19 Kasım 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

19 Kasım 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA M 4 Son Posta , tin siyasi tefrikası iTTİHADWTARAKK İDEONSENE ee Yazanı Eski n W Tanin Başmuharriri Muhittin Birg Sait ve Talât Paşaları mukayese eden ikinci mektup:: Muharririmize mektup yazan okuyucumuz Hakkı Baha Talât Paşadan bahsederken| * $u fıkrayı da anlatıyor: “Rumeliden gelen iki fedat Talât Paşayı vurmak için merkezi Umuminin karşısında bir dıvar dibinde hayli nöbet beklediler, bunların ne maksatla drada olduklarını bilen merhum pencrenin önünde dimdik durdu ve birisini çağırdı: “Hadi git şunlara bir güzel dayak at,, dedi Hakkı Bahanın ikinci mektubu, da- iı; enteresan bir bahse taall dirim ki onu bu mektubu 'Tal l ük ediyor. yazmıya t paşaya 1 habbet - 4 duyduğu ılıı.m'l ve muh tir. Bu bakımdan mektub daha entere- San oluyor. Okuyalım: * Azizsim Muhittin, Yİltihat ve Terakkide on günü gününe dikkat ve ehemmi, Yee tâkib ediyorum ve böyle bir teşebbüse sente — unyanı şükran hissi duymamak ka- Bi deği T Petli bir de tarihinin en ehbemmi- vresinin sahibi salâhiyet bir ka- yalnıs o 1 şükran bir hâdise 0- se kadar samimi ol- | Gökunuzu ve maksadı pürüz- hllunduğunıı bildiğim için küçük bir ha- Mün taşhihi lüzumuna dair — söyliyeceğim elükki edece - Terhum h'“h tahrir müdürüne değil, hesabına fevkalâde ehemız Bit Bald paşaya alddir. kıniz. bu hata nereden başlıyor, ve si- Hn muhakeme ve iztidlânterinize nasıl inhi- faflar veriyor: Sald paşanın, «bir takım ne Mdüğü İ in hdidleri rüfeka üıemıu.-' bu y rsa mat Rirleri ica ettiğindi tif. Tar ettiler» Badır. O ne idüğü belirsizlerin tehdid bum ve ihtihkar uyandırmış değildi. Bunu At edecek bir iki vak'a zikredeyim. n siyasi bir mülâkat y PUĞ) |ç , bu mülâkata $ veren nları yapanla: nlar sözü Tal: İsbi bi K. ön, on beş adım kadar İlerden kendi Söğrü geliyormuş. — Yanındaki — arkadaşı *bak şimdi gu miskin herifi nasıl korkutaca- rek o dalma m Sahte bir tehevvür rengi verip ona d İs hızlı edım atar Haliç tkelesi istikam başı | sine ânis olan göz gülmüş ol - Atibi Asımın o- sında gene kahkahalarla anlatmıştı. Gene bu hâüdiseler x füsada Rumeliden celbedilen iki fedayi Ta- Mti öldürmeğe memur edilmişlerdi. Bu det- Tler merkezi umuminin karşısındaki s0- € duvar dibinde bir hayli nöbet bekle - Öler. Bunların ne maksadla orada bulun - bilen merhüm pencerenin önün - G6 diradik bir vaziyet alarak ve bize: «Bakın azında süreti mah İer, aldıkları parayı hak etmek için burada 1- bi Çündür pinekliyorlar.» Birisini (zannedi- Yürum <Veysel» idi) çakırdı, pencereden on- Tarı göstererek «badi gunlara güzelce bir da- Yük atı. el yalnız başına ikizini de İti dakika içinde ellerini silâh tutamıyacak hüle getirdi. Ertesi günü meclis koridorları pan halâskârlarla dolduğu za - Man bu iki herifi de birisinin başı, öbürünün Kolu sargılı olarak © halâskârların arasın - S dirsizlere Talât miyet veriyordu. Tarih ikbalperestlikle kokumuma gelince: O di Bunu alz de dahli old İltinin alyasi hayatını yak tin 4 bilir. Taldi, tarihten beraat temin etmek pe Bat alarak yalnız zevahiri kurtarm: tile yaşıyan bir adam değildi. Şim B vcse Bey bu kadar eh Büzarında itlham edilmek 1d paşada var, ğunuz haldı ndan tamıyanla - karak ona ü vak'anın, yani istifa nt k'asınm na » an artiöini arsadeacim: I |mışı |biyenin İpadişaha arze Meşrutiyelten sonra İstanbulda yapılan intihabattan bir görünüş: Rey san- dıkları Galatasaray önünden geçirilirken m sön sadaretindeki bu mmıl d paşa, gayri mes'ul zevatın padişaha onun dördüncü istifası idi. Evvelki üç isti - İböyle bir beyanname imza ettirmiş olmasının fası bep 'Talât beyin iknaatile geri aldırı! - | meşrutiyet prensiplerine mugayir olduğunu Birinei istifasını ikinci devrel intiha- |izahı ederek bu hareketin resmen bir moclial birinel celsesinde meclislen mütte - | vükelâ mazbatasile protesto edilmesi lüzu - fikan itlimad reyi aldığının ertesi günü yaptı. 'n sunu İleri sürmüş. Bu prolesto marbatası Gösterdiği sebeb İtalyanların Çanakkale bo- 'tanzim edilip imza edildikten sonra tebyize ğazında yaptığı nümayişlerin husule getir - 1 eanada Talât beyi telefonla Halil yonlar — idi. |bey meclise çağırdığından Talât 'Talât beyle Mahmut Şevket paşanın kat'i te- |bey mecllse gitmiş ve avdetinde Babtüliden minatı onu Iknana muvaffak olmasaydı da - |Cıkmakta olan Sald paşa mütebessim ve mağ- ha o gün bir buhrüm vükelâ vüki olacaktı. |rur bir çehre ile «Je sula armd tout . a faite Bu & istifa vak'asında da istifa hu - nin cebini işaret etmiş ki bu - ar ler tarih huzurunda har- e Malımud paşaların da imaa- itham edilmekten korkan rüfekası meclisi vükelâ —mazbatasının değil münhasıran bu korku ile bütün bir si- |kendisini tarih müyacehesinde kurtaran bir tan bizzat o ihtiyar vezir silâh olduğunu ima etmişti rüfi ni şöyle ikna etmişti: «İt! Bu tafsilâtı vermekten maksadım - tarih | hat ve Terakki artık yorgundur; dinle korkusunun Talât beyde değil bizrat Satd ğe, l(l'ndısml :ıııı_umıgu Ahtiyactı vardır, Büz | paşada meveud olduğunu isbat etmektir. a ü in efkârı âmmede hâlz ol-| Beyannamel bümayunu imza ettirenler | duğu perestijini kaybetmiştir. Bunu yeniden | meclisin feshi iradesini Istihsal etmişlerdi. Bir tesis etmek için evelâ kendisini aratması lâ- |hafta sonra moclisin feshi iradesi okunacağı mdır, Emin olunuz ki beyefendiler; bizi 1s- | gün İttihat ve Terakki bir obstrüksyon yap- Uhlâf edecek olan devlet idaresinde © kadar | MAĞA Karar vermişti. O gün Cavid iradeyi de kell insanlardır kt bu devleti altı ay bile Protesto etmek üzere meclisin Hürriyeli Kbe- idare edemiyeceklerdir. İttihat ve Terakkiye | diye lepesinde ve açıkta toplanmasını teklif karşı efkârı umumiyedeki bugünkü hoşnud- ettiği halde 'Talât, sırf Bald paşanın t Buzluk az'afı,muzaalasile onlara teveccüh e- k emri vükli kabul etmeğe taraf- decek ve İttihat ve Terakki bugün tasavvur bründü. edilemiyecek derecede vahamet kesbedecek den islâh için mevykli ik- n tamamile dinlenmiş, nel olan — komplig; len ymüncu asunda İsra sını * ehh ile xme- Bu mürüzalımla bir hatayı tashih ve bir İölüyü tuhtel ettimse diğer bir ölüyü yanı bir hükümden hiyanet için müdafaa mak - ile ve size karşı mevcud olan lâyizal hür- ide bir vesile olsun diye yap - kuvvetlenmiş arak avdet ©. decek ve o zaman hakikl ri nıyacaklır.» Bu kabul eden Talât olmuş- tu ve Cavidin israrına rağmen Talâtın dedi- Bi olmuş ve iştilfa keyfiyeti tahakkuk etmiş- ti. e rolünü o İzmir: Karşıyaka 1/11/936 Hakkı Baha * Yeni kabine teşekkül idinceye kadar vekâ-| — Âziz doslumun yazdıklarının Talâ- leten ifayı vazife eden Sald paşa kabinesi et- |ta aid olan hikâyeleri çok doğrudur. kân umumiyeye hitab eden bir (beyarına - Bunları o zaman hattâ kendi ağzından met hümayun) tanzim ve neşrine lüzum gör- |ben de işitmiştim. Onun böyle korku müş ve cereyan eden vekayli tamamile hikâ- |hilmez, cesur, kabadayı, kin tutmaz, bir metin vücuda getirilmişti. Bü- | /efakâr ve fedakâr tarafları çok kuv- kmzasını taşıyan bu metta Ç oli idi, Bir kelime ile merd bir adam- Hurşld paşa ve Mahmud paşalar vası dı. Onun zayıf iki tarafı vardı: Bilgisi cek ve imza ettirilecekti. Bu | ,,, mizacı yumuşak idi; kolayca tesir paşalarla beraber NAzim Ve Yaver paşaların | (0 ) p 1 Dilirdi. Bu mizac yumuşak- da dahil bulunduğu bir hevet taranndan tas l V KA G L rtunizmini, onu ben mamile hilâfı vüki ve isnadât ile dolu, İzti - | 18 ğ A den daha çok iyi tanıyan'bir takim ar- hat ve 'Terakkinin âdeta bir ithamnamesi ş R temiğle şeklinde bir metne tahvil edilen beyarınamel | Kadaşları daima söylemişlerdi hümayün şekline sokularak Sultan Reşada imza ettirilmiş ve gece yarısı matbuâğta ve- rilmişti. Babah Talât bey gazetelerde beyannamenin Ş ni görünce şa- şırmış ve hemen Sald paşaya telefon etmiş- t. Bald paşa da henüz uykudan kalkmış ve azetelere gö ormuş «evet - demiş - ben de şimdi hayretle okuyorum, tamamile en rüfekayı haberdar ediniz. Ben de şimdi Babilliye geliyorum, bunu be- fikri en evvel ye eden tün nazırların Said paşaya gelince, benim bu ihti - yar hakkındaki fikirlerim çok iyidir. Bütün insanların zayıf tarafları oldu- ğu gibi bunun da zayıf tarafları ve bil- hassa kendisini daima tarih huzurun - da tenziye arzusu vardı. Ben onda mevki hırsından ziyade mevkide «te- miz ve lâyık bir unsurn olmak şöhre- tini muhafaza hırsı bulunduğuna ka- Brtesi li mal / sahibi saatine baktı | — Evet va rDU;'NV..H ah masa.. Ne der iler di in Nevin, ere ıı, |Tuk hcadaki kö Bu köşk rafı açıktı. Köşk çok esk Tarzı inşası gayet gaript di, hizmetç ia bilhassa fırtınalı yordu. n gene korkacı n birdenbire ür âdinin eski bir ar - le mektepte a . Hüsameddin çok severdi. Böyle olmakla Necati Hüsameddinin ev g Neci ne pek sik — O izbe yerde gönlüm derdi, sen beni görmek islesen; arar bulursun.. Sonra ben bekâr ada - biraz da kendi havamda gi zmaktan hoşlanırım. Fakat o akşı ameddin çok 1s- rar eımş ve Necatiyi zorla sıkılıyor, köşkü: meddine döndü: liba uy - m geldi, bende bu akşam bir a - ğirlik var.. — Seni götüreyim! — Ben kendim giderim Nevin söze odana y evvel geldiğim zaman y öm oda değil mi? Evet & bizim ev epey kar: Kolay kolay oda bulunmaz. ga kalkmıştı. yere girmiye im için kâfidir, gene her ta: Allah rahatlık v şıktır. Ne — Ben bir re girdim m neler sonr m bile ols şimdilik tuha yorsun.. o Nevin bir gorkı din, yor. Ne çıkar rüz sanı yemez Vallahi Hüsameddin, hakkın var, anlama ve sevketme kuvvetlerine âde- ta hayran olmuşumdur, Bilhassa hayatının son senelerini alil bir vücud ile yaşıyan, arada bir hasta olup çıkamıyan bu adamın fikir ve ru- hundaki berraklık, hakikaten hayran olacak derecede idi. Son sadrâzamlığı devrinde zaaf gös- terdiği zamanlar olduğu gibi, kuvvet ve enerji göstermekten çekinmediği zamanlar da olmuştu. Halâskâr hare- keti sırasında ben onun zaaf gösterdi- gine kani değilim. Belki bu işde benim bildiğim taraflardır ki beni böyle dü - şünmeğe sevkediyor ;bu noktada bir meselede istifaya tarafdar olmadığını, bilâkis istifayı Talâtın istediğini ben, bu işleri yakından bilen bir dostumdan pek iyi hatırlamıyorum. raber müzakere edelim. nüm. Ondaki zekâya, takib fikrine, | beni | . Bu köşk do » y merdiven « Bâk « iştir. tuhaflaşta » Ne olur biraz da« Amma böyle ço « Jer geliyor? ili köşklerden bahsederler. Pos l rla peri masallardan kork- gicirdiyor,, benzer , kapılar arlanmıya am.. mmi « dan bir . Bir ayak sesine Amma ayak sesi deği! am bu ne sesi? — Dur bilmem f rlma — Beni korkutmam rsun gümbürtü benzi - Yarınki nushamızda Niçin bakıyormuş! Yazan: Kadircan Kaflı şey diyemem; ancak Said paşanın O derdi. S işitmiştim. Şimdi bunun kim olduğunu | cak su, malıyorla kapıyı ri gire Tabancan y da mıydı? — Yanımda Ra vin kork « pt açılma sam, meddin taban « uruyor Biraz sonra & ameddin bir & yerde boylu meden Hı..-ımed_.nlı otuxâuk!arı odanın da kapıs ti. her ikisinde de vardı: Talât, mevki hım sına tutulmuş olmakla itham edilmek« ten ve bilhassa arkadaşları arasınd& böyle bir zahab hasıl olmasından çoll korkardı. Said paşa ise her yaptığı işl usülünde ve nizamında yapmış oldu « ğunu, Hüseyin Cahide isbat edebilmeği meraklısı idi. Her iki insanın da bu zaaflarını hal h ve tabit görmeğe tarafdarım. Talâi İttihat ve Terakki insanları içinde ikb sevdası, istirkab, birbirini - kıskanmiğ gibi bislerin çoğalmasından korkar vd bunun için daima silinmeyi tercih e « Said paşa ise Abdülhamid za « manında bin bir hesab ve korku içinde Çalışmış va binaenaleyli dülmn ölrmletü lere karşı Vesika ile cevab ver- mek ihtiyacını duymuş olmakla mâzur İşin doğrusu aranırsa tarih korkusu| görülebilir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: