29 Ağustos 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

29 Ağustos 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Üzümün 2, şarabın 15 kuruşa satıldığı kasaba Ürgüpte altı nüfuslu aile ayda yirmi lira ile müreffeh bir surette geçinebiliyor Ürgüp kazası dahilindeki mekteple rde çalışan muallimler bir arada * HŞ çerkür Ürgüp (Hususi) — Kayseri vilâye-|mıştır. en eski ve en büyük kazalarımdan rgüp: Kendine hâs güvercin ve gü- SON POSTA & MEMLEKET HABERLE_IZI Kastamonuda elcîtrik Fiyatlar 30 kuruştan on kuruşa indirildi Kastamonu (Hususi) — 934 sene- sinde Milânoya tahsile gönderilen Sait şehrimize dönmüş ve elektrik fabrika- sının idaresini eline almıştır. Geceleyin sık sık kesilen cereyan artık munta- zam bir şekilde sabaha kadar devam etmektedir. Elektrik kilovatınım — çok pahalı olduğunu düşünen belediye ki- lovatı SÜ kuruştan 10 kuruşa — indir- meğe karar vermiştir. Fabrikanın gece- de 300 kilovat sarfiyatı ve şehirde de 1000 abonesi vardır. Sarıköyde iki yangın Sarıköy (Hususi) — Nahiyenin or- ta mahallesinde Pomak Hüseyinin ahırından yangın çıkmış, ahırda bulu- nan hayvanlardan bir manda yavrusu kurtulamamış, otlarla ve ahırla bera- ber yanmıştır. Geyikli ve Armutlu köyleri hudut- larında da bir koruluk yangını çıkmış, biri Ürgüptür. Ürgüp irili ufaklı kaya- | vercinliklerile de meşhurdur. Ürgühünıbiı buçuk saat çalışıldıktan sonra sön- " üstüne sivri ve yassı tepelerin a-|ortasında kabharan kalenin dört tarafı dürülmüştür. Tasına yapılmış tarihi bir kasabadır. Kayseriyi Konyaya bağlıyan umumi! “Şösenin, en mühim uğrak noktasıdır. Ürgüp tamamen bembeyaz taşlardan Yapılı binalarla süslüdür.. dört tarafı Yemyeşil bağ ve bahçelerle çevrilmiştir, Bağlarımızın çokluğundan daha üzüm İlk çıkmasına rağmen iki kuruşa satıl - Maktadır. En nefis şarabın kilosu on $ kuruşa satılmaktadır. Hayat burada © kadar ucuzdur ki hiçbir yerle kıyas ka & €tmez. Yirmi, yirmi beş lira maaş- beş altı kişilik bir aile burada mü - İ kn.'t_ımeım yaşıyabilir. Ürgübün 'bilhassâ içmeleri pek meş: hurdur. İki mürüf içme vardır ki buraya Yarım ve bir saat mesafededirler., iç - Melerin birisi İstanbuldaki Tuzla içme- inin ayni olup mide ve barsakları temizlediği söylenmektedir. Diğer iç - Te Kisarna maden suyunun eşidir, Bu İçmeler yüzünden her yıl binlerce va- Ürgübe gelmektedir. _Ürgüpıe göze çarpan bu belediye fa- âliyeti var. İmara çok muhtaç olan ka- Sabada belediye kendisine düşen onar- Ma işlerini başarmağa çalışmaktadır. Bügünkü kültür teşkilâtı Ürgübe kâ- fi gelmemektedir. Zira oldukça kalaba- Ök bir nüfusa malik olan Ürgüpte an- Cak iki ilk okul vardır. Eğer bu iki o- kul da tam teşkilâtlı olmuş olsa idi una emken memlekete kâfi gele - şk'i_ Maalesef Zafer okulu dört sınıf- Muntazam bir mektep olarak yapıl - ve öyle faaliyete geçmiş iken bu tepte bugün tek bir öğretmen kal « — ... oyularak bir çok güvercinlikler yapıl - mıştır. Burada hemen hemen her evin bir güvercinliği vardır. Bu kuşlar men- sup oldukları ev sahiplerine kat'iyyen masraf yaptırmaksızın her yıl epeyce gelir de temin ederler, Ürgüpte bütün bostanlara güvercin gübresi serpildi - ğinden güvercin gübreleri oldukça pa - ra etmektedir. Ürgüp bostanları güvercin gübreleri- le yetiştirildiği için meyva ve sebzeler çok nefis yetişmektedir. Bilhassa ka - vun ve karpuzlarımız lezzetine doyum olmıyacak kadar tatlı ve râyihalıdır. Ürgüp, 'iyi suları, sağlam havası ve sayesinde her vatandaşm fo- rah ve fahur yaşıyabileceği şirin bir yurd parçasıdır. Ürgüpte posta işleri Ürgüp ve Nevşehirin de posta ihti- yaçlarını göz önüne almarak pazar gün- lerinden maada her gün posla seferleri yapılmıştır. Nevşehir ve Ürgüp posta- ları muntazaman bir gün Niğdeden di- tadır. İstanbul postaları yalnız Niğdeden çıkmaktadır. İdare bir çok külfet ve masraflara katlanarak İncesudan da buraya haftanın üç gününde posta se - ferleri ihdas etmiştir. Halbuki İncesu postaları bomboş gelmekte, — İstanbul postalarını getirmemekte, İstanbuldan gelen mektup, gazete ve sâir mürsilât hep Niğdeden çıkmaktadır. Kan davası kmit köylerinde iki cinayet işlendi. Bir kadın sevdiği genci, bir genç te babasını öldüren adamı öldürdü İzmit, (Hususi) — Çubuklu kö - ** Rizeli Maksut isminde bir genç Yünde kırk yaşında bir kadın sevdiği,|de Karatepe köyünde oturan hatip t yüz bulamadığı bir delikanlıyı | Mehmedi öldürmüştür. Cinayetin se - bu cinayeti niçin işlediği sorulduğu — Onu neye öldürdüğümü, ben de| Mehmed İyorum, demiştir. ——— Yalvaçlılar lise istiyorlar Yulvaç (Hususi) — Yurdun bir 2: köşelerinde olduğu gibi, burada da, sıkıntısı vardır. Her sene, - ort» ü B_!. Sem Bek ekte iseler de, bunların yekünu azdır. Burada, bir lisenin bulun -| kalmaktadırlar. Bunun için, ,, Yisı yüzünden, orla mektebi bitiren | bir lisenin yapılmasına şiddetle ihtiyaç' oldukça mühim varidat temin olun - i mecbur | vardır. | 'ekle vurarak öldürmüştür. Kadına | bebi söylendiğine göre evvelce Hatip Mehmedin Maksudun babası İsmaili öldürmüş olmasıdır. Maksut da baba- lanmıştır, Sarıköy ve Gönende fare derdi Sarıköy (Hususi) — Bu yıl Sarı- köyde ve Gönende tarla fareleri çoğal- ü mıştır. Fareler bilhassa mısır ve kavun,|me Kurumunun Antep şubesi muhit | Ç esası böyledir. Onun için Hami Danmış 5.' *p, bir çok mezun vermekte, fl-,karpuı tarlalarında çok büyük zararlar | için çok faydalı olmakta, başında bu- |menmt'in tezi, bu iki esasa ayrılmakta ve ev- Yüz ' gençlerden ekserisi lisesizlik yapmaktadırlar. Ziraat memuru — me-|lunanlar feragatle çalışmaktadırlar. Bu / velâ eişaret dilir ve ondan sonra da tat- %Ehdcn tahsile devam edememekte- | zunen Ankaraya gittiği için fare mü-| müessesenin bugüne kadar giydirdiği 'rifsiz fil» meselelerini tetkik etmektedir. g cadelesi yapılamamakta, halk dört göz- çocukların sayısı 800 den aşkındır. Ka zı, hali vakti yerinde olan aileler,|le ziraat memurunun mezüniyetinin | Mekteplere giden öksüz yavruların |dilin menşei çu çü kısma ayrılmaktadır: uklarını civar şehir liselerine gön-|bitmesini beklemektedir. Karamanda bolluk Karaman (Hususi) — Yağmurlar dindikten sonra havalar pek serin ola- rak devam etmektedir. Asşkert mah - fel bahçesinde yapılan sünnet düğü -| nünde halk sabaha kadar coşkun bir neşe içinde eğlenmiş ve 22 fakir ço - cuk sünnet ettirilmiştir. Bu yıl Kara. man ve havalisinde bir kavun ve kar- | kaydedilmiştir. Bugünden itibaren ken namlarına tez acaklar dinlenece KÜ okuy W Si H Dün Kurultayda tezlerini okuyanlar : Agop Dilaçar, Mehmet Ali Ağa ve Ismail Hami Danışment (Baştarafı 1 inci sayfada) nâlı sesler kaim olmasile tezahür edı halledilmiş oluyor. Bunun üzerine (Türk|diki cişaretsiz söz» devri. dili ana dildir) neticesine posteriori ola»| — Bu Üç devrin birincisinde sözsüz rak varıyoruz. dilini kullanan insanlar ses çıkarmam| Menşe çokluğu münakaşası ğillerdir. Fakat bu sesler manâsız © Menşe vahdeti, menşe çokluğu müna- | için söz değildir, hayvani seslerdir. kaşası eskidir. Bu münakaşalara girilme- Milâttan astırlarca evvel Platon den bu meseleleri tenvir etmek üzere Gü-|lon gibi, büyük filozoflar sözün jesti meş - Dil teorisine esas olabilecek bazı an-|ten doğduğunu tesbit etmişlerdir, tropolojik prensipler mevzuu bahsedilmiş- En son tetkiklere göre ses dili bil tit Ş dilinin tabit bir neticesidir. Çünkü jesti yalnız elile değil, ağzı ile de fakat ağızla jest yapılırken, ciğerlerdi len hava boğazla ağız arasındaki b lara girip çıkmakta olduğu için ses d hâdise fiziyolojik bir netice olarak olmaktadır. İsmail Hami Danişment tezinin kısmına geçerek tarifsiz fiil meselesi: kik etmiştir. Bu tezden sonra Kurultay bugi on dörtte tekrar toplanmak üzere mıştır. Bugün okunan tezlerle Kurultay okunmuş olanlar nihayete ermiştir. Bu yapılırken İtalyan (D. Rosa) A- vusturyalı W, Sohmidi ve Sovyet N. Narr'ın noktai nazarlarına — başvurulmuştur. Gü- neş - Dil teorisinin glottogomisi bunlarda: hiç birine meydan olmadığı halde, her üç nazariyenin onun tavzihe uygun — olduğu Agop Dilaçar bundan sonra ana dilin bütün lisanlara hâkim olan dil demek ol- duğunu izah etti. Bir eaat kırk dakika süren bu tezden sonra on dakika istirahat verildi. Mehmet AĞ Ağakay'ın Tezi İkinci celse açıldığı zaman riyaset di- puz bolluğu vardır. Karpuzun kilosu şimdiden SÜ paraya satılmaktadır. Ka- vun da 2 kuruştur. Buğday rekoltesi pek boldur. Fiat- lar gittikçe düşmektedir. En iyi sertler 4,5, ekstra sertler 4, arpa da iki kuruş on para üzerinden muamele görmek » tedir. Muş - Bitlis maçı Muş (Husust) — Diyarıbekir mın *İgeriye gidemediği, Lâtincenin ancak yirmi takası lik maçlarına devam edilmekie- ' iki asırdan birisi Hizumu kadar dir. Bitlisin Güzeldere ve Muşün Al - halde Attik lehçesi, İsniyen Diyalekleri mi: ğer gün de İncesudan gelmektedir. Fa-|tanova spor klüpleri karşılaşmasında 'Iâttan altı asır önceye kadar çıkmaktadır. kat buna rağmen haftanın üç gününde |1 — 0 Muş takımı yenilmiş, fakat gayri |En eski metinleri olan Nordik ise ön yedin- İstanbul ve Ankara postaları çıkmak - HiZami oyuncu oynattığı için Güzeldere mağlüp addedilmiştir. Bu iki klüp gençleri arasında Bitlis-| nin Hint - Avrupa dil ailesi için, ve bu a» de de bir maç yapılmış, İki ikiye bera-|rada Grekçe ile ölan menşei münasebeti berlikle neticelenen bu maçta Bitlisli-|artık müsbet hakikatlar arasına geçmiş bu- ler takımlarını Diyarıbekir Ay klü - bünden aldıkları iki oyuncu ile kuv - vetlendirmişlerdi. Maçta bütün Bitlis halkından mâdâ civar kaza ve vilâyet- lerden gelen seyirciler de hazır bulun- muşlardır. Antepte dolu ve yağmur Antep (Hususi) — Şehrin şimal ve garp taraflarına şiddetli yağmur ve dolu düşmüştür. Bu yağmur yüzünden gece dereye sel gelerek taşırmış ve sel bu dere kenanndaki bulgurlarla, bir salı götürmüştür. Şehrin garbındaki Değirmenönü de-|melerini anlattı. nilen mahalle şiddetli yağan dolu bu civardaki bağların hasılâtını harap et- miştir. Dülük köyüne de şiddetli dolu intikamını almak için hatip yağdığı ve köyün bütün hasılâtını mah-| — Güneş - Dil sisteminde birdenbire gö- i öldürmüştür. Maksut yaka-| yettiği öğrenilmiştir. Aıtap_wk esirgeme kurumunun faaliyeti Antep (Hususi) — Çocuk Esirge- |hepsine sıcak öğle yemeği, çamaşır, el- hei ol r ——— İbise ve harçlık verilmektedir. Müessese 'de eden «sörsüz işareta devri. burada, 'namına bir gardenparti tertip edilmiş, muştur. zam İCİ asırdan yukarı çıkmamıştır. Grekçenin bu klübü muntaka tarafından hükmen ' .ekiliği yanında bir hususiyeti de hep ayni Yarından itibaren kendi namlarıı okuyacakların sözleri dinlenocek, prol ler sözlerini söyliyecekler ve ağlebi mal Kurultay pazartesiye mesdisini cektir. vanında ufak bir değişiklik oldu. —İsmail Müştak Mayako'nun yerini Saylav Esma Nayman işgal etti. Ve söz Mehmet Ali A- Bakay'a verildi. Mehmet AK Ağakay tçzi- ni okadu: Ot€uz asır evvel Ege havzasında — ko- nuşulan Grek lehçeleri Türk dili için h- mal edilmiyecek bir araştırma sahamı teş- kil eder, Hint - Avrupa grupu içinde mâ zisine en çok nufuz edilen dil Grekçedir. Hint * İran sahasında beş asırdan — fazla Encümenlerin Faaliyeti Güneş - Dil teorisi encümeni dül rayda toplanmış ve tezlerin tetkikii vam etmiştir. Memlekette Aldığımız telgraflarda Yozgat, Bi sir ve Bigada Kurultay — müzakerel hararetle takip ği bildirilmekted İngiltere Kral bugün İstanbul hareket ediyo! Akdenizde seyahat etme olan İngiltere Kralı Samaj. Sekizinci Edvardın şehrimize | tahakkuk — etmi Muhterem misafirimiz şehrimi tanıldığı yazı ve imlâyı muhafaza etmesidir. Türkçe» lanuyor. Takım takım Türkçe temlerin, hat- tâ epeyce de gramatikal şekillerin Grekçe de bülunması şüphesiz ehemmiyetli bir vükiadır. Grekçe bize bir çok mefhumla- rin Türkçe ifadesini otuz asırlık bir zaman Gtesinde görmek imkânını veriyor. Bu ci- hetten dilimizin fizonolojik önemi büyük- tür. Bir kaç küçük araştırma ile bütün bu cihetler tebarüz — ettirilmiştir: Grekçede #üsağsl belli olmuyan -pok. çok İelime var> dır. Türk vokabüleri gözönünde tutulsay- (h Üldşe'te KAder gok Belimenin mengel meçhul kalmazdı. Dedikten sonra (Loos ve Ohlas) keli- şerefine gitmeden evvel bir | verilecektir. Kralın Pazar g Bi ae | ihtimali İsmall Hami Danışment'in Tezi Üçüncü olarak İsmail Hami Danişment tezini anlattı: ze çarpmıyan öyle mühim noktalar vardır ki, bunlar ilim tarihinde tesbit — edilebile- cek bir çok müeyyidelerle ispat edilebilir. Meselâ: İnsanların sesle konuşmağa başla- madan evvel bir işaret dili kullanmış — ol- duklarına wit esas ile konuşma dilinin ilk devirlerinde tasrif edilmeden kullanıldığına halkı | maştır. Kral adalarda bir müc gezdikten sonra Falere dönmüş İngiltere Kralı yarın bura hareketle Skiresi adasına uğradıl sonra İstanbula gidecektir. £ İstanbulda üç kalacak ve İsi buldan Karadenire geçip Kösl İşaret diline nit olan birinci — kısımda | — Fikri yalnır manâhı jestlerle ifa- 2 — Çok basit ve iptidei bir kaç manâs | OLU BK KA alliki h sözle karışık jestlerden mürekkep «söz- Sakız ve Girit adal da « lü işarete devri. vek FŞ 3 — Eski manâli jestlerin yerine ma-

Bu sayıdan diğer sayfalar: