17 Aralık 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

17 Aralık 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ç &t a Hergün Türkiyede yeni bir Devir başlıyor: Demir ve çelik devri Yazan: Muhittin Birgen & çinde yaşadığımız medeniyet dev- ır'ımmı kendi adını vermiş — olan devrin bugünkü hayalımızda oynadığı rol itibarile ne büyük ve mühim bir hamiyet sahibi olduğunu izaha ha - cet yoktur. Bugün üzerinde yaşadığı - mız Türk toprakları, vaktile maden itibarile de, sanayi itibarile de dünya- nın demircilik yüzünden maruf saha - larından biriydi. Bir zamanlar Tür - kiye topraklarını örtmüş olan bir çok geniş sahalardaki ormanların orladan kaybolmuş bulunmasını iküuBat tarihi, bunların kısmen demir sanayii tara - fından kullanılmış bulunması ile izah ediyor. Fakat, sonraları, demir sana - yünin şekli değiştliği zamandan itiba - ren Türkiyede bu iş ortadan kaybol - du ve yüksek fırınlar çıktığı zaman- danberi de Türkiye demir sanayiinin tamamen yabancısı oldu. * Bundan dolayıdır ki Karahükte ya » pilacak yüksek fırınlar tesisatı Türki- ye için yeni bir devir açacak kadar mühimdir. Şimdiye kadar muhtelif sa- nayi sahasında yapılmış olan muhtelif teşebbüslerin hiç biri bu defa imza e- dilen mukavelelerle, tesisine karar ve- rilen demir sanayti derecesinde yük - sek bir ehemmiyeti haiz olamaz. Bi - zim eski tersaneler, haddehaneler, tophaneler ve sair buna benzer mücs- seseler çoktanberi ölüp gilmiş şeylerdi. Sırf askeri ihtiyaçlar ve gayeler eseri olan bu müesseselerin yerine son se - pelerde vücuda getirilmiş olan mühim fabrikalar bile memleketin bu ihtiya - dını temine yarıyamazdı. Karabükte vücuda getirilecek tesisler ise büsbü - tün başka, Türkiyeyi yirminci asrın demir devrine sokacak olan müessese- lerdir. Bunun için, İsmet İnönü tara - fından üç gün evvel irat/edilen nutuk- ta demir ve kömür işine hükümetin çok ehemmiyet vereceği bakkındaki satırları büyük bir memnuniyetle oku- mamak kabil değildir. Türkiyenin yir- minci asır sanayi ve medeniyet haya- tına ancak bu tesisler ile gi eceğinde hiç şüphe olmadığından hükümet bu işe ne kadar ehemmiyet verirse biz de ©o kadar memnun olacağız. * Bu hususta aldığım malümata göre Karabük müetseseleri tedrici surette en basit demir ve çelik işlerinden en ince imalfita kadar her şey yapacaktır. Kaloriferler, su boruları, raylar ve ni- hayet motörler, bir kaç sene içinde birer'birer kurulacak tezgâhlarda ted- ricen birer birer imal edilecek madde- derdir. Bunlar imal edildikçe de hiç şüphesiz memleketin iktısadi kurulu - la tedrici bir istihale olacaktır. Bu işler belki ilk zamanlarda biraz paha- hlık yapabilir. Fakat, tekniği en yeni ve en ekonomik prensiplerile kurula- cak olan fabrikalarda maliyet tedrici surette düşmek sayesinde eminiz ki bizim fabrikalarımızın mamulâtı ya - kın bir İstikbalde Avrupa sanayii ma: müulâtı derecesinde ucuz mamulât meydana getirebilecektir. İptidat mad- deleri memlekette mevcut ve işçilik te ucuz olduğuna göre olsa olsa bizim sanaylimize amortisman ve para faizl bir yük olacaktır. Bu da gümrük fark- lJarile kolayca karşılaşabileceği — için zannediyoruz ki ilk zamanlarda dahi bizim mamulAtımız o kadar pahalıya malolmıyacaktır. Başlangıçta böyle bir fark olsa bile bu müesseselerin mem- lekel iktısadiyatına vereceği genişli » ğin büyüklüğü karşısında biz buna se- ve seve katlanmıya razıyız. Daha ilk senede bize bir çok milyon liralık dö- viz tasarruf ettirecek olan bu teşebh - büsten dolayı memnun olmamak ka- bil değildir. * 'Tekrar edelim: Türkiyede şimdiye kadar yapılan sanayi teşebbüsleri için- de bu defaki teşebbüse yakından ol - sun benzi hiç biri yoktur. Demir ve çelik devrinde yaşıyan bir mille- tin bacaları bütün sene tüten bir kaç yüksek fırını olmazsa o millet yirmin- ci asır milleti olamazdı. Hükümet bü eksikliğimizi de tamamlamıştır. ken - disine ne kadar ir olsak az - Resimli Makale: Ayda bin lira kazandıkları halde zaruret içinde yaşayan aileler vardır. SON POSTA H Masrafta daima ölçülü olmalı BB Ayda yüz Jira kazandıkları halde bin lima kazananlardan daha rahat ya şayanlar görülür. Zaruret çekip çekmemenin sebebi fazla kazanıp kazanmamak değil, ka- zanılanı iyi harcedip etmemektir. SÖZ ARASINDA en ve borçları Ödendikten sonra Dirilen tüccar % Varşova ceza mahkemesi garip bir dolandırıcılık davası rüyet etmektedir. Leh gazetelerinin yazdıklarına naza- ran hâdise şöyle cereyan etmiştir: Meşhur tüccarlardan Vinoviç borç- |larını ödeyemiyecek hale geliyor. 1£ |lâs etmeden vaziyetini kurtarmak için karısile müştereken bir dalavere düşü- nüyor. Bir gün hasta olarak upuzun nı davet ediyor. Alacaklılara, karısı kocasının ölüm derecesinde hasta ol duğunu, doktorların kendisinden ümi- di kestiklerini söylüyor. Vinoviç tit- rek sesle alacaklılarına, halinin fena olduğunu, ve ancak borçlarının yüzde otuzunu verebileceğini - bildiriyor. A- lacaklılar ölen adamın canını alamıya- caklarından bu sureti tesviyeye razı o- Tuyorlar. Ertesi gün karısı tekrar alacaklıları çağırıyor, ağlayarak kocasının öldüğü- nü söylüyor ve adamları, cenazenin bulunduğu odaya sokuyor. Alacaklılar filhakika kefenlere sarılmış bir cesetle karşılaşıyorlar. Hepsi şapkalarını çıka- Tıyor, naaşın önünde hürmetle eğili- yorlar. O sırada kadın gene ağlayarak kocasının ancak borcunun 96 yirmisi- kapatacak miktarda para bıraktığını ylüyor. Alacaklılar, bu manzara kar- şısında yapacak bir şey bulamadıkla- rından çarnâçar yüzde yirmi ile hesabı kapatıp kadını ibra ediyorlar. Aradan on beş gün geçtikten son- ra alacaklılardan biri ölen tüccarı Var-! şovanın büyük caddelerinden birinde | görüyor, ve bir dolaba düştüğünü an- layarak adamcağızı derhal polise tes- lim ediyor. Şimdi bu garip basü badel- |mevtin davası rüyet ediliyormuş. Bir okuyucumuz yazıyor: Derken orada halime acıyan Ded bindim. Bu suretle Yeniköyden 25 ku İSTER İNAN İSTER «Bazı ziyaretler için bayramın ikinci günü Boğ; gitmiştim. Şehre acele dünmek mecburiyetinde olduğum için otobüsle avdet etmek istedim. Yeniköy durak yerin- de saatlerce beklediğim halde boş bir otobüs bulamadım. bir hayır sahibi bana şu nasihati verdi: «Yukarı giden otobüslerden biriyle Yeni mahalleye çıkınız ve otobüse Yenimahalleden bininiz!. yaptım. !6 kürüş vererek yer bulmak için Ye- nimahalleye kadar gülim. Ve dediği gibi olobüse oradan me kadar gideceğime, Yenimaha'leden 30 kuruş vererek yola çıktım, Benim gibi otobüslerin muntazam iştediğini iğinı | sen: İSTER İNAN İSTER İNANMA! | KERGÜN BİR FIKAA | Dostla, düşmana dai Bizde çıkan mizah .gazetelerinin en eskisi olan «Diyojen» İn sahibi Âli Bey, bir gün mecliste demiş ki: — Erkeğin dostları dost, kadının- kiler ise şerikicürümdür. Orada hazır bulunan Beşir Fuat Bey merhum da şu mütaleada bu - — Düşman kazanmak, insan için çok faydalıdır! — Neden? diye sormuşlar. — Çünkü. — demiş; — dostlarının xıymetini o zaman takdir etmek fırsatını bulur! Sakal taraflarları Cemiyet kurarak faaliyete geçliler yatağa uzanıyor ve bütün alacaklıları-| | * Bütün dünya erkekleri sakal ve bı- yıkların yükünden kurtulmak isterler- ken Perce'de sakallarına bağlı olan bir kaç kişi toplanarak bir cemiyet kur- muşlar ve bir de beyanname neşrede- rek sakallıları cemiyete çağırmışlardır. Kısa zamanda cemiyetin âzaları hayli artmıştır. Cemiyet âzaları bir resmi ge- çit yapacak kadar çoğalınca merasim- le sokağa çıkmışlar ve köşe başlarında durarak nutuklar — irad etmeğe başla- mışlardır. Yukardaki fotoğraf sakallıların res- mi geçidini göstermektedir. Kokusuz sarmısak Sarmısağın bir çok hastalıklara fev- kalâde iyi geldiği malümdur. Dünya yüzünde Misli bulunmıyan Resmi elbise Tek başına ufak bir kotranın için- de Bahrimuhitleri aşan Allen Cerbo, spor âleminde çok meşhur bir şahsi- yettir. Kendisini tamamile denizciliğe hasrettiği için şehirlerden uzak yaşa- maktadır. Elyevm Sous - le - Vent adalarında soyahat etmektedir. Meşhur denizci şahsına mahsus resmi elbise olarak kabul ettiği resimde görülen kıyafetle adanın valisini ziyaret etmiştir. Resim ziyaretten sonra, valinin kendisini kapıda teşyi etmesini göster- mektedir. Yeni bir Kral Amerikada demir, pamuk, petrol krallarının yanında yeni bir krallık da- ha kuruldu: Briç hükümdarlığı. Briç hükümdarı olan zat, Nevyork- ta oturmaktadır. Ve aslen Rustur. 20 senedenberi Nevyorkta oturmaktadır. Mütemadiyen Briç oynayan bu zatın karşısında kimse duramamakta imiş ve Kolberston isminde olan zat senede yalnız briç sayesinde yarım milyon do- lar kazanıyormuş. - Kolberston şimdi briç hakkında New - York Times'de briç hakkında bazı makaleler yazıyor- muş. Neşrettiği kitapları on - binlerce insan okuyormuş. ren bir kaç kişi Mişigan'da bir cemiyet kurmuşlardır. Bu cemiyetin gayesi, sarmısağın kokusunu burunların al- mamasını temin ve herkes tarafından yenmesini temin imiş. Herkesin öğle ve akşam birer baş sarmısak yemesi Amerikada sarmısaktan fayda gö-İbeşeriyetin yükselmesi için lâzımmış. İNANMA! zavneden başka bir gafil yolda müşteri arayarak ağır ağır giden şoföre: etiiğiinin farkında Bitl» ruş vererek Taksi- «Biraz çabuk gidelim, çok bekledik, geç kaldık!» demez mi? Vay sen misin bunu söyliyen! Şoför sert sert arkasına baktı ve sonra, o yolcuya hizmet değilmiş gibi bağırdı: — Kendi keyfine hizmet ettirmek istiyorsan taksi ile Bu mektubu okuyarak yolcuların şoförler tarafından azarlandığını, 25 kuruşluk yolun 46 kuruşa katedildiğini, müşterilerin saatlerce istasyonlarda bekletildiğini öğren dikten sonra biz şehri halka fayda temin ettiğine inanmadık. Fakat ey poku bu kısmında otobüs servisinin : Biriacikânün 17 —| aa Sözün Kısa:ı Yerli malı E. Tatı umartesi günündenberi, rım ve yerli malı ha İ içindeyiz. Başbakanımızın, bu haflayi açarken, Ankara Halkevinde söyledi * & gibi, bu hayırlı teşkilâtı şu kadaf yal önce kuranların güttükleri gayd ğ her gün biraz daha ziyade fahakkul | etmektedir. b ; Mubtelif bankalar tarafından za * | kğ man zaman neştolünan rakamlafi | yurddaşlarımızdaki tasarruf hamlesi « | m nin günden güne ileri gittiğini, mev * D bar duat yekünunun ber sene biraz dahâ D Rh kabarmakta olduğunu gösteriyor. İ Diğer taraftan cumhuriyet hükü .a tmetinin isabetli tedbirleri, haikumız 4 J y da milli endüstriye ve yerli mahsulâf 5 ve mamulâta karşı her dem artan bi | küy kür, Miş KB | rağbet, bir tercih uyandırmıştır Bugün, hemen hemen bütün ihti * yaçlarımıza gene kendi vasıtalarımızli karçılık verecek bir haldeyiz. Giydi - #imiz kumaş, ayağımızdaki kundura sırtımızdaki çamaşır, içtiğimiz ve ye * | diğimiz her şey, evimizin eşyası hef | İ yerli malıdır. | Bunların bir kısmı belki yaban6 | memleket yapılarının ayni değildi! | Kaltte itibarile, belki, bizden çok esif | bir endüstri tarihine malik olan o ya* | | bancı ülkelerin mamulâtındaki mü * kemmeliyet derecesine erişememi! Fakat on yıl içinde elde et çok güzel neticeyi nazarı dikkate alıf sak, azmimizde sebat etmek, hamle * mizi devam etlirmek şartile, pek kında bizim de © dereceye erişec muhakkaktır. Elverir ki yerli malını korumak, dak ma onu tercih eylemek, her lesinin içinde en ileride ve tutulan milli ve vatani pren: biri olsun. Daima ve dalma yerli malı!.. Kat'i ve mutlak bir zaruret olma * dıkça, on paramiızı bu yurddan dışar? ya sızdırmamayı ülkü edinmeliyiz. İyice bilmeliyiz ki, Türkiyenin ekö nomik kalkınmasına başlıca yardım ©& decek budur. Bü kanaat, Türk olan ve Türkiyedi yaşıyan ve geçinen her ferdin ve hef müessesenin Müşterek kanaati olma” li ve herkesçe bu kanaate hürmet € * Geçen yaz sonlarında gazeteci ar * kadaşlarla Yugoslavyaya seyahat ettt | — Üe; ğimiz esnada dikkat etmiştim. Bulgal — ve Yugoslav topraklarından — yeçer * | ken, treno bağlı lokanta — vagaonunull | bütün dolapları mübürleniyor, ve * topraklarda yalnız o memleket mah * sullerinin satılmasına cevaz veriliyof” | du. ü Bizde ise, İstanbul ile Ankara ar$t | sında işliyen Ilokanta vıgonîırım" ğ kullanılan şekerin bile yabancı oldu ” | ğunu öğrendim, X Vagon-Li kumpanyası dürüst çali * şan ve her memleketin kanunlarını — örf ve âdetlerine riayet eden bir mü& —| sese olduğu halde buna nası! olup # cevaz verdiğini kendi kendime izah © | demedim. ' Her Türk gibi, ben de isterim ki bt' — nimle daimi temasta bulunan yabl', ğ müesseseler benim millf duygularıi | her vakit uygüf tarzda hareket etsili” ler; ve Türk fabrikalarının — te şekeri dururken, bunu tâ bilmem nere lerden getirtmiye Jüzum görmesinlef: Yerli malına karşı her vatandaş, y hafta içerisinde rağbet ve hamlesifi E VY ErEYENZE mubakkak bir zühul eeeci olan Hüt T sını tamir edeceğini ümit etmek 184f | â&ı _1;' ' T NEPTEFT D SEBEFSREZ

Bu sayıdan diğer sayfalar: