2 Temmuz 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

2 Temmuz 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

<.. Hergün Bağdat ve Tahrandaki Kardeşlik nümayişleri ——— Yazan: Muhittin Birgen oktor Rüştü Aras, birkaç gün evvel Bağdadda, de 'Tahranda iki kardeş millet arasında bir taraftan Türkiye - Irak, diğer taraftan da Türkiye İran kardeşliğinin yeni bir şen- ilk ve bayram merasimindo hazır bulun- du. Türkiye mümessiller karşılarken bu memleketlerden ne biri, ne de diğeri ötekinden üstün bir hararct göstermiş değildir; Trak, kollarını nasıl sıcak ve coşkun bir kardeşitk duygusunun canlı Wadesile açtıysa İran da ayni duygunun şimdi hararetli tezahürlerini gösterdi. Orada olduğu gibi, ötede de misafirlik resmi bir ziyaret hudadunu geçti ve Türkiye- nin Hariciye Ve er (ki tarafla da atle efradından olarak kabul edildi. * Irak, Osmanlı imparatorluğundan ay- plmuş olan Arap memleketleri arasında âendisini en kısa zamanda ve en kolay şekilde toplamış olanıdır. Büyük ve eski bir meder.iyetin merkezi olan Bağdad, Irakın eski uraran ve medeniyet derece- tini yeni bir medeniyet ruhu içinde tek- rar elde e'meğe namzet bulunduğunu göstermekte — gecikmemiştir. Münevver bir kralın idaresi altında münevver bir yatanperverler kütlesi tarafından yeni bir ümran ve şevket devrine doğru sev- kedilmnkte buluran Irak, az zamanda şark devletler! arasında kendisi için bü- 'yük bir mevki temin etmiştir. İleri git- mek için yaptığı hamlelere ve sarfetliği geyretlere bakılınca, bu memleketin pek axz bir zamanda daha büyük bir kuvvet ve binsenaleyh siyasi nüfuz ve ehem- miyet kazanacağında şüphe yoktur. Bu- nun için Türkiye, Irakın kendisine ver- diği kıymetten ve gösterdiği muhabbet- ten dolayı ne kadar memnun olsa ve hat- 1tâ ne kadar iftihar etse hakkıdır. Çünkü, — Frakın ilerlemesi, bizce Türkiyenin iler- Jemesi kader mühimdir. * frana gelince, orada sade İran tarihi- nin değil, belki de bütün şark tarihinin €n büyük inkılâpçılarından biri mevkli- ne geçmiş olan büyük bir hükümdar bu- lunuyor. Kaçar sülâlesinin perişan bir halde bıraktığı bir. memleketi evvelâ #erleyip toplamaya ve münevver irade- ginin altına almaya muvaffak olan Âlâ Hazreti Hümayun Şehinşah Pehlevi, bu memleketi inanılmıyacak bir sür'atle ye- — hi bir medeniyete ve yeni bir-şevket ve şana sevkediyor. Bunu o kadar şahane bir azim ve irade ile ve o kadar kuvvetli — bir kiyaset ile yapmaktadır ki bu fevka- lâde gayreli İran tarihi altın harflerle kaydedecektir. İran tarihinin bu tarzda kaydedeceği bü muzaffer hamleyi, İra- nün kardesi olan Türkiyenin de ne kadar büyük bir sevinç, hayranlık ve muhab- betle takip ettiğini söylemeğe bite lüzum — yoktur. * İşte, Türkiye Hariciye Vekili bu mem- leketlerden geçti ve geçiyor; oralara bi- zim duygularımızı götürdü ve oralardan da bü duygülara ayni samimiyetlir yapı- lan mukabeleleri getireceklir. Türkiye ile bu Mmemleketler arasında akdi mukar- ver olan tesmi dostlük paktına — veya paktlarına gelince, bizce bunlara lüzum bile yoktur: Pakt filen mevcutlur ve her hangi bir müddetle ve yahut het hangi bir şart İle mukzyyet olmuyarak! Ayrıca diplomatlar tarafından imza ediütecek o- len bu paktlar zaten bu milletlerin kalb- — derinde çoktan yazılmış ve çoktan imza- — Banmış bulunuyor. Diplomatlara düşen vazife, — milletler O arasında dirilmiş olan bu kardeşlik im- zelarının ahkâmını, harfi harfine takip ve tatbik etmekten ibarettlir. Muhittin Birgen Parti Genel sekreterlik büroları Ankara, ! (Hususi) — Parti Genel Sekreterlik büroları önümüzdeki gün - ;% lerde İstanbula nakledilecektir. — İş bankasının 2000 liralık ikramiyesi — Ankara, 1 (Hususi) — İş Bankası - nin 2000 liralık kğumbara - ikramiyesi — İstanbulda 51,843 numaralı hesap sa - /— hibi Semahat Fahriye isahet etmiştir. TP TT MA PŞ yi eeai SON POSTA * Resimli Makale: Mes'ut olmak hayata gelen herkes içi: yedir. Hepimiz bu gayeye varmak farzederiz. için elimizden geldiği | kadar çalışıyoruz, fakat gün geçtikçe iştihamız artar, talep- | lerimiz kabarır, kendimizi gayeden büsbütün in müşterek bir ga- | mzaklaşmış W Saadet reçetesi Öi Mes'ut olmak için ilk şart mes'ut olduğumuza inanmak, hayal peşinde koşmayı bırekarak hakikatle iktifa etmek, ayni zamanda da muhitimizi mes'ut İnsan etrafına ne kadar saadet saçarsa kendisi de o saadet- ten o nisbette hisse alır. etmiye çalışmaktır. SÖZ ARASINDA Karısından kurtulmak| * İçin idamı göze Alan adam Geçenlerde Viyanada bir cinayet iş- lendi. Payitahtın en güzel kadını Hus - kava esrarengiz bir — şekilde öldürül - dü. Zabıta günlertce uğraştığı halde ne kalili, ne de cinayetin sebebini meyda- na çıkaramadı. Bu sırada bir gün Junnosi isminde bir berber oturduğu semtin en yakın karakollarından birine girerek şu kısa cümleyi söyledi: — Huskava'nın katili benim!. Zabıta evvelâ bu esrarengiz cinaye - tin tahkikatının verdiği sıkıntıdan kur tulmuş olduğu için sevindi, fakat bir kaç saat sonra berberin katil olduğuna dair hiç bir delil elde edemedi, yeni - den sıkıntıya kapıldı. Berber Junnosi biraz sıkıstırılınca her şeyi itiraf etti: —- Ben yeryüzünde bir cehennem a- zabı geçiren zavallı bir adamım. Ka - rım beni bir dakika olsun raha! yaşat - İmıyor. Elinden çektiğim azap — bende ölüm hasretini uyandırdı. Gazelelerde Viyana güzelinin katli hâ: ni oku - ya okuya kafamda”bir fikir doğdu. Ka- rTımın çektirdiği cehennem azabından kurtulmak için katil suçile idam edil - meğe razı oldum! 45 saatte Paristen Viyanaya giden çocuk balonu Parisliler de artık Amerikalılar — gibi| boş vakitlerini garip meşguliyetlere has- | yetmeğe başladılar. Bu ayın 20 sinde saat Louvre mağazası müstahdemlerinden bi- Sırt hamallığının kaldırılması etrafın gra ölüm kazasına bile sebep olmakta İSTER Mmecleme sona erdi. Relediye verdiği kararı on beş gün son- ra ilân edecek, ay sonunda g tatbik sahasına koyarak ara- yük taşıma usulünü filen ortadan kaldıracaktır. HERGÜN BİR FIKRA llâç Tanınmış doktorlardan — birini bir gün bir hastaya çağırmışlardı. Doktor sordu: — Ateşiniz var mı? — Hayr! — Geceleri uyuyor musunuz? — Gayet iyi! — İştihanız? — Mükemmel! — Bir yerinizde bir ağrı? — Hişsetmiyorum. Doktor düşündü: — Size bir ilâç yazayım.. — Beni iyi edecek mi? — Evet bütün du söylediğiniz şey- ler, siz #ldct içer içmez zail olacak! Çocuklar en çok Neden nefret Ederler ? Geçenlerde Nevyorkta büyük bir | Gençleşmek için Yeni bir usul: Dinlenmeden çalışmak —--— ÇEN S Kahire gazetcleri, Aşağı Mısırın köylerinden birinde oturan 153 yaşla- rında Süleyman Abdüsselâm isminde bir çiftçinin polise itaatsizlik suçun - dan bir Mısır lirası nakdi cezaya çar - ildığını, bu parayı veremediği için de ©n gün ağır işlerde kullanıldığını ya- zıyorlar. Herkes bu zavallı ihtiyarın Mısırın sçocuk terbiyesi kongresi» yapıldı, Dü | Çakreı güneşi altında durup dinlenme- koöngrede uzun uzun nutuklar söylen - di, tecrübelerden, istatistiklerden bah- sedildi, Fakat bunların içinde en enteresân bahsi Alis Suar isminde genç bir mu - allim kadın nakletti. Alis Suar uzun yıllar okutluğu ço- cuklar arasında bir anket — yapmıştır. Bu anket şu tek suali ihtiva etmekte- dir: — «Nelerden nefret edersiniz?» Genç muallime her çocuğun verdiği ceyabı not ederek hesaplamış ve bü - tün çocukların ekseriyetle kendilerine: «Bunları anlamak için daha çok küçük- İsün!,» diyenlerden en-çok nefre, ettik- Dleri neticesine varmiştır, bir bir balon almış, balonun ucuna bir kart bağlamış, kartın üstüne de $u sa- tırları yazmış: «— Bu balonu kim elde ederse, elde et- tüği saati ve tarihi tesbit ederek Pariste den çalışamıyacağını, ölüp gideceğini iddia edip durdu. Fakat İ53 Jlük çiftçi on gün zarfında en ufak bir yorgunluk hissetmeden çalışmış, ceza müddetini bitirdikten sonra da: — Bu çalışma beni hayli gençleştir - di, bugün on gün evvelkinden çok da « ha kuvvetli ve sağlamım. İhtiyarlara tavsiye ederim, benim gibi durup din- lenme'den çalışsınlar, böylece yirmi, ©- tuz yaş birden gençleşeceklerdir! de- mMiştir. Ağzından alev saçan hasta! Geçenlerde Birleşik Amerika hü - ykümetlerinden biri olan — Valtimur'da İ ameliyat esnasında çok garip bir ise olmuştur: Hastanede bulunan hastalardan bi- ri ameliyat edilmek üzere bir klinikte ameliyat masasına yatırılmış ve ba - yıltmak üzere de gaz verilmiş. Fakat birdenbire hasta büyük — bir şiddetle sarsılmış ve ağzından birbiri ardı sıra OÖtel Ruayyel'e haber vermesi rica olu- alevler fışkırmış. Doktorlar derhal bu nur!» garip hâdiseyi öğrenebilmek üzere u - Balon havaya bırakıldıktan sonra ayın İzun boylu muayeneler yapmışlar, neti- 20 ginde saat 15 de Viyanada Kioyunde-|cede hastaya verilen gaz ciğerlere git- de çocuklar tarafından yakalanmıştır. tikten sonra — ameliyat için kullanılan Bu suretle balon Paristen itibaren 1000lelektrikli neşterin saçtığı kıvılcımlarla 17,15 de Parisin Grands Magasins du kilametre katederek 45 saatte Viyanaya |alevlenmiş olduğunu görmüşlerdir. Za gelmiştir. İSTER İNAN İSTER İNANMA! da yapılmakta olan olan bu acı şekilde Bundan İSTER okuyucu sen: İNAN memnun olmalıyız. bir kenara bırakalım, Yükaekbaldırım, Gazhane, Akaretler gibi merdivenli yoktsları için asri ve insani bir yük taşıma usülünün kolaylıkla bulunabileceğine biz inanmıyoruz, ey İNANMA! vallı hasta da bir daha dirilmemiştir. Fakat şehrin düz sokak ve caddelerini TP geT UN SF RER ASA NC Temmuz 2 ——— <« * | | Sözün Kısası Terkos'a Tarziye E. Talu Sayın terbosd Bugün, senin tertemiz huzuruna, sekiz yüz bin İstanbültunüun vebalini zayıf - muzlarıma yüklenmiş olarak, özür dile- meğe geliyorum.. Sana biz senelerce Senin Bugür yif ve tahlir için kullandık. Hangi pis stıdan, hangi mülevves sütten, hangi tat- &z ve lez: şerbetten bahsedecek ol- sak, o le eliği, o tatsızlığı ve o le: zetsizliği teyit için seni makis diye landık, Çocuklarımızı, mekteplerde, sokakta seni içmekten tahzir ediyor, onlara, oto- mobil, tramvay, otabüs, motosiklet kor- küusile beraber senin de korkunu — aşıle yorduk. Hâsılı. sen kerdem gajil ve safdil! bir halkır umacısı gibi idin. Rağbet celbet- mek istiyen hamamlar: — Suyumuz terkos değildir! Diye övünüyor'ardı. Hangi birini sayatım? Muzsluklarından kazara tir gün balık çıktı diye, seneler- ce seni kendimize alay mevzuu bile yap- tığımızı hatırlıyorum. Bütün bu nankörlüklerimize karşı sen, arada sırada, temmüzün en sıcak bir gü- nünde birdendire akmamakla ufak tefeki mukabelelerde bulundun. Fakat işte, zaman senin intikamını al- dı. Hem de nasıl! Bugğür. sen, Çırçırın, Tomruk Ağasının, Karakulağın, Taşdelenin, Tefnelinin, Sır« makeşin, Ka ğın, Göztepenin, Ha- midiyenin, Hünkârın, Kısıklının, Kayış- dağının, Kocataşın asırlarca saltanat sür« dükleri bu şehirde içilecek biricik saf su olmak şeref'ni ihraz etmiş bulunuyorsun., Bu, az buz bir mazhariyet değildir. Ve bugün sen, bu mertebeyi ihraz eyledik- ten ve onu hem delediyenin hem de fen- nin en salâhiyetli ağızlarile teylt ve tas- dik ettirdikten sonra, senelerdenberi pek haklı olarak biriktirdiğin öcünü bizler- den pek kolay alabilirsin. l Yirmi dör: saat akmadın ma? Hepimiz için felâkertir. Lükin bunu yapma.. Yal- varırız, Senin, değil bir gün bir gece, bir saatlik inkıtam bile çoluğumuz ve çocu- ğumuzla biri perişan eder. İsanın, İncilde hikâye edilen meşhur balık muciresini tanzir ederek, bir fıçı memba suyile bütün yaz, bir milyona ya- kım halka iyi vu yetiştiren emaf sayesin. de bozulan sıhhatimizi düzeltmek için se- Min egözer nim içine bakıyoruz.. Sana Muhtacız, işte bak, senin lülene düştük. Varlığını bizden sakın esirgeme.. Ve su gibi aziz ol! Ş Posta pulunun yüzüncü senesi Üç sene sonra, yani 1940 da dünya, posta pulunun icadının yüzüncü sene sini kutlulr Daha teşe sat kaçırılır mı? İlk posta pulu İngilterede 10 ikinci- kânân 1840 tar.hinde çıkmıştır. Ondan iki asır kadar evvel, 1653 de Fransızlar «Billets de Port Paje» diye bir kâğıt kullanırlarmış; bu kâğıtlar, Paris için- de bir yere gönderilmek istenilen pa< ketlere sarılırmış ve böylece o paketle- ri mes'ul makam yerlerine yollarmış. Fakat bu usul bir kaç sene içinde kalk- yok ama böyje bir fır- DN z L Biliyor musunuz ? 1 — Posta pulu ne zaman icad edil- miştir? 2 — İstanbulun en büyük yangını hangisidir? 3 — Türkler birinci defa olarak Vi- yanayı hangi hükümdarları zamanında ve hangi yılda muhâsara etmişlerdir? (Cevabları yarın) * (Dünkü suallerin cevabları) 1 — Mikroskop 1620 de icad edilmiş. tir. 2 — «Kendisini bezleylep islâh dev. Tet uğrunan, «Ben neler çektim neler bu is: tikamet uğruna'e mısraları Ziya paşanındır. 3 — Türk tıbbiyesi 1864 yılında ku- rulmasına göre 73 yaşındadır, » B

Bu sayıdan diğer sayfalar: