8 Kasım 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

8 Kasım 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İergün üç 5B İstanbulu düşünelim Mühütlin Birge ada) rüretti, za azan: (Baş tarafı | inci sa cihi bir z ları toplarken de en bi İstanbulun hissesine dü ca bteki günahla belki biraz & S u ilerleme şevki | bu hâdiseden müştek böyle olm tır. Ben, k bir 'Dırk çocu*l Fakat, bir taraftan da SUV POSTA 'Resimli Makale âar, neme Jâzım (söz Tayyarecilik uğrunda|* Mağaza tezgâhltarı kaçmaması lâzım gelen t İstanbulda Türk zay beri İstanbulda Türkün, ı fatı ile de olsa, bütün iktısadi kuvveti Gevlete mensub olan unsuru idi. Bu ansuru ortadan kaldırdığım zaman getiye iktısaden çok uyı! battâ fakir binkitle kalır: Kü » k es. naf, ayak satıcısı, Lramv.ık plı trik ve telelon müstahdimleri, nihayet ç:-sdı çeşid bir amele kitle Bu, Türkü İstanbulda zayıflaması den Ki tür bakımından da, iktısad bakımından | da öyle bir zayıflama ki bizi derin derin düşündürmeğe lâyıktır. 'Türkün İstanbuldaki sanayi teşeb -| büslerine iştirâk hissesi çok mahdud -| dur; ticaret sahasında n kremi 'Türkten başka herkesin elindedir. tâ Türkün elinde gibi görünen bazı lerde de bir Türkün veya bir Tü şekkülünün arkasında işin ya asıl sa - hibi ve yahüd başlıca müstefidi olarak başkaları vardır. Bunun için İstanbul- | d.ı Tu. ke ».ılnıı kü üçük memu uk, müs- | $e var: Öteden - ehlik s1- <d rdo R],H' İş işı bu mi arzeden yüzde şvr.ı?d:ı size küvvetlerini bhemen şi de Türl hâlin bu şekilde devamin: miz takdirde İstanbulda bir ecir ve bu ecirin patronu da Türk- ten başka herkes olacaktır. * İşte, İstanbulun, tarihi bir zaruret - ten doğan mühim derdi budu: hıbet bu derdin de devası bulunacı doğru ilerleme yolunda y sadüf ettiği maddi ve manevi bütün eseleleri ha , bütün şarkta dar görülmemiş büyük bir vüzuh ile mütalea ve onları en konkre şekiller - de halleden yeni rejim elbet bu va: ti vaktinde görecek ve onun balli içi: tedbirler alacaktır. Bizim vazifemiz bu başaracâk olan bir sürü ka- tedbirler. sisteminin — burada ve İzahını yapmak — de-| ğil, Oyalnız ihtiyaca işaret et -| mek ve — meselenin — ehemmiyetle mütalea edilmesi zamanının gelmiş ol- duğunu hatırlatmaklır. Cumhuriyet İstanbuldaki Türk kitl in elinden tut onu yeni işlere doğru geçirmek için kendisine kılavuzluk yapmak va - zifesini eskisine nisbetle hâlen daha çok kalaylıkla yapabi Günden gü- ne uzuvları teşekkül eden ve kuvvetle- nen devletcilik sistemimiz yeni yeni do- kküller, e- ğer şuurlu ve sistemi k çalışır- larsa İstanbul Türkünün elinden tu- tup onu terbiye ede ede yeni işlere, ya- ni daha verimli, daha kuvyetlendirici iktısat teşebbüslerine doğru muvaffa kıyetle sevkedebilirler. Ben eminim ki kıymetli ve enerjik başvekilimiz, Tür- kün maddi ve manevi fâikiy ına geçmesi mutflaka lüzım olan İstanbu - hun bu derdini halletmeğe karar verdiği zaman her iş, belki biraz zamanla, fa - kat, mutlaka ve kolaylıkla halledile - ecktir. Muhittin Birgen işi rışık & |bu sporun Vettirdiği ;. |da tezgâhtarlık ed.erek para kazan- makta, bu para ile, mezun zamanla- | * _'İngılız kumpanyasına girdiğinden şi- |kâyet edilmekte ve İngiliz şirketinin " |karışmış: .İvardı demiştir. - |sana da verseler sen de esir olurdun!.. Olan asil kiz Şu gördüğünüz güzel kız, İngiliz sosyetesinin — tar ninmış ailelerin- den birinin, müs- temlekeler müs teşarı Sir John Maffey'in — kızı dir. Müthiş bir tayyare meraklı- — sıdır. Kendisine — icap masraf- |lar verilmediği - çin Londrada bir elbise mağazasın- rında hava meydanına koşmakta ve uçuş dersleri almaktadır. Hazır cevap hâkim Bu hâdise Londrada geçmiştir: Amerikan sinema kumpanyaların- dan Iın tanesi meşhur yıldızlardan Bet- de - bir dava açmıştır. anyayı terkederek bir| müdürü aleyhinde, artistleri hürriyet- lerinden mahrüm ettiği için ceza veril- mesi istemmektedir. Hâkim artiste sormuştur: — Amerikan şirketinde kaç para a- İlyordunuz? — Haftada 100 dolar. — Şimdi ne kadar alıyorsunuz) — Haftada 600 İngiliz Hirası! Osırada karşı tarafın avukatı söze — Bay hâkim artistin mukavelesi Hâkim şiddetli bir küfür savurduk- tan sonra: — Bay avukat — demiştir, © parayı Bir vantrlokun marifetleri Lehistan zabıtası bin bir türlü ma- rifetlerle ortalığı allak bullak eden bir vantlok'u tevkif ederek — mahkemeye vermiş ve mahkeme de o zatı sekiz ay hapse mahküm etmiştir. Komünist fikirlerine meyyal olan vantrlok içtimalar tertip eder ve kar- nından konuşarak, halkı hükümet a- leyhine tahrik eder ve bu sözlerin ki- min tarafından söylendiği bir türlü an-| laşılmazmış. Bir gün gene bir toplan- tıda karnından o kadar hızlı söylemiş ki, hatibi susturmuş ve nutkuna de- vam ederken mesele anlaşılarak tev- Kİf ödilmiştir. ——— - ——eamı- İSTER İ Maibaamıza gelen bir dostumuz anlattı: «Geçen sabah bir vak'aya şahit oldum.. Aksarayda tramvay bekliyordum.. Benimle beraber tramvay bekli- yenler arasında birçok da mektepli çocuklar vardı. İlk gelen tramvay kalabalıktı. İstasyondaki halkın hemen İSTER K Ferdiyetçilerin felsefesi.. Wi linder sı olmayan uzuvlar haline getirir. İnsan cemiyetinin koyun den farkı; muhitinin iyilikler h fenalıklarile de, yakından alâkadar olmasında ve elinden geleni yapma- sındadır. A RA HERGON BİR FIKRA | Çukur gibi İspanya kralı Dördüncü Filip ga- yet mütekebbir, ve kibir ve aza - meti nisbetinde de küstah bir hü - kümdardı. Bir aralık, komşularile harbe tu- tuşarak, 6 vakte kadar kendi hük - mü altında bulunan Portekizi ve daha başka bir kaç eyâletini kay - betti. Bunu mütcâkip de, bir irade neş- rederek, kendi kendisine «büyük» unvanını tevcih eylemek — küs- tahlığında bulundu. Bunu duyan, İspanya büyükle - rinden dük dü Medina Çeli: — Tuhaf! dedi. Bizim kral, tıpkı çukur gibi: Toprağı azaldıkca bü - yüyor! —— Kral Jorja Benzeyen adam e B Bu pipolu zat, şimdiki Kral Edvar- dın babası, Kral Beşinci Corca pek benzemektedir. - Kralın sağlığında bu adamın geçirmediği macera kalma- mış; her yerde tezahüratla karşılaş- mış, polisler kendisine selâm durmuş ve işin daha garibi, bir çok yerlere de bedava girip çıkmıştır. Kurnaz avukatın Hesabı Londranın kasaplarından biri, kom- şusu bulunan bir avukata yolda gider- ken sokulmuş ve: — Üstadım demiş, bir köpek koca bir but çaldı ne yapayım? Avukat: —Sahibini tahkik et ve bir fatura gönder parasını al demiş. Ertesi gün, fatura avukata gelmiş, meğerse hırsız avukatın köpeği imiş. Ve kasap beş şilin istiyormuş. Avukat faturayı almış ve: — İstişare ücreti 6 şiling 8 peni is- terim demiş ve borcu ile alacağı mah-larındaki oksijen ihtiyatının bittiği Zâr | veamsasanssannassnenvenesecAnecAENENEN ann; İsup ettikten sonra | şiling 8 pen de a- lacaklı çıkmış. âîî_ıE Madam Troçki Osloya neden gitti? Troçkinin, Sov yet — Rusyadaki| Sözün Kısası Kuleye asansör H;. Şişman, kasır bu sek me doğru gel E Tal * b! Dün lata kulesini düşümdi biçimsiz bedi rdır inşalla! bu şehrin hayatını deratma şahid oluru! beş buçuk asırdanbı gözlerim acaba neler gi g—nlar ne ihtilâller, l*L hn'n.u dxm kı: xakt deg iştir Ki hizmetlerde bulu —ndurr son — tedhiş hare- kâtile alâkasını, | bundan dolayı !ı-' veç bükürmetinin | kâh lim dim, k | dirdi sıkı tedbirler ıla- Ş rak, bu ateşli ihti- b lâlciyi, — şehirden | ejeyce uzakta bir| yerde mezaret altında -bulundurmakta olduğunu hatırlarsınız. Geçeülerde Madam — Troçki, iki müsellâh polis memurunun tefakatin- de şehre inmiş, iki gün kalmış, ve öte |beri, bilhassa rujlar, pudralar ve krem- ler satın almıştır. Bu münasebetle şt- nu da ilâveyi unutmayalım: Madam | Troçki altmış yaşındadır. Açık ve kapalı kapıların | farkı Londrada çıkan Daily Ekspress ya- zıyor: Kapalı kapı ile açık kapı arasındaki | büyük farkın mahiyetine yeni yeni nü- fuz edilmeğe başlanmıştır. Şimdiki ti- caret kaidelerine göre bir esnaf kışın, dükkânında üşümüş ve kapısını ka-| patmışsa müşterilerinden yüzde sek- senini kaybetmek - tehlikesine maruz- dur. Tecrübeler göstermiştir ki, müşte- riler kapalı bir kapının tokmağını çe- virmektense iki yüz adım atarak açık kapılı bir dükkândan içeri girmeği ter- cih etmektedirler. Berberler arasında yapılan bir tetkikte — de kapıların ka- panması yüzünden müşterilerin yüzde seksen nisbetinde kaybedildiği anlaşıl- mıştır. Dalğıçların grevi Şimdiye kadar haklarını elde etmek için amelelerin açlık grevi yaptıkları. nı, ve gene bazı mahpusların mahkü- miyetlerini protesto etmek için bu ça- reye baş vurduklarını yazmıştık. Bir kaç gün evvel de Bulgaristanlı zengin bir kızın süküt grevi yaptığını da ayri- ca haber vermiştik. Son zamanlarda dalgıçların oksijen grevi yaptıklarını bir İngiliz gazetesinde okuduk. Ameri- kada 25 kadar dalgıç bazı metalipte bulunmuşlar, bunların isteklerine kim- se itibar etmemiş, bunun üzerine za- vallı dalgıçlar, denizin dibine girerek dilekleri yapılıncaya kadar orada kal- mağa karar vermişler. İşin ciddi oldu- ğunu gören patronlar dalgıçların sırt- man istediklerini vererek adamları ö- Tümden kurtarmışlardır. ——— ——— — NAN bindi.» İSTER İNANMA! hepsi basamaklara hiücum ettiler. Mektepli çocuğun biri basamağa tırmanmıştı. Otuz, otuz beş yaşlarında bir erkek, çocuğu kolundan tutup aşağı indirdi. Ve onun yerine tramvaya kendisi İNAN İSTER İNANMA! rin medim.. kımsd' ciklere kıl kada: Şu âhir vaktimde, lerime mükâfa rahat bırakılacağını lâkis bana zulüm edileceği asansör kurularak, A.vbahlun ak! tırı işletileceğini haber alıyorum. Bu günah değil mi, surarı Benden ne ı—.ıi_xnr Ümid ed i int, içime bif rnM peme 'ırnıararık elıaf* rı:xıırl keyif si iye meden sanlara belki k d.—ılı hkıt her halde yu tutucu , sonra da hep ay lacağı hıı Hirsüz! “Hem efendim.. asansöre paranız varsa, bunu, benim etrafımdâ kalübelâdanberi tâmir görmiyen so* kakların imarına tahsis etseniz dabil iyi olmaz mı idi?.. Derken uyandım. Bu rüyanın tâbirini Şehir Me yelerine burakırım. <Z genmenescas VenceesELesecrEenN AAi AEreKARL A Biliyor musunuz? Kai ae gea sbam yağüğaenin | — Vaterlo harbi hângi hangi ayda, kimler arasında tır? 2 — Meşhür Alman - kompozitörü Wagner kaç yaşında ö 3 — Paris kaç defa, tehdid edilmişlir? (Cevabları yarın) * (Dünkü Suallerin cevabları) | — Tütün yasağı hicri 1039 da DöS düncü Murad tarafından şidd at * üzden yüzlerce nda pau işah olan, 14 sen8 'rrıdır'ık eden ve recebin 14 ündü | ölen padişah Sultan Ahmettir. Ohiyo Birleşik Amerikanın bif r. Ziraati ile meşhurdur. Mef” Kolumbüs — şehridir. Nüfusü 6.600.000 bindir. reçecast Uykusuzluğun çaresi bulundu Viyanada çıkan Stunde yazıyor: j Finlandiyada Kellon isminde bif mühendis uykusuzluk ile mücadele et mek için yeni bir usul bulmuştur, Ke lon yatağa yatan kimselere birer kW” laklık takmakta, ve sureti mahsusad hazırlanan bir plâk çalarak en zor uyu” yanları bile on dakikada mışıl mışıl W | yutmaktadır, gazetesi

Bu sayıdan diğer sayfalar: