30 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

30 Mart 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K BZ < N eZi 14 Sayfa “Son Posta ,, nın toMkıııı 57 151 numaralı şehit (Ertuğrul faciasma karışan aşk macerası) Yazan ! A.R. İmparaloriçe, dudaklarına hafifce başını eğerek: “ çok yakışan bir tebessümle Japonyaya ilk defa olarak bir Türk gemisinin gelmesi, bizim için kıymetli bir hatıra olarak kalacaktır.,, dedi Onun dudaklarında da hafif ve tatlı bir tebessüm belirmişti. Minimini si- yah ve zeki gözleri, Türk amiralının sevimli çehresi üzerinde temerküz et- mişti. Ozman paşa; imparatoriçenin ö - nünde zarif bir reverans yaptıktan sonra, fasih bir İngilizçe il — Haşmetpenah!.. Hükümdarımın selâmlarını ve âfiyet temennisinde bu- lunduklarını arzetmekle şeref kespede- Tim, Demişti... İmparatoriçe, dudakları- ma çok yakışan bir tebesaümle, hafilçe başını eğerek: — Japonyaya ilk defa olarak bir Türk gemisinin gelmesi, bizim için kıymetli bir hatıra olarak kalacaktır. Hükümdarınızın selâm ve temetimiya- tına, mukabele ederken, Türk bahri- yesinin de daha bir çok muvaffakiyet- lere nail olmasını temenni eylerim. Diye cevap vermişti. İmparatoriçeye takdim — merasimi de böylece bitmişti. Osman paşa, gene saray teşrifatçısının delâletile, Türk beyetinin bulunduğu büyük salona gelmişti. Burada, Türk heyeti ile hükümet rir cali ve saray erkânı arasında, sanki kırk yıllık ahbab imişler gibi, samimi bir muhabbet cereyan etmekte idi. Beş on dakika zarfında teessüs edi- veren bu dostluk, Osman paşanın çok hoşuna gitmişti. Sertabib, Miralay Hüsnü bey; gayet ciddi, ağır başlı, bir şey hakkında ko - Tay kolay hükmünü vermez bir adam olmakla beraber Osman paşayı görür görmez derhal yanına gelmiş: — Aman, paşa.. bu Japonlar, ne ka- dar cana yakın şeyler. Görünüşte ga- yet ağır ve sakin duruyorlar amma, bir zim kalblerimizi çarçabuk cezbediver- diler, Demişti... kabele etmişti: — Ben de, aynı hislerle mütehassi- sim... İmparatorla İmparatoriçeyi o kadar sevimli buldum ki... Faka siz, nasıl anlaşıyorsunuz.. nasıl konuşabi- liyorsunuz?.. —Eh, işte. şöyle böyle.. yarı fran- sizca.. yarı ingilizce... birbirinden ho; mak kolay oluyor. Osman paşa, derhal mü- Canım, insanlar | Onlar konuşurlarken, imparatorun teşrifati umumiye nazırı resmi bir ta: vırla içeri girmiş.. birdenbire salonda- ki konuşmalar, duruvermişti. Teşrifatı umumiye nazırı, elindeki uzun bir mahfazayı Osman paşaya gös tererek: — Haşmetlü İmparator Hazretleri tarafından, zâtiâlinize gönderilmiştir. Demişti. Bu uzun mahfazanın için- de, Japonya hükümeti tarafından an- cak mümtaz zevata verilen (Süli Lö- van) nişanının büyük kordonu bulun- makta idi , Osman paşa, teşekkürlerinin impa: rator hazretlerine arzedilmesini rica et- tikten sonra, derhal bu kıymetli nişanı tııkmış. lesini dc boynunı geçir * gayeraen —ürneee Kadının alt & narı _ıarkn Gözleri Hinden düştü. rarak . Ve sonra rica etti: britiniz var mı, Mösyö Po. tel? Arkasından, her zamanki gibi kibar kibar: — Lütfen iyi misiniz?... demeği de unutmamış dıktan sonra, anlaş- | hemen kildl-' |mişti... Diğer teşrifat memurları ta - rafından da Türk heyetini teşkil eden zevata, gene o nişanın muhtelif rüt - belerde birer kıt'ası tevzi edilmişti. Bu iş de bittikten sonra, saray na - zırı Osman paşaya imparatorun bir ira- desini tebliğ etmiş: — Haşmetmeâb, akşam yemeğini beraberce yemek arzu buyuruyorlar. Demişti. Biraz sonra, diğer bir salona geçil - Keişik GBürmlü poiailerle, İmperator hanedanına mensub bazı zatlar bu - lunmakta idi. Bunların arasında bulu- nan (Prens Komaço) derhal Osman paşaya ilerlemiş; büyük bir hararet ve samimiyet ile ellerini uzatarak: — Muhterem Amiral!.. Gznıınııııı Yüzeü kklaridn Gakevamileri eli Yüydağüm dakikadnberi elaki g8 rüşmeyi sabırsızlıkla bekliyordum. E- Tnin Chirz kiçTENEel malinlalbiidr z geçirdiğim tatlı saatleri, ve bilhassa se- vimli milletinizden gördüğüm nezaket ve samimiyeti ,bir an bile unutamıyo rum, Hattâ, her vesile ile, imparator SON POSTA «Son Posta nn Tarihi Tefrikam e * 100 N KM SÜ AAoY TUNÇAY Yazan : Celâl C'englz Akad Kralı yenildi, fakat tahtını muha- Tanzer odadan içeriye girdiği za - man, başları yerde bir kaç insan gör- İdü.. gülmemek için kendini zor tuttu. Akadlılar galiplerden çok korkarlardı. Ve bu korku ile başlarını yere koya * rak, muzaffer Sumer - kumandanına yalvarmağa başladılar: — Bizim suçumuz yoktur. Yurdu- muzu Sumerlilerin istilâsından koru- |mağa savaştık.. muvaffak olamadık. Canımıza kıymayın.. sizinle anlaşma- ğa hazırız.. ve bundan sonra Gudea- nin buyruğu altında yaşamağa söz ve- riyoruz. Tanzer bu sahneden çok müteessir olmuştu. Koskoca bir Akad kralının başını yere eğilmiş görmek bir kumandanın gürürünü arttırdığı kadar, merhameti- ni de çekebilirdi. Tanzer kralın omuzuna dokundu: — Sizi tahtınızda oturmuş görmek isterim! Siz şerefli bir hükümdarsınız! dedi. hazretlerine tekrar ediyorum. Demişti. Ve sonra, orada bulunun zevatı birer birer Osman paşaya tak- dim etmişti. Burada, ayak üzerinde bu konuşma- lar devam ederken, salonun — yandaki 'den kalktı.. Akad kralı dizlerinin üzerinde güç- Kükle duruyordu.. sendeleyerek yer - tahtına oturdu. Ve kralın karısı ile iki çocuğu kirpi gibi yerdeki halıların kenarına sinmişler, gözleri - nin ucile Tanzere bakıyorlardı. kapıları birdenbire açılmış ;içeri İmp>- rator Motso-Hito girmişti... İmpara- torun göğsünde, imtiyaz nişanının pırlantaları, parıl parıl parlıyor; bu ni- şana mahsus olan madalyaların al ve yeşil kordelâları, bariz bir surette gö ze çarpıyordu. Hükümdar, çok mem” nun ve neş'eli görünüyor; başile ayrı ayrı oradaki zevatı selâmlıyordu. Ziyafet salonunun kapıları da açık miştı. İmparator, ağır ağır ilerlemiş.. Kendine mahsus olan koltuğa yerleş 'i mişti, Türk heyeti de, ziyafete iştirâk ede- | cek zevat ile salona gelerek, teşrifat- tarafından gösterilen yerlere geçmişlerdi. İmparatorun sağındaki sandalye, Osman paşaya tahsis edil - mişti. İki saat devam eden ziyafet, çok ! İneş'eli geçti. İmparator, mütemadiyen ile konuşmuştu. Cogsun j cılar 'an nişandan dolayı çok mem yordu. (303 tarihinde İs - İtanbulu ziyaret eden Japon heyetine |karşı gerek hükümetin ve gerek ha! - kın gösterdiği büyük alâka ve samimi" İyeti unutmak imkânı olmadığından bahsediyordu. Prens Komaço, İstanbula aid bazı “hığı bazı zevat hakkında malümat al - mıişti, Bu ziyafet, tamamile (resmi) bir mahiyette olmakla beraber, - bilâkis gayet dostane ve samimi bir hava i- çinde cereyan etmişti. Yemekten son- ra, diğer bir salona geçilerek orada da kahveler ve sigaralar içilmişti. Bu sırada, İmparator Motso-Hito, |Osman paşa ile husust bir mülâkatta bulunmak istemişti. Teşrifatı umumi- ye nazınmı, Osman paşayı imparatortn husust çalışma odasına davet etmiş - ti. Buradaki mülâkat da yarım saat ka: dar sürmüştü. İmparator, ordu ve do İnanma Osmanlı — hük metinin harici ve ticarf siyaseti hakkında Os - a bir çok swaller sormuştu. Öğrendiği şeylerden, memnun olmuş- tu. ile, man paşı Türk heyeti, büyük bir memnun! |yet içinde - kendilerine tahsis edilen - küçük saraya geldikleri zaman, herke- İsin yüzü gülüyor; herkesin dilinde, (Arkası var) Çocuklardan biri, birdenbire ağla - yarak: — Babamı öldürmiyeceksiniz, de - Bil mi? Dedi ve Tanzerin bacaklarına sarıl- dı. Tanzerin tüyleri ürperdi. Yerde ya- arını kaldırdı: — Heydi gidiniz, emin ve müsterih tanların lodalarınıza çekilip yatınız. Sumer mu- haripleri zannettiğiniz kadar zalim ve insafsız değildir. Kralın karısı ve çacukları birer birex lodadan çekildiler, Akad kralı, Tanzere: — Seni bu kadar merhametli tanı- mazdım, dedi, benim şerefimi ayaklar altına düşürmedin... Çocuklarımı ve karimı bana bağışladın! Bundan sonra ölsem de gözüm arkada kalmıyacak. Tanzer Akad kralının yanına otur- du: — Çok tzun konuşmaya lüzum yoktur sanıyorum. Tekliflerimi kabul edersen, bir kaç gün içinde ordumuzu derleyip Akaddan uzaklaşırız. Eğer teklifimi reddedersen, seni ve çocuklar | —— rını harp tutsağı olarak Sumere götür teceğim. Akad kralı, böyle merhametli bir kumandanm birdenbire bu kadar sert |hatıralarını anlatmıştı. O zaman tanış- konuşıugumı gurünee ııuem şn Bir Doktorun Günlük Notlarından Öğütler — —Kimi, kızamık, boğmaca, grip, ka- bakulak bastalıkları hastaların ağızla - rudan ifras olunan maddelerle sirayet eder. — Tifo, dizanteri, kolera, barsak has - talıkları, 8e , Sular ve çiy yeni - len şeylerle l öder, — Tetanoz mikrobu yara ve yırtık gibi şeylerden vücuda dahil olur. — Ankylastome denilen bir nevi İnce barsak başlangıcı olah on İkt parmak barsağında — oturan küçük bir parazit (tufeyD deri vasıtaslle sirayet eder. Kan çıbanı, uyuz, kelliz doğrudan döğruya deriden deriyo sirayet eder. N mmların kuruy ap .|| navaya yayılması ve o havanın tenetru, &ü ile vülcüda Szlll olur, €) Bu notları kesip saklayınız, yahut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız, Sıkıntı zamanımızda bu notlar bir doktor gibi iİmdadınıza yetişebilir. faza etti, Tanzer onu ölüm den kurtardı — Ne isterseniz vereceğim, dedi,(orta Asyadan iki ırmak arasına göç yalnız canımı ve karımla çocuklarımı|eden Türk kabilelerinin en büyüğü ve elimden almayın! en kalabalığı olan (Alageyik) kabile- Tanzer: sinin torunlarındandır. Ben onun buy- — Merak etmel. diye söze başladı. | ruğu altında yaşamayı, soyumuza ya- Gudeanın buyrüğu altında — kalınca, bancı bir ulusun boyunduruğu altında emniyetle tahtında da oturabilirsin! —| yaşamaya tercih ederim. (1 Her yıl Gudeanın istediği vergi-| — Ya yıllık vereceğimiz vergiler.. yi vaktinde göndereceksin! ona ne dersin? (2 Şehirdeki (Büyük Akad mâbe-| — Gudeanın hakkıdır, derim. Bu di)ğnin kapısına Gudeanın heykelini | kadar kudretli bir hükümdarın idaresi dikeceksin! Her yıl mayıs ayının birin- |altına geçerken, yılda bir kere bir kaç ci günü Akadlılar bu heykelin önün- de törenle eğilecekler. (3 Sumer sınırlarına yakın olan büs tün köyler bugünden itibaren Sumer topraklarından sayılacak. (4 Akad muharipleri, icabında Gu- deanın bir işaretile derhal Sumere yar- dıma koşacaklar ve Sumer kumandan- larının emri altında düşmanla dövü - şecekler. (5 Akad muhariplerinden hiç birisi Dicle - Firat sahillerine çıkan su aygır- larını öldürmiyecek ve onları mukad- des tanıyacak. (6 Akad - Sumer sınırlarını Cudea çizecek ve Akad kralı olduğu gibi ka- bul edecek. Tanzer bunları söyledikten ayağa kalktı. — Yirmi dört saat mühlet veriyo - tum. Yarın bu saatte, teklifimin imza- lanmış olarak aynen kabul edilmediği (| -BANKA KOMERÇİYALA takdirde Akad tahtını yıkarak, hepi -| BK S ee | iTALYANA nizi Sumere gntı..ııe.ce:;ım. | Bermayesi Liret 100,000,0006 fhtiyat akçesi Liret 145,769,054,50 Merkezi İdare: MİLANO İtalyanın başlıca şehirlerinde ŞUBELERİ İngillere, İsviçre, Avusturya, Maca- ristan, Yugoslavya, Romanya, Bül- garistan, Masır, Amerika Cemahiri Müttehidesi, Brezilya, Şili, Uruguny, Arjantin, Peru, Ekvatör ve Kolumbiyada Afilyasyonlar İ ©STANBUL ŞUBE MERKEZİ Galata Voyvoda caddesi Karaköy Palâs (Telef. 44841 /2/3/4/5) Şeh'r dahilindeki acenteler : İstar Alâlemelyan banında Telei 1 /AALAZAS Beyoğ * (Arkası var) TAKViİM sonra, Akad kralı, Tanzer gittikten sonra | karısile düşünmeğe başladı. | Kral, Gudeanın ana yasasını kabul | ettiğini ve onun buyruğu altında ya - l şayacağını söylediği halde, Tanzerin altı maddelik teklifi karşısında tered- düde düşmüştü. Akad kralı bu teklifleri kabul eder- se, istiklâlini ebediyen kaybetmiş ola- caktı. Kralın karısı: — Orta Asyadan buralara göç eden | atalarımız da bir çok kabilelerden iba- | retmiş, dedi, yıllarca birbirlerile uzla B şamamışlar. O zaman her kabile reisi kendi kabilesinin hâkimi imiş. Sonra- dan büyüyen kabileler, küçük kabile- lere e de !ıııkmeımeae başlımı' Güdea ! Dahılıye Vekâletinden: 1 — Yenişehirde Devlet mahallesinde Vilâyetler evinin harici projektör tesisatı kapalı zarf usulile eksiltmeye konmuştur. 2 — Eksiltme 14/4/937 tarihinde Çarşamba günü saat 15,30 da Vekâlet binası içinde top'anan Satınalma Komisyonunca yapılacaktır. 3 — Muhammen keşif bedeli 11276 lira 90 kuruştur. 4 — Muvakkat teminat 845 lira 77 kuruştur. 5 — İstekliler bu baptaki şartnameyi vesair fenni vesaiki Vekâlet Levazım bü rosundan bilâbedel alırlar. 6 — İsteklilerin 14/4/937 tarihinde Çarşamba gününde saat 14,30 za kadar teklif mek'ublarını satınalma komisyonu reisliğine vermeleri ve makbuz almaları icabeder, 7 — Posta ile gönderilecek teklif mektublarının altıncı maddede yazılı snnte ka- dar reisliğe gelmiş bulunması şarttır. Postada olacak gecikmeler muteber deği'dir, Dış zarfların mübür mumu ile iyice kapatılmış olması şarttır. — «750» «1750» İnhisarlar İstanbul e Başmüdürlüğünden : Tütün ve sigara satmak için ruhsat tezkersei talebinde buluracak — dükkâncı'arın sağ, sol ve karşı taraflarına «100» metre mesale dahilinde tütün satıcısı bulunma- ması meşruttur. Bu şeraiti haiz olmayan dükkâncılara tezkere verilemiyeceğinden beyhude müra- caat etmemeleri ilân olunur, «1533n Diyarıbekir Vılâyetınden : Çelik zer'ine mahsus ve mahalli idareye ait Silvan kazası dahilinde Parkin namile maruf ve üç seneliği 24081 lira sabikli, gene Silvan dahilinde 219p0 lira sabikli Bayik Barkuş ve Merkez kazası dahilinde 18003 lira sabikli Madraplıa Yiamit Madrap sularmın 937, 938, 939 senelerine ait icarları 6 Nisan 1937 pa- zartesi saat 14 de kadar kapalı zarfla arttırmaya konulmuştur. Muvakkat teminatı Yo 7,5 tur. Taliplerin Daimi Encümene müracaatları (1651) hunda: istiklâl caddesi Telor. 41046 İZMİRDE ŞUBE

Bu sayıdan diğer sayfalar: