17 Nisan 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

17 Nisan 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Zabı âti ine rüşvet verirken yakalanan suçlu Omnik İplikçiyan dünkü muhakemede hastalığını ileri sürerek müdafaasını yapamıyacağını söyledigi iç'n duruşma başka bir güne bırakıldı Birkaç gün önece, Alemdar caddesin-| da, bu zabıt kâtibi Avninin yanma gidiyor. de bir cürmü meşhut yapılmaş, dördün | dosyadaki bazı evrakı tetkik — etmek isti-| fiyor: cü cezada «Ünyon» sigorta sirketini do yordum, Buna şahsan hakkım vardır. Hal- | dandırmaktan düruşması yapılanlardan | buki Avni, müşkülât çıkarıyor, «siz ve ge-| — Sözüne gi Onnik İplikciyan, dördüncü ceza zabit | iyorsunuz? Vekiliniz var, yatb - falan di- kâtiplg_rind:n Avniye rüşvet vermeğe 'yordu. Ben dgç üvekilim de bakabilir. ben | teşebbüsten gene dördüncü cezaya ve- rilerek tevkif olunmuştu. Meşhud suç kanununa göre yapılan du- Tuşmada, sigorta davası dosyasındaki suç delili sayılan iki istidayı imha ettirmek maksadile zabıt kâtibi Avniye 100 lira rüş- Vet vermeğe teşebbüsü, müddelumumtlik sabit görmüş, Onnik İplikçiyana ceza iste- Miş, duruşmanın devamı, müdafaaya kal- maştı. Dün öğleden sonraki celseye, mevkuf getirildi. Yanısıra yeni tuttuğu vekil de gel- di. Onnik İplikçiyan, hâdiseye dair müda- faa yollu söz söyliyeceğinden bahisle, şöy- le dedi: — Sigorta davam dolayısile arada sıya- Cumhuriyet - Açık Söz Davası bitti #Açık Söz» ve «Cumhuriyetu gazcte- Teri arasındaki karşılıkl neşriyat davaları, İstanbul Asliye ceza hakyerinde dün sa- bah neticelendi. Hey'et, «Cumhuriyetu in dava ettikle- rtinden Karikatürist Ediple Muharrir Niza- mettin Nazifin beraetlerini — kasarlaştırdı. «Açık Söze neşriyat Müdürü Etem İzzet Benicenin 6 ay hapsine katâr verdi; fakat kendisine karşı da #Cumhuriyeti — de bha- karet yollu yazılar çıktığından. bu mahkü- miyeti düşürek — «Cumhuriyeto — neştiyat Müdürü Hikmete de 6 ay ceza kesilmesine, ancak «Açık Söz »neşriyatı cuzayı azaltıcı sebep teşkil ettiğinden, müddetin 2 aya in- dirilmesine ve kendisinin evvelce hiç — xa- handırılmamış bulunması ve hüsnü bali gö- zetilerek, bu cezanın teciline hükmetti. Yedi yıllık bir dava tekrar müddelumumiliğe iade edildi 7 seneden fazla bir müddettenberi ba- kılan bir iekân davası vardır ki, şimdiye ka dar muhtelif safhalar geçirmiş. davanın a- gılış zamanında 50 ye yakın erkek ve ka; dın davaya dahilkea, bunların sayısı muh- telif sebeplerle haylıdan haylıya azalmış- trt AF kanunundan istifade, ölüm vukuu v. &. muhtelif sebeplerle.... Bu iskân suüstimali davası, daha bit- memiştir. Ağır cezada dün açılan celsede, kadınlı, erkekli — 9 kişi hazırdı. Duruşma giyaplarında yapılanlar da, 20 ye yakın- dır, Dünkü celsede, hey'et, bu davaya dahli bulunanlardan memur olanlar memurin mu hakemat kanununa göre lüzumu muhakemç kararı aldıkları halde, memür — olmüyanlar hakkında usulen istintak dairesince son tah- kikat açılma kararı verilmemiş bulunduğu Okuyucularıma - Cevaplarım Eskişehirde oturan bay «O, T.» diyor ki: Bir genç kızla aramda göz aşına - hğı oldu. Yekdiğerimize - uzaktan bakışmakla vakıt geçiriyoruz. Karşı- Jaşmaya bir türlü imkân bulamıyo - Tuz, ne yapalım?» Bu okuyucuma kısaca: — Beceriksizlikten kurtulmak lâ- zım, diyeceğim. Sizde hayal kuvveti GÖNÜL İŞLERİ! daha iyi tanıyınca seveceğim, bir tahmin ettiğim meyil başladı. Evlen yolladım, kabul etti. Ve bende de tahmin ettiğim mefil başladı. Evlen- meye karar verdim. Teklif ettlim, Tahminim hilâfına bu teklif: Acaba sebebi ne? de şu: de; herkes, dosyasına serbesttir!» diyordum. bakmıakta hür ve Geçende, sokakta rastladım, bana «sen, benim yüzüme bak. Ben sana faydah ola- bilirim!» dedi. Ne demek istediğini anlıya- madım. Hâdise günü de, ben iddin eyledi- #i gibi onun evine gitmedin. Sakakta vası- ladım ve.... Ongk İplikçiyan, tahatsız görünüyor, Büçlükle söz söylüyordu. Bu aralık, yerine oturdu. ve ahastayım, müdafaama devam edemiyeceğim!» diyerek. sustu. Hey'et, kısa bir müzaketeyi müteakıp, Önnik İplikçiyanın rahatsızlığı üzerine. du- Tuşmanın 21 nisan çarşamba — günü 14 e€ bırakıldığını bildirdi. İsviçreli bir icra Mütehassısı gelecek Geçenlerde icrada yapılması — tasaylıa- nan ıslâhattan bahsetmiştik. Bu arada, bil- hassa iş sahiplerinin uzuk mesaleler — geç- mek süretile iş takibinde uğradıkları güç- Tükl. önüne geçilmesi düşünüldüğünü, iera dairelerinin semt semt zetildiğini de yazmıştık. ayrılması gö- viçrede tatbik edilmektedir. oradan bir mütehassıs getirilmesi kat'ileşmişi Bu mütehassısı, «Hataye dolayısile Cenevreye giden hil | olan adli müşavirler seçecekler ve Adliye ! Vekâületine bildireceklerdiz. İsviçreli mütehassısın mayıs ayı içerisin- | de İstanbula gelmesi ve işe başlaması kuv- vetle muhtemeldir, Tıbbi Adlideki sahtekârlık —| tahkikatı Sahte rapor meselesi etrafında, Adli tıb işleri urgum müdürlüğü başkâtibi Ra- if hakkında müddelamumi muavımlerinden ! Sabri tarafından yapılan ve fezlekesi de ya | zılan tahkikat dosyası, Adliye Vekâletine | gönderilmiş bulunmaktadır. Adliye Vekâ-| letinden müddeiumumiliğe gelecek iş'ara göre, kanuni muamele yürüyecektir. | Tahkikat dosyasının Vekâletçe — tetki- kinin ve yapılması gerek kanuni merasi- min ay sonuna kadar tekmillenmesi, kuv- | vetle muhtemel görülmektedir. kaydile, dosyayı müddiumumiliğe geri yollamfNr. Dosya, müddeiumumtlikke istintak da- irelerinden bişine verilerek memur olmı- yanlar hakkında da karar alındıktan son- ta, dava tekrar ağır cezaya gelecektir. H arşısı ; Kabahat kimin? Bu millet kitap okumuyor. Kitapçı böyle söylüyaor. Muharrir böyle söylüyor. Herkes böyle s yor. Bu millet de inkâr etmiyar. — Evet, d'yor; kitap okumuyoarum. Okutmak için çare arıyorlar. — Şöyle yapalım! Diya: — B Diyorlar. Fakat gene dönüyor, dola- — Bu milli kitap okumuyor. GAL. — Ne yapsak bu millet okumuyur. * Kadın çocuğunun yemek yemediğin- den şikâyet eder imiş: rif ederler, sonradan gene — Çocuğun yemek yiyor — Yemiyor. Birine merak olmuş: — Şu çocuğa yemek verilirken bir | göreyim! | Çocüğa yemek verildiği zaman yanı- :nı gitmiş. Bir de ne görs ljparczı pastırma konulmuş. Çocuk ağzı- na gölürüyor, yemeğe uğraşıyor, fakat bir türlü dişi kesip te yiyemiyormuş. Bu hali görür görmez: — Anlaşıldı, demiş, kabahat çocuk- ta değilmiş, yiyocokte imiş. * Birine merak olsa da : — Bu milletin okumadığı kitapları bir göreyim. Dese ve görse; gördükten sonra aca- ba o da: — Anlaşıldı, kahahat millette değil, İkitapla imiş! diyecek mi? Bu mıntaka usulü, en uygun şekilde İz- | Bu itibarla, | İMSET Bir avukat hakkında cezal kerar verildi İstanbul Barosu Szasından Musevi $e- kip Adut, baro inzibat meclisinin kararile avukatlıktan bir sene müddetle menedil- miştir. Hakkında, bir sene müddetle men' ka- tarı verilmiş olmakla beraber, bu karara itiraz hakkı mevcuttur. Ba itiraz da ağır ce- za hakyerine züracaatla yapılır. Eğer ağır geza, inzibat meclisinin verdiği karanı — tas- dik ederse, karar kat'ileşir ve alâkadar a- vukat, bir sene müddetle hiç bir mahkeme- ye girip, dava takip edemez. Men' kararı, dün akşama kadar baro- ca müddiumymiliğe tebliğ edilmiş — değil- di. Böyle bir tebliğ vukuunda, usulen, müd- deiumumtlik kezfiyeti mahkemelere — ta- tamim edecektir. — Olamaz, cevabile karşılandı. * Bu okuyucuma söyliyeceğim şey — Gönül işlerinde iyice tecrübe sahibi olmaklığıma rağmen tanıma- dığım insanların kalblerini uzaktan eokuyabilmek maharetine henüz er - miş değilim. Sizi tatmin edemiyece- denilen şeyden hiç mi eser yok. İn - san bin Hir vesile icat eder, biraz dü- şününüz kâfi! * ğim. Fakat genç kızların rod cevap- Hayreboluda oturan bay J. F. J. larımnım altında biraz naz bulunması «in de derdi başka: * yüzde 75 olarak kabul edilmiş bir Mahallemize yeni taşınan bir genç — âhtimaldir. Biraz ısrar ediniz. kız hoşuma gitti, sandım ki kendisini N * - TEYZE Sağda: 7-10 yaşlarındaki — çocuklar Ççin mevsimlik manto. Yakasının, cep- terinin, kol kapaklarının kenarına ve (sentür) ün üzerine (pikür yapılmıştır. Solda: Daha küçük çocuklar için şık bir manto, Yakası yuvarlak, ve kapa - hdır. Ön ve arkada robası var. Robanın altına (pens) ler yapılmış. Ceplerle, göğsün iliklenişi orijinal bir şekilde - dir. .. .. öpüşürken görerek öldüren ihtiyar kadın Elli yedi yaşındaki suçlu kadının muhakemesi Pa günün meselesi halini aldı Paris (Hususi) — Kadın 57 yaşın * da... Gelinini ve kocasını, bir arada ya- kalıyarak vurmuş... Axiliye sarayının koridorunda hâlk birikmiş. Bu meraklı davanın safha safha açılacak esrarını dinlemek için herkes oraya gelmiş. Ziller çaldı. Jüri âzaları oturdular, heyeti hâkâme geldi. Yandaki odadan mücrimi getirdiler. Kadın siyah matem elbiseleri giy - miş, yüzünü gene siyah bir tülle ört - mi . ;(şnridor':ııdı dağınık duran hâlk âçlar la- rarlarmış: ?, İki yaşın- daki çocuğun önüne koskocaman bir muştu. Mabkeme reisi kadının avukatına: — Söyleyiniz, dedi. Ortalıkta bir dakika süren bir ölü süküneti peyda oldu. Bu ölü süküneti- ni avukatın ağır ağır açılan ve perde perde yükselen sesi yırttı. Avukat: — Muhterem jüri heyeti diyordu. zıları, doğuştan mücrimdir. Diğerleri ise tesadülen mücrim olmuş insanlar- dir. biri dır. Onu kiyotinin altına ve daha fe - dan atmağa cesaret edem yecektir. 'nlü başkan dedi, müsaade eder- seniz bir şey söylemek istiyorum. Görüyorsunuz ki mek için ne kadar boş lâflar söylüy Dili dolaşıyor. Nazariyelerden istim dat ediyor. Ben söyliyeceğim. kendi müdâfaamıı kendim yapacağım.. Be - nim müdafaam, hakikattir. Avukat buna itiraz etti. Reis sağındaki ve solundaki Szalar-| dum. Gülüşlerinde, nevazişlerinde la kısa bir muhavereden sonra şu ka - rarı tefhim etti: — Maznunun sözleri kendi fili hak - kında medarı itham olamaz. Bu itbarla| j Jehte ve aleyhte söyliyeceği Üll"i Uzatmıyacaktım muhterem — başkif| Hiç | Vak'a gününü anlatacağım. mahkemeniü takdirine bağlıdır bir kanun maznunun kelâm ve müda - faa hürriyetini baltalıyamıyacağına göre suçlu söyliyebilir, ayni donuk eda ile devam etti. — Bu cinayeti ben işledim. Gelinimi ve kocamı öldürdüm. Oğlumu bü-|ne gitmiştim. İdane heyetinde ekserli sürük -| olamayınca, eve döndüm. Anahi! yavrularile - şaş-| vardı, kapıyı usulcacık açıım. İçeriü Öceğim — sön -| gelinimi: yük bir aile felâketine ledim. O anasız kım şaşkın - kaldı. dü. Kabahat kim de biliyor musunuz?,, Hep bende. Oğlum Piyerin Labası öl -|dum. Evet onlardı. Kocam 24 y düğü zaman ben 44 yaşında 3dim. Ö -İdaki genç kadrna, oğlumun kar.s kocammdan ikimizi de raha'ça ge -İler söylemiyordu Yarabbi! Bir çindirecek bir şeyler kalmıştı.. Genç| zihnimden muhtelif düşünceler len bir dul gibi rahat duramadım. Güzel- dim, dinçlim. Yaşıma rağmen orta yaş- taki erkekleri teshir edebilecek bir hal de idim. İşte o sırada şimdi katietmiş bulunduğum adamla tanışlım. O zaman © henüz 3) yaşında idi. İleri atılmak ha- yatta muvaffak olmak için her imkâna malikti, yalnız sermayesi yoktu, onu da! sa ne yapayız? dedi. ona ben, kocamdan kalan paralarla temin edecektim. Ne dersiniz evlendik. Ben onu sevmiştim. Fakat onun be- ni sevdiğine emin değildim. Bana bağ- h olduğunu harekeilerile gösleriyor - duü... Fakat kafamda kıvrılan bir istif- ham işareti, bana her gün: — Acaba?... Sualini sonduruyor, Bu benimle acaba param için mi oluruyor? diyondum. Kocam benim verdiğim ser- maye ile para kazandı, zengin oldu, ,|benim sermayemi de iade etti. Fakat bana karşı gene iyi muarmel- etti, gene bana sadık oldu. Mühterem mahkeme heyeti, fakat her şeye rağmen seneler - geçiyordu. Yüzümdeki buruşukluklar artmuştı, ba- şınmida beyaz teller çoğalmıştı. Hatlâ bundan beş sene evvel de kayvnana ol - muştum. Şimdi de torun sahibiyim. Evet oğlumu evlendirmişt'k, fakülte arkadaşlarından sevdiği bir kızı almış- mahkeme salonunu tamamile doldur - Biliyorsunuz ki mücrimleri iki bü - yük kısma ayırmak mümkündür. Ba - Benim müekkilem de işte bunlardan | dan iki yıl evveldi. Gelinim rahatsi ir. Müekkilem, tesadüfün ve Sul-|Japmış ve yazın deniz kenarına git | talihin zebun ettiği zavallı bir kadın - ge mocbur olmuştu. nası hapishane höcrelerine hiç bir vic-İmek için vazifesini terkedememek ? Bu sırada kadının birden bire ayağa | edecekti. Buna karşı oğlum bir şey kalktığı ve avukatın sözünü kestiği gö-İJemedi. Benim de aklıma bir fe! avukat müekki- çama, oğlum karısına kavuşmuştu. Ü lesini, mücrimi, yani beni müdafaa et-| İküâm ne derse desin, artık “hliyarla Levlenen bir kadın olduğumu unut Ayvukat yerine oturdu. Kadım gene! yor ve yaşımın 57 olduğunu kendi K | başa bırak dedim. Fakat i eye Ü Reli Katil kadın tı. Kızı ben de kocam da beğenmiş?”| Bir gün, zannedersem — bUL Oğlum yeni girdiği işte göze 6 tırarında idi. Gelinime kocam gelmedi. Tedavi müddeli bitip te avdet Jeri zaman hepimiz sevindik. Ben linim sıhhatçe hayli iyileşmiş, ve & lleşmişti. Bir kadın için en ağı nn genç kocasının yanında göze zükmez bir hale getdiğinin yüzüne V rulmasıdır. S Kocamın beni ihmal ettiğini, anil ni aldatmak istiyen bir merha:net & rüyordum. O merhametj görmesem “| mert düşman gibi çarpışsak daha mef| nun olurdum. Ben de köocamdan — soğumu: Onu haklı görüyordum. Genç erk€ dtme itiraf ediyordum. $ Bir gün fakirleri koruma cem'y le kocamın sesini duyd! Şüphe ile oda kapısının önüne 50 B — Evini terket git... Ve onları © yecanlı seslere, öpücük bir aralık başka muhaveri rıştı. Gelinim anlaşılan benim için: — Şimdi gelir de biz; höyle yakalif Kocam: — Kendisine çoktanberi istediğim bir bakikati gözlerite ve ihtiyarladığını anlar cevabını Ve? Artık muhterem başkan tahamii” edemedim. Bakın şimdi bile, şakal rım atıyor. Nefesim daralıyor.: Bir zamanlar delicesine sevdiğim dam tbana ihanet ediyor... Hem kimik” inimle... K apıyı açtım. İçeride bir yataktâ dılar. Çantamı açlığımı, tabancamı avâ? ğatmı biliyorum. Ondan sonrasını bü lamıyorum. ' Suçlu kuruyan boğazını ıslatmak İf yutkunuyordu. Yerine oturdu. 997 birdenbire tokrar ayağa kalktı. al — Yaşlı kadınlar genç erkek 'D'EA sınlar, dedi. Sesi titriyor, metin ağlıyordu. — Sonra &k saçlarile 57 yaşında katil olurlar... ğ İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: