2 Kasım 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

2 Kasım 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i | Soyfa SN ©. Hergün 1 pi zl Allah kimseyi Gördüğünden yadetmesin! | İmmYüzin: Muhittin Birgen—— & * u saltanat düşkünü İstanbulun haline bakıp acıdığınız ve acı - © cı düşündüğünüz var mıdır? — Bir zamanlar, bu şehrin sekenösi a - © tasında bütün bir imparatorluğun Bü- rokrasi makinesi vardı; onlar gittiler. — Şimdi Ankarada büyük bir mamure © yükselten bu unsurla bersber İstanbu- © un masraf yapan, hareket yaratan bir kuvveti de beraber gitti. Bir vakitler © İstanbulda geniş bir transit ticareti © vardı; Karadenize âkan yolların ka - opanması ve uzun mesafelerde nakli - © yat yapan denizciliğin inkişafı bu ti - © careti de mahvetti. İstanbulda vaktile © göhiş bir ecnebi kolonisi vardı. Bu da kismen Ankaraya gitti, kısmen de İş — sahasının daralması neticesi olarak, © memleketi birakip çekildi. Masraf ya- pan, hareket ve bereket yaratan bu — unsurun da aradan kayboluşu İstan - bulu vurmuştur. © — Bugün İstanbul küçük memurların, © küçük tüccar ve esnafın ve nihayet « fabrika amelesinin oturduğu bir şehir olmuştur. Buna mukabil, her neden - se şehir büyüyor, hudutları genişliyor, — Mecidiye köyüne doğru taşıyor, Bos - © tancı hududuna doğru uzanıyor, Çam- heaya doğru yükseliyor, Yeşilköye doğ- “ru yürüyor. Bu kadar fakir nüfüsla © meskün, bu kadar geniş hududa yayı- © len bir şehirde eğer pislik bize yalnız © “sinek getirecek olursa şükretmemiz lâ- —— zımdır: Bu nüfusun verebileceği bele- — diye resmi ile bir şehre bu kadar ba- 3 © kılabilir, - i * Adaşım Üstündağı acımak lâzımdır; Resimli Makale şamak için yaratılmıştır, daima sesli bir muhitte doğar, ekseriya sesli bir muhitte ölür, bu, onun için tabii bir kanundur, SON POSTA Yalnız yaşıyan bir adam normal bir adam değildir. Hayatını tetkik e- diniz, mutlâka başkalarından sakla- mak mecburiyetinde olduğu gayri ta- biilikler ile karşılaşırsınız. B Cemiyet ihtiyacı BB | ill 1 7, 7 Ni ii, | Bir insan için hayatta en büyük azap ömrünün son günlerinde yalnız kalmak, kimsesiz ölmektir. Aile edi- niniz, çoluk çocuk edininiz, dost e- dininiz, SÖZ ARASINDA Bir genç kıza Servet kazandıran Gözyaşları Göz yaşlarının bugüne kadar para ettiğini kimse bil- miyosdu. Halbu- ki Amerikan ga « zetelerinin (o bize bildirdikleri | bir vak'a, artık göz- yaşlarının da ser- vet temin edecek kadar kâr getir - 2 diğini anlatmak - tadır. Filâdelfiya'da ikamet eden ve fakir bir memur kızı olan madmazel Spilers her istediği an- “eğer İstanbulun mümessili o ise, ken-İda hıçkırarak ağlıyabiliyormuş. Onun © disi vaktile büyük bir saltanat görmüş, bu kabiliyeti Filâdelfiya, şehir tiyatro- © (bar bir adam mevkiindedir. Hani böy- © le insanlar vardırlar ki vaktile güzel | günler görmüş, sıkıntı çekmemiş, fa- © kat, sonra mevkiinden düşerek fakir. © leşmiş te eski halini ve eski kıyafetini “muhafaza edebilmek için uğraşa uğra- şa şaşırmışlardır. İşle, İstanbulun be- © lediye reisi sıfatile Üstündağ kendi - “sini şimdiye kadar böyle hissederse © bayret etmemelidir. Şahsan kendisine “daha iyi günler ve daha yüksek ma - 'kamlar temenni edelim, fakat, İstan - < bulun mümessili sıfatile, şimdi onu sonradan talihin sevkile düşmüş ki -İsu rejisörünün nazarı dikkatini celbet- miş ve kız büyük bir para ile artist o - larak alınmıştır. Şimdi Spilers sahnede acıklı rolleri oynuyor, herkesi ağlatıyor, kendi de beraber ağlıyormuş. Koca arayan Bir kadın İngiliz gazetelerinde okuduğumuza göre uşimdiye kadar sürdüğü hayattan bıkmış olan, yüksek sosyeteye men - sup» bir kadın tanıdığı noterlerden bi- İki bitkin Meşrutiyet o senelerinde, Girit meselesi minasebetile, ayni günde, bir kaç yerde birden mitingler ter- tip edilmişti, Bunlardan bir tanesi Beyazıt meydanında toplanmış, fakat halka hitap edecek ateşli bir hatip bulu- namamıştı. Söz söyliyen hep çoluk, çocuktu; ve miting mürettipleri ü- zilüp duruyorlardı. O esnada, gözlerine, Ömer Naci merhum ilişti; ellerine sarıldılar: — Aman üstat! Bir hitabe?. Ömer Naci itizar etti: “— İmkânı yok! Şimdi Fatihten geliyorum. İki buçuk saat durma - macasıma söyledim. Bitkinim, Derken, Nacinin yanında başka bir «muhterem kardeş» gördüler. “| — Bari siz söyleyin!. Lâkin o da: — Kabil değil! dedi. Ben de Fa - tihte, tam iki buçuk sant Ömer Na- ciyi dinledim! | HERGÜN BİR FIKRA | #* Su üzerinde Sırtüstü durarak Uyuyan adam # Sun'i kalple Bir ishelet Harekete getirilmiş Viyanalı bir doktorun insanı hay - retlere sokan bir mu vaf fa ki yeti bugünlerde çek geniş mübaha - selere zemin ol - maktadır. Vi - yanalı bu müte « fennin — yaptığı bir iskelete tıpkı hayatta bulunan insanın o kalbi - nin hususiyetini hâiz — elektrikle müteharrik küçük bir kalb koymuş ve bunun ile de kalbin bütün hareketleri- ni yaptırmıştır. Kauçuktan yaptığı bu kalbden iskeletin her tarafına yaydığı ince borular içinde kana benzer bir mâni sevketmiş, kalbin bütün hareket- lerini taklid etmiştir. Bir çok müpefenninler huzurunda yapılan tecrübelerde Viyanalı doktor iskeleti sun'i kalble harekete getirmiş ve iskelet yürümeğe başlamıştır. İs - keletin elleri, ayakları kendi kendine harekete gelmiş, bütün hareketleri pek muntazam bir surette cereyan etmiş - tir. Danyel Darrieux | zamanda, bizden bazı kimselerin de ba- > rengi soluk pardesüsü, bir çok defa te-İrine mektup yazarak, evlenmek istedi- © mizlenmiş şapkası, boya kuvvetinelğini ve kendisine şöyle aklı başında, © rengi muhafaza edilen ayakkabıları ve; kâmil bir koca bulmasını rica etmiş. © çok yıkanmış eldivenleri ile kendi İşin asıl garibi, bu mektupla birlikte, | N op ğemm v ve birde kendisinin yazdığı ve bestele - ğ Eyorum: İştebu,İs-| 1. 0; ö i - E tnbülün b Hekiaizi > ya bir şarkıyı da göndermiş olması Allah kimseyi gördüğünden yadet -|“' Bir telefonca tuttu Fransızların sevimli ve güzel artist- leri Danyel Darrieuks'un Holivuda gi- derek film çevireceği nasılsa şayi ol- muştu, Kendisinin prestişkârları bu ha- berden fevkalâde müteessir olarak, haberin doğru olup olmadığını kendi- Marsilyada tabit bir adamda görü len garip bir hal herkesin hayretini * « mesin! diye atalarımızın içine düşmek- “ten korktukları hal ne ise İstanbulun bugünkü hali odur, ve onun için, biz e © ler gibi, gece gündüz yapılacak dua şşudur: Ke Allah cümleyi beterinden saklasın! * © Zavallı İstanbul! Senin dünkü halini © © görmüş olanlar, bugünkü haline &ct - yoyrlar. Türk milletinin yaşsması için © sen büyük fedakârlığa senin katlan - © man lâzımdı, sen bu fedakârlığa, Türk © © milletinin bir parçası olarak ve Türk * — milletinin bir parçasma yakışan ki - barca tahammül ile pek güzel katlan- © dın! Vaktile sultanların ve onların et - fında büyümüş insanların çalarak pladıkları haksız servetler, saraylar alinde senin vücudunda marazi şiş - nin vücudunda, yer yer, geniş geni: — ralar açılıyor, 6€kiden bir vezirin ko - © onağı olan bir yerde şimdi bir çok fakir “âileler için bir mahsile vücuda geli - — yor. Fakat, her düşen şişkinliğin açtığı yaranın kapanması için ne kadar zaman geçmek lâzım ve bu yara ka - © panırken oraya kaplanan derinin bi - râktığı iz ne kadar belli oluyor! e e, teşbih ve mecaz arasıtıdan gö - > rülen bu hazin manzara, İstanbulun bu- © günkü manzarasıdır. İstanbul için bu- © günkü hal zaruri idi, tarihen ietinabi > kebil olmıyan bir âkibet idi. Bu nok - talarda hiç şüphe yok. Fakat, bu İs - tenbula biraz da yardım etmek kabil Zil i nm, sakinleri için de, gene eski -|kursunuz» demektedir. 1 nlikler yapmıştı. Bugün o marazi) yeti işkinlikler birer birer sönüyor ve se-| kadına hususi bir tarife tatbik etmeğe $ ya-| karar vermiştir. Madam, mektubunda, bu şarkıdan da bahsederek, wmüstakbel kocama bunu ya gösterir ve yahut ta bizzat o- Gazeteler bu kadının meşhur bir si- ma olduğunu söylüyorlar ve ismini gizliyorlar. Londrada hâlâ petrol lâmbası kullanan terzi Londrada temiz dikiş dikmekle ma- ruf olan bir kadın terzi geceleri paha- hk olduğu iddiasile 'dikişlerini lâmba - le dikmektedir. Haddinden fazla titiz olan bu ka- dın müşterilerini memnun etmek için işleri kat'iyyen çıraklarına vermemek- te imiş.. Kadının evini çok iptidai bir şekilde tenvir etmesini, şehrin haysi- ine uygün görmiyen belediye terzi yecektir kir 77 “ «Ben evvelden büyük, fakat ka- mucip olmaktadır. Mantardan insan denilebilecek olan bu adam gece gündüz denizde yüz- mekte ve yüzerken sirtüstü durarak rahat rahat uyuyabilmekte ve sigara- sını tellendirip keyif çatabilmektedir. Fransanın o fen ölemi bu adamin esrarını anlamak için çok uğraşmış fa- kat hiç bir netice elde edememiştir. sine telefonla sormağa başladılar. Dan- yel Darrieuks, suallere cevap vermek- ten ve herkese: — Hayır gitmiyeceğim demekten jbıktı fakat telefon muhabereleri teva- li ediyordu. Nihayet bir memur tutma» ğa mecbu roldu. Şimdi memur telefonla Danyel Darrieuks'u soranlara: Bu mantafdan isanın bir oyun ve- ya sun'i bir vasıta kullanmakta olduğu ihtimaline mebni hususi Yaptırılan bir havuzda bir çok tecrübeler icra edil- miş, adamcağızın biç eziyet çekmeksi- zin ayni vaziyeti aldığı görülmüştür. Yalnız bu yüzgeçin bedeni çok geniş- tir. Bazıları adamın su üzerinde uyu- yabilmek ( hassasını bu mazhariyete kekik eşrlekm ibik mil kat, buna rağmen eskiden daha mem- nun ve hattâ mes'uttum!» yoktur, Fakat, acaba biz bu İyi hisli rışık ve çürük bir imparatorluğun hâ- kimi idim. Bugün kendimi genç bir Türklüğün kapıcısı hissediyorum, fa -* kapıcıyı Türk milletinin sarayına lâyık bir şekilde giydiremez miyiz? Muhittin Birgen Onun böyle hissettiğinde hiç şüphe | — Hayır gitmiyecek! diyormuş. 50 bin yenlik bir define aranıyor 1904 de Rus - Japon harbında Rus- iların Port Arthur'u terkederlerken gö- İtüremedikleri 50 bin yen'i orada bir yere gömdükleri şâyi olmuş ve hava- dan servet yapmak isteyen bir çok in- sanlar, orada araştırma ve hafriyat İyapmağa başlamışlardır. 1933 de bir JRus zabiti varını yoğunu bu işde ba- İtirmaştır. Bir Japon hey'eti de şimdi bu işle meşgul olmaktadır. Rivayete nazaran bu paranın yeri- ni'dünyada bir kişi biliyormuş: O da Amerikâda bulunuyormuş . KE YE gp EA R P E ReE İ Geçen yıl Avrupa piyasalarına nası): yollıyabilmiştik, kapanın elinde kaldı nüldi, o kadar beğenildi ki, bu yıl bir çok yeni talep kar- gsında kalınıldı. Fakat elma mevsiminin tam hararetli İSTER İNAN İSTER İNANMA! sa bir miktar elma ve o kadar beğe - ey okuyucu sen; STER İNAN İSTER İNANMA! ik Ji Sözün Kısası Ondülâsyon talimatname. E. Talu azetelerde, günlerdenberi oku * yup duruyoruz: Muhtelif makam lar, bayanlarımızın ondülasyon yaptır- mak yüzünden bâzan uğradıkları mü - essif kazaları nazari dikkate alarak, ile-'Ül ride bunun önüne geçmek için gere « ken bütün tedbirleri inceden inceye tets kik eyledikten sonra buna dair bir de talimatname vücuda getirmişler. Dünya işlerinin Arab saçına dönmek istidadını göstermekte olduğu ve Ak « denizin öbür ucundaki bir ülke ahali- sinin süçsaça, başbaba geldikleri bir yan saçlarile moşgul olmaları tabii gö- | rülmelidir. Esasen saç ve bitahsis kadın saçı, kas dın parmağı kadar ve belki de ondan ziyade tetkik ve iştigale değer bir mev«t zudur. Saç denildiği vakit hatıra rikkat, dal. ga, ahde vefa, itina, alâka, perişanlık, İntizam, insicam gibi muhtelif duy « gular, sünbül, reyhan, menekşe gibi ge“ ne muhtelif güzel rayihalar, saba rüz- gârı, gönül, tel, örgü, zincir gibi türlü isimler ve dahâ bunun gibi nice keli $ meler gelir. » Bu kadar geniş bir şümul dairesi o « lan ve bundan başka milli edebiyat ve musikimiz için de zengin bir ilham kaynaklığı etmiş bulunan kadın saçı * nın, kılı kırk yararcasına bir itina ilg muhtelif makamların alâkalarını uyan» dırmış olması şaşılacak bir şey olma « | malıdır. j Şairlerin bir tek teline bin can fedâ eyledikleri incecik diye bâdi saba'nın | bile temasından kıskandıkları bu kıy« metli nesnenin haşin ve hâin ellerde mahvolmak tehlikesine mâruz kalmasi | tahammül olunur şeylerden değildir. Onun içindir ki böyle bir talimatnas me yapılmasında ve lâzım gelen teda - $ birin alınmasında elbette ki isabet var- dır. Hususile ki zülfü yâre dokunulma « masına dikkat ve itina etmek, öteden“ beri, içtimai nizamı korumakla mükels left bulunanların asli vezaifinden sayt Biliyor musunuz? ! — Kanuni Sultan Süleymanın en gözde karısı Hürrem Sultanın ası! ismi nedir ve İstanbulun neresinde met »” fundur? 2 — Bizim ay çiçeği dediğimiz çi « çeğe Fransızlar nasıl bir isim vermiş” lerdir? i 3 — Meşhur Müftü Cemali Efendi | kimdir? Hangi padişah zamanında ya” şamıştır? Nesi ile meşhurdur? (Cevapları Yarım) * Dünkü Suallerin Cevapları: 1 — Mirzapur şehri Hindistandadır. | Ganj nehri üzerindedir. Benare eya «| letlerinden birinin şebridir. Ve 35 Hindli yaşar. 2 — Napolyon Mısırı işgel ettiği za“ man kendisine taraftar olan memlük" Rustandır. 3 — Mısır memlüklarının son sul * tanı Kaytbaydır. Yavuz Sultan Selimli uzun ve kanlı boğuşmalardan sonra e“ sir edilmiş ve Osmanlı ordusuna hükümdarına hakaret suçile idam e *| dilmiştir. Sovyet Rusyada yeni bir servet menbaı Fransızca Le Petit Journal gazete sinde okuduğumuza göre Rusya bü” tün köylülere yeni bir emir vererek beygirlerin kuyruklarını kısa kesmer lerini emretmiştir. Bu emir kânunuev- vele kadar tatbik edilecektir. Bu emrin sebebi şudur: Gayri muntazam goyri muayyen zamanlarda kesil zamanında bulunduğumuz halde külliyetli ihraç teşeb - at kılları atılmakta ve bundan koli büslerinden bahsedildiğinin işililmeyişine bakarak bizi | bu talepleri karşılıyabileceğimize pek inanmıyoruz, fekat tif servet mulazarrır olmaktadır. Mun“ İtazami bir surette kirpılan beygirlerdet "istihsal edilecek olan kıllar " Rusyava büyük bir servet temin ede cektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: