30 Aralık 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

30 Aralık 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Sayfa İzdivaç buhranına çare Bir İngil'z kadını çareyi bu du: “ Kadın, istediği erkekle izdivaca talip olabilmeli, erkeğe verilen bu hak kadına da babşedilmelidir ! ,, diyor İngiliz muharrirlerinden E Kendall isminde - bir ka evlenme buhranını hall ni araştıran bir kale alâıka verici naklediyoruz: <1931 de İngiterede bir tahriri nü- fus yapılmış ve 4.176,000 kadının ko- ve 4,000,000 erkeğin de karısız tu meydana çıkmı İ 8 milyondan f: akale yazr olduğu için aşağı) hepsi evlenmeğe mütema- hendikleri takdirde de çok aile yuvaları kuracak kims dir, Seven kadın kocasının her haline jisteyerek katlanır.. Bu azaptan da hu- sus! bir zevk duyar. Hodgâm düşünen erkekler evliliği bir esaret telâkki ederler. Bence bu da . Kadın kocasını sever ve ona tahakküm etmek istemez. Ka mal edilmemektir. Emniyet e- kocasını hiç bir zaman bağ cak ve saadet buhranından bahsedi- yorlar. Ben buna bir çare buldum. Ve diyo um ki, kadınlar, erkeklerin halz ol » dukları bir tek salâhiyeti, hakkı isti - mal etmedikleri müddetçe, bu g; billiğin de önünme geçmeğe imkân yuk- tür, Malümdur ki bugün evl sesesinin nâzımı erkektir. se evlenir, isterse bir kı vacına talip olur, erkekler kızları a yıp bulurlar, yani birleşmek daima vek tarafın arzusuna kalmı: Halbuki, ben kadınların da erkekle- re talip olmalarını, erkekleri kendile- rinden, ailelerinden isteyebilmelerini T|şan karı ve koca biribirlerine emni - di- | yet etmiyorlar demektir. Bu da anlaşa mamazlığın ilk alâmetleridir. Alkılh bir kadının istediği erkekle ev 1 çok vilkldir. Fakat unutmama: Jbdır ki ekseriyetle hislerine bağlı olan kadınların diplomatlığı ikinci derece- de kalır. Evlenmeleri azaltan sebepler den biri de gençlerin hayatının intiza ma sokulmamış olmasıdır. Ne kadar vardır ki çalıştıkları için eri bir erkekle karşı Bekârlığı sultanlık diyerek isteyen- lerin mikdarı pek azdır. Evde kalanla- rın ekserisi maheubiyetten, yabut ga- rip bir izzeti nefis telâkkisinin esiri o- larak evlenmemişlerdir. Bir kadın olarak şunu söyl zamanımızın erkekleri, / rine rağmen çok sında . Ayni şey erkekler jiçin de varittir. Bunları hususi klüpser de ve nezih bir surette tanıştırmak hiç fena bir usul olmasa gerektir. an hissi kablelvukuu erkeğin- f |kinden daha kuvvetlidir. Ona eşini ara dilir ve daha iyi neticeler âlınar. Kadının koc şimdiye kadar y "|zünden onu kuı, Gene şunu tecrübeli bir kadın ola- seçmeğe kalkmasi rak bütün erkeklere A ÇaT ş bir telâkk tür zannedilirdi. | nde xapı an bi rw' e — Ben fakirim, sevdiğim kıza evlen | me talebinde bulkmursam, beni mu -| a hakkak parasızlığım yüzünden redde- | &hat ve huzur verecek bir çare der. Kadın istediği iz talip olmalıdır erkeğin — izdivacına Şekfindeki düşünce tamamile ye mak fırsatı verilecek olursa ben emi- | ? pim ki daha mes'ut izdivaçlar elde e-| -| mişsin; sanki bu da SON POSTA l Bir genç kız olsaydım Gönüllere akardım, Peşim sıra takardım, Ah ne canlar yakardım, Bir genç kız olsaydım ben!. Her telden çalardım saz, Hele yolunacak haz.. Buldum mu yapardım naz.. Bir genç kız olsaydım ben!. Bir nazı eda ile, Hem de düşmeden dile, Yapardım nice hile, Bir genç kız olsaydım ben!.. Gönlüm çapkın, hovarda, Bir ik! tek atar da.. Gezerdim çayda, barda, Bir genç kız olsaydım ben!.. R. Karact — Seni © adama vermem, ayda o- tuz lira kazanıyormuş. Otuz lira ile bir ay yaşanmaz. — İnsanlar birbirlerini sevdikten sonra bir ay bir gün gibi gelir.. Bıx gun ıçııı de #tuz Hira kâfid Hira kıhdır | — Ayağım kaydı ] — Sevgilimle karşılaştım, birdenbi- Te yere kapandım, — Yalvanmak için mi? — Hayır evvelki gündü, kar yerde donmuştu. Ben de onu gordug.ım Za- man tesadüfen ayağım kaydı. Biraz Güzel kız kardeş, çirkin kız kar - deçe söyledi: — Bugün bana senden bahsettiler. Hakkcında çok iyi şeyler söylediler. — Ne dediler? — Biraz bana benziyormuşsun! * Lokantada yemek yiy nu çağırdı: — Garson bu ne çirkin şey, çorba - nın içinden kapkara bir saç çıktı. Anladım bay.. — Neyi anladı — Sizin siyah sa; rı saçlıları sevdiğ *r Eazırlık Köca — Bir matem elbisesi diktir - — Orada istediğini söyliyebilir - dinliyenlerden yanlış söylü - n! deyip seni susturacak ol- ktan sonra, Ordu, garso - ri sevmeyip sü- — Bu senenin başında yirmi beş yaşıma gireceğim. Bana ne hediye alacaksın? — Yirmi beş yaşına girdiğin için sana geçen sene bir hediye almış - tim ya! Karı — Sen hastayken ısmarlamış- tım. Biraz fazlaca hastaydın yal Kimdir? — Bu kadınla evlenmek fikrini sa- na veren kimdir? — Kadının gerdanı.. — © kadar güzel mi? görmedim. — Kendisini m zaman gerdanı kırk dizi ine — Henüz | gördi ) ci ile örtülü idi. Düşündüm Piyano çalan, piyanoyu bitirdikten sonra sordu: ğü, daha gürbete çıkalı ancak dört yıt oldu. Bana böylelikle havatımı, zehir yapan bu kadını ne türlü ida- 2e edeceğimi bilemiyorum, çünkü ne kadar dil döksem faydasız kalıyor. Acaba ne yapayım? * Hakikati söylemek lâzım - gelirse bu okuyucum karısından, daha gür- bete çıkmadan önce — soğumuştu, bıkmıştı. Aksi halde ona: - Guürbette bana kafa tutacak - san, cümdelerile hitap etmiyecekti, şimdi de bana yolladığı mektupta «hayatımı zehir yapan kadın» demi- yecekti. Kadın fıtratan fedakâr ol rak yaratılmıştır. Kadın — evlel zaman annesini, babasını unultmaz, fakat gözü kocasımın evindedir. Ya'nız bu evin ona ebedi yuva ol - duğunu anlatmayı bilmeli, Karısından Bıkmış görünen Bir koca.. Bigada oturan bir okuyucum dert yanıyor: «Beş yıldanberi bir vazife sahi - biyim. Vazife sahipleri bir yerde e- tıramazlar, Evlenirken — vazifedar - dsm. Karım günün birinde onu gur- bete — götürebileceğimi — biliyordu. Nitekim buraya geldim. Karımın annesine pek düşküm olduğunu bi - diğim için gelirken ona: — Gürbette bana« beni anamdan ayırdın» diye kafa tultacaksan gei- yim. Sana para tur, dııl'm Bu okuyucum lütfen biraz dü: nürse kendi hatalarını hatırlıyacak ve bana hak verecektir. m, Bunu ar: & kazancım» müsa't de- TEYZE — Bu parça kim bilir size neler dü- — e abancağı dreğ, burganları — T MEmüştür) konsolun Üüstünde unutmuşsun.. Onları getirdim! — Evet, aşağı kattakilerin başları- na geleni düşündüm. Söylemez Uşağa sordular: — Bay evde mi? — Hayır.. — Ne vakit gelir? — Eğer bay, kendisi içi: dememi emrederse, e günlerde eve de ne vakit geleceğini söylemez! Uyuyamıyoruz — Eğer şef dairede olmasa hepimiz uyuruz.. y ŞdÜ — Bu tablo heşunuza gittiyse alır- sınız, fakat mukabilinde hana ne vereceksiniz? — Kızımı? — Demek size nezaret ediyor? — Hayır, fakat uyurken horladığı için biz uyuyamıyoruz!. — Senin meyhaneden çıkıp eve gelmeni istemiyorum. — Sen onu İstemezsin, annc evden çıkıp meyhaneye gitm istemez.. Hanginizin dediğini ya - mi — Mes'utsun az —?? — Benimki o zamana kadar çoktali sokağa çıkmış, en aşağı da beş jJirâ harcamıştır. * Takma diş ; — Telâşlı telâşlı nereye gidiyorsun? — Bir çoc .ığum oldu.. — Gözün aydın amma bu telâş, — Ağzında dişi yok, dişçiye takma diş ısmarliyacağım! Dinlemiyormuş Bay kapıyı açtı, hizmetçi arkasında idi. — Gene seni kapıyı dinlerken ya kaladım. kapınıl! i bay dinlemiyordum. 5 Ya öradi ne işin vardı. len içeri bakı am, kılıbıkla mücadele ce- gelecek misin? — Bu haliniz nedir? — Kamere seyahat romanını oku - duk, şimdi kamere gideceğiz. Zengin sordu: — Ne ile meşgulsünüz? Fakir cevab verdi: — Bir memba keşfetmeğe çalışıyo! rTum, — Nasıl bir memba? — Sizin servetinizin membainı! * Niçin? — Doktarlar hastalara niçin perhiz tavsiye ederler?. — Doktor vizitesini, ilâç parasınt,; vemek yememek suretile biriktirip ve- rebilmeleri için!

Bu sayıdan diğer sayfalar: