16 Haziran 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

16 Haziran 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İhracat fiatlarımızın Dünya piyasasına Uydurulması lüzumu Yazan: Muhittin Birgen A lmanya ile Türkiye arasındaki ticaret ve ödeme şartlarının ne - ticesi olarak geçen senelerde Türkiye mahsulleri, dünya piyasasının umum! se- viyesine nisbetle yüksek fiatlar buldu. Bu gayri tabil fiatlardan kısmen müstahsil, kısmen de tüccarlar ve bilhassa ihracat- çılar hayli geniş nisbetlerde istifade et- tiler. Ancak, tabü olmuyan bu tarzda mü- nasebetlerin zararları a lere nisbetle lüzumundan çok fazla selen mahsul fiatlarında zamanı g düşüklük te gayri tabii oldu. Gerek bu gayri tabil yükseliş ve gerek gayri ta - bil düşüş arasındaki zararları ölçmek için arada yarı yarıya kadar genişliyen fark- lar bulunduğunu hatırlamak kâfidir. Alivre satışlarda zarar edenler oldu; bu mallar üzerinde spekülâsyon yapan - lar zararlara uğradılar; tediye muame - lelerinin çabuk neticelenip tasfiye e memesi de bir takım zararlara sebebiyet verdi. Bununla beraber, bunların hepsi birden, bir devirde Türkiyenin zirai kal- kınmasına yardım etmiş olan âmillerden sayılmak tabiidir. Çünkü, gayri tabii de olsa bu hareket esnasında Türk mahsulü hayli para etmiş ve Türk çiftçilerinin mahsulleri kapışıla kapışıla satılmıştır. * Fakat, bu gayri tabii halin devam et - memesi, Türkiye mahsulünün, alelümum ihracat mallarımızın dünya piyasaları - nın umumi seviyesi içinde satılması te - menni edilmek lâzımdır ve bunun bir ta- kım mühim sebepleri vardır. Bir kere, ayni sene içinde, aralarında gayet mühim farklar olan muhtelif iki mnevi fiatlarla mal satılması müstahsili de, mütevassıtı da, ihracatçıyı da şaşır » tan bir oynaklık, bir kararsızlık âmili - dir. Bu hal, her tarafın yanılmasını mu- cip olur, spekülâsyona yol verir ve bu a- rada piyasanın bir huzursuzluk — içine düşmesini intaç eder. Bu huzursı k bu sene bilhassa göze çarpmıştır. Meselâ yet- miş kuruşa kadar çıkan fındık mahsulü- nün bugün kirk kuruşa kadar düşmesi bir hayli insanı zarara uğratmıştır. İkinci derecede, bazı mahsuller üzerin- de de müstahsili şaşırtır; bizde âdet ol - duğu üzere, bu sene, filân nevi mahsu- lün fazla fiatla satıldığını gören çiftçi, ertesi sene için 0 mahsulden çok fazla e- kerek nihayet, hiç olmazsa o sene için fazla istihsa! tehlikesine düşmüş olur. Üçüneü bir fenalık ta; Türkiyede ci « han piyasasının umumi seviyesine nis - betle yüksek olan hayat maliyetinin bu yüksek seviyesinin devam edip gitme - sini mucip ni ince, ede en büyük m malbmı umumi pi yasa fiatları haddinden daha yüksek atla sattığı müddetçe, memlekette imal edilmeğe başlanan ve miktarları da git- tikçe arlan eşyanın fiatlarının yüksek ol- ması göze çarpmaz ve köylünün bunları bu fiatla almıya takati iğ d memlekette dahili fiatlarını düşürmek gay male uğrar. Bu, aradaki sabit iradlı un - surun hayat seviyesi zararına devam e - dip gidecek bir hâdisedir ki memlek. orta sınıfları bundan fazla mütcessir o - hur. * Demek oluyor ki ihracatımızın dünya piyasası fiatiarına nisbetle yüksek — bir fiat seviyesi içinde yapılması, bir taraf- tan, kısa bir devir için faydalı neticeler vermişse de bu halin böyle devam edip Bitmesi daima faydalı neticeler verecek değildir. Bunun, bizzat ticaret hareket - leri bakımından zararları da olabileceği gibi milli iktisat hareketinin umumi se- lâmeti bakımından da fenalık veren ta- rafları vardır. Şu halde, Türkiye ihra - catının umumi dünya fiatları hududu içinde cereyan etmesi bir çak bakımdan temenniye lâyıktır, İhracat hareketimizin şu sıralarda bir inde bulunması yeni sene mahsullerim!zin zikrettiğimiz dünya fiat- ları hududu dahilir edeceği —zannını vermektedir. Ben - ce, gerek — müstahsillerimiz, — gerek mütevassıt — tüccarlarımız ve — gerek ihracatçılarımız. bu — vaziyetten mem- nun olmalı ve bilhassa — İktisat Vekâ - mektedirler. Bu hasır Resimli Makale: Büyük bir lisenin yemek salonun- da talebe yemek yiyordu, birdenbire bir şıngırtı işidildi, ötedenberi yekdi- ğerile geçinemiyen iki talebeden biri diğerinin başına hoşaf kâsesini in - dirmişti, sofra kan içindeydi. SON POSTA Lisenin direktörü kabahati yapan talebenin en iyi arkadaşını çağırttı ve sordu: — Dostuna ne ceza vereyim? Çocuk arkadaşının mektebten ta- mamen tardedilmesi İhtimalinden korkuyordu, onun için» — Muvakkat tard ,dedi. W Mülâyimet şiddete her vakit müreccahtır $8 Lisenin müdürü: — Hiç bir ceza vermiyeceğim, çün- kü bu hareketi bir delilik eseridir, deliye ceza verilmez, bunu arkadaşı- na böylece söyle, dedi ve kabahatli gçocuk o kadar utandı ki, bütün haya- ftında mektebin en uslu talebesi ke - sildi. Mülâyimet şiddete her vakit müreccahtır. SOÖZ ARASINDA Hakiki tırnaklar Üzerine yapıştırılan Sun'i tırnaklar çıktı 'Tırnaklarınızı beğenmiyor musu - nuz? Hiç merak etmeyiniz, değiştirebi- leceksiniz. Bunu Sidneyli bir mucid"1- lân ediyor., İstenilen renkte ve biçim- de tırnak siparişini kabul ettiğini bil- diriyor. Mücid yaptığı tırnakların sıcaklan, soğuktan müteessir olmadığını ve hiç ıb.r vakit tırnak boyasına ihtiyaç his - sedilmiyeceğini de ilâve ediyor. Sun'1 tırnaklar onar onar ve yapış - tırmak için kullanılacak bir merhem i- le birlikte satılmaktadır. Londrada yeni şapka modası Lol birdenbire bastıran sıcak - lar yüzünden yeni bir şapka modasile arı, bulabildikleri ka- ır şapkalar — giymekte, trada sırada esen rüzgârdan $orunmak için de halis İngiliz siciminden yapıl- ma bir kordelâyı da bileklerine ge şapkalarım bir şapka ile ma'küsen müte bir sahici gülle süslen- le, yeniden memlekctte tabi! bir ihtacat piyasası çıka mübadele vaziyeli ihdasına sevketme - melidirler. | Türkiye, dünya iktisat hareketleri çer- çevesi içinde dünya piyasalarının seviye- sine uymıya mecburdur. Milli iktisat kuv vetimizin sıhhat ve selâmeti, muntazam ticaret ve muntazam bir seviye yükseli şi gibi gayeler bunu emreder. Türkiyenin dünya ile elele yürümesi bir zarure! Türkiye mahsullerile Türk mamulleri - nin de bu seviye içinde ahenktar bir mev, ki tutması bu gayenin temininin ilk şar- Muhittin Birgen | HERGÜN BİR FIKRA | Hakkınız var Bir gün iki genç tessam - birlikte Çallılıyı ziyarete gittiler, Genç ves- samlardan birinin elinde fena yapıl- maş bir tablo vardı. Tabloyu Çallılıya gösterirken öteki de bir yandan an- latıyordu: — Şu g iğe Bakın üstat; hele şu tabaktaki şeftali öyle güzel çizil: miş ki insanın âdeta oradan alacağı, ortadan ikiye ayırıp yiyeceği geliyor. Çallılı bir resme, bir de genç ves- samlara bal — Hakkısız var, dedi, ayni şeyi ben de hissettim.. Fakat yalnız şeftaliyi değil; resmi olduğu gibi alıp - ikiye, hattâ dör: beş parçaya ayırınak iste- dim. # Amerika Reisicamhur Muavini boşzamanında Orkestra idare ediyor M. John Garner Amerika Cumhur Reis muavinidir. Müthiş bir musiki me raklısı olan bu devlet adamı, hükümet işlerinden ayırabildiği boş zamanların- da, musiki tetebbülerile —meşgul olur. Gayet usta ve meşhur bir orkestra şe- fi de olan Mister Garner geçenlerde, Vaşingtonda yapılan bir şenlikte bir bando muzikayı idare etmiştir. Deniz merakında Rekor kıran Bir genç kız Londrah Mis Parker deniz delisi bir kızdır. Yaz, kış demez deniz banyosunu yapar. Mükemmel bir daktilo, ve steno o- lan Mis Parker girdiği müesseseye, gün- de iki saat banyo yapacağını en esaslı şart olarak koşmuştur, Son günlerde, işleri - nin çokluğundan, denize giremiyen genç kız, dairesinde büyük bir havuz yaptır - mış ve orada suya girerek iki saat isti - rahat etmiştir. Bir talih meselesı 'Türk sahnesinde de meşhur «Güllü A- gob> un zamanındanberi tanınan Düma Fils'in «Lâdam o Kamelya» piyesi yazı - Jah 80 küsur yıl oldu. Bu müddet zarfın- da yabancı memleketleri bırakalım, sa - ,dece Fransa içinde (10,000) defadan faz- la oynandı, kitabı da milyonlarca nüsha plarak satıldı. Şimdi siz bu kitabin telif bakkı halinde sahibine veyâ varislerine milyon getirmiş olacağınır tahmin eder - siniz değil mi? Biz söyliyelim, sadece 45 adet altın getirmiştir. Bunun sebebi de piyesin ve tomanın halk tarafından tu - tulmiyacağı tahmininde bulunulmuş ve öyle kıymet takdir edilmiş olmasıdır. Şarap içen Kansere tutulmaz mı? Şarap kanseri iyi etmez, bu muhakkak. Fakat Fransada neşredilen bir istatisti ge bakılacak olursa şarabın az memleketlerde kanserden ölüm vak'al rının sayısı şarap memleketlerindeki miktardan — daha — fazladır. — Birinde (100,000) ölümde <83», diğerinde ise gene (100,000) ölümde 66 dır. Bu 60 adedi de bağlarının fazlalığı ile tanınan Fransız vilâyetlerinde yüzde 33 den ibarettir. İşte içki inhisarı idaresini memnun e- decek bir haber. İSTER | İSTER İNAN Heybeliadanın bilhassa tatil günleri pek kalabalık olan rıh- tım boyunda umum! halâ yoktu. Belediye ihtiyacı gözönüne alarak geçen yıl buraya, dışından görünüşüne bakılırsa mü- —rene T ——— İNAN İSTER İSTER İNANMA! kemmel, bir halâ yeptırdı. Fakat halâ biter bitmez de üzeri- ne büyük bir kilit astı. Bu kilit altı aydanberi olduğu gibi durmaktadır ve tabif yeni yapılan asri halâ da kapalıdır. İNANMA! Sözün Kısası Kemalizm Ve işçi M utlak saltanat ve !:1"5“'“7_'t rejimlerinin hiçe sayıp dâ ihe mal ettikleri Türk işci sınıfı dün itibaren bu vatanın her tarafında larına kavuşmuş bulunuyor. Memleketin her. sahada birden kınmasma, cihan tarihinin bugüne kaydetmediği 5 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, KUW vetini halktan aldığı için, her şeydif önce halkın refah ve huzurunu t€! etmeyi vazifelerinin başında :ıudemli_' ve himmetleri da sarfeylemiştir. Âşardan kurt! jim sayesinde, hib olan Türk köylüsü nasıl ki cu! riyetin nimetlerinden istifade etmiş ist, Türk işcisi de, haklarını koruyan Y kanun ile dünyadaki bir çok emsalinif hâlâ erişemedikleri nimetlerden tefid olacaktır. Filhakika, dikkatle okunacak olur$ö millet vekillerinin yüksek tasdikindef / E.'Talu kab uktan sonra yemi : diği toprağa dâ ği toprağ; mhür |Blomberg nerede, hangi geçen ve dündenberi tatbik mevkii konan İş Kanunu, geniş ve şuurlu ihata ile, işci ve patron arasındaki bü- tün vaziyetleri gözeterek bu iki sınif * Jarasında, işlerin selâmeti için gerektü âhengi kuracak -her türlü tedabiri ak mıişlir. Bundan böyle ,işci, emek Vc“iw müessesede, namuskârane ve sadıkaf? çalıştıkca halinden ve âtisinden olabileceği gibi, patron da mües! ni yürütecek ve ileri götürecek elemlüP” ları tedarik hususunda, eskiden ekstf” ya olduğu gibi, tesadüfün ve nhl*' keyfine tâbi bulunmıyacaktır. Yeni nun işci ile patronun karşılıklı ÖĞEV lerini tesbit etmekle henüz pek geng * | lan milli endüstrimize yaşama ve ilt” gitme kabiliyetlerini bağışladıktan bA$” ka, kendilerine meslek tayin edemi yüzlerce, binlerce vatan gençlerine muvaffakiyetle ,selâmetle ve emniyt atılacak bir çalışma sahası açmıştır. Kemalizmin en geniş ve şümullü 1"' nada liberalizm ve populizm (halke lık) demek olduğunu — anlamıyanlar9 karşı da iş kanunu kat'i ve beliğ bir & vab teşkil eder. Cumhuriyetci Türkiye, sadece Öf mokrasinin çerçevesi içerisinde çırpr nan bir camia değildir. Onun başıf” kiler, milletin her sınıfına, mühtaf duğu huzur ve refah esbabını hnı_lf"' mak ve sağlamakla, «Türküm' d’"_d her ferde hakkını vermekle kendiler” mükellef addeden, halkın itilâ ve 5:;; detini her şeyden üstün tutan sam yatanperverlerdir. Bunların hareket — düsturları isik Cumhuriyet Halk Partisi'nin um! rinde açıktan açığa ifade edilmiştirk İş Kanunu bu umdelerden iogîâ güzel ve gerekli bir eserdir. Bunâ * |olduklarından dolayı işci kardesler hülüs ile tebrik ederiz. ÇA ea sü aa earmi GA SND Biliyor musunuz ? azır Genl r;îâ'ı goğmut tur? 1914 de hangi cephede —KU danlık yapmıştır? ö 2 — Taş basması ne zaman icat edi miştir? 3 — Sakarya harbi kaç yı pılmıştır? | — Alman harbiye 1 evvel y (Cevapları yarın) * (Dünkü suallerin cevapları) 1 — Çalar saat 1082 yılında İC9 dilmiştir. 2.— «En ummadığın k""::.u,un’ Sen herkesi kör âlemi îf:_; çe Mısraları Ziya Paşanındır.. $ e Si mı:tkyım ıooodıP"w. vermiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: