19 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

19 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Almanyanın Siyasi taarruzu Devam ediyor! Yazanı Muhittin Birgen İmanya tarafından teşebbüs e- yasi taarruz bugün düne — misbetle daha fazla bir vüzuha gir tir. Aylardanberi Avrupada göz pan diplomasi faaliyı /— ten esrar perdesi, gittikçe ve bu suretle gözümüzün önüne kın zamanlarda korkunç netice ülel bir durumun ünüşü re va- seriliyor. nda dönerdi; Fra ni olmak için seni takım » ittifaklardan mürekker bir müdafan sistemi vücuda getir- Almanyada, Sosyal - Demakrat-| oldukları devirde bu mil- letle anlaşmak fırsatlarını - kaybeden Fransızlar, bunun yerine, bir takım ke- limelerden, imzalardan mürekkep Çi kâri bir diplomasi eseri vücuda getir- diler. Buna mukabil Adolf Hitler de, Al- manyayı az zamanda büyük bir askeri kuvvetle techiz ettikten sonra, Fransa- mnın bütün bu kâğıttan, imzadan, dos- yadan mürekkep müdafaa sistemini bir hamlede yıkabilecek bir hücuma — geç- miş bulunuyor, Hücum plânı şudur: Bugün artık ortada bir Almanya - Fransa meselesi yoktur; bilâkis bunun kaldırab lerce dostluklar, | "ıı—n( tıpki bir. yol bilmediği |(Resimli Makğıle B Meçhul bir seyahate çıkan insanlar.. El Ç yeni / bir| ile — karşılaşırı mütemadi heyecanlaı n Mmüphem sında çalkanırız, bize i.. Zevk ve neş'e i-| gelir ki du; çin de gideriz, de yım—rn_. saadet için-| ceye ha d sonu aş bir Fayat ta böyledir, lâde bir yolculuktan - biri- Cik farkı, başlangıç nokta- sının belli oluşuna mukabil noktasının belli olma- tü yışıdır, ale- l SÖZ AâASINDA Berberler karar verdiler: Bu sene kızıl Saç moda olacak Viyana berber- leri 1936 - 1937 senesinin saç mo- dellerini tesbit et- mek üzere arala- bir içtima yaparak şu karar- rında ları vermişlerdir: Sarı vç açık renk saçların — modast geçmiştir. Bu ve - ne kızıl renk mo- da olacaktır. Saçların uzun olması ve enseyi * kaplaması lâzımgelmektedir. ir, | Gece ve gündüz olmak üzere tuvalet- Fakat bu defaki ayrılış bir Almanya veya Fransa taraftarlığı şektinde değil, belki de bir taraftan Bolşe ftaraftan Nasyonalizm tarzındadır. Ş di Almanya bilhassa İspanya vukua- — tından İstifade ederek diyor ki: Avrupada Sosyalizm ve Bölşevizm isteyenler bir tarafa, Nasyonalizm isti- yenler diğer tarafa, benim tarafıma! * İş bu şekle girince, Fransanın Av- Tupada kurmuş olduğunu a lerin hepsi birden sallanmaya başlama- Bi tabiidir ve bunlar, hattâ mellerile birlikte, şimdiden sallanmaya da başlamıştır. Almanya diyor ki: —-« Ben Bolşevizme karşı yürüyo- tum; bütün Avrupayı ve bütün mede- niyeti yıkacak olan bu tehlike karşı- sında kim isterse benimle olsun, kim isterse onlarla!» © bu sözleri söylerken ötede İspan- yada iki sınıf biribirine girmiş, kan gövdeyi götürüyor ve bütün milletler bu korkunç sınıf imhası manzarasıma bakarak, tüylerinin ürperdiğini hisse-| diyorlar. İspanyadaki gürültünür Fran- sadaki akisleri ise gene bütün milletle- re tehlikenin büyümekte olduğunu gös- n hâli değildir. Bugün Fransa grevler içinde, dahili bir sını? nifakının |* uyandırdığı içtimal bir fesat ile hasta- dır. Mösyö Blum'un F dla mevcut kaynaşmayı teskin için söylediği sözler ne olursa olsun, bir ufak kıvıl- cm, büyük ihtilâlin kül altında uyu- yan ateşini bir yanar dağ haline getir- Moğe çok müstaittir. Başta Çekosla- vakya olduğu halde bütün müdafaa he- saplarını Fransa üzerine koymuş olan son im, duşmuş olduklarını son gün- lerde çok aşikâr bir surette görüyo- ruz. Böyle olunca, Almanyanın, yarın «Bolşevizme karşı kim isterse benim- le beraber, kim isterse onlarla bera- ber!» - dediğini Fransanın dosyalardan ibaret ulan mü- dafaa sisteminin ne hale geleceği ma- lüm değildir. O kadar değildir ki böyle bir durum karşısında Fransanın Almıan aleyhtarlığı ile maruf sağ cenahinın bi le A!m.ınvııvı iltizam etmiyeceği kuv- vetle iddia edilemez bir hale gelmiş- tir. - |Hikâye ler ikiye ayrılmıştır. Gece tuvaleti. de saç dalgaları daha geniş olacaktır. | latmak için ayda 1500 ira alan ihtiyar Dublin Üniversitesi, İrlandanın en ihtiyarı olan 91 yaşındaki bir ihtiyarla mukavele yapmıştır. Bu mukâvele mu- cibince adamcşığız, bizim paramızla ay- da 1500 lira alacak, buna mukabil de hergün sabahtan akşama kadar bildi- | ği mahalli şarkıları, hikâyeleri söyliye-| cektir. İrlanda hükümeti, lisanının hu-| çıkartmak | susiyetle: meydana istiyormuş. İhtiyarın sayesinde şimdi- ye kadar 48 bin yeni kelime bulunmuş | unsurlar girmiş bulunduğunu bir kere daha gösteriyor. * Fransanın klâsik diplamatları, par- lâmento hatipleri ve keskin dil ve ka- lem sahipleri ile kuyulmuş ve Fransa- nan tasarruf sahiplerine kim bilir ne kadar milyara mal olmuş bulunan ke- lime ve imzadan ibaret müdafaa sizte- mini Almanyada inkılâpçı bir adamın, diplomasi üsüllerini altüst eden bir yoldan, bir hamlede berhava ediver- mek tehdidini göstermesi, cihan har- binden sonra göze çarpan en mühim bir hâdisedir. Yirmi senedenberi Fransanın çem- berle çevirmek istediğ Almanya, bugi ona karşı kuüvvetli bir diploma « açmaz » 1 yapmış ve bütün da- vanın siklet merkezini başka tarafa nakletmiştir. Bugünkü durumun bütün ehemmi- .|yeti buradadır. Öte tarafı, hattâ Fon Ribentrop'un - İngiltereye son verdiği garip sulh muhtırası vesaire dahi hep ayni istikamete giden bir rmanevradan| şinden kıpırdamadan malâümat sahibi o- başka bir şey değildir. Almanya bir istrateji yayılınası ya- | —x eai aa ünanm ee eee piyor, Bu, bir manevradan — mı ibare' kalacak, yoksa hakiki bir ha HERGÜN BİR FIKRA | Beyin Alman asilzadelerinden biri Ehli salip kuvvetlerine iltihak etmek ü- zere zırhını giyip, kılıcını kuşan - dıktan sonra şatosundan çıktı ve şe- hir yolunu tuttu. Yolda bir değir - men önünde mola yerdi. Değirmen- ciden bir su istedi. Değirmenci su- yu verirken: — Ah, dedi, din için harbe git - mek ne güzel şeydir. Ben de git - mek isterdim amma... Şöyalye atının üzerinde içtikten sonra: — Kolay, dedi. Gel bu zırhı sen giy, bu kılıcı sen kuşan, bu ata sen bin, benim yerime harbe git. Ben de senin yerine değirmeni bekle - rim. Değirmenci sevinç içinde razı ol - du. Şövalyenin zırhını giydi, atına atladı. Ehlisalip kuvvetlerine ilti - hak etti. Harbe girer girmez değirmenci - nin kafasına bir taş isâbet etti ve yere yıkıldı. Zavallıyı baygım bir halde kal - dırdılar. Cerrahlar başıma toplandı: Eğer taş beyne değmediyse tehlike yok, dediler. Değirmenci bu sözleri duyunca gözlerini yavaşça açtı: — Tehlike olmadığını zannede - | | | suyunu çik rim, dedi. Benim beynim olmadığı| | muhakkak.. Çünkü beyni olan de - ğgirmende kaldı. * Tenbel bir Hastabakıcının İcat ettiği alet 4 Sayiakal kanunu insana birçok şey- ler keşfettirmiştir. Bunun bir misalini bir Fransız mecmuası vermektedir. Bir hastabakıcı, her hastayı yoklamaktan ve hararetini almaktan biktığı için. has- taların yatağının altına yerleştirilmek üzere bir âlet icat etmiş, hararet artın- ca, bu âlet hastabakıcının odasındaki zilleri çalıyor, ve bu suretle hastabakı- ci da hastanın vaziyeti hakkında ye- luyormuş. p edecek mi? Maalesef —iş manevra i Çoktan geçmiş görünüyor. bilirmiş. Guneşın harareti Ile işleyen Eır makme gyapıldı t Devrid, kin icat et -| mek üzere hare - kete — geçenlere tam akıllı dene - mez. Buna rağ « men son zaman « larda — bir İngiliz N mucidi güneş şu- aları ve güneşin hararetile, dönen Bü; bir çark keşfet - miştir. Günün — muhtelif saatlerindeki hararet farkı dolayısile bu çark mükem- ınel işliyormuş. Bu makine nevima bir devridaim makinesi gibi telâkki edile- Mısırlıların İlâncılıkta göster- dikleri maharet gitmişlerdir. Fransız gazetelerinden bi- ri Mısırlı bir bakkalın evlere gönderdi- ği bir ilâm meşretmektedir. Bu ilânda bakınız bakkal neler söylüyor ? «Bize uğramadığınız her gün için ün sonuna kadar acıyacaksı - ezgâhtarlarımız — müşterilerine karşı bir annenin evlenecek kızına gör şefakati göstermektedirler. On- larla konuştuğunuz zaman kocasından İ ir kadına, artık boşandı- nız dıyen hâkimin verdiği sevinci du- | yarsınız. Meyvalarımız o kadar tazedir ki, on- ları yerken, gözlerinizin önüne ağaçlar gelir, hardallarımız alacaklıların en be- terinden daha acıdır. Nihayet sipariş- | ği lerimiz, mitralyöz süratile ifa edili, En asri hastane Sovyet Rusyada Climatologie pren- siplerine müstenit yeni bir hastane ya- pılmaktadır. Bu hastanenin her oda - sında, nâkıs on dereceden zgit 35 dere- ceye kadar hararet temin eden ve yine 15 dereceden yüz dereceye kadar vu- tubet yapabilen ve tazyikı nesimiyi 760 —l.. 480 arasında tehalüf ettiren terti - bat yapılmıştır. Bu suretle dünyanın herhangi bir yerinde ve herhangi bir irtifanda imişler gibi oturdukları yerde seyahat etmeden tedavi görebilecekler- dir. Uğur satan adam Amerikalılar bâtıl itikatlara çok i- nanan insanlardır. Meselâ at nalının Eylâl Ce Sözün Kısası Yavaş yavaş sıfırain. ce. D sında ister istemez gözüme çarp- t. Bizim yazı müdürü: — 3 günde 3000 ölü, diye kocaman * — ün Son Posta'nın üçüncü sayfa- z okudum. tlerinin 3 g latıyor, beher gi darını öldü rdükleri- aşadığımız her daki- a için 3 ölünün, , pes rişan olmuş 15, 20 k ll göz- lerimizin önünde teres: * Uluslar Kurumu nerede? Kurumuna yardım cemiyetleri |de? ş 3 ev in ha, m eder Uluslar nere- Hiç bir tarafta en küçük bir sesin işitildiği bile yok. Yüz binlerce kişi ölmüş, yüz binler- ce aile sönmüş, kimin umurunda? Buna mukabil İspanyadaki eski &- serleri koruma lehinde kuvvetli bir ce- reyanın yükselmeğe başladı hay- retle görüyorum. Daha geçenlerde bir Fransız Cemi- yeti dü efkârıumumiyesine - hita- ben bir beyanname neşretti, «âsarı â- tikayı» enlerden yardı di, ye- ni öğreniyorum, şimdiden binlerce lira toplamış. Bu para ile İspany et yollayacak, eski tabloları meti haiz heykelleri toplayara ve ateşten masun yerlere kaldıracak- mış! Faydâsız teşebi - Jdiyeceksiniz; ben a |de bu fikirdeyim, İki taraf karşı karşı- İlân yapmakta Mısırllar hayli ileri T VEELEİ KT vurmakla meşgul. Bu sıra- idecek, General Fran- ulacak: - iz, şu tabloları kal- dıralım da ondan ü bÜz! sonra — dö Diyecek, onlar da teklifi muvafılı bulup bekleyecekler. Pek aklım erme- di. Fakat benim mühim bulı ta bu değil, eşyanın muhafazasın nin hayatından fazla kıymet veriliş dedir. * Maamafih artık buna alışmalıyız. Da- ha geçenlerde bir istatistikçi İtalyanın Habeş seferinde beher Habeşliyi harp safı haricinde bırakmak için harcadı- parayı hesap edip çok bulmamış- mıydı? 20 inci asrın yiğitleri insanları mümkün olduğu kadar zahmetsiz. müm kün olduğu kadar ucuza öldürmenin yolunu bulmakla meş Sözün kısası: İ tarihin hiç bir devrinde kıymetini 20 inci â- sırda olduğu kadar kaybetmemişti, ge- lecek nesillerin hesabına: — Allah beterinden saklasın lim! Biliyor Musunuz? | — Avrupanın en küçük pn:ı»]ı ti oe lan Monako prensl sanlarla İstanbulda _,_xyan insanlar a- rasındaki sayı farkı ne kadardır? — Geçenlerde ölen İngilizlerin meşhur şairi Ve romancısı Rudyi diye- Üğür gellex ge lit ler MA vi 'ekeliğayi İği büçü Bir adanü, Belbent dükkünlerimi döleğşmiy, ceki, işe yarar maz nalları almış ve sırtına vurarak uğur satmağa başlamıştır. Filhakika bu ticürüi anyesinde de İsea zünükük kağe li para yapmıştır. ——— — - İSTER İNAN İSTER İNANMA! rda bir adam ruhsatsız olarak sünnetçilik ya - adliyeye verildi. azanmak için kanun haricine çıkmıştır, istihkak cezayi görecektir, buna bir şey denilemez Fa- lince tutulup Son günlerde Fransa — sağ ce- nah matbuatında çok kuvvet- le göze çarpan bariz Alman taraftarlı: Bi Avrupada fikirlerin ne kadar karış- mış ve beynelmilel meselelere ne gibi kat çocuğunu hayatr İSTER el dit Ğd eai aelmblil'ı ğ Z St Öt ÖG mevzuu bahsolduğu bir meselede İSTER İNANMA! £ Ü Ğ ÜÜÜR HÜ AAAT ÜĞREĞEE ŞAGT E ÜS gran Bu adam iküm vermeli? bulunduğuna inanı İNAN ehassıs olmıyan birisine teslim eden babalar için ne Biz bu vak'aya bakarak bu 20 inci asırda bu İstanbul şehrinde dahi elân orta asır hayatı ve lâkavdisi geçirenler yoruz, Fakat ey okuyucu sen: İ İ Kipling'in en kuvvetli eserleri he dir? 3 — Offenbach kimdir? (Cevapları yarın) Dünkü Suallerin Cevabları | — Hotanto'lar cenubi Afı ya- şıyan bir kabiledir. Vahşiliklerile meş- hurdurlar. 2 — Güldanilerin payitahtı Baby - lone'du. Şarkın en büyük ve en zengim şehriydi. Bahçelerinin güzelliği ve bü- yüklüğü ile şöhret bulnguştu. Güldani hükümdarı Semiramis tarafından te « sis edilmişti. Bahçeleri acâip seb'ai â « lemin yani (yeryüzünün yedi acâip şey) inden biridir. Babylone'da bir çolt meşhur hükümdar kadınlar yetişmiş « tir. 3 — Azerbaycan'da 2100000 insan yaşar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: