23 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

23 Mart 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 'Mün K Ha Habsdarg hanedanından Arşidük Sal vator ve Avusturya kırallık partisinin lideri baron Fon Vizner, kırallığın iadesi için yapılan bir toplanlıda. ğ &, makineli tüfeklerle mücehhez İngiliz askerleri bir atış talimi esnasında b K TTWT | z İ E *Donanmamız Harpte» isimli bir İngiliz filminde kullanılmak üzere yapı]mıî 1250 kilo ağırlığında ve on metre uzunluğunda minyatür bir barp gemisi Filmin rejisörü topları düzeltirken Fransa bu sergiye bazırlanmaktadır -— SÖN POSTA ftanın resimle tarihi — Radyo 1987 Paris beynelmilel sergisinin umum! görünüşü'böyle olacaktır. Bütün Yunan Kralımın son seyahatinden bir intıba: Resimde kendisini Midilli ada sında, adanın metropolidi ile birlikte görüyorsunuz. Krupp fabrikalarında yapılmakta olan yedi ton ağırlığında muazzam bir kanca, Bunun nc işde kullanıla- cağı belli değildir, İngiltere kıraliçesi için, sırf plâ- tinden yapılmış ve meşhur Koh - i - Noor elması da dahil olduğu halde en kıymetli elmaslarla süslenmiş olan yeni laç. Tobruda (Libya) Musoliniyi alkış- lamak için yollara dökülen Araplar, v Avrupa m e sinema edeniyetini felâkete sürüklüyormuş kuran umumi irfandır, umumi husule gelmiştir, kitap okuma lunuyoruz. Harbi umumiden sonra yer yer zuhur eden bir takım siyaset a - damlarının, eskidenberi bilinen Ne ka- dar — siy: ve esas varsa hepsini altüst et olmaları yetişmi- yormuş gibi içtimal, ilmi, medeni ne kadar kaideler, akideler, hakikatler | varsa onlar da tamamen karma karı - şık olmuş gibi görünüyor. Meselâ radyo ve sinema fennin en yeni ve en güzel ihtiralarından biri addolunuyor ve insan oğlunun hârika İlar yaratmaktaki kudretinin en şaşaalı eserleri sırasında sayılıyordu değil mi? Halbuki iş hiç te öyle değilmiş? Rad- Ve sinema da beşeriyet ve medeni- icatmışlar, Vâ- yet için birer tehlikel kıa bu tehlike, g an oğlunun şaheseerisolan tayyare gibi — doğru- dan doğruya maddi bir ölüm tehlike- sine benzemiyor, daha ziyade medeni yeti için için kemiren ve beşeriyeti er geç barbarlığa sevkedecek olan ma - nevi bir tehlike teşkil ediyormuş. Biz bu fil ddi. Fransız muharriri (Andr fi veya , meşhür | Maurois)nın |son bir yazısında okuduk Fransada son zamanlarda bir (Ki - tap okutma propaganda cemiyeti) te - şekkül etmiş. Bu cemiyetten maks: her gün biraz daha azalmakta olan ki - tap rağbetini tekrar çoğaltmak, hall daha fazla kitap okumağa teşvik e€ mek için. İşte, bu cemiyetin lüzum ve fay sından bahseden (Moruva) kitaba olan rağbetin günden güne azalmasına baş- lıca Tadyo ve sinemanın sebep oldu ğunu söyledikten sonra diyor ki; «Eskiden her aile reisi, yemeğini ye-| dikten sonra eline bir kitap alır, lâm - banın altına geçer, rahat rahat okur, bu suretle kültürü artmış olurdu. Hal- buki şimdi yemekten sonra ilk yaptlan iş, radyonun düğmesini çevirerek ya bir takım gelip geçici konferansçıların sözlerini ve yahut gelişi güzel musiki dinlemektir. Ondan sonra canı sıkılan, paltosunu sırtına alınca karşı sokaktaki sinema- ya gidiyor, bu suretle okumak zevki, o- kumak merakı büsbütün ortadan kal kıyor.: Halbuki bugünkü medeniyet (umumi irfan) dır, (umumi ancak kitap sayesinde hus tir. Şu halde ki kuran | rfan) ise şelmiş eti orta arlığa av- gene esaret bo - yunduruğuna (!) sokacaktır.» Biz (Moruva) nın şu satırlarını oku- yuncıya doğrusu bir defa bile ii"l nema ver nun bu kadar muzır, bu kadar medeniyet düşmanı birer nesne olduklarını bir an hatırımıza bile ge - tirmemiştik, Biz değil şu satırları o - kumak zahmetine katlanan kariler içimizde böyle bir şey düşünmüş oian bir tek okuyucu bulunabileceğini zan netmiyoruz. Halbuki. biraz — düşününce in - sanın Fransız muharririne hak vere ceği geliyor: Hakikaten evinde radyosu olan aileler için geceleri kitap okumak- la vakit geçirmeğe imkân kalmamıştır. Atlenin v radyo ya bü- ik, ya küçük bayan ve yahut mah- düğmeyi çevirecek ve bize ister istemez (Beethoven), (Mozar) ve daha bilmeyiz kimlerin hiç te kulağı - mız alışık olmıyan parçalarını ve ya - hut bizim zatallı radyo idaresinin, Şe- hir Tiyatrosuna söylet sret per - delerini dinlelecek! Hele bu aperetler yok mu? Hepsi: açını de gülünç olm. orta oyununa benzettiğimiz opere rin taklitten ibaret sahnelerinin tem cit pilâvı gibi mütemadiyen önümüze sürülmesi karşısında kimin eline kitap alıp ta üç beş sayfa ciddi bir şey oku mağa takati kalıyor? Hülâsa, şu Avrupalının en güzcl icat. larından birini dönüp dolaşıp ta gene * * Meşhur Fransız muharriri Andr& Maurois “Bu günkü medeniyeti beşeriyet barbarlığa | —Dünyanın ne garip bir devrinde bu- İbir kaç gün evvel bir cinayet © » irfan ise ancak kitap sayesinde adeti ortadan kalktığına göre dönecektir , diyor Andre Mauris ihtiralardan biri ad yer yüzündeki f bult kendisi en muzı detmesi kadar buhranına bir delil daha ü? Her gün herkes iktisadi buhrandan bahsediyor, halbuki beşeriyet kü asıl hastalığı siyasi veya i buhranlar değil, fikir buhranından ıba bUgün "|ret gibi görünüyor. Çalışan kadınlar Arasında (Başlarafı 6 ci sayfada) Şimdi de 1T raflarını soracı ü girdi. Gözleri yaş ma sarıldı, beni bir dede şefa yanaklarımdan, ve alnımdan öptü, son ra cebinden çıkardığı ellilik £ notu elime sıkış' Ben neye uğ şaşkın sözleri, beni doktorlar, zavallı ki mutlak bir ölümden kurtarmışlar ar, çocuğuna verflen ilâçların iyen benden almış ve ölümden kur meti tamamen benim ilâç eraktan kurtardı. iylünün torununu h imnişi Ona, parasını iade ederken: — Babacığım! dedim, bunu koy... Biz, sana o ilâçları verirl şişir almıştık! Zavallı ihtiyar, bilmiyordu k mimi hareketiyle, o sıcak gözy le bana, meslek hayatının en kıy ve mânevi bahşişini vermiş oluyordu! Peride Celâl Samsunda fırtına Samsun — (Hususf) — Berdelâcuz fırtınası kara kışı andırır. bir surette hükmünü icra etti. Etraf dağlar karla örtüldü. Sühunet derecesi de sıfırın altında ikiye kadar düştü. Bu yüzden açıkta yetiştirilen bazı sebze fideleri yeniden aç- hasara uğradı. Havanın ması sühunet derecesinin de birdenbi- re yükselmesi diğer mahsulü zarardan kurtarmıştır. Izmirde bir cinayet İzmirden yazılıyor: İzmire bağlı Kadıköy nahiyesinde tur. Nahiyeden Mahmut oğlu Osman ile Bacak oğlu Yaşar meyhanede içer- Jerken kavga etmişler, araları güç hal- le bulunarak kavganın miştir. Bilâhare Osman bu kavgadan yedi |Yaşarın yolunu kesmiş, zavallıyı yere yatırarak bıçaklamış ve öldürmüştür. Katil ve arkadaşları yakalanmıştır. önüne - geçil- müğber olarak gece arkadaşile

Bu sayıdan diğer sayfalar: