15 Nisan 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

15 Nisan 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* G, A Cenaze merasimine iştirak eden Son Posta muharririnin intibaları Yazanı Naci Sadullah — Sir gördünüz mü Bayun? — Sen de görmek ister misin dayı? — İyet etmiş! — Size isterseniz bir daha göstereyim * Bayan? Merhum Şair Abdülhak Hâmidin evin- deki teşrifatcılar, bu nâzik cümlelerle tâzi- yetcileri Gstadın cenaresini son bir defa görmeye davet ediyorlardı. Ve işin insanı en fazla düşündüren ta - rişenlöre mukadder olan bütün iğbirarlar- Saat 15 de Teşvikiye camünde kılıman | Revi suikasdlerden, tehlikelerden, lekeler- mamazdan sanra hareket eden kalabalığa, | den, beliyyelerden masun kalabildi. daha doğrusu, yokuş yukarı akmıya başlı-, — Göçkin bir şöhret gibi görüldüğü için yan insan nohrine bakıyorum. Bana: de, ardından gelen nesillerin hasedini tah- — Kimler vardı? diyeceksiniz. Ben bu |Tik etmedi. Bu sayededir ki, geniş şöhreti, suale; çok fazla mübalâğa etmediğimden | kendisini rakib saymıyan genç nesillerin, vafı da, «Ölüma kelimesinin telâffuzundan | emin olarak: yıkıcı tâ'rizlerinden kurtardı. Bile ürperecekleri sanılacak kadar çıt kıml-, — Hemen bütün İstanbullular oraday-) — Gençler, ve orta yaşlılar, yani onu tâkib dım metane'li gözüken Bayanların bile, bu | dılar! cevabını verebilirim. eden nesliler, el, ağız, ve kalem birliğile, davete sevine sevine icabet edişleriydi. En önde giden süvari polisler alaya iş -| #ralarında paylaşamadıkları «Dehâ» tacı- Yanıma sokulan Necib Fazıla: tirâk edenler kadar kalabalık olan seyizci-|Mt. ve vEn Büyük Şairv mfatını, Hâmid zâ- — Acaba, dedim, ihtimal flitle boğul -İleri - kenarda çekilecek yer bulunmadığı | denin kıskanamadıkları ak saçlı başına muş bir örümcek ölüsüne bile yüzlerini bu- |için - önlerine katıp götürmek mecburiye- | Biydirdiler, Tuşturmadan bakamıyacak olan bu yufka'tinde kalıyorlardı. Yolun bu suretle açıl! - , yürekli Bayanlar, nasıl oluyor da, Hâmi -| masına mecbur kalınması yüzünden, süvari | Yeti. yaşadığı muhtelif devirlerin muhtelif 'din cenazesini, bir san'at eseri temaşa eder| polislerin önlerinde de, arkalarından ge -| C*Teyanlarına kapılmak zaafından kurtula- Bibi zevkle seyredebiliyorlar? len alay kadar büyük bir kalabalık teşek- | bilmesidir. Necib Fazıl hiç düşünmeden cevab ver-|kül etmişti. di: Polisleri tâkib eden alayın en önünde, | Pasena giydirilen «Dehâs tacını ölene ka - — Bu sual beni belki yirmi dört saattir| Tıbbiye — talebeleri — Atmük'ün, —al -|dar muhafaza edebilmekle, tTuhlarının düşündürüyor. Ben bunun sebebini, bir'tin yaldızk yapraklardan, ve sarı yeşil çi- | Mahrumiyetlerinde büyük iddialar gizliyen matemden bunalan ruhun, iptidaf bir me- çeklerden yapılmış eflâtun kordelâh mu -| Otta yaşlı ve genç şairleri birbirlerile çar - rakın lezzetli hududları içine kaçışında bu-/uzzam çelengini taşıyorlardı. Miflet Meeli- | Pırmaktan kurtarabilmesidir. Tuyorum. sinin, İsmet İnönünün, Şükrü Kayanın bir Matem, hürmet gibi en yüksek hisler, in- |kaç adım arkadan getirilen çelenkleri de kazandıklarına lâyık sanmaktayım! i #anlara tecessds, merak gibi en geri duy -| Üniversite talebelerinin kollarındaydı! t gularla karışmış bir halde geliyor. Onları tükiben götürülen, ve tamamen Kemal, Sami paşa zadeyle Florinalı Nâzım t Yani insan, bir ölü önünde, en nezih his-| Üniverffteliler tarafından taşınan çelenk- |tade merhumun — salonunun duvarlarında YAY L A V NUNY T &. İ V ; âmdı _hğsıl g'ö_'? mezarında hiç #öz söylenilmemesini vasi -,içindir ki, bu çeşid çeşid mücadelelere gi- dan, husumetlerden, kinlerden, maddi ma- | atlara göre kilo başına 10 kuruş bir yüksel- | z & Et fiatları yeniden — yükselmiye başladı — Koyun, sığır ve kuzu flâtları tökrar yök-| geceği söylenmekledir. Diğer taraftan et #” selmektedir. Kımi karamanın kilosu mezba- | atlarının yükselmesinde Geri fiatlarının dÜÜ selmektedir. — Kızıl — karamanın — kilosu| mesinin de âmil olduğu söylenmektedii. :'ummn:!w:fw&::"m“ m:':n:: Canlı hayvan ticareti şirketi ” satılmaktadır. Geçen sene bugünlerdeki ıı-ı kuruluyor Şimal ve Cenub vilâyetlerimizden kö * | yan, sığır gibi canlı hayvanlar getirtilerek ihracat yapılması için bir canlı hayvas * | careti anonim . şirketi kurulacaktır. İstâf” | bul Emlâk Bankast müdürü de şirketin mi” dürlüğüne getirilecektir. me vardır. Mezbahada normal şerait içinde günde iki bin koyun kesilmektedir. Halbuki bugünlerde kestlen koyunun mikdarı her gün dört yüzü geçmemektedir. Ege mintakasın- da bol mikdarda koyun bulunduğu halde İs- tanbula getirilmemektedir. Bu işle uğraşan- lar piyasayı düşürmemek için İstanbula az mal sevketmekte oldukları söylenmektedir. Ege mıntakası koyunlarının İstanbula geti- rilme zamanıdır. Yakında et fiatlarının dü- MRELARMLösemeeanm ada seecermmAaeRARERARAR anmA A ARanAReAmdAz lâhalât rejimi hakkındaki İstanbul Borsası kapanış fiatları 14 -4 - 1937 lerle, en zelil hisleri aynı zamanda duyu - B yor. r Bu acaib hâlet de, dediğim gibi, ölünün A ölümün karşısında duyulan acizden ve acı- dan kaçışın bir aksülâmelidir! : Kulak misafiri olduğu mevzuumuza lâ- 'n- kayd kalamıyan şair Şüküfe Nihal aynı fi- kirde değil. O: , — İnsan, diyor, sevdiklerinin ölüleri 5- '. nünda bir ölü karşısında bulunduğunun far kına bile varmıyor. Nitekim ben, Abdülhak Hâmidin cenazesi önünde; onun cansızlı - T B © kadar unutmuşum K, yanaklarını, ellerini, saçlarını, sakallarını, tahteşşuu - O guma işlemiş bir ıztırabin gözlerimden a - — kittıği yaşlar arasında öperken, âdeta u - — — yandırmaktan korkar gibiydim! Necib Fazıl itiraza girişirken, felsefileş- me islidadı gösteren bu bahisten kaçmak mecburiyetinde kaldım. Ve bir başka köşede Himid'den bahse- den bir grupa sokularak, şairin bilmedi - ğim bir hikâyesini dinledim: — Himide daktorlar, et suyu tavsiye et- b mişlerdi. Fakat Hâmid et suyunu âdeta İ zorla içiyor, her seferde şikâyet ediyordu. k Bir gün, sinirli bir ânında önüne gene et V Süyü kösesini #ürmüşler: İ — Gene mi? diye hayretle bağırmış, ve D Besini biraz daha yükselterek ilâve et - £ miş: — Bu et suyu değil, it suyul © sırada, salonda bulunanlardan birisi: — Su sokağın haline bakın!.. diye ba- ğiriyor. Salonu dolduranlar, peücerelere Üşü - günce. beriki zatın sayhasını tutam:yacak kadar haytete düşmesini haksız göremiyor- " (ar. Çünkü caddeyi, bir insan ormanı ha - — Hine sokan kalabalığın tasvir edilmez aza- meti aynı hayreti onlara da duyuruyor. — Hattâ iclerinden birisi: — Bari, diyor, tâyin olunan #ati bekle- L meden kareket etsek... Çünkü biraz sonra v Bu kalabalığın kesafeti; güttikce artan taz- — Şiki, caddelerin kenarlarındaki — muazzam — apartımanları, yerlerinden geri itebilecek kadar ileri vardırabilir! — O arada, doktör Ali Şükrü ile, meşhur Rum avukat Teologos — arasındaki şayanı — dikkat konuşmaya da kulak imisafiri olu- — yorum. Teologost i — Eğer, diyor, müsaade temin edebi - di din mezarı başında bir kaç söz #öylemek istiyorum. Ve söylemek istiyo - ram ki. bugün Abdülhak Hâmid âyârında Bir şairi, sade Türkiye, sade Romanya, sa- de Yunanlslan, yani aade Balkanlar değil, bütün dünya yetiştirememişlir! K Ali Şükrü; âşikâr bir iftiharla cevab ve- O giyor: — Bu sözleri bilhassa sizin gibi, mü - p Bevver bir Rum vatondaştan dinlemek o- rada bulunacakların hepsini benim kadar zevklendirebilir. Fakat maalesef, hepimiz, kendimizi bu zevkten mahrum — etmek ler, İülettayin —bir san'atkâr — cenazesinin Pirleşebilmişler. bütün cemaati kadar kalabalıktı. Komutanlığın, Vilâyetin, Belediyenin, | übu kadife kaplı, yüksek arkalı taht bi - |Maarifin, Babhriyelilerin, Üniversitelilerin, İstanbul ve Galatasaray Liselerinin, diğer | İ8r... vesmi ve husust iselerin ve mekteblerin, Ermeni, Rum, Musevi cemsatlerinin, şairin yakın dostlarının, — saylavların çelenkleri, koca bir caddeyi bir çiçek ormanma çevir. mişti, Merhumun zevcesi Bayan Lüsyen ta- rafından gönderilen siyah ipek kordelâlı zarif çelenk de aiyahlar giymiş iki Üniver- aiteli Bayan tarafından taşınıyordu. Çelenkleri hemen bütün Üniversiteliler, ve onları da, bu ölümün derin ıztırabmı besteliyen hazin ağır havalar çalan bahriye müzikası takib ediyordu. Daha arkadan gelen, ve yedi katana ta- rafından çekilen top arabasında, büyük gairin, müzeden alınmış kıymetli bir şala sarılmış olan tabutu vardı. Talebeler, top arabasnı kendileri çek- mek istemişlerdi. Fakat yolun uzunluğu dü günülmüş, karşılaşılabilecek zorluklar he - sablanmış, ve bu samimi arzunun is'afına maalesef imkân görülememizti. Generalle- Tin, yüksek rütbeli zabitanın büyük ünifor- maları, ecnebi sefaretler erkânının, saylav- Tarımızın, valinin, gehir meclisi âzalarının, zabıta memurlarının resmi kıyafetleri, me- tasime azametli bir resmiyet veriyordu. Fakat toplu bir halde bulunacakları söy- Tenilen bu zevatın talebeler ve halk arasına karışıp dağılmaları, kıyafetlerin uyandırdı. ı tâzimkâr resmiyeti. derin bir samimiye- te inkılâb ettiriyordu. Bu hususiyet, o muazzam kalabalığa, | PARALAR ğ Alış Sılı%o | z Serbest idhalât rejimi hakkında sanayi|| 1 Steriin 61700 — 620l | Bu itibarla, bence onun en büyük kuv- | birliğinde dün de bir içtima yapılmıştır. D EDİ we ııı':.': ü İktısat Vekâletinden —listeye hangi nevi|| 26 Taret 120, 1as, ü maddelerin “konacağına dair- yirmi yedil| 20 Bakika Pr. 8. B ) he madde - bildirilmiştir. Bunların arasında || 20 Drahmi 18. n Ve en büyük hizmetlerinden birisi de, | marangozluğa aid âletlerle bazı maden su- || 20 İsviçre Pr. 565 iğ ları vardır. Vekâlet, tetkikatın çok ehem- || 30 Leva 4 n miyetle yapılmasını istemiştir. 20 Çek kuronu . 15. ü £ 3 1 g. 2400 — 2x00 D Şehrimizde mühim ve ticari y 5 H bir toplantı yapılacak 1 Zloti N 250 Ben, sade bü bakımlardan bile Hâmidi, | — Türkiye ile bazı hasiç memleketler ara-İ| 1 Pengü İad ” 1ton senda ticart mübadelenin inkişafı etrafında || 35 Tez. — i Bü Salonunda şair Nâzim Hikmetle Namık | görüşmek üzere bu ayın yirmi sekizinde || — Ruble . 00, şehrimitde beynelmilel Ticaret Odası bi -(| teixveç kema | n a Tinci reisi ile İngiliz ve Alman murahhas -| 1 Türk altımı ı larının ve mali, iktisadi müceseseler direk-|J ? Bankmct Ca B. | zi — 2sa, Yaldızlı konsol, kübik maaa, saray üs- | törlerinin iştirâkile büyük ekonomik içtima ' ÇEKLER ( yapılacaktır. çimli koltuklar da aynı salonda yanyana-| — Muarhhaslar ayın yirmi yedisinde şeh- Açılış — Kapanış rimize geleceklerdir. Şereflerine Ticaret || Londra ":-::" “:;: Anlaşılıyor ki, 0Hayat, sevmektir!» .ıı.fo.ı.. tarafından ziyafet verilecektir. m"" DHS 1146 yen kocu şair, hiç bir üslüba, hiç bir gayeye 3EDüne 15045 — 15,0935 düşman olamamış ve bu yüzdendir ki bu- İSTANBUL Brüksel ;.ıış-ıs ı?’ığ gün tabutunu, öç nedin ada tantıyor.J| Ticaret ve Zahire Borsası | | süna | SANS SAsS ve sevgisini üç neslin yüreğinde yaşatabili- Sina 641353 cegsiz yort gaNU 1LA43) LAS Profesör Mazhar Osman da merhum üs- Prag SERÜR ASN tadı, mesleki zaviyesinden görüyor ve: Viyana 42558 A20i — Bence, diyor, onun 90 sene kulla - Madrid ö C LİME nildiği halde, hiç örselenmemiş olan hafı- Haati 41615 — disız zası, öyle bir hilkat harikasıdır ki, akliye- Badapeyle 3.9920 — 40150 eilerin akıllarını durdurabilir! Bükreş 1079032 — 108.2525 * Belgrad 345160 — 346285 - ba S ab y Yokohama 2165 — 2702 Abdülhak Hümidin, — Zincirlikuyudaki () aaoskora 2396 — 2348 asri mezarlığa gölürülen tabutu, sessiz göz Stokholm 3.1286 — 31387 yaşları arasında toprağa gömüldüğü zaman EKLA ortalık kararmıya başlamış bulunuyordu. R İştirâk edenler dönerlerken, — yüksekce Açılış — Kapasış bir köşeden çelenkleri, otomobilleri, ve a-| Anadolu g. ©6 00 GKÜn'lenlük tobüsleri saydım; ve yayaların sayısını tah- | ':":__ * '0 6000 — 00.00 mine çalıştım: Bomonti - Nektar |— 00,00 — 0220 69 çelenk, 113 otamobil. 4 otobüs ve Aslan çimento 60.00 — 0000 eğer yanılmıyorsam 30 bin insant.. Arpa Merkez bankası == “E_W Şüphe yok ki yol kenarına mralanan || Susam Haa F yaşlı kadınlara: İatar İttihat ve Değir. v0 — Maşallah cemaate... Böyle ölüm | iç tındık Şark Değirmeni &8$ ( e dostlar başınaf dodirten, ve ekseriyeti genç- || Kendir tahumu 'Terkos no — lerden teşekkül eden ve önümden geçmesi İSTİKRAZLAR tam 57 dakika süren bu kalabalık, mem- leketin hiç bir san'atkârının cenazesi ardın. | da görülmemiştir. «— Hâmid mes'ud doğdu. Mes'ud ya. müşterek ıztırabı paylaşmak için kaynaş-|tadı. Mes'ud öldü.» diyotlardı. mış samimi bir kütle âhengi vermişli. Bu zengin imatisliğe göz atanlar, onun Conazeyi tâkib edenler arasında, mem- | mes'ud gömüldüğüne de şüphe edemez . leketin en meşhur hekimlerinden, san'at.| ler yan.. kârlarından, tüccarlarından, — avukatların - dan, mimarlarından, şairlerinden, edible- rinden hülâsa münevver ve maruf şahsi - yetlerinden hiç- birisi eksik değildi. Cenazeyi tükib etmek için. 39,5 dereca ateşle yatağından kalkmış olan Ağaoğlu Ahmet, halsizliğini sezenlerin şiddetli is - tarları üzerine, bir otomobille evine dön - mek mecburiyetinde kaldı. « Cenazeyi takib edenler arasında bulu - man Mmeşhur bir şaitimize sokuldum. İsra - nn Abdülhak Hâmid hakkındaki kanaat- lerini gizlemesine mani oldu: — Hümid, dedi, hiç güphe yok ki, son asrın yetiştirdiği şairlerin en büyüklerin - dendir. Fakat bence, onun cen büyük gite sıfatını kazanırken, zade kendi dehâsının değil, bazı hâdiselerin, ve — şahsiyetindeki başka kabiliyetlerin de yardımımı görmüş- tür. Hâmid. manevi temayülleri üğrunda bol bol katlanabildiği cefaları, fikri tema- yülleri uğrunda da göze alanya Kizum gör- medi. Yani, idrâk ettiği üç devrin siyasi, içti- mai bütün birbirine zıd cereyanları önün- Naci Sadullah “Son Posta,, nın Müsabakası : (Baştarafı 1 inci sayfada) numaralı resimleri neşrediyoruz: Müsabakamız 40 gün sürecektir. Şimdi müsabakanın esasını anlata - hm, 40 tane tanınmış simanın fotoğ- rafını aldık. Her fotoğrafı üçer parça- ya böldük. Bunları birbirlerile karış- tırdık. Bu parçalardan her gün Tüalet- tayin üç tanesini neşredeceğiz. 40 gün |- bitince elimizdeki resim parçaları da bitmiş olacaktır. - Sizlerden bu resim Pparçalarının her üç tanesini bir araya yapıştırarak bir fotoğraf vücude- getir- menizi istiyoruz. Bu iş sizin için hiç te zor olmıyacaktır. Çünkü gördüğünüz gibi bu üç resim parçası ile beraber ayrıca parçaladığımız resimlerin asılla- rını da neşrediyoruz. Parçaların yanında hergün tanınmış kacak resimlere ait olabilir. Yapılacak iş şu: Bu resim parçalarını kesip saklamak, yanlarındaki modelle- ri de kesip ayrıca hılzetmek, resim neş- | | JTi bittiklen sonra modellere bakarak ber üç resim parçasından bir fotoğraf meydana getirmek. y Bu suretle elinizde 80 resim olacak, bunları sarih isim ve adresinizle bize yollıyacaksınız. İşte müsabakamızın e- sası bundan ibarettir. Resimlerin gönderme müddeti gaze- lede resim neşri müddeti bittikten son- ra üç haftadır. Bunu müteakıp netice ilân edilecektir. Birinciye bir beşibiryerde altın, ikin- ciye 2,5 liralık bir altın, 3 kişiye birer altın, 10 kişiye yarımşar altın, 20 ki- bir simanım fotağrafını bulacaksınız. | Şİye çeyrek altın ve diğer 165 okuyu:- Parçalardan biri bu resim, dlğıı—]en'lcuyı hoşlarına gidecek hediyeler vere- ? ğ Mecburiyetindeyiz. Zira Abdülhak Hâmid, |de, bitaraf bir seyirci pasifliği takınabildiği| daha evvel çıkmış veya daha sonra çı- ceğiz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: