sigortalıların adreslerini ve taksitleri- ni verip vermediklerini tahsilât — şubesile evrak kalemi bilir. Eğer girketin içinde bu sahtekâr kum- panyasile alâkadar bir kimse varsa ve e- ğer Onniğin dediği gibi sigortalıların ad- reslerini girketten almışsa bu isim — ve ad- resleri evrak kalemi şefi Mercanof ve mu- avini Camciyan ile tahsilât şubesi çefi Ma- makyan'dan başkasının vermesine —imkân yoktur. Onnik İplikçiyan mütemadiyenı «Be- ni iğfal eden Vuçinodurm demesini ben mevcut düşmanlarımın Onniğe benim h- mimi verdirmelerinden anlıyorum. Bu su« retle bütün şüpheleri benim üzerimde te- merküz ettirerek bu arada kendilerini - nutturmak istemektedirler. «Onnik Tefeciydis Ben Onnik İplikçiyanı on iki seneden beri tanırım. Kendisi tefecidir. Ben de mü- zayekaya düştüğüm zamanlarda kendisin- den borç para aklım fakat tekrar inde et- tim. Onnik İplikçiyan sigorta kumpanya- sına kat'iyyen gelmezdi. Eğer bir işi varsn bunu adamları vasıtasile yatırırdı. Yalnız bundan çok evvel bir gün bana | geldi. Ahbabım — olduğundan bir iş için banden teshilâtta bulunmamı rica etti. Ben de icap eden teshilâtı gösterdim. Onniğin bu işi bir sigorta meselesiydi. İsmini şimdi hatırlıyamıyacağım bir a> damın kendisinin amcası olduğunu söyle- di Ben de tahsilât ve evrak kaleminden dosyaları gelirterek bu adamın — sigortalı olup olmadığını tetkik ettim. Bu adamın mukavelesinde öklüğü zaman — sigortasını Onnik İplikçiyana terkettiği hakkında bir meşruhat vardı. Kendisine icap eden ve- saiki getirmesini söyledim, o da vesikala. n getirdi ve 500 lira olan sigorta bedelini aldı. Gitti ve bir daha kumpanyada kendi- «Bu dalavereler çok eskiden başlamıştı» Bu iş zannedildiğinden daha mühim ve büyük bir sahtekârlıktır. Ve bu işin ev- veliyatı da çok eskidir. Nevyork — sigorta kumpanyası burada faaliyetini tatil ederek — işlerini Ünyona devretmiştir. 1922 senesinde bu şirketin evrakları ve bazı memurları Ünyon kumpanyasına geldiler, bu tarihte Nevyorkun memurla- rından olan Rafaelyan ile Zigomala'yı da '5;0_5'" “İllh.:ı.n:ı Mvu:_v'e_vîıle: Muhak- devam edilecektir. Dünkü galiplere madalyaları veril - miştir. Birinci teşvik müsabakasında iki Türkiye rekorunun kırılmış olması Âti için çok ümit vericidir. Selim Tezcan Veliefendi at yarışlarının beşincisi bugün yapılacak, ve — müsabakalara kak ki bu isim' ve adresleri kumpatö”| bunlar vermişlerdir. Sır olan defter Çünkü bunlar benim servisimde * şırlarken Nevyork sigorta şirketindet len büyük bir defter de bunlarla benim odama geldi. Fakat bilâhare ” Jar başka bir servise nakledilinci Nevyork girketine kayıtlı bütün ların isim ve adreslerini gösteren bu € ter de, o tarihten itibaren ortadan du. Bütün aramalarıma rağmen bir bulunamadı. Sahtekârlık nasıl yapılır? Benim düşünceme göre bu sahi şu şekilde yapılabilir: Bu sahtekâr kumpanyasının reisl nidir. Ve yapılan sahtekârlıklar da Nevyork sigortasına ait abonelilere dığına göre ve Nevyork şirketinden memurlar da ermeni olduğundan pek âlâ birbirlerini tanırlar. Ve Onnik onlardan aldığı isim vt res üzerine ölen bir abonelinin varisini larak ©o varise pek az bir şey vermek retile parçanın yağlısını kendisi yutafı Şimdiye kadar yapılan tahkikat bi sulle hareket edildiğini ispat etmiştir. Fakat Onnik çok kurnaz bir &d Böyle karışık ve tehlikeli işlerde kat'if kendisini göstermez ve adamlarını tir. Nevyork sigortasından alınacak için vetilmesi lâzım gelen vesikaların sında ermeni — patrikanesinden söylenen ölü veşkalarının — mevı doğrudur. Fakat patrikane Cumhuriyet hül tinin tesisinden sonra bu gibi vesika mekten menedilmiştir. İşo Şemsettinin refikası da karışıyof Bu son hâdisede Şemsettin kansı bayan Didar bana geldi öldüğünü söyledi. Ben Şemsettin Nurinin sigortalı olmadığını bilmediğim — için tahsilât * mından Şemsettin Nurinin sigortal olmadığını sordum. Bana — gönderilen vapta: Bu adamiın 2000 Hiraya olduğunu öğrendim ve icap eden istedim. Bir ölü vesikam ve nüfus tı siz bir de doktor raporu getirdiler. Beti bunların muamelesini yaptım. Bizim H Reassüransda mükerrer sigortamız İ hınduğundan kendifsini bu işten dar ettim, Evrak merkeze gönderildi fakat hare bunların sahte olduğu meydana Ve bu rezalet te bu şekilde patlak verdi Beni Ünyon sigorta şirketinden men azlettiler. Halbuki benim bu işlt bir alâkam yoktur. Bu sahtekâr kumpanyasına yardısi denler benim ismimi ortaya ça kendilerini perde arkasında bırakmak tiyorlar. Fakat çok yakın zamanda kat bütün çıplaklığıyla meydana çi tır.» İ Doktor Asaf meydanda yok — -| Bu hüdisede alâkadar olarak tevki dilen, sonra serbest bırakılan, fakat rar tevkifine karar verilen doktor meydanda yoktur. Ailesi de eve geli Bi için merak ettiklerini söylemektedif | Zabıta doktor Asafı şiddetle aramakt ltalya Akdenizdeki kuvvetlerifi geri çekiyor Roma, 22 ( A. A.) — ajansı muhabirinii denizinde olan vetlerinin büyük bir kısmını yaya çağırmıştır. 5 Yeni bir hava rekoru M&ı:.iıı. 22 — Hindef, va 5 bir rekor ve dan cenubi — Amerikaya cenubi Amerikadan — Alman! dönüş seyahatini bir hafta yaptı. İtalya Elbo adasınin aş»lfid vaziyetini tetkik etti v Roma 22 (Husust) — Sinyor Üi lini Elbo adasına gitmiş ve teftişat OA İmıştır. Sinyor Musolini — bilhassa lukeri vaziyeti ile alâkadar olmuş"

Bu sayıdan diğer sayfalar: