18 Ocak 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

18 Ocak 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ylı ve Lmonatalı nferansta tü di::,;.'b;h'l & z scı SÖzünü biz girer İ b dık:?_'““—'cı âldı. Aldı a- y Gciklı süküt çöktü. B İrantize, çdeki kâğıda bar TÜ YanımgKüYOr. Ama nasıl hu d!d;m Oturan bir dost: of“—'lnu' Azırunun ekserisi, Siyley çaritine döndü. Adam ki'î"ııe İ,'—" Sılonuna Necip Sürile b yet Melih girdiler. İ ,wm'""?a şeref ver » çu f “nda. Kollarını ka- llik bi Zet Melh kırk yık M Tle rastlamış ol- SPtrim :':k' Saçlarını sıvaz S; T takip etti. l 3Nkadı n © (kes “aîh dedi, Necip n Sesini be adam, gör itek, 'm. Baştan baş Sikışacak. Arslan be Beldi. 'N d b%_rek Bir gördüklerim dakika evvel biten konferansı ağzına alan yok. 'er kişilik gruplara ayrıldıl. #cayip su içtim. Biraz ekşi, biraz tatlı, nedir 0? , . Bir tarafta Çallı: Ressam Leopold Levy rım saat susan adamlar artık çenelerini iyice açtılar. Bir taraftan yiyip içiyor- ,İlar, bir taraftan konuşuyorlar. we Ahd::ı Konferans varmış. Girektörü Bürhan Tessam Bay Leo- T. Kendisi Fran- sim ve' “Aütomne hisse- irdikten son- f_flîdı_ i*lç]k". Bir kon- Çi î.“ylemı n Mleyy, Nsinı bitt r delikan bit 'eden sonra an- çL fransizca kon- Tne eder, bir, bir “hrımm bahsi!. Sezan i- İN Methü senası ya | Tesim incilini nasıl L bugat ğ Kaybolan ka- ' ol Yp, hazretin sadece SSDE gn ee Ha Haa ödiğını İNi uzun boy ta K, etrafile anlatı: gö olan herşey mü- hsi allak yor. tercümanı n d:îü:ıe bir bü Biri; SÖze Biriş- Hh":?;:l' Yımmdlklgaırşa & Yeni a) hyı tercüme etmek bir: Murınng:;" der Şehrimizin yıllardır bir araya ge]e- memiş olan fikir ve san'at kolonisi, bi- ribirine ahbap takdim ediyorlar, hatır sorüyorlar. Fakat dikkat ettim, iki dakika evvel biten konferansı ağzına alan yok. Pastalar, sandviçler, süpürülüp, şer betler, şuruplar içildikten sonra davet liler üçer, dörder kişilik gruplara ay- rıldılar, Bir tarafta Çallı: — Yahu, diyor. Bir acaip su içtim, biraz ekşi, biraz tatlı nedir 0? — Limonata.., — Bilir miyim hen onu. Bekri Mus- tafaya zorla su içirmişler, meyhaneye kapağı atınca, kafadarlarına «bir tuhaf içki içtim, ömrümde hiç kullanmamış- tım.» diye anlatmağa girişmiş te bir türlü becerememiş. Ben de galiba ona döndüm, * Yahya Kemal, genç şairlere yeni ga- zelinin iki üç mısrâmı okuyor. Nurul- lah Ataç ile Hüseyin Cahit kimbili belki Ahfeşten, belki Ahfeşin keçisin- den bahsediyorlar. Bürhan Toprak misafirlerini ağırla- mak için sağdan sola, soldan sağa ko- Şüyor. Suat Dervişi bir okuyucusu yakala - mış soruyor. — Af buyurun Bayan, sizin geçenler de bir hikâyeniz çıktı. İsmi aklıma gel miyor, tabutlu, ölülü bir hikâye idi, so- nu ne zaman çıkacak onun? — Aman Bayım, o hikâyenin sonu “|gaetenin on ikinci sayfasında idi. Gör- ? medi ? — Af buyurun, farketmemişim, Adâm ayrıldıktan sonra Suada bakı yorum. Ağlamak mi, gülmek mi lâzım | geldiğini kestirememiş, dert yanacak bir dost arıyor. O dost arıyor ama ben derdimi kime yanayım? Yanından insafsızca geçip gi diyorum. * Beş arkadaş, Güzel San'atlar Akade- misi önünde otomobil bekliyoruz. Gö- rünürde hiç bir araba yok-Çallı: — Saçma, diyor, hiç Güzel San'atlar Akademisi olan yerde otomobil bekle- |; nir mi? Elâlem bize ikinci mevki tram vayın çok geldiğini bilmiyor mu san- ki?., a 'Tramvaya bindiğimiz zaman aziz bir dost odasında imişiz gibi yayıldık. Biletçiye: — Kes Babıâliye birer bilet! dedik. Çocuk acemi mi ne? Biletin üstün- deki isimlere bakıp: — Bizim tramvay Babıâliye gitmez! | dın demez mi? Nacı Sadullah dayanamadı, cevabı yapıştırdı: — Sen aldırma kes kardeşim! Bütün yollar, oraya gider. Sen kes! Biletler kesildi. Biletçinin (bütün yolların gittiği yer) i kestirmekte gös- -|terdiği ferasete hayran oldum. Çünkü mavi kalemin çizdiği istasyon: (Btye- mez) di. Kim veya hangisi olduğu BİLİYOR MUSUNUZ Sayfa y * En büyük, en yüksek, en uzun, en eski, en geniş,en seri şey, yahut mahlük ( Bu yazıları kesip saklayın, başka yerde bulamazsınız! ) En çok yaşıyan adam — Romanya - da Temesvar civarında Köfroş köyün - de Petraci Czartondur. 1539 da dağ - muş, 1724 de ölmüş, 185 sene yaşa - mıştır, yani Zaro Ağadan 30 sene faz- la yaşamıştır. En uzun boylu erkek — Mısırda ya - şamaktadır, Muhammed Gazi isminde bir duvarcıdır, boyu 2,86 metredir. En uzun boylu kadın — 26 yaşında- ki Alman kadını Elzadır, boyu 2,51 metredir, En uzun saçlı erkek — Hindistanda Hanuman mabedinde bir papazdır, saç- ları 2,40 metre uzundur. En uzun saçlı kadın — Londrada İn - giliz kadını Frances Sternedir, saçları 1,65 metre uzundur. En uzun sakallı erkek — Almanya - da İnn civarında Braunau köyünde ya- şamış olan Ratsherr Steiningendir, sa- kalı 2,07 metre uzun idi, sırf bu sebep- ten heykeli dikilmiştir. En uzun tırnaklı adam— Şangkayda bir Çinli papaz tırnaklarını hiç kes - memiş uzatmıştır, şimdi 58 sm. uzun- dur. En garip gözlü adam — 955 tarihin- de doğan ve sonra Şansi şehri valisi o- lan Çinli Liu Şungdur, her iki gözün- de ikişer gözbebeği vardı. En uzun kulaklı adam — Amerikalı İnka Atohualpa kulaklarına ağır kü - peler takmış ve uzatmıştır, uzunluğu şimdi 38 &sm. dir. En uzun burunlu adam — İngilte - rede Yorkşayrda yaşamış olan Tho - mas Vedders idi, alnının ortasından altdudağı hizasına kadar inen burnu tam 19 sm. idi. En garip burunlu adam — Bidault isminde bir Fransız çiftçisi ikt burun- lu olarak doğmuş ve yaşamıştır. En büyük ağızlı adam — Japon Mo- rimoto ağzını yukarı doğru kapayınca burnunun ucunu tamamen ağzı içine alıyor. K d En uzun dilli adam — Hintli Yogi Haridasş dilini çıkarıp alnınm ortasına değdiriyor. En yuvarlak çeneli adam — 1762 se- nesinde İngilterede Yorkşayrda yaşa - mış olan Boots isimli ıdamı_n çenesi O kadar yuvarlak idi ki çenesi ile burnu arasında bir madeni parayı tutabiliyor- du. adam — Fransada Nan- giî:h'r:gcd:nlomhier her iki eli de sol el şeklinde olarak doğmuş ve ya - şamıştır. i En uzun ayaklı kadın — Aın_cnluıda Çençinati şehrinde 1880 senesinde ya şamış olan Mis Fanfıı Miles'in ayak- ları 61 s. m. uzun idi. | En sağlam dişli adam — Amerikada Teksas'da Bovi şehrinde Kolonel Vil- 'son 96 yaşındadır, ve 32 dişinin hepsi de sağlam olarak ağzındadır. olan baba — İspan - Şerifi Molla ldir. Bu zat Morokko'da Tafilat şehrinde 57 sene saltanat sürmüştür. 1727 tarihinde öldüğü zaman arka - sına hepsi yaşıyan 348 erkek ve 340 yani 888 çocuk bırakmıştır. 'ıı..ıfn ' M Sırbistanda Nagikikinda kö - iftci Matthuv Bauer'in karısı d çoal! doğurarak 28 se- nede 28 çocuk doğun_ııuşlur, çncuk___ı Jarın 12 si evlenmiştir, 16 gı henlüz ana baba çatısı altında yaşamaktadır- hırı.h çocuk — doğuran ka - — Fransız Madam dö Maldömör evlenerek birinci sene bir tek çocuk, ikinci sene ikiz, üçüncü sene üçüz, dördüncü sene dördüz, beşinci sene beşiz, altıncı gene altız, yani 6 sencde 21 çocuk doğurmu:nur. - En çok birden doğuran h « dım — Almanyada Hameln şehrinde Anna Römer $ kânunusani 1600 se - nesinde 2 erkek 5 kız 7 çocuk birden doğurmuştur. encukların hepsi de ya- | ENÇek yAS':VAN * ADA! v En az zamanda en çok çocuk doğu -| ran kadın — Almanyada Pomeranya - da bir çifci karısı olan Sofi Binnen || 1880-1881 senelerinde 19 ayda (l || çocuk doğurmuştur, çocukları birinci seferde altız, ikincide beşiz olmuştur. En çok çocuk doğuran kadın — A- vusturyada Bernard Şaynberg 56 se- ne yaşamış 69 çocuk doğurmuştur. Bu kadının hiç tek çocuğu olmamıştır, 4 defa dördüz, 7 defa üçüz ve 16 defa ikiz doğurmuştur. En geç fasılalarla çocuğu olan ha - ba — Fransada Barjak Vivarais de Pi- erre Defournel isimli adamın ilk çocu ğu 1699 tarihinde kendisı 19 yaşında iken olmuştur. İkinci çocuğu birinci- den 39 gene sonra 1738 de, üçüncü ço- cuğu birinciden 102 sene sonra 1801 de $Şani kendisi 121 yaşında iken olmuş tur. Bu adam 1809 genesinde 129 ya- şında ölmüştür. Çocukları hep erkek olmuş ve her biri ayrı kadından olmuş- tur. Üçüncü defa evlendiği zaman ka- rısı 19 ve kendi 120 yaşında imiş. En geç çocuk doğuran kadın — Po- lonyada Konin şehrinde 1763 senesin- de 108 yaşında Margaret Krasiovna is minde bir kadın ölmüştür. Bu kadın 94 yaşında iken üçüncü kocası Kasper Raycol namında 105 yaşında bir erkek le evlenmiştir. Kocasile 14 sene bera- ber yaşamış ve bu müddet zarfında 2 erkek | kız ceman 3 çocuk doğurmuş- tur. UZUN TIRNAK ÇIN Ş PAPASIDIR. nesinde Siamda ölen Kral Chuls yun 3000 den fazla karısı bunlardan 134 erkek, 236 kız c 370 çocuğu da olm En çok kocası olan kadın — 24 yaşın daki İngiliz k: ı 'Theresa Vaügl 1922 seni field a (2 kı itha t yapılınca nikâhlı ve kayıtlı 62 kocası olduğu meydana çıkmıştır. , En kalabalık aile — 1679 senesinde Almanyada Arlberg şehrinde Lukas 'Tcaffen 1091 çocuk ve torun bıra ölmüştür. Bu adam 5 kendi çocuğ 87 çocuğunun çocuğunu, 446 çacı gyun çocuğunun çocuğunu, 553 çocu nun çocuğunun çocuğununun çocu nu görmüştür. En uzak neslini gören adam — Ame- rikada Floridada Sentüri şehrinde Fanni Moss 116 yaşındadır, 6 nesil gör Mmüştür, yani çocuğunun çocuğunun ço cuğunun çocuğunun çocuğunun çocu - ğunu görmüştür. Hepsi beraber ayni evde yaşamaktadırlar. En uzun evli yaşayanlar — Janos Roven ve Sara karı koca olarak 147 se »e beraber yaşamışlardır. Janos ve Sa ra her ikisi de Macaristanda Stradova köyünde doğmuşlardı. Büyüyünce ev - lenmişler ve 147 sene beraber yaşadık tan sonra Janos 172 yaşında ve Sara 164 yaşında olarak 1825 senesinde iki si beraber ayni günde ölmüşlerdir. En çok karısı olan erkek — 1910 ge- —— Malatya şirketinin Hisse senetlerinden Satın alamaz mıyız? Ali Sürer imzasile bir mektup al- dık. Bu mektupta deniliyor ki: «Malatya bez ve iplik fabrikası» adı altında yeni bir anonim şirketi- nin kurulduğunu Son Postada oku - dum, ve Gahanın geniş - liği, hele bâkirliği dolayısile bu te « şebbüsü pek faydalı, pek ümit ve - rici buldum. «Bu şirketin müessisleri Ziraat, İş ve Sümer Bankalarıdır. Fakat his- se senetlerinin yarısınm nâma, ya - rısının da hâmiline muharrer oldu - ğunu yazışınıza bakarak nısfının pi- yasaya çıkarılabileceğini tahmin e - diyorum, Bunlardan bir miktar ben de almak isterdim, yalnız hisse se - in biner Jiralık olduğunu görünce cesaretim kırılıverdi. Bu ieşebbüs faydalı, atisi müem- men bir iştir, ufak tefek iktısat edil- miş paralarını ötede beride ehemmi- yetsiz faizler ile saklıyan orta halli sınıf için pek mergup bir plâsman alabilir. O halde hisse senetlerini A, ',n AA AA * Z daha küçük kıymette yapmak sure 'tile bu sınıf halka da iştirak imkâni verilemez mi idi? Hakikaten — okuyucumuzun — bu noktada hakkı vardır. Bu nevi iş - lerde halkın alâkasını uyandırmak ve tedricen çoğaltmak için hisse kıy- metlerinin küçük tutulması lâzım - dır. Bu üsülün kabulü bu nevi mü- esseselerde ortakların - çoğalmasını ve netice olarak memlekette yerli malın bizzat maddeten alâkadar in- sanlar vasıtasile propagandasının yapılmasını temin etmek demektir, Bu gibi müesseseler memlekette ne kadar geniş menfaat sa sil ederlerse o kadar mahiyet almış olurlar. * Ankarada Af Pamire: Biz bir çok zamanlar nefsimizde tecrüba ettik. Bu çeşit usillerle öğ- renmek müm rmı * çok milli bir ce ümlt ederiz ki sizi de memfiun e- decektir. Gösterdiğiniz alâkadan do- layı size teşekkür ederiz

Bu sayıdan diğer sayfalar: