31 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

31 Mart 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

.. Hergün İthalâtı kolaylaştırmak Gayesine doğru Yazan: Muhittin Birgen Bıxkaç ay evvel, G. İ. R. rejimi ilân edildiği sırada, İktısat Ve- köâleti, bu rejimle takip edilen gayenin Mevcut ithalât tahdidatını tedrici su- Tetlte ya büsbütün kaldırmak, yahut la asgari hadde indirmek olduğunu söy- lüyordu. Şimdi, bizzat Celâl Bayarın ağzından öğreniyoruz ki bu gayeye doğru n yeni bir adım olmak üze re, bu defa da, ithali memnu eşyayı gösteren M listesi tekrar gözden geçiril meğe başlanılmıştır. Yapılan tetkikler heticesinde, bir yandan birtakım mad: Öeler memnu listeden çıkarılarak itha- li serbest eşya arasına konulacak ve bir yandan da bu tetkiklere devam edile- cektir. Celâl Bayarın sözlerini eğer doğru anlıyorsak, İktısat Vekâletimizin bu tetkiklerinde hâkim olan ruh şudur: He men hemen her maddeyi memnu liste- den çıkarıp, ithali serbes; bırakılmak isteniliyor. Fakat, bu serbesti iki şekil- de ve iki şarta göre konulacaktır: Da- hili himayesi memleket iktısadiyatı ba- kımından hayırlı ve faydalı olan eşya, hehayesinde memleket iktısadiyatı ba- kımından fayda görülmiyen maddeler.. Birinci nevi maddeler serbest listeye geçirilirken bunlar için mevcut güm- dük himayelerinin kâfi olup olmadığı araştırılacak, eğer kâfi görülmüyorsa gümrük resmi biraz daha yükseltilecek tir. İkinci nevi maddelere gelince, bun- ların ehemmiyetli surette himayeleri- ne lüzum görülmiyecektir. İktısat Vekilimizin söylemediği bir cihet var ki belki o da dikkate alınabi- leceği için kaydedelim: Tetkikler bazı eşyanın lüzumundan fazla himaye edil- miş olduğunu gösterirse bunlara ait gümrük resimleri de tenzil edilebilir. * Tahmin ediyoruz ki, M listesinin bu Buretle yeniden gözden geçirilmesi ve bir kısım maddelerin bir yandan ser- best listeye geçirilmesi, üç muhtelif â- milin tesiri altında vukua geliyor: Birinci âmil, memleketta ucuzluk yapmak arzusudur. Pahahlığın âmille- rinden biri de piyasada rekabetin azal- ması olduğuna göre birtakım eşyanın itbalinin serbest bırakılması, bu reka. beti kuvvetlendirecek ve netice olarak Ucuzluğa doğru gitmeği mümkün kıla- caktır. Ayni zamanda bu tedbir, mem- leketin harict mübadele iktısadiyatını Vvaş yavaş tabilliğe doğru götürme a- 'mlarından da birini teşkil edecek ve ithalât işlerindeki tahdidatı basit şe. killere sokacaktır. Bütün bu mülâhaza- lar, bu tedbirin alınmasını icap etti- ren birinci grüp sebepleri teşkil eder. İkinci âmil, memlekette himayesi mânasız olan birtakım sanayii yesinden vazgeçmek - surı ucuzlatmak maksadıdır. Ti l bir endüstri vücude getirmek fikri çıktığı zamandan beri birtakım sanayi himaye edilmiştir. Bu hima, a zıları yerinde ve bazıları (i dü. Tecrübelerin verdikleri neticeler Brasinda bunlar hakkında birtakım ka- rarlar vermek lâzımgeldiğini gören İk- fısat Vekâleti, şimdi bir nevi himaye tasfiyesi yapmak istiyor, demlektir ki bu da çok yerindedir. Mânasız bir F- maye ile hayatı sıkmaya lüzum olma- dığını bilen vekâlet, işleri yeniden göz- den geçiriyor. incü âmil de şudur: Türkiyenin ihracatını arttırmak için ithalâlı çoğalt mak lâzımdır. Çünkü, Türkiye klerink sistemi ile çalıştığından tediye edeceği- miz para mikdarı azaldıkça ihracatı- mız da azalır. Bilmukabele, ne kadar fazla tediye edebilirsak o kadar da faz la ihracat yapabiliriz. Şu halde, mem- nu listenin çoğalması ihracatımızın za- rarınadır; bu liste ne kadar daralır ve hattâ büsbütün ortadan kalkarsa ihraç ımklı.ılınrmf da o kadar artar, Bu ge- ne Türk köylüsü fazla alıyor; fazla mMahsul elde edebilirsek bunları ihraç etmeyi şimdiden düşünmemiz lâzımdır. İşte, memnu listenin ortadan büsbütür. kaldırılması, bu gayeye de yardım ede. cektir. Bütün bu mülâhazalar çok güzel isabetli ve iktısadi :iyu:ıîmizin ıdıt si bakımımdan takdire değer şeylerdir. Celâl Bayar, pratik tecrübelerden son- Ta gimdi işlerimizi daha vazıh bir gö- (Devamı 11 inci sayfada) SON POSTA Resimli Makale: K Konuştuğumuz her insan temiz değildir Bi İnsan asri hayat icabı olarak günde karşılaşır, yüzlerce el sıkar, Karşılaştığı her sima, sıktığı her el temiz âeğildir. Fakat bu, asri hayatın üzerimize yüklediği öyle bir yüktür ki çaresiz ağırlığına tahammül edilecektir. yüzlerce kişi ile bulunduklarınızın veya seyrekliğini tayin etmektir. Kirli el ska sıka kirlenmemek isterseniz münasebette hüviyetlerini anlamıya çalışınız, ondan sonra yapacağınız şey fazla düşman kazanmamak için anladığınızı anlatmamak ve münasebetlerinizin sıklığını içinizde sakladığınız malümata göre Hırsızları polise Yakalatan Para çantası Yakalanan hirsızlar Amerikada hırsızlara karşı yeni bir Müdafaa usulü bulunmuştur. Gazete- lerin yâzdıklarına göre bu müdafaa u- sulü çok iyi neticeler vermiştir: Geçen gün New Cersey'de bir ban- ka veznedarı para İle dolu bir çantayı bir yerden bir yere naklederlerken ü - zerlerine iki silâhli hıysız hücum et- miş ve çantayı kaptıkları gibi kaçmış- lar ve bir otomobile binerek oradan uzaklaşmışlardır. Fakat aradan on da- kika geçmeden otomobil durmuş ve: hırsızlar baygın bir halde kendilerini dışarı atarak, kaldırımların üzerine yat .| maşlar, ve polis tarafından kolayca ya- kalanmışlardır. Meğer çanta, hususf bir anahtarla açılmadığı takdirde boğucu bir gaz Otobüs yolcularını eğlendirmek için New-York gazetelerinde görülen şu ilân herkesin nazarı dikkatini celbet - miştir; diğeri siyah, öteki de kır- mızı saçlı üç güzel kız aranmaktadır. Bu kızların üstelik asabi olmamaları lâzımdır. Fevkalâde terbiyeli olmaları birinci şarttır. Aradığımız ikinci derecedeki şartlar meyanında, bu kızların güzel şarkı söylemeleri de vardır, Bu kızların vazifeleri şunlardır: Otobüslerde bulunacaklar, — gelen Müşteriyi celbedip yer gösterecekler ve yolda müşterilerin canları sıkılma - sın diye onlara masal, hikâye anlata - caklar ve icab ettikce de şarkı söyliye- cekler.» Amerikan gazetelerinin yazdıkları- İstanbul şehrinin Türk eline geç kuduk: İSTE | | İ memezliğe geldi. Besleme hanımı- neşrediyor, hırsızlar da kendilerini bu | * |suretle ele veriyorlarmış. sene sonra, yani dün bazı gazetelerde şu haberi or ö Anlamıyacak ne var? Şaire Fitnat Hanım beslemesile birlikte çarşıya çıkmıştı. Besleme - sine Ragıp Paşanın bir şiirinden bahsediyor. Ve şiiri çok beğendiği. ni söylüyordu. Bunu söylerken Ragıp Paşa yanlarından göçti, Fit- nat Hanım paşayı görmüştü. Gör - na sordu: — Şiirini bu kadar beğenİyorsu- nuz da, kendisini gördüğünüz za . man görmemezliğe geliyorsunuz.. Bunu anlıyamıyorum. Fitnat Hanım cevap verdi: — Anlamıyacak ne var kızım, ben pastırmayı da çok severim amma, hiç bir zaman öküzlerle dü- şüp kalkmam, nn aai Bralam a Geş geç ea ğe n Ğİ Avrupa gazeteleri Bizim için Neler uyduruyorlar? «Escher Tagellatt» şu satırları ya- zıyor: «Türkiyede saltanatın - yıkılmasile hâmisiz kalan ve kazançlarından olan harem ağaları Türkiye — Cumhuriyeti hükümetinin aldığı yeni bir kararla de rin bir yeise düşmüşlerdir. Malümdur rkiye Cumhuriyeti bekârlardan hayli yüksek bir vergi almağa karar vermiştir. Harem ağaları hiç bir suretle evle- nemiyecekleri için, bu vergimin dairci şümulünden dışarda kalmak üzere hü- kümet nezdinde teşebbüsatta bulun- mak üzere Ankaraya bir hey'et yolla- mışlardır.» Son Posta — Ciddiyet- ve haber doğruluğu (1) karşısında hayret etme- mek elden gelmiyor. doğrusu... Bizim için bunu yazan bir gazete- nin, ahvalinden haberdar olunması İgüç memleketler hakkındaki haberle- rinin sıhhatini varın kıyas edin! e reemn e emmmne n v RE İ na göre bu fikir ilk defa New-York i_ln |Sitb arasında otobüs işleten Megers is- minde birisinin aklına gelmiştir. Me - gers bu suretle diğer rakiblerine tefev- vuk etmiş ve kısa bir müddet sonra o yolun imtiyazını almıştır. Halk bu w manda belediye âzalığına seçmiştir. İSTER İNAN İSTER İNANMA! işinden 480 küsur «İstanbulda sokak isimlerinin Türkçeleştirilmesi i- çin yapılmakta olan — tetkikat sonuna yaklaş - mıştır.» R İNAN İSTER İNANMA! KERGÜN BİR FIKAA | Bir tek şehire 1021 Ölüye Mal olan eğlence Riyo dö Janiroda karnaval z eğlenceleri Londrada çıkan Morning Post ya- zayor; Rio » de - Janerio'da halk bu sene ki-karnaval eğlencelerine çok rağbet etmiştir. Bu eğlenceler esnasındaki za- bıta vak'aları hakkında neşredilen res- mi istatistikte şu hâdiseler kaydedil- mektedir: Cem'an 1021 kişi ölmüştür, 93 kişi |bıçaklanmıştır, kalabalıkta 141 kişi e- zilmiştir, 18 kişi yanmış, 103 kişiyi otobüs ve tramvay çiğnemiş, 12 kışiyi kuduz köpek 1sırmış, ve G40 tane de çocuk düşürme vak'ası kaydedilmiş- Ür. Apandisitin önüne geçmek için misvak kullanmak lâzımmış Budapeştede intişar eden Esti Ku- rir yazıyor: «Herkes apandisit hastalığının, ü- züm çekirdeğinden veya onun gibi sert cisimlerden ileri geldiğini zanne- der, başkaları ise apandisitin, badem- cik gibi bir ârıza olduğundan dem vu- rurlar. Apandisit, ne o ve ne de başka bir sebepten ileri gelir. Apandisit hastalır ğinım yegâne sebebi, kötü diş fırçaları- dır. Bu fırçalar döküldükleri ve insan- lar da kıllarını bilmiyerek yuttukları i- çin hastalanmaktadırlar. — Apandisitin lâzımdır.» Mart 31 Sözün Kısası İhtifalciye İhtifal ! aç gündür, buraya gelen gaze « telerde okuyorum: İhtifalci Zi « ya merhum için, bazı dostları bir ihtle fal yapmış, onun Eyüpteki mezarını zik yâret ederek, çiçeklerle süslemek ka « dirşinaslığında bulunmuşlar. İhtifalciye ihtifal! Bu, birdenbire in» sanın aklına, tereciyo tere satılmaz darbı meselini getiriyorsa da, bu nabi- mahal bir tedatden ibaret kalıyor. Bence, Ziya merhum, kendisine kar« şı gösterilen bu cemilekârlığa tama « mile müstahak bir şahsiyetti; onun kabrine kadar giden kadirşina, « san kafilesinde bulunamadığımdan do« layı gerçek müteessifim. Ziyayi çok iyi tanırdım. Meşrüliye. te kadar, zulm devrinin tazyiki altın « da, cevherini dışarı vuramayıp, içinde saklamış olanlardan biri idi. Meşrutiyet kendisine geniş bir mey« dan ve güzel bir fırsat verdi. Ziya işinf gücünü bıraktı, vefakâr bir evlât, bit torun, bir yurddaş aşkile, tarihte me « nakibini okuya okuya sevdiği üke lerinin unutulmamalarına, — hayırla, rahmetle yâdedilmelerine temiz öm « rünün bakiyesini hasretti. Ölmüş vatan hâdimlerine saygı duy« gusu, iddia edebilirim ki, Ziyanın cane siparane gayretleri sayesinde bu mem« lekette hız almıştır. Ve, Ziya, nihayet bu dünyaya gözlerini kapadığı zaman, 'Türk tarihini dolduran eslâfının kar « şısına, daima ve vledan hâzzı ifade e « den güler yüzü ile çıkmış ve onlardan iltifat görmüştür. İhtifalciye ihtifal! — Hayır, bu tereciye tere satmak kabilinden değildir! Onun mezarına gidenleri takdir tebell ederim, Zira, kadirşinaslıkta ayak olan hayırperverler, kadirşinaslı« ğa herkesten fazla kesbi istihkak eder- ığçî:lîğ Biliyor musunuz ? | — Bugünkü İtalyan Başvekili Muso« Hini nerede doğmuştur, bugün kaç yaşın « dadır, Başvekilliğe hangi yıl geçmiştir? 2 — Müatsu-Hito kimdir?. 3 — Yeryüzünde bugün kaç milyon Hiristiyan vardır? 4 — Amerikalıların San Fransisko'da yaptıkları büyük köprünün uzunluğu kaç metredir? (Cevabları yarın) * (Dünkü suallerin cevabları) | — San Gabriel bendi Amerikada, Kıı liforniya'dadır. Yeryüzünde en büyük bend olarak bu bend tanınmıştır. Bendin yüksekliği, 435 kademdir, içine 78204 ga« lon su alır, bu bend Amerikaya 25 milyon dolara mal olmuştur. 2 — Willkam Smith O'Brien — İrlândü devlet adamlarından biridir. 1803 de doğ- muş, 1864 de ö İngilizlere kargı İrlândanın istiklâli için dövüşenlerden bi- ridir. 3 — Memleketimizde ilk hafta tatil 924 yılının ikincikâinun ayının 5 inci günü yapılmıştır. Hitler Paris'e ne zaman gidecek ? Fransız gazeteleri yazıyorlar: Bir Fransız gazete muhabirile ko- nuşan Alman Devlet Reisi Hitler şöy- le söylemiştir: — 1937 Paris sergisine bütün Al « manların iştirak etmesini temin etme- yi çok isterdim; fakat — bizim doktor Şaht dövizlerin memleket harcine çık* masına izin vermiyor. Bilhassa sergide sulü beğendiği için, Megers'i aynı za"|önüne geçmek için misvak kullanmak |bulunmayı ben de isterdim, Parisi zi- yaret etmek benim için büyük bir zevk olurdu. O sırada gazeteci kendisine şu su- ali sormuştur: ’ — Alelâde bir seyyah sıfatile geliğ ıgeı:neııize, ne mani var? Hitler şu cevabı vermiştir: — — — Bu seyahati devlet idırıdr!ı bi raktıktan sonra yapmayı daha emin ve doğru buluyorum. â

Bu sayıdan diğer sayfalar: