7 Şubat 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

7 Şubat 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa Hergün b aei Teşkilâtı Esasiye Kanununda yapılan tadilâi de Büyük | E Millet Meclisi, devletin esas teş| kilât kanununda bazı tadiller yaptı. Bu | tadillerin hemen hepsi, devlet müesse- sesinin tekâmülüne taallük eden şey- lerdir. Devlet müessesesi, sade bizde de Bil, bütün dünyada mütemadi bir te- N ı_»'///////////% D Yazan: Muhittin Birgen —« vvelki günkü celses L |20 Horoz eskileri İsmet Mulüsi Üüzel öten, yahut ta güzel öLEüM bu horozlar ihtiyarlamışlar, artık Öt mez olmuşlardı. Horoz meraklılarli bunlar için kırk kişilik bir kümes yâll tırdılar; kırkını birden toparlayıp bU Akademi Fransez isimli kümese köy* ğü sanılan horozlar vardı. AME kâmül ve istihale halindedir. Devlet denilen mefhum, insanların haya: şart karının değişmesini takip eden fikirler le beraber mütemadiyen değişegelmi!: ve mütmadiyen değişe gidecek fikir den biridir. Bunun iç iyetler, siyasi — ifaı arada bir kendilerinde def mefhumlara göre devlet m: yeni bir şekil, yeni bir T yeni bir teşkilât vermişlerdir ki bu hal böylece devam edip gi Fikirler canlıdır: Müter ğarlar, büyürler, ölürler. Buna muka> bil, kanunlar cansızdır: Yaşamazlar, do ğan fikirlerin ve sistemlerin muayyen bir zaman ve mekândaki varlıklarını kelime ile ifade ve tesbi; ederler ve hangi şekilde tesbit edilmişlerse o hal- de kalırlar. Bunun için, arada bir, de- ğişen fikirlere göre kanunları da de- ğiştirmek icap eder. Başka bir bakımdan, hangi cemiyet içinde hayat çabuk yürüyor, çabuk is- tihale ediyorsa orada da fikirler çabuk doğar, kısa yaşar, çabuk ölür; o zaman bu fikirlerden herhangi birinin ifadesi olan kanunlar veyahut bu kanunların şerler. Tadil zaruretlerini doğuran âmiller de buradadır. * Türkiye az zâmanda çok değ'şen memleketlerden biridir. Bunun için e- sas teşkilâta ait kanunlar da değişti mesi lâzımgelen şeyler oluyor. Meselâ aZi parçaları da sür'atle hükümden | Yeni bir iş, bir vazife karşı sında kalanların dudaklarından ilk olarak çıkan kı e, «zor» kelimesi dir. Bu kelimeyi takip eden ilk hare- ket te o iş ve vazifeden kaçmakıır. | Harpte işe Yarayacak yeni ve Mühim bir keşif Amerikada Fitzgerald isminde bir |elektrik mühendisi Petoskop (Petos- | €ope) namında bir âlet keşfetmiştir. |Yunancadan alınan bu ismin ifade et yetmiş beşinci maddedeki tekke keli-|tiği manâya göre cihaz sadece müte- mesi mânasız kalmış, bu defa kaldırıl- |harrik maddeleri gören bir elektrik dür- mıştir. Tekkenin kendisi doğmuş, yaşa-|bününden ibarettir. Malüm olduğu ü- mış ve bozülmüş bir içtimat müessese olup ta artık hayattan kalkması lâzun gelince kalkmış, fakat, kelimesi kanun- da kalmıştır. Şimdi o kelimeyi de ora- dan atmak lâzimgeliyor. Bir misal da- ha: Türkiye evvelden ferdin mülkiyet hakkını cemiyetin menfâat “hakkının çok fevkinde tanıyan bir memleketti. | Halbuki bugün bütün dünya, ferdin bu hakkını cemiyetin umumi ve müşterek hak ve menfaatlerinin o kad de tutmüyor. Bunun için yetmiş düncü matdde de bu ruh içinde tadil e- dilmek iktiza etmiştir. Çünkü bu tadil olmaksıziti, toprak kamınu, orman ka- nunü gibi kanunlar nöşredilerr: Bu misallerle anlasılacağı veçhile, & sas teşkilât kanunumuzun, çabük yütü yen bir memlekette çabuk eskimiş olan bazı hükümlerini değiştirmek iktiza et- miş, evveiki günkü meeclis toplantısın- da bu ameliye yapılmıştır. * Bu âmeliye esnasında, yapılması lâ- zimgelen tadillerin mutat mahiyetleri- ni izah etmek üzere, Dahiliye Vekili- miz Şükrü Kaya güzel bir nutuk söy- lemiştir. Kâh Türkiyenin bir tekâmül safhası üzerinde durarak, kâh mühim bir ilim meselesi üzerine birkaç cüm!e ile dikkati davet ederek, Türkiye dev- letinin şu son ön beş sene içindeki te- kâmülünü hülâsa eden bu nutuk, bize |zere bir foto elektrik batarye, ziyayı hafif bir elektrik cereyanına tahvil e- der ve bu cereyan teşdit edilirse, bir $lektrik matörünü hareket ettirmek ve bir çani çalmak vesaire gibi işler gör- dürülebilir. Meselâ Nevyorkta Pansilvanya şi- mendifer istaayonunda elinde bavulu “İile gelen yolcuyu gören bir cihaz, oto- .İmatik bir suretta kapıları açıverir ve yolcuyu geçirir. Tecrübede yukarıda mevzuüu bahsettiğimiz âlet göğe tevcih edilmiş ve 600 ilâ 900 metre mesafede bir tayyare görünce merbut olduğu çan'çalmaya başlamıştır. Harp zama- nında böyle âletlerle bir çan değil, yüz- lerce çanlar ve düdükler çalmıak müm- kün olabilecekmiş, Dünyanın en küçük banknotu Şimdiye kadar dünyada — tedavül etmiş olan banknotların içinde en kü- çüğü İngiliz bankasına ait olan bir banktottur. Bunun kıymeti iki peni- dir. Bu banknot — 1828 de yanlışlıkla tedavüle çıkarılmış ve banka yanlışlı: ği düzeltmek için üç sene - sonra bir pul çesametinde olan bu banknotu geri alabilmek üzere 5 İngiliz lirası verme- Di ye Vekilinin ayni zamanda cemi- atürk, Atatürkle millet arasındaki münasebetleri göste- riş, izah ediş, ve sonra bütün bunları yir ci asra mahsus milli bir Pan- teizm diye ifadesi mümkün olan - bir toplayış ve bir biri riş tarzı var ki, cidden, demokrasinin yeni bir ifadesi denecek kadar derli toplu bir görüş- tür. Bunu buraya kaydederken, az za- manda Türkiyenin yapmış olduğu fik- ri tekâmülün - Şükrü Kayanın şahsın- da tezahür eden - büyüklüğü ölçerek İmsanın memnun olmaması mümkün değildir. Yapılan tadiller, esas itibarile, hayat- ta zaten yapılmış olan şeylerin kalem- le ifadesinden ibaretti. Bunun için bun- larda yeni bir şey yoktu. Fakat, Şük- “ü Kayanın nutku, güzel ve yeni bir yeydir: Az, çok, bütün memleketlerde, sattâ bizimki gibi etaist değil, İngilte- .|ğe mecbur kalmış, re ve Amerika gibi liberal memleket- lerde bile yürümekte olan ibr tekâmü- lün bizim memlketteki safhası, bizdeki görünüşü demek olan bu anlayış ve bu izah, Türkiye için yenidir ve bence, ev- velki günkü hâdisenin en yeni, en gö- ze çarpacak olan tarafı da budur. Muhittin Birgen nılan pek müteammim bir ilâç vardır: Bir doktorumuzun anlattığına göre bazı mizde «ince hastalık» denilen «verem» e karşı kulla- Zor olan şey iş ve vazile değil, bizzat hayatın kendisidir. Dünyaya gelmek zordur, geldikten sonra yaşa mak zordur, yaşarken muhitin nimet lerinden azami derecede müteneffi olmak zordur. SÖZ ARASINDA ) KERGÜN BİR FAKRA | » şnılîlıtldı Ahmet Vefik paşa Bursa valisi iken bir kayımakam mazülü yanma gelmiş ve kapıdan girer girmez sö- ze başlamış: x «Hüdavendigâr vilâyeti eelile-» «sineze «Çükirleri ........ kazası kayma -» «kamı iken âhiren mazüliyete uğ -» «ramış ve © zamandanberü hiç bir» #«memuriyete tâyinim hakkında bire «güna emir verilmediğinden ma-» «işetimi temin edemcmekteyim:» «işbu şifahi istidamın kabulile 8» | |»münhalâttan birine tâyinim hak-a «kındaki emrü iradelerine muntazır» «olduğumu arzeylerim efendim.» || Kaymakam mazülü sözünü biti- rir bitirmez Ahmet Vefik paşa: — Bir adım ileri gelin. DPemiş, ve adamın arkasına ge - çip, sırtına tebeşirle: «Münhalâttan birine tâyini zım- nında mektupçuya..» Cümlesini yazdıktan sonra ilâve etmiş: — Buyurunur, şimdi doğru mek- tupçuya! b Grip hastalığına Yakalanmamak için Cepte fener Gezdirmek lâzımmış sürme veya aksırma suretile havaya intişar eden mikropların ancak yarım saat kadar havada uçuştuklarını ve et- taftakilere hastalığı sirayet ettirdikten sonra yere indiklerini keşfetmişlerdir. Bu uçuşan mikropları mahdut bir mabhalde toplayıp Ultra violet ziyasına arzetmişler ve zararsız bit hale geldik- lerini görmüşlerdir. Bu neticeyi alan âlimler şimdi ul- tra violet ziyası neşreden cep fenerle- ri icat etmişlerdir. Gripli zamanlarda ceplerinde bu fenerleri bulunduranlar grip hastalığına yakalanmıyorlarmış. İncilde kaç harf var? «Vakit nakittirn — vecizesi bilhassa gedeleğe albazosaadar intikam a) Amerikalılar tarafından çok kullanılır, için şu ilânı vermiş: buna rağmen Amerikalıların arasında #Boğün « vakitlerini nasıl geçireceklerini bilmi -|n berbat iki filmi oynanmaktadır. ba| Boşanmada sür'at rekoru yenler de hayli çoktur. Dünkü gelen Paris Soir gazetesin- de - gözümüze ilişen tuhaf bir havadis| dan itibaren sinema hergün dolup bo- bize bu hususta yeni bir misgldır. Nevyorkta oturan bir Amerikan va.| ee tandaşı İncilde kaç kelimenin- mevcud| mıni bulmuş, harfleri saymış 3.556.480 olduğunu hesaplamış 773.692 rakka -'tane olduğunu görmüştür. İSTER İNAN İSTER İNANMA! köyleri - y silir ,bir fincanın Doktor Vels ve Braun isimlerinde | “tatistik neşretmiştir. 1222 hasta üze- iki Amerikan doktoru - hastadan ök- nın üzeri de eşeğin kulağından akan” kan ile dolduru - lur ve bu bir fincan dolusu kan gece yarısı uykusun - Her hangi bir eşeğin kulağından küçük bir parça ke- | dan uyandırılan hastaya içirilirmiş. İSTER İNAN İSTER İNANMA! dular: Siz, dediler, artik ötmek kabilit yetini kaybettiniz. Mısırınızı yiyin, SÜ yunuzu için ve burada oturun! İhtiyar horozlar üâhır ömürlerind€ bir rahat yüzü görmüştüler. Fakat râ? hata konunca horozluk işti İnsan mademki bir defa dünyaya gelmiştir, bu zorluklarla pençeleşe - ceğini bilmeli ve önüne çıkan işe yıl- mayani bir gözle bakmalı, o işi mutla ka başarmak mecburiyetinde olduğu nu kafasıma koymalıdır. dili dolaştı a ler: 4 e Klod Farer! dediler.. Ötük şün bir şeye benzemiyor. Klod Farer adlı. horozun Kış sporlarında 121 rakibini Yenen ço“uk Avusturyalılar kayak sporlarına fazla ehemmiyet verirler ve mek- teplerde çocukla- rın para biriktire- rtek kayak takım- ları tedarik etme- lerini daima teş- vik ederler. Bir çok mükâfsik mü sabakalar — tertip ederler. 8 - 10 ya- şındaki çocuklar bile bu yanşlara iştirak. ettirilir, »» Şaralarında ular: Avusturya Tirollerinde çocuk- Ne de biz de tecrübe etsek lar mekteplere ve pazarlara kayaklarla | mi? Acaba ötebilecek miyiz? giderler. Tiroldeki köyletde çocukların Klod Farer horozunu gördünüz başlıca eğlencelerini teşkil eden kayak | Ya... pişmanlık getirdiler. horozlardan bir başkasl kendi kendine : rim ! Dedi, o da ertesi sabah, kırık kanat“ larını güya çırptı. Y! ğini güyt doğrulttu, Ü ti ve aklı si — Öürüğ! Etrafına bakındı. Ötüşü bütün horoz* ları, hattâ kendinden Farer horozunu bile Geri kalan otuz sekiz haroz eskisl do horozu. Horoz eskileri karat verdiler. Ötmek tecrübesi, - bize y beceremi zevk yerecek bir şey pek az bulunur. Reşimde gördüğünüz küçük çocük kayak sporunda 24 metre yükseklikten atlamış, ve mukavemet yarışında da 121 rakibinin arasında -birinciliği ka- kazanmıştır. Birlbirlerinden boşananlar daha çok deliriyorlarmış Birleşik Amerika hükümetlerinden Mastasüset eyaletinin akıl hastalıkları ile uğraşan hastanesi - geçenjerde bir lemeyişimiz meydana çıkmasın! İsmet Huhisi Biliyor musunuz ? 1 — Nöşatel gölü nerededir? 2 — Ukran; 1 Kiyev şehri han- gi nehrin üzerinde kurulmuştur?. 3 — Jamayka hükümetinin payi « tahtı hangi şehirdir? (Cevabları yarın) * (Dünkü smallerin cevabları) | — Napolyon Bonapart Sainte He- löne adasına nefyedildiği zaman ya * nında general Gourand vardı, Bu a « dam Hatıralar isimli bir kitab yazmış ve Napolyonun Sainte Helâne adasın- da geçirdiği hayalı nakletmiştir. 2 — Tarihte büyük bir şöhreti olan Alârik, Vizigot'ların reisidir. 410 yı * hnda bütün kuvvetlerile Romaya sal- dırmış ve imparatorluk şehirlerini ha- rab etmiştir. 3 — Eski Silisya memleketi küçük Asyada, Toros dağlarının bulunduğu yerde idi. Tarsus ve Silifke en meshur şehirleri idi. Merkezi bugünkü Adana şehri idi. |rinde yapılan tetkikata istinaden neş- i'ıedilen bu istatistiğe göre kadın ve er- keklerden en ziyade — akıl hastalığına tutulanlar evli olup ta boşanmış bulu- nanlarmış. Bunlardan sonra bekârlar ve nihayet mes'ut evlilere sıra geliyor. muş. Buda bir reklâm usulü Amerikada bir sermayedar — mev- cut sinemaların hepsinden daha mü- kemmel yeni bir sinema iuşa ettirmiş. Yaptığı büyük reklâmlara — rağmen lmüqıen celbedememiş, seanslar, daima elliyi bulmayan müşterilerle geçiştiri- lyormuş. Adamcağız nihayet kızmış, bu iş- de muvaffak olamıyacağını anlamış ve « sinemasında dünyanın filmleri seyretmeğe gelmeyiniz.» h y 1 Son Post te * Halk he ya ' döleruğ, ve'o Wka- Bir kaç ay evvel Son Posta gazete yan Amerikadaki Reno mahkemesi hakkında izahat vermiş ve bu yüzden Reno şehrinin çok kısa bir zamanda servet kazandığını da — ilâve etmiştik. Bu işin kârlı olduğunu gören diğer bir memleket de aynı teşebbüste bulun » muştur. Bu memleket Vargelen'dir. Vargelen mahkemesi çiftleri Reno'dan daha çabuk ayırdığını isbat etmek içini İbir istatistik neşretmiştir. Bu istatiati iğe nazaran bu mahkeme üç ay zarfın « da 2242 boşanma kararı vermiştir. Das walar ne kadar karışık olursa olsun- lar meselenin âzami beş dakikada hal- ledildiği bü istatistikte yazılmıştır. şalmağa başlamış. | içine atılır, bu kıllı kulak parçası « içlerinden — bazılarıntfl. haları yeniden kabardı: Bilt bah erkenden kanatlafi* Bürüm ğğ ötmesi © kendi zararına oldu, onu horoz olaroli evinde besleyenler bile, beslediklerinet — Klod Farer ötemedi ama ben öte'' yarışlarını seyretmek — kadar ı'ıı-ıı.î — Hele ondan sonra öten Hanri Bors ahalhıydt sinde dünyaya çiftleri en çabuk boşı » — -- B S K e

Bu sayıdan diğer sayfalar: