18 Haziran 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

18 Haziran 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İTELGRAF HABERLERİ 30,000 kişi Bilbaoyu şiddetle müdafaa ediyor Wu müdafii Basklar üzerindeki iazyiki hafifletmek için yeni bir taarruza geçti ı_:"k:lrı 17 (Hususi) — Bilbao şeh- V o den doğru ileri hareketlerine devam e- Franko kuvvetleri, Bask kıt'aları- rinin Bilbao'nun şimalinde ve şarkın- da mukavemet etmekte oldukları ve sa hil boyunca şimali şarki istikametinde Muannidane mukavemetile karşı - tadırlar. n i“:ak':ax büyük bir gayretle, sahille | .hh_llınnı muhafazaya çalışmakta ve M başlıca caddelerinde barikatlar li getirmektedirler. H::' 24 saat zarfında Frankocuların t harekâtı tavsamış gibidir, taar- r &ki şiddetini kaybelmiş görün - ——)::Iunı'ankı ilerinin ö İ 17 (Havas) — Bilbao yi hafifletmek le hükümetçiler evvelisi gün % Mmıntakasında ve Alcuolerre ünda taarruza geçmişlerdir. .q:iarmz Huesca tarafında çok şid - * A olmuştur. . q:ıdân fazla Cumhuriyetçi tayyare, —khn Mevzilerini bomhardıman et - Tihin Sonra piyade C 8 mevzile- bir kısmını ele geçizmiştir. | hsu'nhuüyelçiler Tardienta mimtaka- & da taarruzda bulunmuştur. lar mukavemet ediyorlar , Bürid 17 (ALA.) — Bask milisle- b haziranda Ankarada toplantı yapılacak ..'—“"'ldın bildirildiğine göre Fransa - gâ_'“tın büyük elçisi Ponso, Suriye ı!ilıri kont Martel, Türkiyenin Paris Kâl.chi Suat Davaz, 23 haziranda toplanarak Hatayın yeni reji- İ tatbiki işini görüşeceklerdir. Emir Abdullahin beyanatı &ul 17 — Buraya gelen Emir Ab - | &* gazetecilere vaki olan beyanatın- K & * Sancak anlaşması araplık aleyhin- k h,'hlmq bir anlaşma değildir. Türk- İ NĞ"" için hiç bir fenalik düşünmü « 'h » araplara düşen kendi refahları ' Silişmaktan ibarettir» demiştir. j ""'lclye e İNMdal, | pekilleri bugün fğdata gidiyorlar ı ıı .k— muvaffakiyetli bir taarruz icra ettik - leri tceyyüt etmektedir. Âsiler, Bask- ların Bilbaonun şarkındaki hatlarını yarmağa muvaflak olamamışlardır. Bask payitahtı ile varoşlarını 50,000 kişi müdafaa etmektedir. Bunlar, son nefeslerine kadar mücadele etmeğe az- metmiş insanlardır. Hükümetçilerin mühim plânı Madrid 17 (ALA.) — General Mia- ja, matbuata şu beyanatta bulunmuş - tur: Âsilerin boş yere yüzlerce masu - mün ölmesine ve enkaz yığınlarının toplanmasına sebebiyet veren bombar- dımanlara rağmen zaptı kabi! olmadı - Bt anlaşılan Madridi zaptetmek fikrini beslemekte olduklarını hiç te zannet - miyorum. Bizim harekâtımıza gelince mühimt bir plân hazırlamış olduğumu size söyliyebilirim.,Fakat bu plân hak- kında sizlere henüz sarih malümat ve- remem, Yalnız Cumhuriyetçi tayyare- cilerin bu plânda rolleri oldu - ğunu beyan edebili: HMatayın yeni rejimiı Zirai âsayiş Kanunu projesi Ankara, 17 (Hususi) — İç Bakan - hk muhtelif ecenebi — memleketlerinin zirai âsayişe müteallik mevzuatını tet- kik suretile bir zirai âsayiş kanun pro- jesi hazırlamışlır. Bakanlık bu kanün projesinin tatbıkinde çıkabilecek güç- lükleri önlemek üzere projeyi valilere göndermeğe karar vermiştir, Valilerin mütaleaları sorulacaktır, Atatürkün İngiliz Kralına Telgrafları Ankara 17 (A.A.) — İngiltere kra- h majeste VI Georges'un doğum günü- nün tes'idi münasebetile reisicumhuru- muz tarafından çekilen telgrafla ge - len cevap suretleri aşagıdadır: Majeste VI Georges - Londra - Majestelerinin doğumunun yıldönü. k bqt Ta 18 — Harlelyo ve İktisat Ve- mü münasebetile, kendilerine en ha - bu gece Toros ekspresile İraka ha- ©deceklerdir. Heyet cumartesi ak- ula, pazar günü Kerküke, pa- Eünü de Bağdada varacaktır. Ve- Sumer bank umum müdürü ile Tef; tetkik ve arama enstitüsü müdü- 'akat edecektir. "hıu' iye Vekilimiz Bağdatta iki gün n sonra İrak hariciye nazırı ile 4J ühk:;ınd"“ zevatla birlikte Bağdatta Ha kalacıklardır. *1' P |& .lqıngıhz tayyaresi düştü y '& I7 (AA.) — Bir bombatdıman İ Portsmoth limanı medhalinde k "“ımüş ve pilot ölmüştür. | '.hllbul belediyesine Ka ait proje T7 (Husust) — İstanbul be- Tahrana geçecek, Celâl Bayar| raretli tebriklerimle birlikte, şahsi sa - adetleri ve kraliyet ailesinin Ssaadeti için beslediğim samimi temennileri ar- zelmekle bilhassa bahtiyarım. K. Atatürk Türkiye Reisicumhuru Ekselâns K, Atatürk - Ankara - Doğum günümün tes'idi münasebe- tle vukubulan tebriklerinden — dolayı Ekselânslarına çok samimi sürette te- şekkür eder ve mukabeleten hararetli temennilerimi arzederim. VI George Kasa olarak kullanılan pabuç Heybeliadada Bastan sokağında 11 nu- maralı evde oturan Kalyopi, Hocazade sokağında 2/4 numaralı dükkânda kun- duracı Yorgiye, dalgınlıkla astarı arasına 65 lira sakladığı iskarpinini tamir için vermiş, iskarpini uldığı zaman paranın beai çe !7 Wduı cedvelinde yapılan de-| yerinde yeller estiğini görerek polise mü- ait projeyi Bakanlar hey"; İ Semiştir. ” ç i| racaat etmiştir. Yorgi cürmümeşhut mah- kemesine verilmiştir. GETAN L RERML D YÜNO OOT © Rus ve Japon gazeteleri arasında bir münakaşa © Bilbao muharebeleri münasebetile Yazan: Selim Ragıp mış övyet vatanına ve Kızılorduya hiyanet cürümlerile itham edile- rek mevcut kanuni esaslara tevfikan kı - ga bir muhakemeden sonra temyiz ka - bul etmez surette idama mahküm edilen ve haklarındaki hüküm derhal infaz olu- nan generallar hâdisesi Avrupada derin bir tesir ve akis yapmışlır. Vak'a, dost ve komşu bir memleketin dahili işlerine taallük etmek itibarile beni, ancak bey- nelmilel âlemde hâsıl edebileceği intiba bakımından alâkadar edebilir. Yoksa, kendi iç işlerine karışılmasını istemiyen bir Türk vatandaşı sıfatile maksadım, başkasının davasına kalem Uzatmak — ve burun sokmak değildir. Dokuz yüksek ordu şefinin bu derece ağır ithamlar altında can vermeleri &l - bette ki tesirsiz kalamazdı. Nitekim kal- madı da. Sovyet Rusyayı sevenler ve ©- nun davasını güdenler için, bu mesele, iüzumlu ve yerinde bir temizlik olmuş - tur. Mukabil cephede mevki almış mem- leket matbuatına göre ise, komünist ih- tilâline muarız olup ta bu husumetlerini taklamıya muvaffak olan ve fırsat bek- liyen Kızılordu mensupları için, buna l D ersimdeki hastalığın İçyüzü Seyitlerin ellerinde bulunan şecereler uydurmadır (Baştarafı 1 inci sayfada) ibarettir. Ve bunların tamamile Türk beylerinin, âyanların; mütegallibe ve| ©ymaklarına mensup olduklarını anla- eşrafın burunlarını kırmak için Ana -|Mak için de, isimlerine dikkat etmek dolunun bir çok sahalarında askeri ha- kâfidir. Meselâ: a : reketler ve idari tedbirler yapıldığı| -— (Kara ballı aşireti).. görülüyor ki, halde, Dersim, pek o kadar fazla taz -| Silm Türkçedir. Sonra, (Ferhad uşağı), yik oluünamamıştır. Buna sebep — de,| (Koç uşağı) (Kös uşağı).. bütün bu a- Dersim muhitinin en tabil manialarla, |$ifet isimleri, kâmilen Türkçedir. medeniyet dünyasından daima ayrı bu| — Sonra.. fizyonumi, bu adamların n lunmasıdır, Halk, zeki olmakla beraber asırlar- ca dar bir çenber içinde yaşadığı için muhakeme ve takdir hislerinden mah- rum kalmıştır. Bu basit zihniyet dola- yisile, Dersimde daima gözü açık olan- lar, halka hâkim olmuşlardır. Seyyidler, aşiret reisleri Gözü açık olanların en başında (Sey yidler) ve sonra, aşiret roisleri gelir. Seyyidler, halkın ruhuna, hissiyatına ve hattâ bütün — varlığıma hâkimdir. Bunlar kendilerine büyük bir kudsi - yet izafe ederler, ve o cahil halkı da gene kendilerine perestiş ettirirler. Bu itibarla Dersimin manevi dini (Mür - düm perestlik) dir. Hâkim olan zihniyete göre, (Sey - yid) ler, doğrudan doğruya, (Allah - İ' uhammed - Ali) den mürekkep olun (Vahdet) in liması Bunların; her söz tır, Fakat gariptir ki, bu emirlere böy- , her emri (Hak)- ılcce itaat edenler; bunların asıllarını benzer bir hiyanet lerasına, bir daha im- kat'iyen araştırmaya lüzum görmemiş- kân kalmamıştır. Bu münasebetle bir kı- 'Jeydir. Asırlardanberi bunlara körü kö- sım Sovyet matbuatile Japon gazeteleri arasında oldukça şiddetli bir de müna - kaşa çıkmıştır. Pravda, bilhassa şu satır- ları yazıyor: Moskova Tokyo değildir ve orada, Tok- yoda olduğu gibi bir-avuç üniformalı kimse nazırların güpegündüz gırtlakla - rını koparamazlar. Ve bu kanaatle doğru mukavemet edilmez bir * şiddetle ilerliyorlar. Bir müddet evvel ka- din ve çocuk — se- kenesinden — tahli- ye edilmiye başlanan bu şehirde, hâlâ büyük bhir aceze kesafeti var, Bunların da bir an evvel nakledilebilmeleri için İngi- liz donanması fili yardım ve himaye gös- teriyor. Fakat hadisat tevali eder de tah- liye tamam olmadan mütcarrız ordu şeh- ve girerse, birçok fecaylin önüne geçile- mez. Bu, maalesef, harp kanununun bir neticesidir. Asker'ik kaldelerinin muha- fazasından vâzgeçilmesini ve müdafaası- nn mümkün olmadığını beyan ettiği mevziler, iki maksadla ve herçibâdabad muhafaza edilmiye çalışılır: 1 — Mühim bir küvvetin ric'atini te- min, 2 — Gelmesi muhakkak olan kuvvetine intizar. Bu iki ihtimalın de yeri bulunmıyan vaziyetlerde inatla müdafaa, boş emek sarletmekten başka bir şey değildir. E- ger, bu arada biçok ta masum insanın hayatı tehlikeye giriyorsa, bu müdafaayı bir an evvel durlurmak makul ve man- tıkidir. Bilbacırun bugünkü şartlar altın- da müdafaasının — işte bu - sebeblerden ötürü vâhi bır gayret olduğunu, vukuatın veyrini takip edenler anlamışlardır. Selim Ragıp Emeç imdat Yeni Belediye Reisi muevini | — Ankara, 17 (Hususi) — İstanbul Be- lediye reisi muavinliğine Fatih kayma- İkamı Rauf tayin edi | Pravda, bu son hâdisenin Sovyet askeri kudretini haleldar etmiyeceği iddiasın - dadır, | ; * İspanyol milliyetperverleri Bilbaoya rüne bir inkiyad ve tevekkül göster - mişlerdir. Halbuki küçük bir muhake- me, (Seyyid) denilen bu şarlatan (O- cakzade) lerinin birer — yalancı, birer sahtekâr olduklarını ispata kâfi gelir. (Seyyid) ler, kendilerinin (Sülâlei Tahire) den, yani (Hânedanı âlı Resul) den olduklarını iddia ederler... Âlâ.., Sonra., asıllarının. (Horasan) dan göçtüklerini de söyliyerek kendilerine (Horasan erleri) ünvanını verirler. Bu da âlâ... Daha sonra da; (Kürt) lük davasın- dan vazgeçmezler, En küçük ve en basit bir muhakeme ile hükmedilebilir ki; (Sülâlei Tahire) denilen unsur ile (Kürt) lük aradında en küçük bir münasebet mevcut değil- dir. Vakıa, (Ali Resul) dan bir çokları, Emevilerin ve Abbasilerin zulümlerin- den kaçarak Horasan ve civarına gel- miş.. o havalideki Türklere iltica etmiş- lerdir. Fakat bunlar, ya, o büyük Türk kitlesi arasında eriyip £ işler.. veya- hut mensup oldukları milli camianın bütün ilgilerini muhafaza ederex ter- kihayat eylemişlerdir, Uydurma şecereler (Seyyid) lerin ellerinde, birer şece- releri vardır. Fakat bu şecerelerin hep- si, uydurmadır, Kendilerine, (falan Ap- tal) veyahut (filân imam) diye birer (ced) seçmişlerdir. Halbuki seçtikleri bu isim sahiplerinin ekserisi, ismi cis- Mi mevcut olmıyan şahsivetlerdir Dersimlilerin Kürt olduklarımı iddi a etmeleri de doğru değildir. Ortada bir hakikat varsa, o da Dersimlilerin, haki- katen Horasandan gelmiş olmalarından Dersimde tatbik Edilecek ıslahat Programı Verilen malâmata göre Dersimde tat- bik edilecek programın esasları şunlar - dir: 1— Dersime yol, köprü, kışla, mektep yapılacak, 2 — Askerlik ve vergi işleri düzene ko- nulacak, 3 — Ağalık, derebeylik, şeyhlik kökün- den kaldırilacak, zorbaların malları dev- lete geçecek. 4 — Dersim! eşkiya yatağı haline geti- renler garp vi.üyetlerine nakledilecek, o- rada iskân odilip müstahsil vatandaşlar Şaline getirilecek. 5 — Dersim tamamile boşaltılacak, bu- yada Vekiller heyetinin müsaadesi olma- dan kimse oturmayacak, yerleşmiyecek. 6 — Memleketin diğer köşelerine yer- leştirilen Dersimliler ev ev dağıtılacak. Bu suretle vatan haritası 7 bin kilo - metrelik bir parça, memleket nüfusu 70 bin yurtdaş kazanınış olacaktır. baştanbaşa Türk olduğunu gösterir. Dersim halkının bütün bir ekseriyeti, kumral ve beyaz tenlidir. Çok gariptir ki, bu hakikatı, Dersim tmünevverleri- nin bir çokları da tasdik etmektedir - der, — Şu halde Dersimliler, niçin (Kürt) olduklarını iddia ediyorlar?... ö Bunun cevabım, siyasi hâdisatta a- ramak lâzım gelir. Dersimliler; n, dünyadan mütecer - rid ve yalçın kayalar, aşılmaz dağlar, girilmez geçitlerle muhat olan kendi muhitlerinde, mevcudiyetlerine ehem- miyet verdikleri günden itibaren, ken- di kendilerine bir varlık zurmak iste - mişler; kendilerini Türk camiasından ayırmak için böyle bir diplematlık gös termek istemişlerdir. Osmanlı imparatorluğu, bu diple « etini tetkike Tüzum bi - " Hattâ, Dersimlileri kız- dırmamak için bu meselelerin kurca - lanmasını tecviz etmemiştir. Dersimliler, Osmanlı imparatorlu - ğunun mukadderalına daima yabancı yaşamışlardır. Ancak, her harpte göz - lerini açmışlar; daima bir kuvvetle hü- kümete yardıma kaşmuşlardır. Fakat bu yardım, hiç bir zaman sa- mimi ve vatanperverane bir histen doğ mamıştır... Harbe işlirak eden Dersim- liler, daha harp hitam bulmadan grup grup ortadan kaybolmuşlar; ellerine ge çen silâh ve cephaneleri, Dersimin yal- çın kayalarının içine taşımışlardır. İdaresizlik İmpartorluk devrinde, Dersimin is- lâh edilerek medeni ve hükümete mu- ti bir şekle getirilememesi, (idaresiz - lik) den başka bir şey değildi. Dersim isyanlarını tedibe memur olan zatlar; Dersimdeki cereyanlara lâyıkile vâkıf olsalardı, hiç şüphesiz ki, daka kolay şekilde muvaffakiyet gösterebilirlerdi. Çünkü; Dersim, bir (kül) halinde gö - rüldüğü halde,-hakikatte, bütün (cüzü) leri birbirine zıd, birbirine düşman, birbirine rakip olan kitlelerden mü - rekkepti. Meselâ, (Ferhad uşağı) aşizeli (Koç uşağı) aşiretine diş bilerdi. Diğer aşı « retler de, ellerine birer fırsat geçire - rek, diğerlerini ezmek isterlerdi, An « cak şu var ki; hükümet tarafından cid- di ve hakiki bir taarruz karşısında ka- lırlarsa, derhal hirleşirlerdi. İyi tedbirlerin ve şuurlu hareketle - rin Dersimde büyük işler görebilece « ğine en büyük misal, son Dersim ha - reketidir. İmparatorluğun ordular sev- kederek muyaffak — olamadığı — işleri; Cumhuriyet, daha basit tedbirlerla ba- Hhaplı yarayı tedavide cidden büyük bir muvaffakiyet kazanmıştır. Dersimli suçlular Mahkemelere Sevkediliyorlar Adliye Vekili Saraçoğlu Şükrü dün oğlu Aydını burada ameliyet ettirmek üzere İstanbula gelmiştir. Beyanatında çok çocuklu hâkim ve müddeiumumilere verilecek iİkramiyenin bunların maaşla- rından kesilecek yüzde yarımlar, terfi zamanlarında kesilecek iki aylık farklar- Ja bütün adliye memurlarından her sene kesilecek birer lira ve münhallerin iki- şer aylığı tahsis edilmek suretile verile- ceğini söylemiştir. Kan gütme davaları hakkındaki kanu- nun hâangi mıntakalarda tatbik edilmesi icap ettiğinin tetkik edildiğini de söyle- yen Vekil Dersim hadisesi etrafında de- miştir ki: — Müfrezelerimize iltica eden şakiler müddelumumi — vasıtasile mahkemelere gönderileceklerdir. Şimdiye kadar bu şe- kilde bir çok maznunlar adliyeye veril- miş bulunuyor. Bunlar ve bundan sonra tutulacaklar Türk ceza kanununu ahkâ- mana göre cezalandırılacaklardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: