24 Mayıs 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

24 Mayıs 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hüne * çei Aertikü Hergün Müstahsil ve tüccarın Büyük bir derdi: Komisyoncular ve Kabzımallar Yazan: Muhittin Birgen örtyollu bir okuyucum ve dostum bana bir mektup ya- zıyor ve diyor ki: «Sen bizim derdimiz- den anlarsın. Şu komüsyoncuların elle- rinden çektiklerimizi yazıver!» Hakikaten bu, bir mühim derddir. ve ben bu derdden çok iyi anlarım. Bugün- |. kü ticaret nizamı içinde, elinden kurtu- Junmıya imkân olmıyan, zarurt olarak eline düştükten sonra da sizin malınıza kendi malı imiş gibi tasarruf eden ko- misyoncu, hemen her memlekette aynı mahlüktur. 'Bazı yerlerde daha beter, ba- z yerlerde daha yümüşak ve insaflı, fa- kat, her yerde, ve her zaman aynı şey- dir: Nalıncı keseri! Bazan, satılmak üze- Resimli Makale: Giriştiği bir teşebbüsü iyi bir neticeye bağlayamayınca ve kendisine gönderdiğiniz mal için size| yese kapılan insanlara çok rast geliriz. Kanadı delinmiş bir kuş, ipi kırılmış bir oyuncak gibi yere düşerler, bazıları Ğx artık ölmek isterler, Bu gibilerine insan değil, insan pa- SON POSTA »6 Telâfi edilemiyecek zararlar. $8 Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı keenserenesAKLmAAAALA Ka Beee a AAA .__ı——--—/ İnönü - Metaksas Mülâkatı (Baş tarafı 1 inci sayfada) dahilinde yağan şiddetli yağmurla! ei şimendifer yolu bozulmuş olduğum İsmet İnönünün rakib, oldukları bUSU tren sekiz saat teahhürle ancak buü $8 gelebilmiştir. İstasyon Türk - Yunan bayrakla! İnanmıştı. Yunan bükümeti rükübuna hudud istasyonu bulun; keliden itibaren hususi. bir. tren etmiştir. Türkiye Başvekili doğru Atin: reket etmiştir. Belgraddan geçerken Belgrad, 23 (Husust muhabirimiz * den) — Londradan avdet etmekte © Türkiye Başvekili İsmmet İnönü bugün öğleden evvel saat yedi buçukta ekspref” rile d9 ilin an Gö- aya hat Olgun İnsan musibeti saadete, fırlınayı sükünete, elemi zevke çevirebilen kimsedir, çalışırken bir defa için muvaf - fak olamamak, kazanayım derken kaybetmek, gerçi çok acıdır. Fakat zararı dalma telâfi edilebilir. Telâfisi kabil olmuıyan zarar ilmidi ve çalışma kuvvetini kaybetmektir. Ğ bir mikdar avans ta verir; bu, onun bü- yük bir Hıtfudur; fakat, versin veya ver- mesin, eline geçen mal sizin malınız de-| çavrası denilir. gildir, onun malıdır. Onu kaça sattığını | e -. —- söylerse ona satmıştır; inanmaya — mec- bursunuz. Ne kadar masraf ettiğini söy- s o Z lerse o masrafı kabul edemn: çünkü o masraf etmiştir, buna da inanma- :d:.d,umuı Eğer — inanmıyorsanız, Amerikada otomobil malınızı ona göndermeyiniz, bir başka- Mczar!ığı önderiniz! A Ve dilenciler İstanbulda olsun, İskenderiyede olsun, -— Anvers veya Hamburg ve yahut Londra- da veya Nev-York'ta bulunsun, hep ay- nı şeydir, aynı mahlük, aynı nalıncı ke- seri! Ben senelerce bunların içinde do- laşlım. Hemen ekserisi şerefli olan bu adamlar, yüzde sekseni Yahudi olan bu :'h?:l':ı:: ı:,:ıındı Wl t M]u_ Son günlerde Vaşington zabıtasının bir komisyon hissesile iktifa edip elleri- | Neşrettiği bir raporda yirmi beş hin di- ne emanet olarak teslim ettiğiniz mer-|lencinin otomobil kullanarak dilenci - faatinizi tam bir sadakatle koruyanma |lik yapmakta oldukları zikredilmekte « rastgelmedim. Hepsi de, satılmak üzere | gir, Dilenciler bu otomobilleri de mec- :;:r’f"_uî :ıdw“w mal ;':; anen_ek— geçirmekte 'ımış_';_cr:_Amc:—ı - diğeri de sizce meçhul ve binaen- kada işe yaramaz otomobillerin atıldı- aleyh gayri meşru iki türlü kazanç te-| G bir yer varmış. İsmine otomobil me- min etmek için türlü türlü oyunlara | zarlığı denilen buradan işe yaramıya - müracaat ederler. Bu mal üzerinden si-İrak terkedilen otomobilleri dilenciler zin kür mı, zarar mı ettiğinizi düşünme-(alarak ufak bir masrafla tamirden son- ğe bile lürum görmezler. Kendileri nelra istedikleri yere bu vasıta ile daha kadar ve nasıl bir kazanç temin edebile-İçabuk gidip gelmekte imişler, ceklerini nz onu düşünürler. Eksert- . yetle .ııL ::.m onların buşunır.umcle!brlnl Fasta kocasına ihanet uzaktan takibe mecbur olursunuz; — on- eden kadınlara ceza lar ne derlerse onu kabulden hııııı çare-| — Pasın bazı yerlerindeki mahkeme - xdy:l:ı:r. Bqı;:ımî!m hırkmaıır"î“'_er kocasının üzerine başkasile zina e- herglik ymm' w h_g“:;:mîmy:"ı:':_dm kadına şu cezayı vermekte imiş: ehi biz Mekiridir Baştek Cadleya, eatle İ KA GAĞi A Y ae N İ ya sata- İkakiki erkeği olduğuna remz olmak Ü- mıyıcıklınm_ söylemek, nadir yaptıkla- zere de bir kaç. rı bir şey değildir. Kota bu hükmü aimca fevkalâde * memnun olur ve karısı itirafı zünup İşte komisyoncu ve kabzımal denilenleyledi diye tekrar beraber yaşamağa tip. Her kaidenin bir istisnası olduğunu | bile başlarmış. l etmek şarti li =ynlım Ka S Z li Hauptmw karısı polis afiyesi ve üzümcüsü de, Giresunun — fındıkçısı a. m':' sebzecisi de.hep. Bundan: şi-| - - Tindberg'in çocuğunun Kkatili Haupt- kâyetçidirler. Ticari muamelelerinde sı-| —< :dam edilmiş, fakat ded'kodular kı bir inzibat mevcut olmuyan — Istanbul (penüz sona et gibi yerlerde ise bunlar daha kuvvetli olurlar ve sizi ellerinde daha sımsıkı tu- tarak istedikleri gibi oynatırlar. yollu dostumun şikâyeti de bunlardan- | “Ptman'ın k dır. ölümüne sebep olan ka! Fakat, bana «bu knmig,mm!.,dumçıhmmk için, bilfiil çalışmağa başla- çektiklerimizi yazıver!» demekten ne ç__;mış ve takibat ngı:;esuıde hayli vesi- kar? Ben hergün bunlardan kalar da elde etmiştir. hergün yaptıkları fenalıkların bir türlü-| - Parislilerin canını sıkan sünü izah eden bir makâle yazsam, onlar bir İ gene kendi bildiklerini yapacaklardır. Be- ıir. karar nim yazdıklarımdan hiçbir şey çıkmaz.| Pariste sergi günlerinin yaklaşması bir Onlar bu nevi şikâyetlerin her türlüsü- | taraftan sevinç doğururken, diğer taraf- nü dinlemişlerdir. Kös dinlemişlerdir: |tan bir çok dedikoduların da artaya çık - Kulakları bu şikâyetlere o kadar alıç-| Masına sebep oluyor. Son zamanlarda mıştır ki, her ne söyleseniz, onu bir ku- | Sergiye girmek için kapıda altı frank du- haklarile dinlerler, öteki ile havanım boş- | Büliye alımacağına dair bir karar veril- kuğuna — yollayıp dinlememiş, ve hattâ | Miş ve bu karar Paris halkını çok mü - işitmemiş olurlar, teessir etmiştir. 6 irank bizim paramızla elli kuruş ka- yoluna girer ve her türlü derd ortadan (Devamı 3 üncü sayfada) İSTER İNAN İSTER İNANMA! le Belgrada gelmiştir. İnönünün Te tinde taç giyme merasimine iştirük General Kâzım ve Amiral Şükrü 0": bulunmaktadırlar. ğ Türkiye Başvekili Belgrad istasyonun” da başta Yukoslavya Başvekili Stoyadi * noviç olduğu halde parlak bir karşılanmışlır. İstasyonda Yunan saray teşrifat nazırı, başvekâlet ve hari ciye vekâleti erkânı, yerli, ecnebi bir ç—* zevat Türkiye Başvekilini hararetle ge Tâmlamışlardır. Türkiye sefiri B. Haydar, İsmet İnönü" nü Yugoslavya - İtalya hududunda kar$” lamıştır. İsmet İnönü beşüş bir çehre ile kom * partimandan inmiş ve Yugoslavya Baş vekili Doktor Stoyadinoviç ile çok sami* mi bir surette karşılaşmışlardır. İstasyon binasında iki Başvekil arasın* da kısa bir konferans aktedilmiştir. $ Londradaki temaslar “İyilik yapan insanların —bir araya| pejgrad gazeteleri İsmet İnönünüü gelmesine gürüh denmez, fakat İngilte-|y cndra seyahatinden ehemmiyetle rede kendilerine «iyilik eden güruh di-| çetmektedirler. yer _h:r isim takan bir cemiyet teşekkül | Gazeteler, İsmet İnönünün Londradâ etmiştir. Bunlar, tıpkı gangsterler gibi| ; yii, ricalile mühim siyasi temaslardü maske takmakta, ve bankalara veya bulunduğunu tebarüz ettirmektedir. Mat fakirlerin evine birdenbire tıpkı gangs- bunt Prens Pol ile İsmet İnönü arasındâ be ça aa eto Çakat para vessi- | Londrada vuku bulan uzun mülâkata Ğ* birikmakBükie pora - Vei | ehemmiyetle işaret etmektedirler. «Biz nazarı dikkati celbetmek için Trende görüşmeler böyle yapıyoruz» diyorlarmış, Kaç de-| Belgrad, 23 (Hususi muhabirimiz * fa müzayaka içinde kalân banka vezne-|den) — Başvekil İsmet İnönünü h n darlarını bu usul üzerina basıp cepleri- | olan tren istasyonda toplananların mi temennileri ve alkışları arasında At ne zorla para koymuşlar. 24 saat mütemadiyen su |raya doğru hareket otmiştir. idözler di ü Yugoslavya Başvekili " Stoyadincvi& FEYEER. GÇ Türkiye Başvekili İsmet İnönünü Bel * ı Londra belediye hastanesine son haf graddan sonra ilk istasyona kadar u—d' ta zarfında şimdiye kadar eşine tesa -| etmiştir. Bu arada iki Başvekil arasınd 'düZ edilmemiş bir adam gelmiştir. Bu| ş<tasyonda başlıyan görüşmelere devâi adam günde mütlemadiyen su içtiği edilmiştir. İki Başvekil gayet samimi bir hlhî:hehnmlmmımıku ve aâynen sü|l çürette vedalaşmışlardır. ol lar Başale çikarmaktadır. İ" Türkiye seliri, İsmet İnönüne Yügos teklerini, mesanesini tatkik etmişler | lav-Yunan hududuna kadar refakat t » trini, Mesanesin etmişler,| mistir. ve böbreğinde şimdiye kadar kimsede | S” Börülmiyen hususi bir fültre usulü mü- Ş ekili ü îshedc etmişlerdir. Bil isminde — olan b A"“"- 23 ÇALA.) _';I:;;’je bDı:Iî: Bu sütunlarda dünyayı kasıp kavuran | PU adamın sıhhatinde bozukluk yok -| İsmet İnönünün ziyaretinden gürküütüke ırıı;ır .m:n bulmak | MüŞ ve herkes gibi tabil — imiş. Öyle| Katemerini gazetesi diyor ki: l için gecelerini gündüzlerine katanların fazla susamıyormuş fakat su içtiği za-| «Türkiye Başvekilinin Atina'yı ZİŞ mevcudiyetinden bir kaç kere. bahset -| MAT da tıkanmıyormuş. ti, bütün Yunanı ulusu tarafından, Y::; Te ee vemeni Çardüğanüz a| — Bir artistin feci akıbeti — İSeem Trkiye bakiyın verüke Gi Pastör Enstitüsü, doktorlarından profe -| — Mari Nolan sinema âleminin en meş- z “;'lknk Tei Ş sör Besredko bu seromu keşfetmeğe mu-|hur yıldızlarından biridir. Son zaman-| — Tnönünün biz GkdEİ vaffak olmuştur. larda piyasada itibardan düşünce hiç Gazete, B. İsmet İnönünün bir ç -.. kimse yüzüne bak oımqoı.d.,“““'“"“"““'_'y'm.'_" N dar bir şeydir. Sergi tertip heyeti bu ka- | ; hastalanıp da BN tüi lerden sonra vaki olan bu ziyaretin ö rarı verirken sinemaya giderken halk bü| gelince, borçlandığı mmuğq seler fi | hemmiyetini bilhassa kayıt ve işaret kadar para veriyor. Bir çok sincmalara |çattan istifade ederek, mahkemeye mü-| — <.cn sönra devam ediyor: ikait bedel olan böyle bir sergi için niçin Para | »Acaat etmişler ve borcuna mukabi) za-|. *Ayzu yolu takib eden ve aynı ee vermesin mülâhazasımı İleri sürmüş. vallı artisti hapishaneye koydurmuş - barışı ve umumi barış ülkülerile mü' Parisliler ise hükümet ecnebilerden İlar. Orada kadımcağızın hastalığı art -| *© bulunan Yunanistan ve Türkiyef : para koparacağına şimdi bu — pahalılık|tıkça artmış, nihayet hapishane hasta- | Zimamdarlarının vakit, vakit Mld b ile onları korkutacak, diyorlarmış. nesine kaldırılmıştır. zar teati etmelerinden istifadeleri k — kârdır. Fakat bu mülâhazanın haricini” olarak, Atina güzide Türk devlet adari” ni kabul etmekle hassatan dir.. ARASİIİ DA İngilterede iyilik | HER GON BİR FİKAA || Yapanların Tımarhanede Garip usulleri” Meşhur Fransız muharriri - Balzak Parit temarkanesinin baş - döktorile iyi dosttu, Bir gün baş doktor Balzakı davet ettiği bazı doktorlarla birlikte tırnarhaneyi gezmeye çağırmıştı. Bal- zak —gezerken — konuşuyor, — âdeti veçhile kallarile, ellerile de jestler yapıyordu. Trmarhaneyi gezip bitir - dikleri zaman doktorlardan biri baş doktorun kulağına eğildi: — Tedavi üsüullerinize bayıldım. Delilerin çoğu hemen hemen iyileş - miş sayılırlar. (Balzakı göstererek ) Jakat şu yanınızdaki şişman del var ya. o fazla delilik âlümetleri gösteri- yor. Herhülde tedavisi gayri kabil olanlardan biri olacak, ' Grip hastalığına Karşı serom Keşfeden doktor 'Türk - Yunan dostluğu Huduttan istikbal Atina, 23 (Hususi) — Dost ve müttt ) memleketin Başvekili İsmet karşılamak üzere Türkiye elçisi Ruşeh | Eşref ile Yunan hükümeti namına ', ) direktörlerinden Andrulis Yunan-Yü . göslavya bududuna kadar gitmiştir. — | / neticesinde de şehrin iş merkezi sayılan yerlerinden Şişli, Maçka, Edirnekapı, Topkapı, Yedikule gibi semtlerine Bit mek çin bir buçuk saatlik zamana ihtiyaç olduğunu gör - müştür. İSTER İNAN İSTER İNANMA!

Bu sayıdan diğer sayfalar: