April 20, 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

April 20, 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Um Ziraat Bahisleri: Bağcılarımız çiddi mücade * Hükümet bu bağ hastalığının Fi ilokseraya karşı le açmalıdırlar * K a memlekette intişar etmemesi için mühim tedbirler almış olmasına rağmen halkın, menfaatını lâyıkı veçhile korumaması, çubuk ve fidanları kaçırması yüzünden mü- cadeleden tam netice alınamıyor İzmir haşarat mücadelesi Enstitüsünde bir mücadele bağı Her yıl fidan ve bağ çubuğu d mevsiminde, hayat! bir mese Hükümetin bu mesele kat ve gayretine halkın da termesi gerekli olduğundan bugün o - nu bi eşelemek istiyorum: Artık herkesçe öğrenilmiştir ki Fi - loksera bağcılığın müthiş bir düşma - nıdır. Ve onun her sokuldiu yerc bağlar muhakkak kurumuya mahk dur. İlk defa 1865 de Ame! en bu haşere ikim kadan Av- muzun en güzel manda harabeye ç fen Amerika as: nılması gibi prz arın yenilenmesine nın anaç olarak bir çare ile bu mkân & kurun bağların yerine yenisini kadar kolay bir mesele de mlekette bir taraftan dalma Amerikan çubuklarile bağ te - sisini esas tutarken bir taraftan da he- nüz Filoksera girmedik yerlerimizi bu- laştırmaktan korumak ım geliyor. Bütün dünyanın tuttuğu bu yolu biz de bir kanunla tutmuş bulunuyoruz. Ka- nun filokseralı yerlerden filokserasız yerlere çübuk ve fidan naklini menet- miştir. Fakat halkın buna kâfi derece- de ehemmiyet vermemesi ve gerek çu- buk ve gerek fidanları kaçırması işi berbat etmektedir. Dem gümrüklerde, elinde menşe şahadet namesi olmıyan yani geldiği ve gide ceği x(—'m filokseralı olduğunu bildi n çÇubuk ve fidan ları da i'PÇlrmnundr Devletin zirâi teşkilâtı da bu işi ko- Hlarındı —. yollardan ise bu gibi geçt -| geçip tehlike #|nin filoksera bahçe ile alâkadar v: re ;'ırr irlerinin, nakliya erlerini (,ris!cr;r ruz. Bu listede isim birinden fidan nakli - -|| Alfabe sırasile Türkiyenin filokse- ralı yerlerini kaza üzerine 1936 cetveli Actı Akhiz din, köy, G, Bi koz, Beyoğlu, Biga, Bilecik, Bm_ı.ı Böl- vadiri Bosçaada, Bo; Burdür - Çe Çatalca, Çal, Çanakkale, Çeşme, Çine, ril, Çorlu - Demirkö: mirci De - nizli, Dikili, Dinar, dağ, Erdek, Kskişehir, ne - Fatih, Poça - Garbil sala, İstanbul, İzmir, İzmi Karacabey, Karaburun, Karacı su, Karamürsel, Karasu, Karlal, Kasaba, Kavaklı, Kemalpaşa, Keşan, Kırkağaç, Kırklareli, Kula, Kuğadası - dikâ Manisa, la, MU, Menemen - Nazlili - Orhan- neli, Osmaneli - Ödemii BKli, Sandıklı, Sariyer, Sarayköy, Saray, Bındırgı, Bilivri, Simav, Soma, Söğüt, ke, Susurluk, Seferihisar - Şarkö: Tekirdağ, Tire, Turgutlu - U Uşak, Uzunköprü - Üs: hir. valıyor. Fâkat resmi yollardan gayri Okuyucularıma Cevaplarım Manisada Balpazarında Bay (Ha - san) a: Eski zamanlarda evlenmek iste - yen genç annesini veya babasını al- mak islediği kızın ailesine gönderir: — «Allahın emi kavlile», diye si Z:ın' ile, m'i _wvlar. €8 ileştirerek söyleme- erlerine alıyorlar, Bu- n eski zaman kaidele- yeni zaman kaide- * Adapazarda Bayan Sevgiye: Çok fena — hareket eti —— ——— Şimdi yapacağınız şey kocanızın yanlış zehaba düştüğünü kendisine anlatmaktir. Sonra yapatağınız ha- reket te onu dışarıya bakmıya im - kân bulmıyacak bir hale getirmek - tir. Daha açık anlalmak mümkün değil, bu sütunu takip ediniz, bir başka münasebetle işinize yarıya - cak. Daha mufassal tavsiyelere rast- lıyacaksınız. yazılmaz. Hifzedildiği taktirde bu- nu hiç kimse öğrenemez. Bu no dan mutlak surette emit olabilirsi hiz. YEYZE şeyler kolaylıkla ik olma- listede küdar - Vize - Yalova, Yehice, Yenişe - j Hâdisele arşısınd sonra HBatırlarsınız değil mi? Günün mrmdı— İstanbul Adliyesi ne- olmuyan bir kıvıl- yır cayır yanmışi Adliyenin yandığı günün akabinde kafadan — Yanacağı bell pılmış ahşap binalar her zaman yanmağa maruzdurlar. x» Araba çamura batım denler çoğalmıştı. için ı. Yol Birdenbire sür'atlenmişti. Sü: Aruk onu durdurmak yi *nh bir lr.nv belli idi, dediler; çü tramvayların frenleri iyi muayene edilm * , — Araba çamura ,renler çoğalmıştı. ç * , İki otobüsten biri | pe otobüsü idi. Her iki şuyorlardı. Çe r'at) oşarken birbir! Je, öteki Malte- si de peşpeşe ko- k Araba çamura batmıştı. Yol göste- terme ın çamura çin n batmasını be dilir. Ve hr!.ın lar k'ı'ıa, bi de boğaz müvacehesinde b ar için çok tehlikelidir. ) hu Kalın ipekliden sade bir rob. Lâci - P vertle mavi l | Yakasa büzgül € dilkmli, kolları dar, düğme u! T tün bu açık renktendir. Belindek (sentür) kendindendir. Garnilürile bir vtenkte tokası var, Araba çamura battıktan idi. Bu tarzda ya-| göste- | batmıştı. Yol göste-| Meydan muha nda bir önce bir i erine gir- m .ş, tabaklar, fincanlar, şişeler, iskem- r V. S mv.—ıd.ı kavisler çize larıma ve yer- üste silâhlar nlar olmuş - bulunanları yaka- rmüş, oradan Ad- aki tahki - muhtelif Glunda, Hava e, bundan bir müdd , Merkeze g ye getirilenler müuayene raporları alınm: yapılması suretlerile uzun v: pıldiklan sonra, Feyzi Kân yi, İmdatla Alinin de Hüsı ları neticesine varılmış, bu üçü mev Ağır cezaya verilmişlerdi. Bu kahve içerisindeki boğuşma sıra- sında birçok kişinin ağırca yaralanmak la kalmayıp ölmelerini de mucip olma:- man - ihtimal dahilinde bulu hıı vıımîtı lü, patırdılı gece vaka- Kararname, çok m lik bir yerde geçen vak'a, ye ara 19 nası! başlayıp nasıl me silâh a tahminler de £ tne uğraşılm şiyi ) ları nelicesine İmc ya girişildi. Feyzi Kâni, şunları söyledi: — Ben, kahvenin sahibivim. Süley- kân, gerek üstündeki türdü. Ah, içti ve kılk p di —arvyı çık- tı. Hemen çıkar çıkmaz, tekrar içeriye | giren Ali, peşine 15 kişi kadar takmt tı. Bunlar, onun arkasında sıralandılar ve Ali, bana doğru, cakalı bir tavırla yürüyerek, yanıma gelince bir tekme indirdi bana... Ortada hiç bir sebep yokken, durup duruürken, böyle bir taarruzla karşıla - şınca, şaşırdım ve ayağa kalktım. Ali- nin arkasına sıralananlardan ikisi, be- i dışarı çıkmasın, diye kapıyı kesmi: i epsi birden, ulu orta küfürler irıyorlardı. Ben, iki adım atınca, zerime âtıldı, belime e) atarak, sa- rıldı. Ortağım Süleyman müdahaleye kalkınca da, tabak, fincan, şişe, iskem le v. s. hülâsa kahvede elle kaldırılıp fırlatlılabilecek ne var, ne yoksa, dört bir tarafa fırlatıldı Ben, polis çağırmak maksadile, gene dışarıya çıkmağa davrandım. Hüseyin, Enbiya ve İmdat ta, Alinin imdadına gelerek, beni köşeye sıkıştırdılar. Bu a&ralık silâhlar patlamağa başladı. Çı- «ah, vuruldum!» diye sesini işittim. Nefsimi müdafaa halinde, nâçar bir halde, duvara el kaldırıp, pe- d(-ıimin tabancasını kavrayarak, hava kı.r:un sıkrırı Polis gelsin, imdat gı:. n, diy Rı.l'k_ sordi Fakat, Hüseyinin arkadan yaralan -| dığına, dolayısile o kaçarken arkasın- .|Jdan kurşun sıkıl ş olması lüzimgel - | diğine dair rapor var? — Olamaz, O halde, H kurşunumla değil, yin, benim kendi arkadaşları-. benim kâr orlağım sı | tile idare eder. Niyazl de orada çı-| rebesi şeklini alan kahve kavgası 15 - 20 Kişi birbirlerile boğazlaşmışlar, bir kısf yaralanmış, şimdi bu kavganın muhakemesi yapılıy? rşuniyle yaralanmı: an, senin tabanı nu imiş? — Kabul etmem, Hem şahi attığını gi dum. Kimin kime medim! Bundan sonra İmdatla Alinin larına geçildi. Onl Duruşmanın devamı, rılması için başka güne & Bir karar nakzedîldi & Harbiyede olan ve şa Geçe ölmez n duruşması, meşhut İ yapılmadı&” ine dokunul! tadır. Pek yakında tekrar celse 8 Hasta bakıcı Fatma dayakta ölmüş Hestabakıcı Fatmanı! ne sebep olduğu nokt da tahkikat yapılan i tahkikata Adliyece de |tile ölür Bunun üzerine, bazı € ler daha sorulmuştur. Kaynanasını öldüren damat tevkif edıldı Firuzkö; erek öldür , Adliyeye getiri Tahkikata devam Küçükçetl kâynanası Âyşe ten suçlu Ramaz tevkif edilmiştir. lunmak Yuagoslavya ve Türkil (Baştaralı 2 inci sayfada) y İ te ieıt; man olduğuna inanmak zaruridir. * Dünkü ve bugünkü makalelerimi sonra Yugoslavya aselini okuyut larım iyice anlamı la beraber 'bu defaki sey ve ehemmiyetini de anl tir. &u,__ıışla ya nezdine sek olan Türkive —çm kıymeti nedir? - etin — bizim / fena zamanlar için bir & ve müttefik olmak bakımından d€$ dir. Bazı fena zaman Yugoslavya bizim için çok fâ dalı bir n fik rolü oynayabilir. kat, onun ba, & Bence, kıymı luk, fena zamanların gelmemesine, hün devamına ve Balkan milletleri sındaki dostluğun sulh ve medenl olmasına en büyük ya!l wvet o.m;( bakımın? lu Tuıkıxî da umumi ve müşterek dostluk, cin yapabileceği her nevi eski usul rikâta rağmen, yekpare bir kitl€ linde devam edecek bir sistem olaj tır, İyi anlatıyorum, zannederim: Bu f 4 et arasındaki dostluk, ne bir küvvet, ne de fena dı karşı kullanıli , yapıcı, Balkanlardü * kurucu, bir kelim€ yapıcı bir ittifaktır! h Muhittin Bil

Bu sayıdan diğer sayfalar: