16 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

16 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA İzmirdeki Manevraları muvaffak!yetle bitti (Baştarafı 1 inci sayfada) funa giderken Mersi! ahvede vali Faz | h Gı'ıloçx belediye reisi Behçet Uzla şeh lavları hâmil otomobille- . Kı robillerimize - bindik. Tuğunuzu ben yapa önü tutuyorlar İki cej iki he arasında Şimd © tarafların ranlık basıncaya mevzilerine * vetli bir tazyik &ında asıl hede Bi Biraz ileride k beyanatlarından arasında kadar kırmızı ordu sokulan maviler kuv kavemet karş m ük taarruz taat kumandanlarımnın anlaşılıyor ki sırmızı taraf bu gün tam mevcüdüyle büyük za geçecek, kat'i netice için en ciddi muharebeyi yapacaklır. Askerce hir söz Az sonra kırmızı tarafın haşkum.ı.ı - danı Korgeneral Mustafa Muğl. ri askerce bir söz kulaklarımı- beklediğim Filvaki sa çe sözünür mizle müşal: arkadan aldığı le şiddetli bir kumandanın bu asker- nlı eserini dürbünleri- | ediyoruz. Kırmızı ordu | ©! ye kuvvetleri- uza geçiyor. Tayyareler e kuvvetleri de u - perin yanından geçerken otomobille: den iniyoruz. Mavi taraf sübaylardan biri ÖOrgenerale izahat veriyor: Mavi taraf ında bir düşman keşif Ateş açarak püskürt tük, Şimdi arazi vaziyetini tarassutla meîguldı.m Karşıdaki tepede beyaz bir e ortasında ve mavi| çız. Akşam ka- | sa bir görüşmeden | Mavi tarafın kumandanı General Rasim Altuğ Orgeneral İzzettine izahat veriyor r;ıı-aağaç köyünü işgalleri altına lar. Bu köyün yakınındaki üzüm bağla- rına doğru ilerliyenler, kırmızı et- H Türk çocukla: Müthiş bir harp Demirciköy sırtlarında müthiş bir harp oluyor. Belenbaşı istikametinde kırmızı kuvvetler ilerliyorlar. Kırmızı ordugâhı dürbünlerle gözden geçiriyo- ruz. Orada büyük bir faaliyal va kerler, si kurmaylar, muhabere telsiz memurları, güvercin kolları ka - rargâhı bir arı kovanına çevirmişler. Baş döndüren bir hız burada'emir ma kinesinin nasıl işlediğini ifşa ediyor. Taarruz zinciri arada kırmızı kuvvetlerin Demir- ciköyü istikametini çevirdiklerini ve taarruz zincirinin ağır kapanmakta ol« duğunu müşahede ediyaruz. Örgeneral İzzettin rasat aletleriyle et rafı gözlüyor mütebessim çehreleri neler dı_suudnxlmm. anlata- bikdiği gibi görenlere en ufak bir ipucu iz var. Bunun yanıbaşındaki sarı tarla- dan düşman piyadesinin aşağıya indi - ğini görüyorum. Bakınız şimdi funda- hığa dahil oldular. Biz düşmanla teması kesmek istemiyoruz. Saat sekiz buçuk, Piyade ateşi diğer cephelerde de başlamıştır. Bunu mit - ralyöz ateşi takip ediyor. Anlıyoruz ki doöst ve düşman kuvvetleri şimdi bu - run buruna bulunuyorlar. Demirciköyde Saat sekiz otuz dokuzda Demircikö- ye geliyoruz. Örgeneral ve erkânı har- biyesiyle birlikte kat'i netice için yapı- lacak muharebeyi buradan seyredece - ğiz. Anlıyoruz ki, harbin coşturan he - yecanını hissetmek için fazla beklemi- yeceğiz. Başhakem General Keramettin Koca manla erkânıharbiyeleri de şimdi bu te Manevra esnasında vücude getirilen pededirler. Büyük muharebe Karşıda ağır makineli tüfek bölük - eri taarruzu sıklaştırdılar, Mavi tara- ân gizlendiği bir fundalığı ağır maki- eli ateşiyle tarıyorlar. Bir muhabere dölüğü zabiti, kendi karargâhına haber veriyor. «Kalan ileri kolumuz geri çe- kiliyor» Artık hakiki sahneleri ihtiva eden bir Mmuharebenin, — göğüslerimizi gururla taşıran beyecanımı hissediyoruz. Kırınızı kuvvetler ve renk vermiyor. Demirciköyü işgali altında bulundu- ran alay kumandanı emir veriyor: «Dikkat, kırmızı taarruzu dayanın - K kadar bu tepeler takviye edilecek. tiyatlar hazırlıkta bulunmalı. Kuv - vetler dağılmıyacak. Muhıhcre kesildi Mavi tarafın fırka kumandanlığı ile bir alay arasında muhabere kesilmiş, haber alınmıyor, posta neferi emir ge- tiriyor, öğreniyoruz ki: muvasala temin edilemezse alay kumandanı kumanda salâhiyetini üzerinde toplıyarak kare - kâtı idare edecek. Orgeneralin bir işareti Örgeneralin bir işaretlerini tesbit edi- yoruz. Şimdiki vaziyete göre her iki ta- raf meşkük vaziyettedirler. Mavilerden bir öncü haber getiri - telsiz ve radyo tertibatı faaliyette yor : Düşman yakınımızdadır. çemberi sıklaşıyor. En büyük muharebe Saat tam onda kırmızı -tarafın faik tayyare filoları ufuklarda görünüyor ve manevraların en büyük - muharebesi başlıyor. Şiddetli tayyare bombardımanı Mavi taraf ordugâhı üzerinde bir ka vis çizen avcı ve bombardıman tayya- releri keşif kollarının işaretinden isti- Taarruz fade ederek kırmızılartn arkasına düşü |, As- |1 kat bir müddet lanmayı tercih ediyorlar. Şimdi bütün cephelerde kırmızı ta- rafın keşif tayyare bombardımanı ve topçu ateşi him nde ilerliyen kır- neticel rarası Muharebelerine tay - yare kuvvetlerinin de tam mevcut iştirakleri kırmızı tarafa muvakkat ünlük veriyor. Faik tayyare kuvvetleri Kırmızının faik tayyare kuvvetleri karşısında maviler muvakkat müdafaa tabiyesi tatbik ediyorlar. Vaziyet cid- den heybetlidir. Tayyare taarruzları - nın ne demek olduğunu ve teknik teç- hizatlı bir ordunun kadrosu içinde tay- yarenin neler yapabileci anlıyoruz. İhtiyat alayı Kırmızılar yandan kuşatıcı bir şekil- de (....) mevkiine doğrü iniyorlar, Ni- hayet kırmızıların ihtiyat alayı yotişi yar. Avet kolundun manga)jar yerleri- ni alıyorlar. Biri attaki taarruz çok müthiş oluyor. Artık merak ümumid Demirciköy önlerinde kırmızılar gör müştür. de siperlerinde sak- S gü Soksak aralarında gö muharebeleri oluyor, Ben yanımda guzeteci arkadaşlardan Orhan Rahmi olduğu halde, mavilerin bu kısımdaki son mukavemetlerini ta- kip ederken köy içindeki dar bir so - kakta kırmızı mavi kuvvetlerin kar şılaştıklarını görüyoruz. Gazeteciler ateş altında Yanlışlıkla girdiğimiz bu daracık yol Üzerinde iki kuvvet ateşi arasında kalarak ciddi bir tehlike geçiriyoruz. Yanıbaşımızdan- geçen sayısız kumm- Tardan iyi bir talih eseri ol yükçe bir arabanın tekeri Süngü muharebesi İşte bun anda süngü muharebesi baş- lıyor. Türk ondusunun yiğit çncuk'mrı «Allah Allah» diyerek öyle müstesna bir ciddiyet havası içinde çarpışıyorlar ki göğüslerimiz kabarıyor. Paydos borusu Arlık netice alınmış ve muharebenin neticelendiği atılan toplarla ilân edil - miştir, Borazanlar saat on iki paydos borusu çalmaya baş hal manevraları sevk ve idare eden Or- general İzzettini tasdi ederek SON POSTA adına intibalarını soruyorum. Bana umumi netice hakkında aşağıda- ki beyanatı lütuf buyu: Örgeneral İzzettinin bcvıımtı «Her iki tarafın çok yüksek sevk va idareleri ve iki taraf askerinin, gön ğünüz gibi, gayet hevesli ve canlı gay- retleriyle kıtaatımız en yüksek ordula- Tın seviyelerini bir defa daha İzmir ma pevralarında göstermişlerdir Askerlerden, aylardan kumandan lardan*ve bütün muharebe teşkilâtın- dan çök derin iftiharla duygularımı ta- mamladım.» Teknik netice: İzmir manevralarında mağlüp yoktur. Her iki taraf yüksek bir kabiliyet göstermişlerdir. Bilhassa tay- yarelerimiz manevraların devam ettiği müddetçe rekor denilecek bir uçuş fa- iyeti göstermişlerdir. Geçit resmi Yarın ön dörtte Cumaovasında ma- <.4ıı—x’. «Çalı Kuşu...» num Feridesi, roman « »* Sinir mütehassısı Dr. Fahri Celâl saallerime şu cevapları verdi * — Sinemanın bugünkü içlimali haya- tımız üzerindeki tesirlerini nasıl görü- yorsunuz? — Pek ziyade tesir etmiş görüyorum.. Öpüşmelere kadar... Ağızdan öpmeği bi ile sinemadan öğrendik. Bizde böyle birşey var mıyı ik üzerinde sinemanın nedi I"aks' — Umumi ahi müsbet veya menfi tesirleri Ahlâkıyatla meşgul dı sinema, İnsandaki - taklit h ndırıyor... İyiyi veya kötüyü tasvir cdı 1 filmlerin jmüsbet veya menfi te barizdir... <«Aşkı Memnu» un y.uu— ğ sakin dcv.rle rde Nihal tipi Çok tak Bit edildi.. Nihal gibi saf, Nihal gibi |masum, onun gibi çetrefil konuşan genç | ” |kızlar ne kadar çoktu... Son zamanlarda | okuyucuları arasında ideal hareket ve düşünüş tarzı oldu... Bu okuma saha - sındadır... Yirmi sene evvel bir Pina Menikelli vardı. Şu meşhur «Şahane 1» filminde, bu kadın, vak'annı doğru verem olur, öksüre & sonun süre, & gaml: gamlı öksü hnxmlm ü da nasıl yaman ralgın yapmıştı... Onun gibi saçlarımı taramak, sevişmek gülmek, ağlamak tam bir moda idi... Daha sonratarı, film kahramanl!arı, o | kadaâr çoğaldı ki Ronald Colmanın favo risi, Şar) Buaye gibi kaş oynatma Con Cilbert gibi sıçramak, Val: İgibi sigara içmek, delikanlılar için bir | emel oldu... Mektepleri dolaşmız; bol paçalı, hri- | 'yantin saçlı gençler, Marlene gibi, Gar- | K rd gibi suratını boya- iyan, gülen, ağlayan, körpe kızlarımız- la yanyânadırlar. Sinema rom. |yatları bulabilmek ladığı için, zararı olduğu kadar, ıho!kv de faydalıdır da... Fakat, taklit ne mânaya olursa olsuh kötü şeydir.. Bilhassa genç kızlar ve kadınları mız üzerinde sinemanın tesirleri nedi — Muhakkak ki sinema, resimcen, hikâyeden daha ziyade âni Yani, okurken eşhas, deka- ru dimağda tecessüm külfetinden bizi mi bıraktığı için az düşünmeğe sevkediyor; muhayyelede işlemek için az yer kalıyor... Bu itibarla tiyatrodan, edebiyattan ziyade müessirdir... Fakat bu tesir âni olmakla berâber daha ge- çici, o nisbette de süreksizdir... — Bazı filmlerin genç- dimağlarda hırsızlık, canilik gibi menfi hislerin in- (kişafına yardımı var mıdır?. — Cinalj veya macera perestliği tel- kin eden, eşhny ilâhlaştaran filmlerin |Vekâletin , idüz Büyük sinema anketimiz Doktor ve sinema İ —i bile sinemadan öğrendik. Bizde böyle bir şey var mı idi? ,, eeei N eeet G Toplayan: Osman Turgut Dr. Fahri Celât Sinir mütehassısı doktor Fahri Celâl sinemanın hayatımıza tesirin" den bahsederken “pek ziyade tesir etmiş görüyorum, ağızdan öpmeyi diyor hattâ yapılmasıma bile meydan veril melidir. — Memlekette sırf çocuklara mal sus sinemalar açılması, bunların P! ükümete hakkında fikirleriniz?. — Fakat, i '.ıı:ı!ıı:,elle ıılmIer, en şidde! ir ihtiyaçtır. n en çabuk başa! eden işlerinden biridir. — Sinemaya gece mi gili mü* düşen vEk sırf çocuklar için, tali böS” Vâln rılmas İ meli, götlü Sinemaya vakti olanlar gündü zaman bul bilenler gece gidiyorlar. âte zarar vermemek Üzel vonu ne kadar dev$ etmelidir?.. Bilmiyorum.. Xe gibi filmlerden hoşlanırsi! ç k J Hakikaten güzel, ve içinde salt havası esen filmlerden höşl En ziyade beğendiğiniz Neden?.. ğendiğim kadın sem... « Fâkat; i'ı.ı»kü-den ay' hemen hemen birint mıyacak kadar farkındâ değiğ anırım-. kadın # artist?.. Cevaplâf? eli Bişim Hi bir «Viyana Bülbülü» var.. İşte ortle © miş Senfoni» yi ötüyordu... Garboyu beğenmiyorum... ıda muvaffak ölmüş, beit” değerini tediye € benim biraz daha haya nikliğini gör miş san'ati Esasti yvardır. Bu kadın bana şımarık gibi liyor.. — En ziyade beğendiğini: kimdir?.. Neden?.. — Hiç bir erkek artisti beğenmi)” M'N rum... Ne için mi?.. Çünkü: gi bende malümatsız, cahil, tabi züppe ve a bel | Hemen h sathi ve Muşır Kâzım Paşanın Cenaze—s; Harbiyenin en eski mezunu ve en eski müşirlerdep Kâzım paşanlı? nazesi dün askeri merasimle kaldırılmıştır. Dini merasim Teşvikiye WF', inde yapılmış, cenaze top arabasına konularak gene askerf merasiml? rtiköy kabristanına götürülmüş ve medfeni ebedisine tevdi edilmiştir. Cenazeye pek çok çelenk gönderilmiş, ordunun eski ve yeni mens” supli” yından kalabalık bir kitle ile merhumun akrabaları ve dostları cenaz€)' kip etmişlerdir. inevra kıtaatı büyük geçit resmi yapa- cak, Gecesi de belediye tarafından ko- ımu*.;u-.].u- şereline ziyafet verii e(.ek(l gi AĞ | İ 4 gö g ; z erkek # i )

Bu sayıdan diğer sayfalar: