28 Ocak 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

28 Ocak 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rl NI 3 EZO Siliz futbolü niçin kuvvetlidir ? Mir lb Vw, "Emil; tığ, iç ya Ka yo akm Dİ oya ti va O az, aa e er d in en büyük NU * Göztepe Sahgya Ni tuhap ) Oyuncular sa- b an oyuncularda a gordu da, a ri kazar var. Bu Many, tepeliler faik orta kay iğ çıkarı- ” > ztepenin Sad da ibi geten bir mi irile yakalı- İğag SÜ çıkardı 8 oyn, *Sıkaran Göz aney » Altınordu. imar da Seyircisiz SU uyanmı- eh Dm e kayrıyan | | Fs tehlikeli ak olmuşlardır. ik, ? ye ği e Hatay, recilerin | faaliyeti günden güne artmaktadır. Yıl- futbol a -İmaz spor klübü zengin programlı bir Vermek ma-İmusamene hazırlamaktadır. Tekirdağ 3 3 hâge 1 -İspor klübünde iyi bir canlılık göster - let diseler öl -İmek için yeni idare heyeti intihap et- miş ve başkanlığa bando öğretmeni Ali Gür,ü ikinci başkanlığa İ, Hakkı Derini, genel sekreterliğe M. C, De- ğudanı, ve diğer idari vazifelere Yu - EVvesİni şPora boykı vkot il tamı yor. ayi Nİ 21 mağ Bit ka? Sıkıyor, Şi. MY istirak et -| halkı stadyoma | oykot mu yaptı? i i j A e a are iy Altınordunun meşhur sağiçi Sait ğer Altayı da mağlüp ederse “ İzmir şampiyonu olabilecektir. Ya Milli maçı Geçen pazar günü Parisin meşhur stadlarından biri olan Park dö Prensel'- de havanın fevkalâde yağmurlu ve fe- na olmasına rağmen Avusturya - Fran- sd maçını seyretmek için 5 bin kişi toplanmıştır. aldığı için Avusturyalıların karşısında ne yapacağı hemen bütün spor maha- İfilinde merak ediliyordu. Mgsta Fran- sızların kuvvetli müdafaalarına rağ - men Avusturyalılar bir gol: farkile nes ticeyi lehlerine “çevirmeğe Tekirdağında spor Tekirdağ (Hususi) — Burada spor nus Çeliksöz, Şükrü Atlatmaz, Feyzi a rİmıştır. E-İİşbaşatan ve Mehmedi seçmişlerdir. muvaffak | Güreşçilerimiz Peşteye davet edildiler > rakibi Altınorduyu 2- 1 mağlüp etti |Zytülde yapılacak olan ümeye bir hatve daha yaklaştı Muhabirimiz «| 5 büyük el Bi yer; imdi | i uran müsabakalarına , |Finlandiyalılar, Estonyalılar! ve Macarlar iştirâk ediyorlar Üç seneden beri Finlandiya, Eston- ya ve Macaristan arasında yapılmakta olân Turan maçlarına iştirakimiz için Finlandiya federasyonu birçok teşvik- lerde bulunmuş, ırkan karışık Tu ranlıların bile iştirak ettikleri bu mü- sabakalara öz Turanlıl: seyirci kal- masını biraz da garip bulduklarını söy demişlerdi. Berlinde bu mesele hakkında alâka- dar federasyonlarla temas edilmişti. Bunların hepsi de Türklerin bu maç- İlara iştirak etmesini büyük hir alâka ile istemişlerdi. Geçen sene Olimpiyat dolayısile Tu- ran maçları yapılmamıştı 1937 Turan maçlarına Türklerin de girmesini temin için kat'i şeraitin tes” biti hususunda bazı esâslar kararlaştır rılmak üzere yapılacak konuşmalar bu sene Pariste toplanacak olan beynelmi- lel güreş kongresinin içtimaına talik edilmiş! kat cevabı alındığı takdirde Peştede ya Avusturya - Fransa! pılacak bu müsabakalara iştirak için hazırlık yapılacaktır Bu müsbakalar Eylül sonlarına doğ- ru #ertip edilecekür. İngilterede Lik maçları Hamon — Arsenal sa son zamanlarda iyi neticeler 0 3 Tük maçlarının yirmi altıncı hafta- sında yapilan bu maçla 40,000 seyirci bulunmuştur. İlk devre sıfır sıfıra bitmiştir. İkinci devrede Arsenal kuvvetli hü cumlar yaparak Bastin, Drak, ve Bov- den tarafından birer gol yaparak oyu- nu 3 « 0 kazanmıştır. Arsenal bu galibiyetten sonra Karl- ton Atletik takımile beraber oluz dört puvanla en başta gelmektedir. Brentfor — Sanderland Lükte en başta bulunan bu takımla” rın maçında 30,000 seyirci bulunmuş, iki takım çok sıkı bir oyun oynamışlar- dır. İlk devrede Sanderland 3-2 mağlüp olarak oyunu bitirmiş, ikinci devrede bir gol yapmak suretile müşkül bir va ziyetten kurtulmuştur. i Bu elhet Türk spor kurumu! umumi merkezine bildirmiştir. Muvafa | Adliye koridorlarında bir gün Sayfa 5 Avukat ve hâkim olmıyan adliye kurdu Herkesin hayretten açılan gözleri önünde “ Elbet her şeyi bilirim ya... dedi. Bir buçuk senedir işsizim. Sen bana yazın Gülhane parkını sor, kışın adliyeyi ,, Adliye koridorlarından bir görünüş — Haydi gel Ağır cezaya gidelim, — Ağır cezada bugün ehemmiyetli dava yok ki... Karı koca mahkemesi daha iyi. ri Üç arkadaş önümden yürüyorlar. Bi- rinci kat merdivenleri bitirince lâcivert işaret etti: şte cürmü meşhut davaların bu rada görüyorlar. j İkinci katta lcra dairelerini, ticaret mahkemelerini, icra merci hâkimliğini tarif etti. Son katta sola saptılar. Adliye binasını ceketinin cebi kadar iyi bilen adam arkadaşlarına her yeri bir, bir gösteriyor: — Burası müstantiklik. mahkemeleri kalemleri, işte sulh mah kemesi. İşte Ağır ceza! Kapılar kapalı, Muhakkak gizli mahkeme vardır. Ya komünistlik, yahut izale: bikir. Haydi yürüyün karı koca davasına, Mübaşir sesleniyor. Davacı yerine son derece boyalı, son derece şık bir bayan geçti. Dava edilen adam zayıf, ufak tefek, kılığı kıyafeti eskice. Hâkim soruyor: — Bayan ne istiyorsun? — Boşanmak! Zayıf adam oturduğu yerden kımıl- danacak oldu. Kadın anlattı: Evine gel miyor, para getirmiyor, sefalet içinde süründürüyormuş. Beraber geçinmele rine imkân yokmuş. Hem arada ruh im tizaçsızlığı da mevcutmuş. Söz sırası kocada: — Ben karımdan memnunum, diyor, ne kazanıyorsam onâ yediriyorum. Şir ketten aldığım para topu topu 43 Hira. 43 lirasını da kendi eline veriyorum. Cigara içiyordum terkettim. Arada bir içki kullanırdım bıraktım. Şu üstünde gördüğünüz bütün elbiseleri ben yap- tırdım, Anasının evinden geldiği za - man sırtında bir yırtık entari verdı. —İyi ama, bak ruh imtizaçsızlığı da varmış arada.. Karın boşanmak istiyor. — Hayır hâkim beyefendi. Ben dün- yada boşamam. Neden boşayacakmı - şım, yedi senelik karımı. İtaat ilâmı is tiyorum. Siz ona bakmayın, komşuları mızın Jâfına uyarak yaptı bu işi, Celse talik edildi. On beş gün sonra iki taraf şahit getirecek. Mübaşir başka isimleri haykırıyor. ( Üç kafadar dışarı çıktılar. Ben de takip ettim. Lâcivert pârdesülü adamın bilmedi ği, tanımadığı yok. — Şu şişman avukat, dehşetli ceza avukatıdır. İpten adam alır alimallah! — Şu gözlüklü zat baş kâtiptir. Dava nız olursa istidayı buna havale ettire- ceksiniz! -- Kaloriferin yanında duran siyah paltolu adamı gördünüz mü? Sulisti - malden mi, ihtilâslan mı işte öyle bir şeyden epeyce yattı. Şimdi galiba ke- faletle bırakmışlar, — Vay canıma bu ihtiyar kadın da işini yoluna koyamamış. Zaten yola gi- rer bir İş değil, harbi umumiden evvel Malatyalı bir akrabası varmış. İstan- bulda yerleşmiş. Sonra ölmüş mü, ka- yip mı olmuş. İşte onun apartımanları yı: dava ediyor, Geçmiş gün unuttum. Galiba ölen adam bunun teyze oğlu Şurası ceza |” imiş, O eldeki çanta ağzına beraber ev- rak doludur. Bir kere tıraşa tutuldun mu üç ay kurtulamazsın, Aman geli- yor. Savuşalım. Hızla yürüdüler, başka bir korido- ra Saptılar, * Bir kaloriferin yanında üç avukat kâtibi duruyor. Kısa boylu tıknazcası: — Azizim Basın Kurumu balosuna bir bilet ısmarladım. Eğer bizim oğ- lan bu sene de beni atlatırsa vallahi elimden kurtul başirin gür ses! bir avukat ismi yince fırladı. Apar topar mah girdi. Öte taraf, avukatile beral ne geçmiş. Delikanlının koşmakta hakkı var, bir az gecikse gıyap kararını yedikleri gün Hâkime soluk soluğa: — Gelecek efendim, şimdi nerdeyse gelecek! dedi. Hasım avukatı: — Bekleyemem Bay Reis, üç yerde üç mahkemem daba var. Avukat kâtibi âdeta yalvarıyor: — Zaten buradalar efendim, birinel cezada celsedeler. Çıkar çıkmaz gele - cek. Hâkim düşündü, sonra karşısı avukata; — Biraz bekliyelim, dedi. Avukat boynunu büktü, Tekrar ar kalığında «avukatlara mahsustur» ya" zili sıraya oturdu. * . Üç delikanlıyı tekrar buldum. Bir pencerenin içine oturmuşlar. Ayakları nı sallıyarak cigara içiyorlar. Sağda o turan sarışın genç ortada harıl heril i- zahat veren İcivert perdesülüye $or- du: — Yahu sen buranın girdisini çıktısı nı nasıl öğrendin böyle? — Bilmiyecek ne var, Bir buçuk se nedir boştayım. Bana yazın Gülhane parkını sor, kışın Adliyeyi. Allah eksikliğini göstermesin, koca karı yemeği hazırlıyor. Cigara parasını da uyduruyoruz. Yaz gelince yaylaya çıkar gibi Gülhane parkına taşınıyo- rum. Boğaza karşı gölgeye uzanıyorum Artık bekçilerle de ahbap olduk. Kekâ, Kış bastırınca kışlağa dönü . Ha nr kolorifler yanıyor. Bin türlü hikâye dinleye dinleye keyfime bakıyorum. Dava meselelerinde öyle usta oldum ki şimdi mahkemeye bir işim düşse ali- mallah değme avukatı cebimden çıka” rırım. Bu anda: — Gürrir! diye bir gürültü koptu. Hızla döndüm. Meğer Ağır cezadakl gizli celse bitmiş, Kapıda bekliyen me“ daki girdi Bir katil davası muhakeme edili - yor. (Devamı 12 inci sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: