14 Nisan 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

14 Nisan 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ihtilâflı arazi davası Şamlar ve Ayayorgi köylül ve adli makamların müstacel bir karar vermesini istediler «Kahramanı hür - riyet» Niyazi Beyin kardeşi olan Resne- K Osman Fehmi ile karısı Meliha ve Şanlar ve Ayayorgi köylüleri arasında - ki arazi ihtilâfı, öte- den beri meşhurdur Çataka civarındaki «Kotranya» çiftliği- nin sahipleri olan Resneli Osman ile KS S refikası ve köylüler, zaman zaman nük- seden bu ihtilâftan dolayı, idarf ve ad- N makamlara başvurur, iki taraf ta kendilerinin haklı olduğu iddiası üze- rinde ısrarla durur! Şimdi üçüncü ve dördüncü hukukta birer davaları var. Fakat, bu davalar, yeni değildir. Üçüncü hukuktaki dava, 18, dördüncü hukuktaki de 4 yıllıktır. Davalar, muhtelif safhalar geçirmiş, bunlardan üçüncü hukuktaki nihai saf Kasına gelmiştir. Yakında esastan ka - rar verilecektir, Bu davalardan üçüncü hukuktaki, tasarruf hakkı davasıdar. 4 Ööncü hu: kuktaki de, tasarrufla beraber müdahe lenin men'i de dava mevzuudur. Dördüncü hukuktakide davacı Res- neli Osman Fehmi ile karısı Meliha, 1933 de Şamlar ve Ayayorki köylüle- rinin kendi tasarrufu altındaki araziye girdikleri kaydile, davacı olmuşlar, bu nun üzerine hazine de bu arazinin ken- disine ait olduğu kaydile, bu davacıları &yni yerde dava etmişti. Bunun üzeri- e de, tarafların iddialarının tahkik ve tetkikile sürecek duruşma sonuna ka- dar, İhtilâfh araziye hak yerinden ve- rilen ihtiyati tedbir kararile icraca e! konulmuştu. Bu arazide köylüler, ekip biçmelerine devam ediyorlar, çayırla- rın otunu hak yeri satıyor ve bedelini f$era veznesine yatırıyordu. Emancten oraya yatırılan para, ileride hak yeri kararile kimin tasarrufu sabit olur da katileşirse, ona verilecektir. Bu davalar devam ede dursun, köy- Hiler namına hareket eden Şamlar kö- yü muhtarı Halille Ayayorgi köyü müktarı Halil, İstarbula gelerek, ida- Ti ve adli — makamlara yeni bir mü- racaatta bulunmuşlardır. Anlatlıklarına göre, Resneli Osman eri yeni bir müracaatla idari Şamlar köylülerinden bir kaçı bir arada Fehmi ile karısı Meliha, kendilerine ait bazı araziye köylülerin yeniden te- cavüz ettiklerini iddia ederek, Bakır- köy kaymakamhğından 2311 numaralı kanun hükmünün tatbikını istemişler- dir. Karı, kocanın bu yeni müracaatın- da Yarımburgaz, Azatlı barıthanesi ça yarı, Vezir çayırı v.s. bahis mevzuu ol- maktaymış! Şamlar köyü muhtarı Halille Aya - yorgi köyü muhtarı Halil, köylülerin Resneli Osman Fehmi ile karısı Meli- hanın isine tecavüzü vâki olmadı- ğ ki ülerin hazineye ait olan ara zide çalıştıklarını, o arazide mahsul yetiştirdiklerini, tam bu sırada kayma kamlfıktan 2311 numarah kanuna gö- re çıkarma kararı alıp bunun jandar- tbik ettirilmesi ihtimalinin, telâfi nkünsız zararlara uğ ratacağını söylemekte, böyle bir vazi- yete imkân verilmemesini islemekte - Hirler. Dünkü ağırceza kararları Kezban ismindeki bir kıza tecavüz- den ve Nebiye kızı zorla kaçırmaklan |suçlu Beykozun Mahmut Şevket Paşa köyünden rençber İbrahim, Ağır ceza- ,da açık cekede bildirilen kararla, Kez- |bana tecavüzden dört ay hapis cezası yemiş Nebiye'yi zorla kaçırmaktan be 'Taet etmiştir. Ceza müddetini mevkuf bulunduğu sırada fazlasile geçirdiğin - den, tekrar hapse konulmıyacaktır. Çatakada İbrahim kızı Fatmanımn, ge geleyin evine girerek, kendisine teca- fir. Suçlu Kemal, ön bir ay, yirmi gün hapis cezasına çarpılmıştır. —— — —— TÖNÜL İSLERİ' Okuyucularımın Sorgularına Cevaplarım Beyoğlurda S. Gülmedim: — Kızım, hareketlerinizde ben if- rat ve heyocan görüyorum, Şuuru- muzdan ziyade insiyakınıcla yürüyor sunuz. Sabit bir fikre sahip olarak düşünürseniz, elbette bu sizin için daha hayırh olur. Mek- tubunuzda — mevzuu — bahaettiği - niz iki şahıs ta sizim için çok tebhlikelidir. Bunlar'fla beraber yaşamak, sizin aleyhinizde zamana silâh venmek demektir. Binaenaleyh üçüncü şahsa, size karşı hüsnü niyet Bgösteren gence karşı siz de ayni hüs- nü niyeti gösteriniz ve onunla evlen” meğe çalışınız. Bu, sizin tutturaca- ğiniz yolun en hayınlısıdır. * Adanada S. O. T.: — Ne kadar inkâra kalkışırsanız kalkışınız, siz bu kadını seviyorsu- nuz. Eğer size yaptığı son hatâyı ba- na bildiymiş'olaydınız, daha tatmin edici bir cevap verebilirdim. Mevzuu bahseattiğiniz bu adam /le kadın ara- sında nasıl bir anllaşma var ki, siz da- imi şüphe içinde bulunuyorsunuz? Evvelâ bunu bilmek Jâzımdır. Kendi iradenizi imtihana hacet yok, fakat eğer kat'i bir şekilde bu kadından ayrılamıyorsanız, onu yüvanıza, da- ha çok alıştınmağa çalışınız. Bu hu- susta kultanabileceğiniz en faydalı âlet dilinizdir. Bu şekilde bu kadın dışarıdan gözünü tamamile ayırmış olacaktır. x Okuyucularımdan S. Ç — Kendinize niçin bu kadar çok eziyot ettiğinizi anlayamıyorum. O aile, siz istemedikten sonra kızlarını size nasıl verebilir, ve siz böylece nasıl suçlu mevkiine geçebilirsinz. Bu aileye karşı daimi bir şekilde ev- Tenmiyeceğinizi söylerseniz, ısrarla- rından vazgeçerler. Daha makul ve Şturlu bir şekilde düşünmenizi tav- siye ederim. * İzmir, F. İ.: — Mektubunuzdan da anlıyorum ki çok gençsiniz. Bittabi gençlik ha- reket, heyecan demektir. En ufak hiâdise bir gencin gözünde daima bü- yür. İşte bu sizin hâdise de gayet kü- çük bir hâdise Bundan sonra bir Çoğuna rasigeleceğiniz hâdiselerden biri.. Size kızan genç kıza yegâne karşılığınız, iknamınız tebessüm ol- malıdır. TEYZE vüzden suçlu Kemal hakkındaki karar, | ğir cezada açık celsede tebliğ edilmiş Çöp meselesi iskelesi Azapkapıda yapılacak- hep azap * — Geçen yazı nenede geçirdiniz? — Şişlide idim. — Ya bu ilkbahartla? — Topkapıya taşındım. — Yaza ne yapacaksın? — Denizi olan bir yere gideceğim. — Çöpçü müsün be mübarek?. * — Bak kmcım, modadır; zayıfla- dıkça zayıfladın, çöpe döndün. Korka- rım ki seni hiç kimse istemiyecek. Çö- pe rağbet okaydı; İstanbul çöpleri or- tada kalmazdı.. Ondan ibret alsana! * Halkın çöpünü kolayca çatan Bele- diye, ne diye halkın çöpünü atmakta güçlük çeker, bunu anlamıyorum. * Çöpler meğer ne mütevazı imişler, Kamyona bindiler. Gene kibirlenmedi- len. Halbuki insanlar otomobile binin- ce kibirleniveriyorlar, İMSET Ş SPORS, Kırkağaçta dağcılık sporu faaliyeti | Kırkağaç (Hususi) — Halkevi spor | kolu büyük bir faaliyetle çalışmakta - dır, Geçenlerde spor kafilesi Kırkağaç dağına çıkarak Sorna maden ocakları - na kadar bir yürüyüş yapmışlardır. Gençler bu seyahatleri uzak köylere kadar yapmak emelindedirler. Denizcileri davet Bu Sporları Federasyonundan: Yüzme ha- kem kursuna ayrılan aşağıda isimleri yazılı denisetlerimizin cumartesi günü saat on dört te Cağaloğlunda C. H. P, İlfönkurul mer- kezi binasındaki bölge merkezine gelmeleri tebliğ olum. Fahri Beykoz, Nedim, Talât, Emin, Bekir Galatasaray, Melih Fenerbah- çe, Hikmet Süleymaniye, Ali Rıra, Cemil Be- giktaş, Bıtlı Kocatli bölgesi, Şoför Cafer hakkındaki karar nakzedildi Kurban bayramının ikinci günü ak- şam üstü Mecidiyeköyü ile Şişli ara- sında, Ermeni mezarlığı önünde «Der- | münasebeti bent» karakolu efradından Cihanbey Süleyman Hacı Bektaşın uğradığı ölüm | le neticelenen feci kazaya ait duruşma, meşhut suç kanununa göre yapılmış, | kamyonet şoförleririden Mikail bir se- ne, Cafer de sekiz aya mahküm edib mişlerdi. Heyet, Caferin şoförü bulunduğu kamyonetin çamurluğunda duran jan darmaya kamyonetile çarpan ve onu bep olmakta yüzde yetmiş beş, jandar- manın kamyonet çamurluğunda durma sına ses çıkarmıyan şoför Caferi ise, yüzde yirmi beş nisbette suçlu gör - müştü. Meşhut suç kanununa göre bakılan ilk seyrüsefer kazası davası olan bu da- vada, temyiz, Mikail hakkındaki kara- Ti tasdik etmiş, Cafer aleyhindeki ka- rarı, lehine olarak bozmuştur. Her ikk si de mevkuf bulunmaktadır. Şoför Caferin, yakında yeniden du- suşması başıyacaktır L Geçen hafta Viyanada Prens Otto- nun fahta avde€i lehinde nümayişler yapan ünliformalı katolik talebeler şeh- rin büyük: caddelerinden geçerlerken. Tarihi Tetkikler: e $ Yugoslavyanın tarihi W »M cf Orada her adım başında Türk san'at kültüründen izler; asırlarca beraber geçen hayattan hatıralar vardır. Hattâ bugünkü Yugoslav armasındaki çiftbaşlı beyaz kartalın göğsünde ay yıldızı dâ görüyor, yakınlığımıza şahit tutuyoruz Bugünkü büyük, kuvvetli ve genç Yu goslavyanın temeli- ni kuran millet Sup milletidir. Fakat e - sas itibarile Balkan» ların kibar ve mert bir enilleti olan Sırp Tarla — Hırvatlar ve Slovenler - arasında soy itibarile bir ay- - rilik yoktur. Ufak * tefek âdet ve din ayrılıkları bu dev - letin birliğini boza- cak derecede değil « dir. Hattâ hepsi de ayni kaynaktan çık- mışlar, ayni yerden gelmişler ve bera -« ber yaşamışlardır. Yugoslavya: nin Türklerle olan en - az bir hesapla575yıl ön ce başlar. Hattâ Türklerle Yugoslavlar 1389 dan 1817 senesine kadar tamam dönt yüz yirmi sekiz sı bir idare a) tında yaşamışlar, birbirlerini yakından tanımışlar; birbirlerinin mertlik ve a-, saletlerine şehil olmuşlardır. Bugün, sulhun Balkanlarda bekçisi, Avrupada yardımcıası olan bir dostluk ve ittifakla bu devlete bağlı bulunu - yoruz. Bayyaklarımız - ve idarelerimiz ayrı olmakla beraber ayni mukaddes gaye uğrumda, insanlığın saadet ve ha- yatı için elele vermişiz. Bu itibarla bür Yük dostumuzun tarihini bilmek bizim için borç gibidir, Sırp, Hırvat ve Slovenlerin 636 se - pesinden evveiki hayatları karanlık içindedir. Yahut Rus steplerinde yarı vahşi bir halde yaşamış olan büyük Slâv ırkı arasında kaybolmuştur. 636 da Galiçyada oturuyorlardı. Bi- zans imparatoru Herakliyüs Tunanın beri yakasıma akınlar yapan Avar Türk lerine karşı koymak için bunları Galiç- yadan bugünkü Subistana ve Dalmaç- yaya getirdi. Bunlar orada Bizans im- paratorluğunun hudut bekçiliğini ya - parak yerleştiler ve 570-880 seneleri arasında hirisliyanlığı kabul ettiler, 1159 senesine kadar Sırplarla Hırvat ve Slovenler, ya birbirlerile, yahut komşu olan Rumen, Bulgar ve Yunan - hlanla sürekli bir harp içinde yaşadı - lar; bir türlü birleşemediler. Bu tanihte (Rascie «« Yenipazar) prenslerinden Etyen Nemania, diğer üç kardeşinin yurdlarını zaptederek devletin temelini attı. Hâkim olduğu yerlerde Bizens hâkimiyetine de son verdi. Buridan başka ortodoksluğu da kabul ederek İstarbul patrikliğine din noktasınlklar bağlandı. — Dalmaçyayı memlekete ilüve edince kuvvetlendi. 'Tunayı geçerek şimale doğru ilerledi ve mukaddes Cemmanya — imparatoru Fredrik Banbrus ona krallık tacını giy- mek hakkını verdi. Etyenin ölümünde iki oğlu birbir - lerile harbettiler. 1321 senesine kadar yavaş yavaş büyüdü. Bazan Yunan ve Bulgarların hücumlarına uğrıyarak sarsılda Etyen Deçanski, önce sahanati-elin- den almak istiyen iki küçük kardeşini, sonra da Bulgar ve Yunan müttefik ordularını mağlüp etti. Fokat 1334 de Kkinci karısı ve Yunan prensesi Mari Paleodoğ asilzadelerle birleşerek ko - casını evvelâ hapse attı ve sanra boğ- dundu. Onun yerine geçen oğlu Etyen Duşan Sırp tarihinde (Büyük) namile anılır. Bizanstaki dahili kargaşalıklar - dan istüfade ederek Arnavutluk ve Ma- kedonyayı zaptetti. Bizans usulünde ordu teşkil etti, Epir ve Bosnayı da ab h. Kanunlar yap'a. Macarları Belgrad- dan koydu. İşte Sırplarla Türkler arasında ilk tanışma bu hükümdar zamanında ol - müştur. Büyük Duşan Türklerin Rumeliye Dost ve müttefik Yugoalavyanın bugünkü çocuk Krah S. A, Piyef geçişlerini iyi karşılamamıştı. Onull gözü İstanbuldaydı ve Türkleri Anâ ©| doluya kovduktan sonra İstanbulu di keridisine payitaht yapmak istiyol Fakat bunun için hazırlıklar ya; sırada üldü. Yerine oğlu Uroş geçmişii | Bu sırada Türkler Edirmeyi almışi: ğ Lala Şahin Paşanın orduları 1363 68 | bütün Makedonyaya hâkim bulunu yozlardı. Baırplar telâşe düştüler ve Maca: Ha birleşerek altmış bin kişilik bir O9i du yaptılar. Edime civarına geklilefi | Kumandayı Macar kralı almıştı. Lalif Şahin Paşanın on bin süvari ile keşif için gönderdiği Hacı İl Bey, bu büyül orduyu büyük bir eğlence ve şı içinde bukdu. Geceleyin bir baskın Y parak darma dağın etti ve bu hab her tarafta dehşet uyandındı. 1367 de Uroş öldürüklü ve Nemandi | hümnedanı sona ererek onun yerine vat | kaşin geçti. Bu hükümdar Lala Şahii Paşa üzerine aftımış bin kişi ile hüc! ve mağlüp etti. Fakat bu zaler n N çok sürmedi ve 1371 de yeniden Küp olarak Köstendil'e kadar ara: Fi terke mecbur oldular. Sırplar yılmamıştardı: Kral Lüzall 1389 da evvelkilerin hepsinden dahil büyük bir ordu ile Türkler üzerine bi cum etti. Fakat meşhur Kosva muhâ * rebesintle yenilerek öldü. İşte ondâfl sonra Surp kralları Türk hükümdarla * rının bir müttefiki veya valisi memleketi idare etmeğe başladılai Pok çabuk ısındılar ve Yılllırım Be ğ yazıt Sarp kralının kızı Marya ile ev / lerkli, Aztık Türk ordusu her hangi yende bir harbe gittiği zaman Sırp or' * dusu da onunla beraber bulunuyordur | Alaşehir. ve Konya' muhasaralarındi | Sırp askı ünin hizmetleri görüs On bin kişilik bir Sırp ordusu kralk ve Yıkfırımın kaynalası Etyenin kü * manklasırkla Ankara muharebesine İŞ* tirak etti, Timürlengin büyük ve mü€” | hiş ordusuna karşı kahramanca harbett ğ tiler. Hattâ kral harbin kayboldi anladığı zaman Yıldırıma ric'at etmt” | sini söylemiş; dinletemeyince Beyazif | dın büyük oğlu Süleyman Çelebinlii Moğollar tarafinidan çevrilmesine e0 ' gel olmuş, selâmetle Rumeliye geçir * | mişti. Ruslar ve Avusturyalılar Os'm”o imparatorluğile durmadan harbediyot” lar; bu aralık Sırpları da kışkırtıyorlâf” | dı. İkinci Murat ve Fatih zamanındal” beri bir Türk vilâyeti halinde olan bS memlekette kargaşalıklar başladı. 1803 de Belgraddaki Yeniçeriler İ * — tanbula karşı isyan ettiler, ve kal E girerek Mustafa Paşayı boğdular. BUt ların elebaşıları olan dört kişi Belgrf' iğini paylaştılar. Sırplar K’r' ongi adında bir adamın ku:nıındıı ağtında gizli bir cemiyet kurdular. KĞ — imdaki mymu*ı.—, | mıntakada hâkim oldu. 1804 de BE:d grada hücüm ederek asi Yeniçerle” (Devamı 11 inci sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: