29 Ağustos 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

29 Ağustos 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eee | KOR Son Posta'nın tariht tefrikası İ Türk — palaları, Türk — kılıçla -| z'|n düşmanlarının — omuzları — üs - Mt den | grçükçe biror ' kesik baş içe Rüverteye — yuvarlanıyor, — katranlı K eler kana bulanıyor ve bu kan - basanlar kayıp düşüyorlardı. On beş yirmi dakika sonra dokuz İs- Bünyol gemisinden hiç biri kaçamamış, g) “ersi de ya batmışlar, ya karaya otur ş) Muşlar, yahut da oldukları gibi bütün ük ve askerlerile birlikte esir edilmiş- erdi. Doğrusu bu zavallılar pek abdalca _—lııîanmışhnlı. k Cezayır leventleri yıllardanberi çe - Tn savaşlarla kazandıkları zaferlere Bi onların hepsinden kolaylıkla bir tlak zafer daha ilâve etmişlerdi. Fa- Â düşmanın hiç olmazsa bir kısmı - »| #n kaçıp kurtulmamasına biricik se- Bebi de İlyas Reisin tam zamanında o- Ttya gelmiş olması ve hemen vaziyeti tavrıyarak en uygun şekilde hücum #tmesi olduğu da inkâr edilmiyordu. Hayreddin bey esirlerin başlıcalarını ndi konağının avlusunda kabul etti. sırada İlyas Reia de onun yanında * tanınmış Reislerle birlikte bulunu- dr| Yordu . — Büyük avlunun bir kenarında du - Tan Küçük Ali onlara hayran hayran ayordu. Çopur İsmaile soruyordu: işil — Hayreddin beyin sağındaki to - '*:ıkuhlhmişnmuıluıdımk'nn- ? f hei — Yopur İsmail bu sorguya kısa bir | “vap verdi : #| — — Aydın Reis... , Salih Reisi, Savula Reisi daha baş- ta Reisleri de tanıdıkça sanki gözlerin- Se yeni dünyalar açılıyordu. , Fakat bunların da diğer leventlerin g) * aralarındaen yakışıklı ve en sevim- Çt| " bulduzu erkek İlyas Reisti. bel) , Hayreddin bey düşman kumandan- ğ wkınu bir çok şeyler soruyor ,onlardan | *evap istiyordu. Küçük Ali bunların v olduğunu, neler söylendiğini anlı- yf “İamıyordu. Bununla beraber pek o ka- '| dar da merak etmiyordu. | Esirler Adakale ile Cezayir arasına yi /Pılmakta olan Mendirekde çalışmak n ',"ıeıe giderlerken Hayreddin beyle ar- p, kl'llşlın da konağa girmişlerdi. b Küçük Ali Çopur İsmaille birlikte #| “&zayir sokaklarına çıktığı zaman ken- 1 çocukluk hatıralarının — uyandığını k:diymdu: , Akından gelen babasını karşılamak Hmana giderken şu sokağı bir rüz- hızile geçerdi. Vinin eşiğine oturarak babasını lediği zaman da Palabıyık Ömerin tli vücudu ilk defa olarak işte şu Ştede görünürdü ve Küçük Ayşe ye- # | "den bir âhü çevikliğile Arlyarak o- AA ellerine ve boynuna sarılırdı. Dalgındı. t Vaktile o mes'ut günleri yaşadığı Şisük evin önünde, kendini bilmeksi- 4 durdü. Eşiğine, kapısına, pence- y'e ve damına ayrı ayrı bakıyor, kal- ide ayrı ayrı sızılar buluyordu. Göz- Yaşarıyordu. ' Şimdi burada yapayalnızdı. Fakat hayır, yalnız değildi. İlyas reis tradaydı. Fakat o küçük Ayşeyi ta- Müyordu. b kendisini tanıtsa ne yapardı? ğ ,kl!lııını çatarak: | x— Beni aldattın!.. İlk gemi ile Mi- İliye gideceksin! D"u ne yapardı? ğ u yapmıyacağını öğrenebilsey- kendisi için hiçte rahat ve sevimli ,*"yln bu leventliği hemen bırakırdı. B_'lnlın düşünürken Çopur — İsmail Ümüş ve ondan on on beş adım u- rak köşeyi dönmüştü. Bir şey 'emek için döndüğü zaman küçük Öörememiş, geri gelmişti. kü'.'ük Aliyi dalgın dalgın bir eve ken gördü: Ne duruyorsun orada? SON POSTA Kahramanlık, aşk, hıecııı v macera SANIN KIZI Yazan : Kadircan Kaflı Numara : 60 vurgundurlar. Bir kaç akından sonra senin de çok paran ve malın olur. Ma- Küçük Ali silkindi. Hayatının bu biricik sırrını sezdirmek korkusu onun şimdi bütün düşünce ve hislerinin üs- tündeydi Koşarak Çopur İsmailin yanına gitti. |man senin de böyle bir evin olur. İste- Çopur İsmail onun yaşlı gözlerini| mez misin? görmüştü: Küçük Ali önce kızardı, fakat son- — Ne o, ağladın mı? ra kendisini toparladı ve gülümsiye - Diye sordu. dek dudak büktü. Küçük Ali gözlerini hızlı hızlı açıp| — Neden öyle yaptın. Olmaz şey kapadı. Gözlerinin yaşmı sanki tekrar |mi sanki? içeri almıştı. — Olmaz şey değil ama... — Şey.., Günesten olacak... Bura-| Küçük Ali bir türlü: nın güneşi insanın gözlerini kamaştır.| — Ben evlenmem... yor. Diyemiyordu. Zaten bunun için bir — Ya o eve neden öyle uzun uzun | sebep de yoktu. baktın? — Ben bir arapla evlenmem. — Hoşuma gitti de... Kim bilir... Dedi. Çopur İsmail gülümsedi: — Benim sevdiğim birisi var. — Cezayir kızları Türk leventlerine ( Arkası var ) Üçüncü İcra Memurluğundan: Ethemin tasarrufunda bulunan ve Emniyet Sandığına birinci dere- cede ipotekli olup tamamına (1200) lira kıymet takdir edilen Kartal Üsküdar caddesi 160, 42 H. 969 No.lu sağ tarafı Nimet ve Hikmet ve Eminenin arsası Yesari Celâl ve Ramize arsası arkası piyasa caddesi cephesi Bağdat caddesi ile mahdut bir cephesi çarşı diğeri deniz caddesine olmak üzere iki kısımdan ibaret iki tarafı duvar tavanı ahşap heriki dükkânın zemini çimento döşeli cephesinde camekân ve ahşap kepenkleri bulunan heyeti umumiyesi 37 m? olan mezkür gayrimenkuller açık arttırmaya vazedilmiş olduğundan 2/11 /936 tarihine müsadif Pazartesi günü saat 14 ten 16 ya kadar daire- de birinci arttırması icra edilecektir. Arttırma bedeli kıymeti mu- hammenenin *6 75 ni bulduğu takdirde müşterisi üzerinde bırakı- lacaktır. Aksi takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma 15 gün müddetle temdit edilerek 17/11/936 tarihine müsadif Salı günü saat 14ten 16 ya kadar keza dairemizde yapıla- cak ikinci açık arttırmasında arttırma bedeli kıymeti muhammenenin * 75 ni bulmadığı takdirde satış 2280 No.lu kanım ahkâmına tevfikan geri bırakılır. Satış peşindir. Arttırmaya iştirâk etmek isteyenlerin kıymeti muhammenenin *b 7,5 nispetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu hâmil bulunmaları lâzımdır. Hakları Tapu sicilli ile sabit olmıyan ipotekli alacaklarda diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masa- rife dair olan iddialarını evrakı müspiteleri ile birlikte ilân tarihinden itibaren nihayet 20 gün zarfında birlikte dairemize bildirmeleri lâzımdır. Aksi takdirde hakları Tapu sicilli ile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Müterakim vergi, tenviriye, tanzifiye- den mütevellit Belediye rüsumu ve Vakıf icaresi ile 20 — senc- lik —vakıf icaresi tavizi —bedeli müzayededen tenzil — olunur. | Daha fazla malümat almak isteyenler 17/10/936 - tarihinden itibaren | herkesin görebilmesi için dairede açık bulundurulacak arttırma şartna- | mesi ile 35/742 No.lu dosyaya müracaatla mezkür dosyada mevcut vesaiki görebilecekleri ilân olunur. (T7T1) İstanbul Defterdarlığından: Muhammen kıymeti Lira e İhsaniye Mahallesi Sultaniye sokağı eski 36 mükerrer 430 metre ve 95 desimetre murabbai arsanın tamamı; Sofular mahallesi Peştimalcı hanı derunu eski 2, 4 yeni 4, 6 sayılı arsanın tamamı: Tahtaminare mahalle ve caddesi eski 23 i 29 sayılı odalı fırının 37,5/120 hissesi: î::iiye mahallesi Yenisokak eski 3 yeni 9 sayılı odalı dükkânın 2/4 hissesi: Yedinci sokak eski 9 sayılı 166 metre murabbat arsanın 1/3 payı: Bakkal ve İcadiye sokakları eski 51, 53 yeni 5, 64 sayılı ev ve fırının 1/4 payı: Büyük Yeni Han ikinci kat 49 sayılı oda- nn tamamı: 300 Yukarıda yazılı mallar 4/9/936 Cuma günü saat an dörtte peşin para ve açık arttırma ile satılacaktır. Satış bedeline istikrazı dahili ve yüzde beş faizli hazine tahvilleri de kabul olunur. ileri yüzde yedi buçuk pey akçelerini vakti muayyeninden evvel yatırarak Millt Emlâk idaresinde müteşekkil komisyonuna müracaatları. €) — Giz) — Burdur Belediye Reisliğinden : Burdur Belediyesine 225 metre 70 lik iki Rekor ve her yirmi beş met- rede ağızlıklı ve 24 telli en iyi cins bezhortum pazarlıkla — alınacaktır. Bu gins hortumu bulanların 15/9/936 da yüzde 7,5 kuruş teminat para ve teklifnamelerile veya bizzat saat 14 de Burdur Belediye Encümeninde ha- bulunmaları ilân olunur. . Üsküdar 215 Fatih Fener 782 Üsküdar 750 Boyacıköy Kuzguncuk Mercan 27 67 Yazan: Edouard Peisson Genç ve toy avkat, müdafaası mah - keme kararı ile kendisine havale — olunan maznun kadının çehresinde tezilet ve se- fahet delilleri arıyordu. Halbuki gözyaşlarının zedelediği, kızarltığı kalınca olan alt dudak, korkudan titriyor. Avkat mütcessir oldu. Yarım saat - tenberi Maria Bruno'ya, tevkifhaneye düş- mesine sebep olan işi neden, niçin yaptı - iöm soruyordu; Maria Bruno mağazada, bir çantayı aşırırken yakalanmıştı. Avkat kadına doğru eğildi, alamma düşüp gözünü kapatan koyu sarı kahkülü parmağı ile kal- dırarak sordu: — Tahkikat raporunu ekudum, Geçen perşembeye kadar polisçe hiç bir vukua - tınız olmamış. İki yıl evvel, kocaya var - mak üzeve, taşrâdan Paris'e gelmişsiniz. Mektepte okumuşsunuz. — Memleketinizde herkes sizden kusutsuz. cok iyi bir genç kızdı diye bahsediyor. Burada dostları - maz, komşularınız sizin böyle bir hırsızlık edebileceğinize inanmıyor. Kocanız yes, keder içinde. Adamcağız — işini bırakmış, Paris'te bir deli gibi dolaşıyor. Ben sizi müdafaa edeceğim. Anlatın. Maria Bruno hıçkırarak ağlıyordu. U - zun elinin ince parmakları avkatın bile - iini sıkıyordu. İçini dökmek istiyordu; ni- hayet: — Anlatayım, dedi. Bugün sekiz gün oluyor, elimi bir kadının kolundaki çan - taya soktum ve tam para çantasını kavra- dığim sirada yakalandım. Ama çalacak mıydim, yoksa sadece o kadina: Dikkat edin, paranız kolayca çahnabilir mi diye- cektim, ben de bilmiyorum. Sözüme ina- niyor musunuz? — Evet, evet, inanıyorum. Anlatın. —Amı — ben suçluyum. — Per » şembe günü — tev- kif edildim. Üç gün Önce, — pazartesi... Sustu. Tamir edil. mez bir ihtiyatsızlık etmekten - korktuğu belli idi; avkat: — Hiç çekinmeden söyliyebilirsiniz, de- di. Gizli kalmasını istediğiniz şeyleri kim- seye anlatmam. Benim vazifem size yol Gstermek, sizi müdafaa elmek. — Peki, söyliyeyim. Pazartesi günü bir büyük mağazaya gitmiş, kalabalığa karış: mıştım. Ö tezgâhtan bu tezgâha dolaşmış, harcedilecek paraları olan kadınlar tara - findan itilmiş, kakılmıştan, Başım dönü- yordu. Çok şeylere ibtiyacım var, het ne görsem içim çekiyor. Böyle mağazalarda dolaştığım günler sarhoş gibi - oluyorum. Çıktığım zaman âdeta büsbütün başka bir insanım: Kocamı da, evimi de unutuyo - ruga, Yürüyorum ama nc bir insanı tanı « yor, ne de bir gördüğümü anlıyorum. O kadar ki saati farketmek, bineceğim oto büsü şaşırırım. İşte o pazartesi günü, kalabalığın için « de sarhoş gibi dolaşıyordum. Birdenbire ayağım kaydı, düştüm, çantam kolumdan kurtuldu. Onu almak için elimi — uzattım, biraz ötede katlanmış bir kâğıt parçam gör- düm. Maria Bruno artık ağlamıyordu. Şim di saçları arkaya atılmış, yüzü meydana Çıkmıştı. Suçunu anlatmanın verdiği ateşle gözleri sanki büyümüş, bakışına bir sert - lik gelmişti. Kollarını uzatmış, ellerini bir gey verir gibi açınıştı. — Bir banknot, Çantamla beraber onu da aldım. Avucumun içine sakladım ve he- men dişarı çıktım. Kendi kendimden utanı- yordum. * Hayli yürüdüm; yalnız bir yere varmak istiyordum. Nihayet kalabalıktan kurtul - ı İ Yarınki nushamızda : Aynada keramet Nakleden: Faik Bercmen Çeviren: Nurullah Ataç dum “ve © zaman avucumdakine baktım. Beş yüz franklık bir banknot. Benim hiç bir zaman bu kadar param olmamıştı. Ko kadın. |cam, geçineceğimizi kazanır ama beş yü> yüıü'lıınk da çok paradir. O beş yüz frank a demki Midillide kimsen yokmuş, bu-|ile daha ziyade bir çocuğu —andırıyordu. |tık benim kendi paramdı, onu istersem yıre rada bir arap güzelile evlenirsin, O za- | "dat istiyen saf, mavi bir çift göz; biraz itar, istersem harcıyabilirdim. Hiç düşünmeden, bir deli gibi, başka bir mağazaya gittim ve oradan bir çok şey- — ler, eldivenler, ipek çoraplar, bir peçe, ça- maşır, İavanta aldım. Önce içimde bir kor- ku vardı: ya o banknat sahte ise? Kabul” etmezlerse, beni tevkif ederlerse? Fakat kasada onu bozup elime yüzlük banknotlar, ufaklık verilince korkum kalmadı. Kolla. rım paketle dolu, oturup bir dondurma ye- dim, bir likör içtim ve evime dönmek için bir ötomobile bindim. Işıklar sanki danse- diyor, bir çok erkek, kadın yüzleri tâ yanı başımdan geçiyordu: bahtiyardım, o gün benim için bir mucize olmuştu. Eve gelince hesabımı yaptım, paranın yarısını harcamıştım. Kendi kendime: Bir hafta sonra, diyordum, çoraplarla eldi - venleri kocama gösterir, ucuz bulup aldım derim; İavantayı on beş gün sonra mey - dana çıkarırım yonu da yoldan geçen bir satıcıdan aldığımı söylerim. Akşam — içime korku çöktü. Ya ko - cam parayı, aldığım eşyayı görürse? Ona ne cevap verebilirdim? Onun her hareke- — finl, girip çıkmasını kollamağa başladım. O — poyunurken ben titriyordum. Bana o gün sokağa çıkıp çıkmadığımı sordu; mağaza- ları dolaştığımı söyledim, O benim bu hu- yumu — sevmediği için yine başını salladı. Kıtkançtır da; parayı görmüş olsa onu mu- hakkak başka bir erkekten aldığıma hük- mederdi. Yatağa girerken: — Senin bir tuhaflığın var, ne oluyor- sun? diye sordu. — Hiç, dedim: biraz başım ağrı - yor. Uyudu. — Benim içim içimi yediği için çok sonra u - yuyabildim. — Fa - kat daha güneş doğmadan — uyan- dım; helecanım geçmişti. Harcanacak da- ha iki yüz franktan fazla param olduğunu düşünüyor, seviniyordum. O günü de yine ayni yetlerde gezmek, ayni sarhoşluk içinde geçirdim. Fakat ak- şam olunca yine içime korku düştü, koca- — ma ne cevap vereceğimi düşünmeğe baş- ladım ve gece yatakta yine heloecan çekip uyuyamadım. Nihayet perşembe oldu; be- nim hiç param kalmamıştı. Maria Bruno başım avkatına kaldırdı ve onu âdeta şiddetle: — İnanır mısınız? dedi, perşembe gü- mü yine bir mağazaya gittim; bir şey almı- yacaktım ama oralarda dolaşmak istiyor- dum. Size yemin ederim ki çalmak — fikri bir aaniye bile aklımdan geçmemişti... Fa- kat birdenbire önümde o kadın peyda ol- du, iki çocuğu koluna yapışıyor ,eteğinden çekiyorlardı. O, muayyen bir gaye ile yürü- yordu: şunu alacak, bunu alacak... Evine paketlerle dönecek. İşte o zaman içimde heves uyandı. Onun çantasında da her hal- de beş yüz franklık banknot gibi para var- dı. Benim yine zengin olmam, saymadan, kimseye hesap vermeğe mecbur olmadan para harcamam kabildi. Evet, içimde heves uyandı ama ayni za- manda o kadına haber vermek, parasının galınması imkânı olduğunu söylemek fikri de geçti. Elimi uzatıp para çantasını ya - kaladım; fakat ne demek istediğimi anlı - yorsunuz ya! o hareketi yaparken de henüz türmü işlemiş değildim; kötülük tarafına olduğu gibi ,3ik tarafına da düşebilirdim. Tam o sırada müfettiş gelip de beni kolum- dan yakalamasa idi, kim bilir? belki ben bir hırsız olmazdım. Türk Maarif Cemiyeti - Bursa Kız Lisesi (Yatı, Gündüz) 20 Ağustostan itibaren kayıt muamelesine başlanacaktır. Yıllık yatı ücreti İ85 gündüz ücreti 35 liradır. Memur, kardeş çocuklara ayrıca tenzilât yapılır. Bu yıl fen kısmı da açılacaktır. Lisenin resmi İliselere muadeleti Kültür Bakanlığınca tasdik - edilmiştir. Beher sınıfa 40 talebeden fazla alınmıyacağından gerek eski tale- benin gerekse yeni kaydedilecek talebenin vaktinde Lise Direk- törlüğüne müracaatları. (55)

Bu sayıdan diğer sayfalar: