19 Kasım 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

19 Kasım 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

<2 önciteyrin SON POSTA Sayfa 7 —eze — Yazan : Ekrem Reşir, eserleri ve tipleri im, gördünüz mü, hani bir hi bir Mıstık vardı.. Rızayı tüccar Rıza nederek: — Buyurun Rıza Beyefendi, hoş gel- Güniz! gördünüzse tadı da - , Deli Doluya da git- Mişsinizdir. Deli Dolu, nasıldı baka - Yim., Hah siz benden evvel bildiniz :hıxın Mori; ? V ha Vasf: ne hoştu; Bed kı nasıldı bakayım: imo Pedakimo» kendis Daha daha neler vardı; buldum: Saz| h__îl Hazım Amerikada Ameril bük a toplamıştı. O ailesinin ye üsaletini birer birer ken  - M ikahlar hayretle dinliyorlardı. On- b.,—' iki kere ikinin beş ettiğini de is- » lmiş Şimdi karilerim Lüküs Hayatı, Deli Oluyu, Maskarayı, Üç Saati, Saz Ca- Zi yazan Ekrem Reşidin evine hep be- Taber gidelim, Ben kendisinden ran - devu aldım, evdedir. Kapıyı ça Tüum: — Ekrem R: —- Bu abalığız amma zarar yok. ,Âçıkgöz olanlar benimle beraber eve Birerler, Eve 6 nler de ne y - Yim dışarıda beklesinler. Ekrem R: Kit bizi karşılıyor. Kostümün Top döşambrını giymiş; kabahat * Eğer bu kadar kalabalık t hdi yleseydim: Takını giyer, öyle karşılardı. Ekrem Reşidin salonundayız.. Simdi Sarilerim.. Ben kendisile konu - Bim, siz de beni dinleyin. Duvard «Aleyke Avnullah» üstüne ben- olduğunu tarif e TMem, fakat insanlar bir Ççok - şeylere Bülerler, Grimas, elime oyunu, vod - Vİ, bir ince komedi sahnesi insaniarı Büldürür. Her birinin güldürme tar - Zi da başkadır. — Güldüren ş beşer Selâ bir sandalye üzerine konulmuş bir Ceket hiç bir zaman gülünç de Fakat bu ceket bir sırta geçirildiği an bazan gülünç olür.. Ya fazla dar Belmiştir, ya fazla boll. — Ceket şapka böyle diyelim, hay - Vanlar güldürürler mi? .— İşte meseleye geldik.. Hayvanlar Büldürmezler, fakat bir hayvan insana Benzediği zaman güldürücü olur. — Bunun zıddı var mıdır? — Evet, bir insan da hayvan taklidi Yaptığı zaman güldürür. «Maskara> da Hazımın maymun tak- idi yaptığını hatırladım. O sahne bir ân gözlerimin önüne geldi ve ben bir &n için bu sahneyi seyrediyormuş gibi Büldüm, ş — Gülmek kollektif ve ayni zam: â saridir. x Sirayetinden sakınılmaması lâ - n gelen yegâne hastalık bu olacak! — Evet! le, , Süri ve kollektif olduğuna misal- *r getirebilir misiniz? Bizi nasıl güidürüynrlar? Ekrem Reşit anlatıyor İMSET — Hay hay! el kendisi kahkahayla gülüyor, nra bu kahkaha bü - tün salondi Kelime oyunu, a güldüren âmill , daha bun- rvar mi- , Insanların gülünç bir mekanik - olmal İ kara operet nesinde bi yahut mahalli Otel garsonu öle Evlenen İrak Prensesi Karı kocanın araları açıldı, ayrılıyorlar Bundan bir müddet evvel lrak Prenseslerinden Azranın Rodosta bir otel garsonunu severek bütün huku- kundan feragat edip Atinada kendisile evlendiğini yazmıştık. O zaman bu mevzu etrafında ileri geri bir sürü söz söylenmiş, Yunanlı otel garsonu Haralambosun bu koparmak için yaptığı işaa edilmişti. Dünkü posta ile gelen Paris Soir gazetesi karı kocanın aralarının açı- dığını haber vermektedir. Gazete, ay- ni zamanda bir Amerikalı kumpanya- nın Haralambos ve Prenses . Azraya maceralarını filme çekmek şartile 150 bin dolar teklif ettiğini de yazmakta-| dır. Çiftler bi yüzünden haftadanberi geçimsizlik birbirlerinden ayrılmışlar- dır. Boşanma kararını Mısırda istihsal edeceklerdir, güldürür, fakat mahalli olursa gül -| İE dü a lle mahsus ka- hır alli tiple zalar mahallidir. Bütün dünyayı gül - e istih #m Reşit güldürmenin yolunu |dürücü K& güldüren g — Daha daha nele Daha daha rollerin, e gülünür? ve jestlerin izah etseniz! — Meselâ korkak bir adamı, kor - l i korkak adam biraz kendisini korkutanın — pozlarını kasını korkutuyor. İşte Bonra alarak bir bu güldürür. te böyle gülünç insanl rdi | insanlar kendi gülünçlüklerine gü i görürler. Gülünç oldukla: - yıp huylarını değiştirmeleri ihtimali | pek çoktur. | — Kendi yazdığınız opere rederken kendiniz de güler misini, — Ben daha güldürücü sahı ken gülmiye başlamışımdır. Tuhaf değil mi? Benim yazarken gül- düğüm sahneler, halkı en çok güldü - elerdir. ze seyircilerle aranızda bir anlaşma var. — Öyle olmasa sey miydi? — Güldüren bir insân olmak için... Sözümü yarıda kesti: — Güldüren bir insan almak için, dedi, çok ağlamış olmak lâzımdır. — Siz istediğiniz zaman da ağlata - bilir misiniz? — Maskarayı seyrettiniz mi? — Evet! — Deli Doluyu? — Evet! Deli Doluda V: çalması üyor değil mi? Hattâ ağlatacak bir hal! Düşünün sâf bir çocuğun bir genç kıza hoş görünebil ci beni sever mek için bir tek çaresi kalmış, burnile ! zurna çalmak, Sonra Maskarada Hazımın — çocuğu kucağına alıp onunla konuşması: Prenses Azra ve kocası Prenses elyevm Atinadadır, ve te- . |essüründen kimseyi kabul etmemekte-| ra dir. kar l -|üzere Holivuda gideceği söylenmekte- ambosun ise film çevirmek dir. Neft Sendikatın Kasasını delenler Henüz bulunamadı Sovyet bankası içinde bir daire iş- gal etmekte olan Neft Sendikat kum panyasının bonoları saklamaya mah- sus kasasının makapla delindi; mıştık, Yapılan tetkikatta kasayı imal eden fabrikanın kilit başlarını saklamak i- çin sahte perçin başlıkları yaptığı ve kasayı açmı acemi olduükları için bu perçin başlık- larını deldikleri anlaşılmıştır. Mazmafih bu işi henüz kimin yap-| ma tığı anlaşılamamıştır. binayı muhafazı ihmali bulunduğu — da anlaşılmıştır. Tahkikata devam edilme memur olanların enin en komik € a bir trajedi Ben söyledim: — Ve muvaffak oldunuz.. Amma bu trajik sahnelerde büyük bir tesiri var, — O muhakkak! Bir şey daha sö, yeyim, burunla zurna çalmak sahr için Vasfi: i iddia etmiştim. e yıllardanberi peretlerin müellifini fazla ruhatsız etmiyelim, Ekrem Reşidin, bana ikram”ettiği el- malardan siz de mi İstiyorsunuz? Gör- dünüz ya: Ben dç ancak bir tane yiye- bildim, Bedia Fe len sıra kaldı mi ki.. Tabakta ne var ne yoksa hepsini o temizledi, İMSET k isteyenlerin de bu işde | İşde kasayı ve| Cemal Reşidin de| y Radyodaki Burhan Felek Romancı ve gazeteci oda verdiği bir konferansta erkek: nin diyor ki ta olr biz bunu lâlı, gözleri s Ben bunun sı cemiyetinin çöküntüler gösteren ps rı bakımından tetkike rum, Tehlikede bulunan bir kı ünün: Ölü kim — olduğu tehlikesi hâ deki bütün insanlar mu- mânevi bağlarla bir ebedi müddetçe iç nli ve mu- , Düa harp sonu erkeği mlığa, bir koketliğe, bir yos- za kapmiş koyvermiştir. dediğimiz mahlükun atılığı bir k | vardır kçe) sözünün ifade ettiği | kısa mâna., Sık sık te ler işte bu |le üf ettiğimzi bazı erkek- iflarını kaybetmektedir- mesi, kötü ol- dınlaşmasın- Bence kadırın erki kla beraber, &! z tahammül edilir bir hâ sedir. Fosur fos: aTa içen, erkek ji aşan bir kadın belki mazur gi 'akat genç karısı ni tempo ile k renk, ayni korsa ve ay yardımından şıklığı, koketliği, gı İçin medet uman erkek daha çok acağım, daha çok komik bula- cağım bir mahlüktur.» yanıbaşında ay- Bir muharrir: — Erkeğin kadınlaşması veyahut ka- dının erkekleşmesi zaten henüz ana hat larile tesbit edilmiş değildir. Bunu gi mânada alıyoruz?. Bu sual karşısın- da belki hepit çok ayri düşüncesere sahibizdir, Yalnız şu muhakkaktır ki bugünün er keği kendini n çekebilecek, rahat rahat oturacak vaziyette iken bile bun- dan birkaç asır evvelki erkekler gıbi kendini rehavete vermiyor. Kürklere sarılarak, dantelli elbiseler giyerek, hattâ yüzüne benler yapış rıp, takma saçlar takarak, berberinin önünde uzun saatler harcamıyor, Bugünün erkeği, meşakkate daha mü tehammil ve meşakkatten çekinmez bir | kanlılarda Erkhkler_kgdınlaşıynrlar miZ. — Konferans erkekleri kızdırdı ! Bir muharrir, bir avukat, bir ıtrıyat ticarethanesi sahibi, bir fotografcı ve berberin anlattıkları İrfan Emin vasıftadır. Eski zamanların o dantelli, ra tırmanı yorlar, Bot ağımı kolunu da ) anları unutup o d keğin katlandığ netlere, katlanmak istediği için erkek dir. Yoksa bir kadın hâkim olmakl hir Meelisi ı olmakla, v ğe kadar haksız. Ben bir kadır saf etsin, Er göbeğine kı yal Eh berbere giren zav krem, bir mikdar pudra & şının kena çok mu niyeti taki; Erkeklere böyle tâ'neden Bayana so- rmuş atıp mede- tüb derbeder bir adamla hattâ ko nuşmaktan hâz duyarlar mm? Hey hey! Uzaktan davulun sesi hoş gelir, Kadınl hele bir ba: şağı erkek şe olduğunu anlasalar. Ah onlarla şu ü iş hayatını bir aycık olsun likanlı ne yapıyor ki... Ayı yor. Şuraya biraz kıl uzatsam bana da. ha yakışacak diyor. Uzatıyor. Bunda bir kabahat varsa kadınlarla müşte- rektir. Onlar beğenmeseler, alay etse- ler, delikanlı hemen berberin yolunu tutar, Hem kel, hem fodul. Tırnakları boyalı, kaşları ipince, şık, bayanlarımızın, tırnakları boyalı, kaş- ları kazınmış, kılığı kiyafeti şık diye erkeklere çatmaları sadece kıskançlık- tan, hasetten doğan bir histir. Bir fotoğrafçı : — Sormayın hiç. Halimziden, müş- terilerimizden memnunuz. Eğer deli - nema artististine benze « a olan artiste uygun tu- deti olmasa bizler yan- dik. Valantinodan Duğlasa, Vi içten Klark Kayble kadar ne kadar meşhur (Latfen sayfayı çeviriniz |

Bu sayıdan diğer sayfalar: