25 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

25 Mart 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

azine Trakya şeker şirketinen 8530 bin lira istiyor Hazine ile Trakya şeker şirke kılmıştır. Duruşmada, davacı hazineyi avukat Beraat Zeki ile Rifat Ahmet, dava e - dilen şirketi de İsmail İsa, Mehmet Ali ve Şevket temsil ediyorlardı. Dünkü celsede, şirket avukatları: «Biz tasfiye yapacağımız zaman def - terlerimizde maliyeye borçlu bulun -| düğuümüza dair kayıt yoktu. Dolayı - sile kendilerine tebliğat yapmedık. U- mumi şekilde yapılan tebligattan son - :a da, hazine, kanuni müddet zarfın - da müracaat etmedi ve bu suretle bu aslacak olduğu mevzuubahs para, mü- Yuru zamana uğradı.» demişlerdir. Buna karşı hazine avükatları, bu a- lacağın vergiye değil, bir mukaveleye müstenid bulunduğunu; tasfiye dola- yısile bu alacağa dair hazineye ihbar yapılmadığını; işde müruru zaman ol- Mmaması lâzım geldiğini “söyliyerek, 1936-604 numaralı bir davada verilen kararı bu hususta noktai nazarlarını teyid.edici bir misel olarak göstermiş- lerdir . Bunun üzerine de şirket avukatları, «bizim öğrenmek istediğimiz de buy - du. Bu bir vergiden mütevellid borç değil, doğrudan doğtuya mukaveleye müstenid bir alacaktan mütevellid borçtur. Ve biz, bunun müruru zamar na uğradığını isbat edeceğiz» yollu mu kabelede bulunmuşlar, bu hususta mühlet istemişlerdir. Hakyeri heyeti, istenilen muhleti vermiş, duruşmanın devamını 28 ni - sari saat 15 e bırakmıştır. Kahve değirmeni çalanlar mahkemeye verildiler Kantarcılarda Osmanın atöylesin « den pirinçten yapılmış bir çok kahve el değirmeni çalmaktan suçlu Rifat ve bu suçta iştirâkleri olmaktan suçlu Ha. lidle Mustafa, dün müddeiumumilik - ce Sultanahmet ikinci sulh ceza hakye- rine verilmişlerdir. Hâkim Salâhaddin Demirelli, jan - darma refakatinde getirilen bu üç kişi- nin sorgularını yapmış, Rifat; kendi- sinin Osmanın atölyesinde doğramacı olarak çalıştığını, Osmanın bir müd - dettir ücretini vermediğini, borçlandı" ğımı ve para yerine değirmen vermeği teklif ettiğini söylemiş, «bunun üzeri- ne'bir partide 9 ve ikinci partide 21 ö ra-|tane ver sındaki 800,000 liralık davaya, İstan - bul ikinci ticaret hakyerinde dün ba * görmenlerini, muhtellf kimselere, bu arada bir kaçını da leblebicilere sat - tıml» demiş, hazırlıktaki ikrarını, taz- yikten bahisle, inkâr etmiştir. hiç bir ilgileri bulunmadığını söyle * miş, onlar da «biz, hiç bir suç işleme - dik!» yollu ifade vermişlerdir. Hâkim Salâhaddin Demirelli, Rifaı İtevkif etmiş, Halidle Mustafayı salı - | z vermiş ve davacı Osmanla - çalınmış iınıılı satın aldıkları iddia olunan Y: P pılmasina, suçluların — sabıkaları olup olmadığının sorulmasına, yaşlarının tahkikine karar vermiş, duruşmayı 2 nisan saat 10 a bırakmıştır. Bir kadını 175 kuruş için öldüren adamın muhakemesi bu pirinçten kahve el de- | Rifat; Halidle Mustafanın bu işde | Otele giren manda Bir arkadaş anlatıyordu: — Amerikada çıkan gazetelerden bi- rinin istihbarat müdürü, muhabirleri toplamış. Onlara iş hakkında irektâfler vermiş.. Bu arada de - bugün bir köpeğin bir insanı ığını görürseniz bunu bir hâdise kki edip yazmayın. Eğer bi - i isirdiğini — görürsen bunu derhal yazın. Gazeteye'y değer hâdise işte budur. Başka bir arkadaş elindeki 'gazete - den bir serlevha okudu: «Bir manda bir otele girmiş» — Ame a çıkan gazetenin istih- barat müdürü burada olsaydı da bu serlevhayı görseydi. Her halde beğe - nirdi. Lâüfa karışlım. — Hayır, dedim, beğenmezdi. — Niye? nsanın bir ahıra girip orada ya- ikması belki bir hâdisedir. Fakat ndanın bir otele girip orada kal- |up İb İ m — Niye? — Çünkü benim bildiğim öyle otel- | der vardır ki bu öteller gerek şekli, ve gerekse kiri pası — itibarıle ahırdan farksızdır. Ahırdan farksız olan bir ye- Bir müddet evvel Kuşdilindeki me-| — 4, bir mandanın girmesinden daha zarlıkta bir kadını“ cebinde bulunan | ( bti bir şey olamaz. 175 kuruş parasına tamah ederek öl - düren Hüseyinin yakında ağır cezada muhakemesine başlanacaktır. Hüseyin tevkifhaneye gönderilmiştir. Ayşenin çocuğu nasıl düştü ? Çatalcanın Burgaz köyünde Musta- fa oğlu Ahmet, jandarmaya giderek karısı Ayşe hakkında şikâyette bulun- muş, jandarma tahkikata başlayınca Ahmet karısı Ayşe de kocasından şi- kâyetci olduğunu söylemiş ve: — Beni kocam, ağzımdan kan ge- Hinceye kadar dövdü. Sekiz aylık ço - cuğumu düşürdüm.. demiştir. Ahmet ise, çocuğun kendiliğinden düştüğünü — ve karısını dövmediğini söylemiştir. İşe müddeiumumilik el koymuş ve çocuk mezardan çıkarılmış tır Bu karışık iş tahkik edilmektedir. Silivride Hasanı yaralıyan Halil mahküm oldu Silivride Hüsmen oğlu Hasanı, göğsü nün dört yerinden yaralamaktan suçlu rençber Halil, İstanbul Ağır cezasında | dün âdiyen cerhten iki ay, o gün hab se mahküm olmuştur. Vakanın sebebi, Halilin koyunlarının Hasanın tarlasına girmesi imiş! İngiliz Konsolosu Emniyet Müdürünü ziyaret etti İngiliz konsolosu dün Emniyet Müdürü Salih Kılıcı ziyaret etmiş, yar tım saat kadar görüşmüşlerdir. Okuyucularıma Cevaplarım «Bay Atıf Kurd>» a: 25 yaşındayım, 40 yaşında bit ka- dını seviyorum, diyen bir erkek ya lâtife yapmakta, yahut ta gayri ta - bil teşekkülde olduğunu ilân etmek- tedir. Her iki taktirde de lgendisi .;L bi lâtifeci veya gayri tabil düşünüş- te bir ailenin içine düşmüş olmasın - da fevkalâdelik göremem. A, çocuğum, 40 yaşında kıza sa - hip bir annenin en aşağı 60 yaşında rin tabiaten kalmamış olacağını ne- den düşünmediniz? * Şiştiden yazılmış Peride imzalı bir mektupta deniliyor ki: — Henüz on sekiz yaşında güzel bir kadınım. Fakat hayultımdan memnun değilim. Halbuk? kocamla şenelerce sevişerek evlendikş Hep kavga, kıskançlıkla ömrümüzü tü - ketiyoruz. Ondan rica etmiştim, ba - ma hayatını anlatmıştı. Şimdi, bu - mnun tesiri Hle olacak, onu yalnız bi- Takmak istemiyorum. Onu her şey - den kıskanıyorum. Ö da beni kıs « kanıyor. Bazan çıldıracağım gelt - yor, ne yapmalıyım Teyzeciğim?» * Bence kocalarının ve kendilerinin karşılıklı lâkaydilerinden şikâyet e- denler telâşlarında daha haklıdır - Tar, Aşkın bittiğini gösterir, kıskanç- lığı doğuran his, sevmenin ve sevi « len şeye mutlak bir temellük arzu - sunun, elden kaçabilmesi endişesinin azami hadde varmış olmasıdır. Bu - nunla beraber ifratı iki tarafı da ra- hatsız eder, Sebebiyet vermemek su- retile hafifletmek daima ve zaman- la mümkündür. Bu his, yaş ilerle - dikçe karşılıklı bir emniyeta inkılâp edecektir. Fakat esas araştırılınca bu emniyet hissi de biraz lükaydiyi anlatır, yaş geçmiş, ateş soğumuş « tur, kül tutmak üzeredir. TEYZE d Ticaret Odası süt işi için bir rapor hazırladı Sütçüler ihtilâfını tetkik eden tica - ret odası tetkikat dairesi bu husustaki ryaporunu hazırlamıştır. Rapor idare heyetinden geçirildikten sonra beledi- yeye verilecektir. Müstahsiller kendilerinden katıksız olarak alınan sütlerin kaymakları alın dıktan sonra su vesaire ilâve edilerek halis süt diye satıldığından ve eldeki talimatnamenin tatbik edilerek bu ha- lin bir türlü önüne geçilemediğinden şikâyetçidirler. Ticaret odası raporunda mevcut ta- Hmatname aynen tatbik edildiği tak- dirde bu şikâyetlerin önüne geçileceği ve halka halis süt içirmek kabil olaca- ğt tebarüz ettirilmektedir. Diğer taraftan halen bir cemiyet ha| linde bulunan süt müstahsilleri ile, sa- tanları ayrı birer cemiyet halinde ça « lışmak üzere yapmakta oldukları te - şebbüslere devam etmektedirler. Mevsimin modellerinden Düz bir etek üzerinden sade bir bluz. Mavi üzerine lâcivert yaka konulmuş- mezarlıkla bir köşesine çekilirler ve orada kemiği ve yağı elde edilmiş, Balina yağını petrol Balina Balina balığına olan rağbet şimdi her için küçük çapta bususf toplar imal e - dilmiştir. Fakat meraklılar bu usulü beğenmemektedirler. — Onlar tercih eyliyorlar. Balina müstahzaratı ile meşgul bir pora göre 1936 senesi içinde sırf zıpkın ile 1000 balina öldürülmüştür. Top ile ancak yüzde iki nisbetinde bir fazlalık elde edilmektedir. Son seneler içinde balina avcılığı ehemmiyetli bir safha- ya girmiştir. Balfna balığı avcılığı bu- kukundan bahsedilmeğe başlanılmıştır. Münazaalar baş göstermiştır... Balina mezarlıkları Mütehassıs âlimlerin yapmış olduk - ları tetkiklere nazaran balina balıkları öleceklerini hisseyledikleri vakit Ok- yanusun ücra bir sahiline çekilirler ve Lorada tam bir süküpet içinde ruhlarını teslim ederlermiş. Balina mezarlıkları demekie müba- lâğa etmiş değiliz.. Hakikaten ba'ina Mezarlıkları vardır. Ve baline mezar - lıkları müzayedeye bile çıkarılmakta - dır. Geçen yıllarda bu mezarlıklardan biri tamam: 6,800,000 franga satılmış- tır, İlk balina balığı mezarlığı 1922 se - nesinde Shetland adaları civarında keşfedilmiştir. Denizin üzerinde geniş ve kalın yağ tabakaları balina” balığı Mmezatlığının bulunduğunu göstermek- tedir. Bu yağ tabakalarını gören kap - tanlar evvelemirde deniz altında pet- Tol bulunduğuna zahip olmuşlardır. Mühendisler tetkikat ve taharriyata koyulmuşlar ve petrol kuyuları yeri- ne balina balığı mezarlığı meydana çıkmıştır ve bu keşif bir nimet telâkki edilmiştir. Bu mezarlıkta yüzlerce balina balığı ölüsüne rastgelinmiştir. Shetland ada- ları ciyârı soğuk mıntakadır. Balina - lar soğuk ve tuz içinde mükemmel bir surette muhafaza edilmişlerdir. Buradan dağlar kadar balina eti, ke- miği ve yağı elde edilmiştir. Ve bu «tarzı"cedit» madenden 600,000 İngiliz lirası kâr edilmiştir!. Bu mezarlığın keşfindenber! herke - sin gözleri dört açılmıştır. Ve herkes balina mezarlığı aramağa koyulmuş - tur, Yirmi mezarlık meydana çıkarıl - mıştır. Bunların çoğu Danimarka hü - kümeti arazisi dahilindedir. Groenland Danimarkaya tâbidir. Jan Mayen ve Kergulens adaların - * * Balina balıkları öleceklerini hissettikleri zaman Okyanusun ücra teslim ederlermiş. Bu mezarlıklarda büyük miktarda Balina eti, Danimarka müessesesinin neşrettiği ra-; Shetland adaları civarında Mart 25 Yeni bir ticaret: Deniz diplerinde Balina rıi aranıyor * tam bir sükünet içinde ruhlarını niyetine kullanıyorlar karada ra bu memleket ihtiyacını memleketl zamankinden fazladır.. Balina balığı| dahilinde temin eylemeği kararlaştır * avcılığı çok kârlı bir iştir. San seneler| mıştı. Petrol'u maddelerin yerine içinde balina balığını kolayca avlamak | olmak üzere balina balığı yağların: kU” lanmağı düşündü. y 'Terre de Feu civarında bulunan İtâ> zıpkını | yan balıkçıları vatanın ihtiyaçların: t6 min için seferber hale sokuldular. 1936 senesi nisan ayında İngilizli üç bü balina mezarlığı bulmuşlardı... Bir İtalı yan şirketi bu mezarlıklardan bi 4,000,000 Tirete satın aldı. Ayni zamali* da İtalyanlar Groenlandda bulunan #f* kiz balina mezarlığını da satın aldılar. Hemen İtalyan vapurları buralarıli jyollarını tuttular ve Napoli İim: bol bol balina yağı taşımağa hış]ııdıli'- İşlendikten sonra bu yağ Habeşists gönderilmekte, orada da petrol )'?“" kul!lanılmakta idi. İtalyan kimyagerleri bu yağdan K0 * kusuz ve çok küvvetli işık veren - Bİf nevi petrol istihsal eylemeğe mwı'â"*. olmuşlardır. o.T. Gümrük işleri : Gümrük memurları için yeni elbise yaptırıldı Gümrük muayene memurlarına ye ni biçimde elbise ve kasket yapılmışt!f! |Bunlar gri renktedir. Memurların zife esnasında kasketleri başlarında pardesü biçimindeki ceketleri üzerle Wrindz bulunacaktır. Gümrük ve inhisarlar müsteşarınıi tetkikleri Gümrük ve İnhisarlar Ve müsteşarı Âdil dün öğleye kadar İnhit sarlar Umum Müdürlüğünde ındlf' olmuştur: Müsteşarın nef'dinde müdüt muavini ve müfettişlerin iştirâki » bir toplantı yapılmış, muhtelif mes€ v leler etrafında görüşülmüştür. Müstt şar öğleden sonraki vaktini Gül k ler Başmüdürlüğünde — geçirm! Gümrüklerin yeni şekilde çalişmaö” başladığı bir kânunusaniden iıîb'n': son günlere kadar vermiş olduğu "& man tesbit olunmaktadır. Üniversitede: Profesör Debre Parise dönüyor Dün akşam saat 17 de Paris TıbZ kültesi profesörlerinden ve 4 âzasından Profesör Debr& ikinci kon ” feransını vermiştir. Konferansta tur. Bu yılın modasındaki ana çizgiler| da da balina balığı mezarlığı bulun -|tör ve Tıb Fakültesi dekanı ve pro! bu elbisede bariz bir şekilde görülmek- tedir. Omuzlar geniş, reverler enli ve sivri uçlu, kolun diğer kısımları düz ve dar, Sentür yakanın renginde deriden- dir. Bluzun etekleri hafifçe kloştur. muştur. Habeşistan muharebesi ve balina balıkları Habeş harbi' dolayısile İtalyaya kar- şi zecri tedbirler tatbik gdildikten son- sörleri ile bir çok tanınmış dohnl!l' bulunmuştur. Konferans alâka ile din- lenmiş ve profesör mütenddid defalaf alkışlanmıştır. Profesör Debr& bir kak gün sonra Parise avdet edecektir. A İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: