1 Ocak 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

1 Ocak 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yeni yılın eşiğinde Yazan: Muhittin Birgen (Baştarafı 1 inci sayfada) dan kaçmak için hayli çalışmış olma- sına rağmen, yapılması elzem olan — gşeyleri yapmamış olmak itibarile, bü- — tün eski kardeşleri gibi, boğazına ka - dar günah içine batmış bir yıldır: 936 da, bütün ağabeyleri gibi, günahkâr - dır, çünkü insanlar arasında, milletler içinde, sulhun, refahın en büyük yayı- | cısı ve yapıcısı olan hak ve adaletin te- | minine ya hiç çalışmamış, yahut istünkörü bir el sürüşile iktifa etmiş dir. Günahkâr sene! Kim bilir, belki de| oLun günahlarını — gelecek çekmesi mukadderdir! * 'TLp ve tüfekle harbi yalnız Afrika | kıt'asının şimali şarki köşesinde gör- orada gömdükse de, öteki hiç bir dakika durmm - “yan mücadelesini, iktisadi muharebe- | yi bütün 936 senesinde en şiddetli ve en korkunç şeklile yaşadık, Milletler birbirlerine karşı hudutlarını kapa - makta ısrar ettiler; bir tarafta hangi bir madde bütün bolluğu ile müşteri- giz durup dururken öteki tarafta ay- *ni maddenin ateş değil, altın pahasına ve mukaddes bir şey gibi hürmetle elden ele dolaştığını görmekte devam — ettik. Açları doyurmiyan, toklara 1z e| — burap veren bir sene... İktisat bakımın- dan da günahları Kafdağını aşmış o - lan bir yıl. 936 bu itibarla da günah- | kâr bir sene olarak gidiyor. | Allah taksiratını affetsin! * 936 senesi, kendinden evvelkilerin şlamış oldukları bir işi, dünyayı ka- akta, hayatı buhranlara sal - Syük tesiri olan mühim bir işi | G 2 n daha il mekte de- - vam etti: Para. bu sene senelerin müessesenin İs esi — bir devir daha ilerledi, para bir göm “lek daha değişti. Evvelce siyaseti para değiştirirken, siyasete para hâkim o - — lürken bu sene gördük ki para siyasi >— bâkimiyetin etinde oyuncak olmuştur. | Si paraya «yüksel'» diyor, yük -| seliyor; — <alçal!» diyor, — alçabıyor; edur!» diyor, duruyor. Evvelce — hiç olmazsa — «niçin?» diye — sorarken, d bugün artık paranın bunu sormıya da- —hi cesareti kalmamıştır. Belki o di — gok günahkârdır, ve çok günah işlem'ş - olmasından dolayı çok mahçup — Müştür de, bunun için sorma cesareti — kalmamış, siyasetin yumruğu karşı « /sında âciz ve muti bir mahlük olmuş - — tur! — Tarihin en yüksek tahtında oturtup başında en büyük tacı taşıyan ve ta - — rihin en müstebit ve en uzun ömürlü hükümdarlığını yapmış bulunan za - ovallı para! 936 senesi, seni bir parça daha rezil etti! “—Acaba, 936 senesini bundan dolayı da günahkâr sayacak miyiz? Zannetmi - * — 936 senesi işte böyle bir yıl oldu: “Toplu, tanklı, tayyareli, gazli, açı bol, — töku az; sevincin korkak kahkahasını srap ve korku seslerinin dev gibi /|yuttuğunu gören bir sene, Gürültüsü buhranı bol, dümeni kırık, tek - delik, yelkeni parçalanmış, altı gelmiş bir sene.., Yılların tari- hi üzerinden âdeta bir kasırga şeklin- 'de geçip giden bu senenin hakiki tim- lini görmek isterseniz İspanyaya ba- : Yeni senenin doğuşunu, dağ gı- 5 top, ve torpül gürültüleri arasından decek olan harap İspanya, ayni yet yüzünde hüküm süren bir leşler muharebesinin de korkunç timsalidir. “Bu timsali top gürültüleri arasında şlayıp gene top gürültüleri arasın - sönen bu 936 yarattı. prağı bol olsun ve süngüsü dep - ! | * İkendi aralarında eğlenmeğe karar ver Resimli Makale: Geçmiş günlerimizde hayat bize gülümsememiş olabilir. Böyle va - ziyetlerde zayıf karakterli adam derhal bedbinliğe düşer, düşüncede çalışma kabiliyetini kaybeder, ar - imkânı tık bir daha kalkınmasının yoktur. W UY/Z Z e Z Mücadele meydanında galebe ka- zanmış olanları tetkik ediniz, hepsi - nin kuvvetli birer karaktere malik oldukfllarını görürsünüz. Müşkülâtla karşılaştıkları zaman yılmamışlar, bedbinliğe kapılmamışlar, bir işi ba- 8N N Mazide muvaffak olmamış olabi - lirsiniz, fakat kendi kendinize kar- $1 vazileniz maziye baş çevirerek ye- ni yıla yeni ümit ile girmekliğiniz - dir, müşkülâttar korkmuyarak, yı) « muayarak çalışımnız, ümidinizi kaybet- medikçe saadetin yolu sizin için a - çıktır. Londrada büyük Babalar kulübünün 3 Yıl süren domino Oyunu l İngilterede bir Büyük Babalar ktü- bü vardır. Bu klübün belli başlı oyun- larından biri de dominodur. Klüpte en | yaşlı azalar arasında üç sene evvel bir | müsabaka açılmıştır. Oyuncular hti - yarlıkları dolayısile sık sık hastalan, -| maları vüzündem müsabakaya munta | zaman devam edememişler, bunun ne ticesi olarak maç bugüne kadar sür - müştür. Maç henüz nihayete erme - miştir. Resmimiz, maçı alâka ile oynayan we seyredenleri gösteriyor. Keller, körler, topallar ayâşlar cemiyeti Yugoslavyada, keller, körler, topal | lar, kanbur ve ayaşlar bir cemiyet kurmuşlardır. Bunlar hayatta bir tür- Ki gülmek sendetine ermedikleri. için mişlerdir. Hayatta baştan kara gitmiş olan o | biçareler aralarına mücrimleri alıyor - lar. Ve fakat mükerrer suçlardan olma masını istiyorlarmış, zira mükerrerle- rin tekrar hapishaneye girmeleri ve ta ahhüdatlarını ifa edememeleri ihtima- K varmış. Televizyon sinemada tatbik ediliyor Gelecek hafta Londra sinemaları - nın en büyüklerinden biri olan Domi- nion sinemasında televizyonlu temsil verilecektir. Sesli filmden sonra tele- vizyon da sinemaya girecek ve temsil hayatında yepyeni bir inkılâp yapa - caktır. Tanınmış artistlerden, müzisyenler den mürekkep bir heyet başka bir yer- de temsil vermeğe başlayacaklar ve onların temsilleri televizyon vasıtasi- le Dominion sinemasının perdesinde aksettirilecektir. İSTER denemek istiyen bir arkadaşımız anla! «Sonuncu güne gelmiştim, bilet kalmadı, diyorlardı. Araştırmıya dım, Aksaraya kadar uzandım, her dül nereye — baş vurduysam A S İHERGÜN BİR FIKRA Yazısız tabelâ Balıkpazarındaki — balıkçı — Ali şöyle bir tabelâ yaptırmış, dükkâ - nının önüne asmıştı: «Burada taze balık satılır.» İlk geçen söyledi: — (Burada) diyorsun, başka yer- de satacak değilsin ya! «Burada» ya lüzum yok. Balıkçı (burada) yı sildi, İkinci geçen söyledi: — (Taze balık satılır) diyorsun, bayat balık satılmaz ya! Balıkçı «taze» yi de sildi. Üçüncü geçen söyledi: — (Balık satılır), diyorsun, ba - lıkçı dükkânında — kumaş satılmaz ya, balığa ne lüzum var, Balıkçı da (balığı) da sildi. Dördüncü geçen de söyledi: — Kendin yiyecek değilsin, tabii satmak için bu dükkâna koymuş - sun, satılır demenin ne manası var? Balıkçı son kelimeyi de - sildi. Dükkânın üstünde yazısız bir tahe- lâ kaldı. ” 56 lisan üzerine Bir Fransız mecmuası okuyucuları- nin arasında her milletten insanların hesap etmiş ve hepsine kendi Hisanlarile hitap ederek mevcut olabileceğini yılbaşlarını tebrik etmek lisanların içinde Eaperantodan başlı yarak, Birmanca, Gucerat, Urdi li - sanlarından başka daha birçok lisanlar da vardır. a istemiştir. Mecmua elli altı lisan kullanmıştır. Bu INDA Bir genç kız Kırmızı güller Tatktığı için Yaralanmış Eylin Dak Mançesterli bir lokanta garsonudur. Resimde de gördüğünüz gibi güzeldir. Ve her genç kız gibi de her türlü fala inanır. Geçenlerde bir falcıya gitmiş, Fa- cı, uzun uzadıya kâğıtlarını karıştır - dıktan sonra : — Kızım demiş, bugünlerde sa - şey takayım.. deme. Muhakkak son- ra kazaya uğrar ve bir yerin yanar..» Genç kız bu kehanete ehemmiyet vermemiş, falcıdan gülerek ayrılmış. Eftesi gün, çalıştığı otekde, nişanlım 13 kişilik bir ziyafet vermiş. Ziyafet te de, genç kız göğsünde iki tane taze gül olduğu halde hizmet ederken, bir ara çorba getirmeğe gitmiş, ve müva zenesini kaybederek çorba kazanının içine düşerek yaralanmış.. Bu kazayı kırmızı” güllere atfeden genç kız hastanede ağlayıp, inlerken: «Ne diye fakının sözünü dinleme- dim..» demekte imiş... Bir insanın huyunu yediği peynirden öğrenebilirsiniz Şimdiye kadürbir istaziüi köyunu suyunu öğrenmek — istediğiniz zaman arkadaşlarının kim olduğuna bakar - dıniz. Halbuki şimdiden sonra yedik- leri peynire bakacaksınız!.. Maceraperestler Rögtiford'dan böş lanırlarmış, âşıklar ve yumuşak insan lar keçi sütünden mamul peyniri tercih ederlermiş, artistler bilhassa Camem » bert peynirini yerlermiş, hülyaperest ler de Livarot cinsini tercih ederler - miş. İnatçılar, Gruyere'den bir türlü ayrılamazlarmış. Hemen hemen dünyanın bütün İİ-I fak olan mecmuada türkçe (çok sene- sanlarını bir araya toplamağa muvaf- ler) ibaresine de tesadüf edilmektedir. tt: Taksimden başla- ikkândan ayni ce « vabi alıyordum, fakat her dükkânın kapısı dışında da bir komisyoncu ile karşılaştyordum, bu komisyoncular gü- ya kendi aralarında b elen ceset yığınları Üstünı f*.——l im ileri ” aranından İNAN İSTER Yeni yılın srifesinde bir piyango bileti alarak talihini İNANMA! anlaşmışlar gibi hep: 3 lira fazla verirseniz ben size bir bilet bulabilirim, diyorlardı. İSTER İNAN İSTER İNANMA! kın ha kırmızılar giyeyim, kırmızı bir | Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu için irgin Kozgmadı, Cumhur Reisi Coşkun tezahürle Karşılandı (Baştarafı 1 inci sayfada) ile Nafia Vekili Ali Çetinkaya, saylav lardan Kıbç Ali, İsmail Müştak, Mus- tafa Mecdi ve Ziya Naki bulunuyor- lardı. İstanbul valisi ve belediye reisi ile İstanbul kumandanı Atatürkü İzmit« te karşılamışlardır. Atalürk Haydarpaşa istasyonunda General Fahrettin, Ali Sait, Osman Tufan, Yusuf Ziya, Kemal, Nutettin, Ali Fuat ve İstanbul polis müdürü kar İ şılamışlardır. — | İstasyonun önüne toplanan binler « ce halk; Ulu Öndi selâmlamışlardır ürk ve refakat lerindeki zevat Kalamış vapuruna va« kip olmuşlar ve vapur saat 9 da Haya darpaşadan hareket ederek Dolmabal ge sarayiı rıltımına yanaşmıştır. Atatürk sarayda tevakkuf etmeden refakatlerindeki zevat ile beraber otos mobille Park Otelini şereflendirmiş « lerdir. Atatürk Hariciye - Vekilini kabul buyurdular İstanbul 31 ÇALA.) — 30/31 ki evve) 1936 gecesi üçe e Ankaradan İstanbula hareket kun alkışlarla eden Reisicumhur Atatürk senebaşı gecesi buraya muvasalat buyurmuş ve Av « rupadan avdet etmekte olan Hariciye Vekilimiz doktor Tevfik Rüştü Arasi, gece saat |1 de vapurdan çıkar çıkmaz kabul ederek yılbaşını beraber Park otelinde geçirmek üzere yanında âla « koymuştur. Atatürkün, Arasın vazife ifa edi « şinden bir defa daha izharı mahzuzi « yet eyledikleri haber alınmıştır. İzmit 31 (Hususi) — Atatürkü hi« mil husust tren buradan geçerken is « tasyonda binlerce halk tarafından u « ğurlanmıştır. Halk tren durduğu müddelt zarfın « da: — Yaşa, varol diye bağırarak ve mü: temadiyen alkışlıyarak Atatürk hak « kındaki sonsuz sevgisini Izhat etmiş Tren İstanbula halkın bu coşkun te- zahüratı arasında hâreket etmiştir. Hariciye Vekili gece on Buçukta Atinadan geldi (Baştarafı 1 inci sayfada) Yaorgun olmasına rağmen güler yüz le vapurdan çıkan Vekil kendisinden yılbaşı münasebetile müjde isteyen ga zetecllete kısaca şu beyanatta bulun muştur: «— Döst Yunanistanda gördüğüm hüsnü kabulden pek çok memnun ve mütehassisim. Milletler Cemiyeti top- lantısında Sancak meselesinin yeniden müzakerelerine iştirak etmek üzere Cenevreye tekrar gideceğim.» Bu beyanatından sonra Hariciye Vekilimiz ve maiyetinde bulunan Ri- yaseticamhur. umumtf kâtibi Hasan Rıza ile birliktE Park Otele gitmişler- dir. Tevfik Rüştü Aras muvasalatını müteakıp şehrimizde bulunan — Ata « türke tazimlerini sunmuştur. Atina, 8İ (A.A.) — Dün akşam neşredilen resmi tebliğde deniliyor ki : «Türkiye Dış işleri Bakanının Ati- nada ikameti esnasında dost ve mütte Fik iki memleketi ve Balkan Antantını alâkadar eden muhtelif meseleler bü- yük bir sâmimiyet'havası içinde tetkik edilmiştir. Balkan Antantı konseyi başkani Rüştü Aras tarafından verilen i |Balkan müttefikleri arasındkai müna- sebetlerin kuvvet ve tesanüdünü bir kere daha isbat etmiş bulunmaktadır.' Metaksas ile Rüştü Aras arasında tam bir görüş birliği olduğu tesbit edlimiş- tir, fi üK

Bu sayıdan diğer sayfalar: