15 Temmuz 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

15 Temmuz 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BSON POSTA MİZAH üyük ikramiye :::"!n kapın AARYordum. — Birdenbire içeye AM top #çıldı. Saçı başı dağınık öbğ, Firüi, Bü'li'_l—.dın gülle fırlar gibi " dinde 2t!mde bir piyango bileti, XU Azananla ben! hî;::,m nanla Clip“4 n, decekişk Tlan, .;,ğ,;_k İk, baygat yerde bulmuştüm. Gi- ,_.“""':lkhk Ât Yi dolaşacak, Tı_;““hı latacak, konu: Si vardı. b dedi, büyük ikramiyeyi adresin! şmak iste- t d YürgaşğiTebilmek için binbir çare- Ha h Yanına girince de söz- 'et ağzından alabilmek MJ'MİMız süt burnu- İl gelecekti. Bütün bun- ülmiş. iken-o, kendi ayağile tı- vt ::’“:yeyı ben kazandım! de’hg%"“?l'yi Hşllîıığn için, hlı;ım de bü- & Mvrdim: imış olduğu için u Tiş Ürun; Sdiniz ,,qv:î“hvım. orada rahat et- Utay Va Buy Yurun, Oıı...du_'""ın. yok yok şuraya aB : kadır mas'u e Ü . Yük B.,,_.._""ıv.. büsi ikramiye bu! ÇN işik he bütün başka görüyorum. 'eti _“"'l:ıkiue olduğundan daha L Her ç7 daha iyi, kadınlar da- a ©T şey gözümde de- © ae “TMadan <B HYordum: Meğin, Kenbire g; " Lizteyi im, ) & Bit Gözle; 'lüyordu. Ben sade- Bözlerime inanmak iste- l" ere baştan aşağı tet- K y:”" Yanılmıyordu. ag,,,u’;"“k fikrindesiniz. a caki » hayatın bütün zev- Ne aat Bir & :E Misinizş timan filân almak eZut İr emre lıııiıı—.d.u"-,.,_ Nch.ıyı-ı bi ç 1Z.. Ne iy; nseler, D hizmet ât- i herkes te gi- e ha k © hayra hizmet.. Bunu çok ikân yok, İPİZ. Varsa « HYtnanız onları kapatmayı Ho p. n TOİu eçki Oldukça Ş Bibi düşünüyorum, İm- 'eceğim! Bai Men bi n ihci nevi bir SİBSara paketi kazanmadan evvel aldı- Z tan aldım. hıx; î N zannederim, e '& tutmam, Meteliğim âışu,,;;!' alekınlık tesiril . : Be ıuîul.”““ idir ei ramiyeyi kazandığıaıı .. Sigara d 9 değildir de, —— © Yazan : İsmet Hulüsi Teniz de duydular mı? — ÖOnlara da söyledim. — Kim bilir ne kadar sevinmişlerdir. s, karım yüzünü buruşturdu, kızım ağladı, oğlum kapıyı çekti sokağa çıktı. — Ne münasebet, neye muyorlar — Bilinimez ki düşünceler birbirine uy- maz! — Olabil!r. Yalnız şunu öğrenmek isti- yordum. Siz piyangodan aldığınız para ile ne yapmak fikri — Ben mi, hangi para ile. — Piyangodan aldığınız para. — Ben piyangodan para almadım ki.. — Eenüz almamış olabilirsiniz. Amma ne olsa yarın, yahut öbürgün alacaksınız. — Ne münasebet! — Efem. — Ne münasebet dedim. »— Büyük ikramiye size çıkmadı mı? — Çıktı amma para ile alâkası hem var, hem de yok. Ya ben soramıyordum. Ya o cevap ve- retniyordu. Bir kere daha tekrarladım. — Büyük ikramiye 45000 liradır. Ma- demki bu para size çıktı, — Beana para çıkmadı. Elimden kalemi attım. Adamın yüzü- ne sert sert baktım.. Muhakkak bir deli- ye çatmıştım. — Siz Allah aşkına buraya alay etmi- ye mi geldiniz? — Bilâkis, gayet ciddi konuşuyorum. İşte piyango biletim,, İşte liste. Biletimin numarasını listede bulamayınca sevin- dim, buraya geldim. Zavallı adam, piyankodan bir şey bek- lemiş, çıkmayınca aklını oynatmıştı: — Burasının neresi olduğunu biliyor muşunuz? — Tabif bil'yorum, gazele idarehanesi. — Böyle işlere ben karışmam, şuradan çıkın, sola sapm, Bay Mazhar Osmanın evi diye sorun, size bir ev gösterirler, o- raya gidin, bana söylediklerinizi aynen kendisine tekrarlayın.. O icabına bakar. — Rica edetim, ben deli değilim! — Bu sözleriniz akıllı sözüne benze- miyor arma! — Akılh sözü olduğunu ben isbat ede- ceğim.. Yerinden kalkmaya niyeti yoktu. Faz- Is üzerine varmak ta benim işime gelmi- yordu. Olur ya.. Sandalyeyi kaldırır ka- fama indirirdi. Çarnaçar dinliyecektim. Anlattı: «Yüz elliyi saymış şu bileti almıştım.. Bilet cebimde akşam eve gelmiştim. Ka- Tam, anam, kızım oğlum yemek yiyorduk. Bir piyango bileti gldığımı söyledim. Hep birden el çırptılar. — Oh na iyi, ettin, dediler, büyük ikra- miye çıkra, — Ya, dedim, başımızı sokacak bir yer yaptırır. kiradan kürtulurduk. memnun ol- Hepei birden yüzlerini buruşturdular; annem: — Sanki bir şey, dedi, bu ahır ömrüm- de beni evden çıkaracak o gubik denilen iskete kafcsi gibi yerlere sokacaksın? kendisine en fena sözü hi çıkıştı: böylesin zaten ne diye senin gi- a vardım bilmem ki.. Nur to- İstiyenlerin sayısı yı flara sebeb benim ev sahi- bi olmak istememmiş. Ev almamalı, bir | otomobil a'malı imişim. Kızımın da birçok istekleri varmış. En | 5 aşağı yüz lirelik iki tuvalet, manto rop ileyim. Birkaç yüz lira. Oğlum bir motosiklet görmüşmüş yedi yüz İiraya weriyorlarınış. Piyango çıkar çıkmaz onu almalıymışım. Ev alıp parayı kapatmak, bir habsıslık, bir ahlâksızlık, bir cinayet- mis, Karnım yemekle değil amma lâfla dol- muştu. Odama çekildim. Düşündüm. Ya hakikaten çıkarsa artık evimde rahat hu- lmıyacaktı. Haydi onu bir yana bırakaılım.. Kari kızsın kaçsın, kız, oğlan isyan etsinler; ikisini birden ben kova- yım; sonra ne olacaktı? İpi pullah sivri külâh tek başıma yaşıyacak değildim ya.. — Adam sende, dedim, param var ya, mden âlâ bir güzel kadın bulur, aşarım. Paran olduktan sonra!.. şünce evvelâ munis geldi. Sonra £ kaybetti. Daha sonra bir felâ- İket halinde gözümün önünde canlandı. Bonimle yaşamayı göze alacak kadın ba- na Aşık olacak değildi ya, parama.. Para- mı bir an evvel bitirip benden yakayı sı- yırmak: için de yapmadığı kalmıyacaktı. Hem bana param için bağlanan; başkası- na Ja gönülden bağlıolabilirdi. Benim paramı yer, gönlü gene onda kalırdı. Hat. tâ hattâ, benim paramın bir kısmını da ona yedirirdi. Hattâ olur ya, benim evde olmadığımdan istifade eder, âşıkını eve getirirdi. Bunlar yetişmiyormuş gibi bir do bunların dedikodusu alır, yürürdü. Komş'llar" — Oh olsun, âöerlerdi, kırkından sonra azanım hali böyle olur. Haydi bundan vazgeçeyim, evden de geçeyim.. Karımın istediği otomobili, umun jistediği motosikleti, kızımın is- todiği elbiseleri alayım.. Birdenbire ye- İrimier kaılkacak, gidecek çoluk çocuğu etrafırma topleyacak: — Bıraz evvel size şaka söylemiştim. Ben piyangodan çıkacak para ile hepini- İzin isteklerini yerine getireceğim! diye- İcektirm, İyi ki demedim. Bunun mahzur- 1 daha büyüktü. Ofomobil alacaktık. Bir de şoför lâzım. Onu bulmak, sonra da olin adar: canını, çoluk — çocu-| ğunu craniyet etmek — mesele... Hay- di ben şmförlük —öğreneyim. Bu yaştan —racra — öğrenemiyeceğim, — öğ- rendim sanacağım.. İlk defa otomobile na ı | de Elli yedi genç kızın kurdukları şirket * * £& Arkadaşlarının yanına ellerini çırparak sokulan dünkü talebe “ Çocuklar ilk satılan eşya benim mendil oldu, dedi. 50 kuruşa gitti. 38 kuruş sermayesi hardı ama ne çıkar... Sermayeden zarar etmedik yal.. Ellerindeki diplomaların mürekkebi kurumadan kurdukları şirketin hisse — senetlerini alanlardan beşi mağazalarının bir köşerinde Evvelki günden - beri, ürkmez gönüllü genç Türk — kızları, sabık Beyoğlu, ve lâ- hik İstiklâl caddesi - hin en işlek yerinde, pahalılığa, zevksiz - liğe ilânı harbeden bir karargâh kurdu- lar. Bu karargâhın ku- mandanı, Selçuk kız san'at mektebinin döğerli direktörü A - tım Sonumut'tur. Karargâhın — erkâ- nı harbiye riyasetin- tecrübeli öğretmen Bayan Melâhat vardır. Beyaz yekalı, siyah önlüklü, ışık bakış- h ve dinç, açık, femiz, sevimli yüzlü tam 7 genç kız, bu karargâhın olanca efra- J| etmektedir. rgâhın cephanesini, renk renk pırıl ler, şık tuvaletler, itna ile işlenmiş men- diller, bluzlar, şapkalar teşkil tedir. Dün kurulan bu karargâh, daha evvel- ki gün bir mektepti Ve bn mokteplen, yani Selçuk kız sa- nat mektebinden bu yıl mezun olan 57 ta'ebe, d ellerindeki diplomaların mü- rekkebi kurumadan, kendi kurdukları şirketin hisse senedlerini aldılar! Bu, memleketimizde ilk defa vukubu- Jan hir tezebbüstür. Ba yıla kadar, Akşam kız sanat mük- mozun olan talebeler, ya me- sallim, yahut ta iyi bir ev ka- ikli, marifetli bir zevce olu- t bu senenin mezunları, ilk defa ak, hir müşterek şirket kurup ticare- binip şöyle caddeye çıktım mı, ilk kur- banı vereceğim. Sonrası hapishane! Oğ- 'um motosiklet sevdasile kendini bir ye- re çarpacak, ömrüm oldukça evlâd acısı delisi olacak.. İlk karşısına çıkan erkek; ya heni zengin zannederek, yahut ta kı- — Yandım, tutuştum! Diyocek, ne oldum delisi kız önünü, ar-| dırı düşünmiyecek; adam davulcu mu, acı mı sormadan varacak. Bütün öm- ründe de bedbaht olacak. Bundan da caymıştım. — Parayı fakir fikaraya dağıtırım! Cedim. Bu hepsinden iyi idi. Bunu ya- parsam da arlım budala çıkacaktı. * eti. Biletim hep Düşündükçe iş çatallaşıyor- rları ne mahzurları va: nlar benim piya Günler cebimde di du çalm idığımı düyar düymaz d mdı toplanacaklar. Kimi dalkavuk- cak, kimi derd ya- beni soyacak, kimi doğrudan doğ- vuya, bu daha fena, «vime girecek, para- mı sakladığım yeri bulacak.. Belki de ben etmek- | Selçuk Kız San'at mektebi müdürü arkadaşımıza tzahat veriyor te atılmayı tasarlıyorlar, ve bu tasavvu- run tabhakkukuna da muvaffak oluyorlar, Senelerco ayni mektebin ayni sınıfın- (da okumuş, bir arada çalışmış, bir arada gezmiş, bir bahçede oynamış 57 kızın, 57 birbirini sevmiş, anlamış arkadaşın ha- yatta da beraber kalışından doğan kuv- vetin büyüklüğünü düşündü: rında para toplamışlar, dükkân tutmuş- Har, tezgâh kurmuşlar, Ş'mdi gene hep beraber ölçecekler, bi- çecekler, kesecekler, dikecekler ve sala- caklar... Onların evvelki gün açlıkları mağaza- ya girerken yüreğim takdir, ve - ne yalan söyleyeyim - tecessüsle doluydu. Kendi kendime: - Acaba, diyordum, gene mektepteki gibi birbirlerile şakaya dalıp işi gücü, hesabı: kitabı unutacaklar mı? Acata, diyorum, mekteptoyken ho- 9 yaptıkları muziplikleri şimdi de vre tatbikten kurtulabilecekler - Acaba, diyorum, kendilerini tâbi ttukları bu hayat imtihanının mektep (Devamı 10 yncu sayfada) onu göreceğim: — Hırsız var! Diye bağıracağım. Sen mizin bağıran çokecek piştavı beni hiç te şikâyetçi ol- madığım bu dünyadar öbür dünyaya dönderecek.. Ben bu düşüncelerle #deta |dum. Hafiften hafife sinir ilâçları alma- iyx, soğuk duslar yapmaya başlamıştım.. Nihayet go çekildi. Gazetelerde okudum, benim numaram yoktu: — Resıini liste çıksın, dediler, belki on- da vardır. Re-mi listeyi çok merak etmi kar çıkmaz alabilmek için bi bozüyor- im. Çı- gece bir nda otur- İlk çıkan baktım.. » müdürünün kapı: dum, bekledim. Nihayet çık listevi aldım, Baktım, tekrar nim numarama çıkma: e deliliğime hükmedecek misi- iziz? | Yüzüne baktım.. Belki pek akıllı de- iğwlıîı amma bek te deli sayılmazdı. İsmet Hulüsi

Bu sayıdan diğer sayfalar: