15 Nisan 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

15 Nisan 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ç B Vehbi Saidin mahkümiyeti temyiz tarafından tasdik edildi 1934 haziranında bir akşam kikarla, red isteği varid görülmemiş, kaza olmuştu. Sadrâzam Said paşa za- de Vehbinin sürdüğü hususi otomo - bil, Mecidiye camii civarında caddenin bir tarafından öbür tarafına geçmek - te olan Osman Bekire çarpmış, bu as- ker ağır surette yaralanmış, ölmüştü. Önce tevkif edilen ve sonra salıve- .rilen Vehbi Said, muhtelif keşifler yaptırılması v .4. yollarile tahkikat, genişletilmedini ve derinleştirilm İstemiş, duruşma, bu surctle bir hay Li uzamıştı. Bütün bu işler halledildikten sonra, müsldelumumi Feridun Bagana, Vehbi Safdin yanında bir kadın bulunduğu halde otomobili sürerken, sür'ati 100 kilometreye çıkararak; cadde üstünde yarış yapmak suretile ölüme sebeb ol- duğunu ileri sürmüş, suçluya şiddetli ceza verilmesini istemişti. Müdafaa safhasında, Vehbi Said, hiç beklenilmedik bir vaziyet ortaya koymuş, 13 sebeb zikrederek, «heyet, bitaraflıktan inhiraf ettit» diye, dürüs-| Tasdik keyfiyeti, müddelumumtli - masını yapan Üçüncü ceza hakyerini ğe bildirilmiş, bunun üzerine Vehbi reddetmişti. Bunun üzerine dava dur-|Said, tevkifhaneden hapishaneye nak- muş, fakat başka yerlerde yapılan tet- ledilmiştir. , . | (Egıımıuumn l'*h? Sizinise“Son Posta ,, dan hediyenizi alınız ! Her resmi çikan okuyucuya 3 liralık hediye veya bedelini veriyoruz. mişti. 1 Bundan - sonraki bir bazı sözle ini edinmi |Fetmiş, heyet, bu aradaki rinden kaçacağı — kanan kendisini şalonda tevkif edip, İcelsede de tedbirsizlik, dikkatsizlik, ni zamlara riayetsizlikle maktan bir sene hapse, ölenin v. ertesi e sebeb ol sle- rine 1500 lira tazminat vermeğe, va - şrizk.'in vekiline 150 lira ve ayrı füyüa aimarallarını ödüneğe miliküm (etmişti. Vehbi Said, bu kararı temyiz etmiş, karar tashihi isteğinde bulunmuş, fa- kat, hakyerinin müddeiumumtlik mü- taleasına uygun olarak ittilakla verdi- ği karar, tamamile yerinde görülerek, bu isteklerinden hiç biri kabul olunma- mıştır, Temyiz de, kararı ittifakla tas- dik etmşitir. Son Posta okuyucuları arasında bir eğlence tertip etti: Hergün memleketin bir köşesinde çekilmiş kalabalık bir halk kitle- sini gösteren bir fotograf çektiri- yoruz. Bu fotografi altıncı — no- ter Bay Galip Bingöle göstermekte, içinden tek bir simayı ayırmaktayız. Dikkat ediniz: Bu seçilen sima belki sizi, belki bir dostunuzu, belk, uzaktan yakından bir tanıdığınızı gösteriyor. Mesele basit: Seçilen resmin sahib: ida- Temize müracaat ettiği zaman kendisi- ne üç lirâlık bir hediye takdim edile- cektir. Okuyucu taşrada ise mektupla müracaatinı müteakıp hediyesi yolla - lünceye kadar seni bırakmam, birlik * Boşuna gitmiş bir Kadın hayatı.. Bir kadın okuyucum bana hayatı- nn uzun bir hikâyesini yazmış. Hü- te yaşarız, diyor, Amma ben gene korku içindeyim. Acaba günün bi- Ortaköyle Beşiktaş arasında feci bir kendisi para cezasına mahküm edil - kuruş fazloya satmıya karat verseler- celecde de, | Vehbi Said, gene hakyeri heyetiyi is -| tihân£ eder yakışıkmız bazı sözler sar - du*l İsaten diyor ki: — «14 yaşındayken evlendim, ko- cam iyi bir gençti, fakat 4 yıl sonra öldü. Bir müddet matemini çektim. Sonra iki çocuklu bir adamla tanış- tım. Evlenecektik. Söz vermişti. Ço- cuklarına annelik ediyordum. 7 se- ne birlikte yaşadık, Takat neticede sözünü tulmadı ve bana çocuklarım büyüttükten sonra dirsek çevirdi. Ayrıldık. Şimdi bir başka erkej metresiyim, bu adam hiç değilse a- çık sözlü: — Hiç evlenmiyeceğim. Fakat ö- İ | F Bu okuyucuma: — Hiç şüphen olmasın, bir defa ayağı sürçen kadının bütün hayatı yuvarlanmakla geçer, diyecektim. Fakat çekindim. Şöyle diyeceğim: — Bu, sizin hayattan aldığınız dersten edindiğiniz istifadenin dere- cesine bakar. Feyizgir olunuz, ken- diniz! refakatinden vazgeçilemiye - cek bir eş haline getiriniz. Hiç bir kul için ümit kapısı kapalı değildir. Esasen hayat denilen şey de göz açıp kapayıncaya kadar geçiverir. TEYZE IİED n | Sütçüler ve apartımanlar Sütcülerle süt müstahsilleri anlaş - maşlar.. ama nasıl?. Südün kilosunu ©n beş kuruştan vereceklermiş. Apar- tımanların üst katlarına da on altı ku- ştan, Doğrusu katışık bir iş. Birinci Tei kattan somrası hep üst kat sayılır.. Bati elleri değmişken kat başına bir Yazan: Halit cudu değil, o t çoktan göç- fakat kalıbı- sinin içinden taşan di, daha çak kâr ederlerdi. ruhu ile, çığlar sü- rek, kayalar Dünyanın altı bulutlar - mem.. Fakat apa »| dan binden bire uçu lJen her halde iyi.” Çünkü altta, südün | Tumlara inen dağlar litresi bir kuruş daha ucuza geliyor. —| gibi yıkıldı. Bir ke- * limede Hâmid. öl - Üst katın kiracısına iki tavsiyem » var, bi avsiyem .şuî SiRi İk eri yaşaya- , H,?nıfvl( ni gönderir, südü “h*_ı, ) eserleri han |kattan aldırır. | nımayız ki? İkinci tavsiyem de şu: z gençliği - Bir ip tedarik eder; ipi süt kabına 1 (bağlar, süt kabını pencereden aşağı | sarkılır. Bu iki tavsiyemi yerine getir takdirde südü alt kattaki kiracının al - dığı fiata almak hakkını hâiz olur. * Bir apartımanın alt katında oturu - yorum. Apartıman sahibi iki gün evvel kapımı çaldı: — Ne haber?. Dedim. — Kiranızı beş lira arttırmak meec- buriyetinde kaldım. — Niye? — Südü üst kattaki kiracıdan bir kuruş noksanına alacaksınız da.. — Fakat ben bu yüzden ayda ancak on beş kuruş kazanacağım. Ev sahibim yüzüme sert sert bak - Dd — Öyle ama böyle fırsat her zaman ele geçmez.. ben bu fırsattan da istifa- de etmiyeyim mi?. mi ki, bugün saçlarına ak düşmi n bir nesil bir an 1 heyecanlarını araştırır! ak ki bu aziz hâtıra üstünde Hâmide ağlarken biraz da gin ağlayacaktır. u var: mu idik? Öyle sanırım ki buna hiç miz mutlak bir emniyetle «evet'» diyemeyiz. Çünkü o, dem oluyor ilüh- muh duraca bez ifade vasıtası bu fırtınayı ve bu fırtımanın bin bir uğultusunu naklede- i J r ki dünyanın en zengin dili olan öz türkçe bile ona dar ve kifayetsiz gelmişti. Nitekim ba- zan en kuvvetli, en zevk erinde bile ışığa karışan g |ipham gelecek nesiller için daha ziyade çoğalacaktır. .. Çok şükür kırk katlı apartımanlarile meşhur Nevyork'da yaşamıyoruz. Üst katta otursaydık ömrümüz oldukca süt içemiyecektik.. Alt katta da; alt katın kirasına — para yetiştiremiyeceğimiz için, hiç oturamıyacaktık. İMSET Adliyeye memur alımacak Adliye Vekâletinde münhal bulu - nan 14 lira maşlı kâtibliğe fransızca o- kuyup yazma bilen bir daktilo alına - caktır. Taliblerin ortamekteb mezunu olması, Türk olması lâzımdır, Arzu & denler arasında bir imtihan yapılacak- tır. İmtihan 7 mayıs cuma günü saat 14 de Edebiyat Fakültesine bağlı ya - bancı diller mektebinde yapılacaktır. Taliplerin Cumhuriyet Müddeiumumi- liğine müracaat ederek — vesikalarını göstermeleri ve alacakları imtihan fiş- lerile imtihan günü muayyen saatte yabancı diller okulunda hazır bulun - maları lâzım gelmektedir. Liman umum müdürlüğü taşınıyor Liman Umum Müdürlüğünün Ga - latada Rıhtim Hanma taşınmasına cu- martesi günü başlanacaktır. Taşınma işi ay sonuna kedar bitecektir, Halkevi konferansları Eminönü Halkevinden: Bu yıl için güzenlediğimiz #eri konferans- ların ön dördüncüsü 15/4/£37 Perşembe gü- nü saat 17,30 da Bvimizin Cağaloğlundaki merkez salonunda Bay Dr. Almed Asım ta- tafından — (Hekimliğin İçtimsi — vazifeleri) mevzuu üzerinde verilecektir. Davetiye yok- tur. Herkes gelebilir. gerecenn eeesüsce söLedERme ŞBNi nacaktır. Yukarda gördüğünüz forograf İstanbukla çekilmiştir. Çehresi yuvar- lak dahilinde alınmış olan genç mat- baamıza müracaat ederse bediyesi der- hal yollanacaktır. Bundan evvel neş . rettiğimiz fotoğraflarda kendilerini ta- niyan — okuyucularımız — Matbaamı - za müracaat ederek hediyelerini almak tadırlar. ğımız tarafları bile en vuzuhl ğamız tarafları kadar kelimeden evvel sesle, âhenkle kavranan bir hakikat- ÜR. » Eskiden beri Hâmide tezad şairi di- yenler, ipham şairi diyemiyenler, ya- hut demek istemiyenlerdi. Halbuki o- nun hakkında bu sıfatların ikincisi, bi- rincisi kadar da doğru olabilir ve bel- ki de daha estetik, daha asil, daha kud> i düşebilirdi. İzah edelim: Bütün kadar koyulaşıyor, tunçlaşıyor, kararı- vordu ki artık ufuklarını seçemez olu- yorduk. Cünkü seçmek için şairdeki baş döndürücü müthiş tezad âlemi bi- zi de âlemimiz, gözleri bizim de göz- lerimiz olabilmeliydi. O, meselâ ten'deki Davalacironun ağzından hay- kırıyordu: Zulmetin çâkedip, ey şeb, kılarım sup- ha nazar! İşte bize de böyle bir nazar lâzımdı, sadece Hâmidin şiirlerindeki zulmeti çâkedebilmek için... Bilmem, belki bu sırra hakkiyle erenler de vardır, fakat eremiyenler bile bu romantik devin herşeyden evvel sesindeki tannaniyete hayrandırlar, sonra da hayalinin geniş- liğine, sonsuzluğuna... Bir dehanın tas dikı için başka ne bürhan aramalı? Hüsılı Hâmide Hâmid demek kâüfidi Dün hayatında olduğu gibi bugün ö münde de etrafın: çeviren sevgi ve hür mel hâlesi içinde, takdir sesleri arasın- da ona başka isim yakışmıyor. O hal de her şeyden evve! “şu artık kulağa hiç hoş çarpmıyan, şu hiç türkçe kok- mıyan Tanzimat artığı İ Azam> tâbir'ni unutalım. Yahut türkçesini söy liyelimc Büyük şair... Hümid neden büyüktür? Büyüktür, çünkü edebiyatımızda a - sırları kapamış, yeni bir asrın, bu as- rın kapısını"açmıştır. Bu, Divan edebi- yatının dar çerçevesi içinde bunalan güzellik mefhumunu o boğucu hava- dan kurtarışı, paslı şark estetiğinden ne yol * DİKKAT: Bu sütunda resimleri çı- kan okuyucularımız, hediyelerini bir hafta içinde almalıdırlar, si halde haklarını kaybedeceklerdir. Bu müd. det İstanbul haricindeki okuyucuları- mız için on beş gündür, içi dir ki Hâmidle berabet edebiyatımıza, sadece lerdi bir lirizm içinde mahsur ——— ————— —— ——— .. ——— ——— —— EBİYAT — Hâmid neden büyüktür! ük romantiklerde olduğu gibi Hü-| mak üzere (Dekbazlık) piyesini tegsil €df midin ilham semasında da halka halka | cektir. Afzü edenler davetiyelerimizi hergüi renk Tenk toplanan bulutlar bazan o | Cağaloğlundaki morkez bürosundan atabilf | Fahri Ozansoy kalmıyan ve BÜE benliğinden (AŞ bütün — insaniğ ufuklarını kaplf ğ geniş bir haf his dalgası Düşünüş tarzi #i düşünceleri d& j künden değ bu harikulâde lik, Türk ede tında bir g değil de nedif iyatı ğ Yo TELİy p yi ü D r. Divan #i irinin neşesinde de, ıztırabında Ğ2 İğİ niz kendisini bulursunuz. Halbuki ? | mid de kendisile beraber bütün iN#Ş ı bülursunuz. Bunun içindir ki © nev'i bu büyük şairin Türk yatına herşeyden evvel en canli Ç göz kamaştırıcı hediyesi rı her yeni edebi nev'in ilk nümut” Wı'ini © vermiştir. İşte Türk teceddl”ı debiyatındaki yeri de B E. SHB — EBDBELEBEESE t d Bi * hi Ü « yatımızın f âl| & decisi, ilk binayı kurucusudur. Bir #" limede, yeni edebiyatımızın babasıd | Y Ne yazık ki, ne acı ki şimdi ö kat hâtırası Türk milleti ile berâa? yaşayacak... Bir Fransız şairi, Th&0ü re de Banvil meşhur baladlarından H rinde, menfaya giden Victor Hugo & *hevhat k! baba orada, adadar» t ler. Biz de bugün Hâmid için öyl Iğroruz: Heyhat ki baba orada, . rakta şimdi... ğ Halid Fahri Ozansoy | — ! j L A , Alay köşkü temsilleri 2 Eminönü Halkevinden: y Brtmiz Güsterit Şubesi, Gülhane parkı # | Geki Alayköşkü binasında 16 Nisan Cum Dü gecesi saat 20,80 da halka ve 17 )n:_ Cumartesi günü saat 14,30 da talebeye üf Viyolonist Ekrem Zekinif Ekrem Zeki Kıymetli viyolonistlerimizden Ek rem Zeki 22 nisan saat 18.30 da Sar emasında bir konser — verecektif San'atkâr bu konseri için bilhassa 9"' | yeni ve güzel parçalar hazırlamışti! — Bu arada Zimanovski'nin sonat'ı, ” yakovski'nin ve Maks Bruh'nun kor' ; serto'ları, Tartini'den, Bah'dan pargf lar vardır. ; Viyolonist - bunlardan başka: Kat eserlerinden de bazı parçalar çalaca* tır. 3

Bu sayıdan diğer sayfalar: