24 Temmuz 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

24 Temmuz 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tarihten sayfalar: Kurt Bay ve Yavuz... Miısır Sultanının kumandanlarından Kuri! Bay Yavuza bağırdı: «Si- zin toplarınız var ve bu silâhlar uzaktan gülle yağdırarak bizimki- leri alçakça öldürdü. Sultân Eşref Kansa zamanında Bize Bir top getirmişlerdi. Bu, mert adamlarınsilâhı değildir, diye kabul etme - Miştik. Ö zaman topu getiren Berberi, yaşıyan görecektir ki ba mMemleket bu güllelerle elinizden gidecektir. demişti, ne yazık ki o sözler doğru çıktı.» Yazan: Turan Can Hayri Baya döndü ve yüzüne tükürür gibi son sözlerini söyledi İSI7 genesi ikincikânunun san günle- Üydi, Yavuzun ordusu her mar- (Bülede daha parlak bir zafer ka- Taharak Misira girmişti. Kahire yakının- hu Ridaniye sahrasında son harboldu. Harbin sonunda Mısmır sultanı Tuman Sayın ordusundan yirmi beş bin kişi ye- fe serilmişti. Türk ordusu Kahireye hücum etti. Kö- İtmenler Kahirenin her evini bir kale halinc koymuşlardı. Üç gün üç gece müt- hi bir sokak harbi oldu. Sokakları ve *Vleri yeniden elli bin ölü doldurdu. ir beylerinin en cesuru ve sultan :.“" Bayın en iyi generali olan Kurt ç ” bir eve saklanmıştı. Yavuz Sultan Selim bu adamın ele geçmesini çok isti- Yordu. O serbest oldukça kendisinin bas #ha yeni derdler açacağı muhakkaktı. * Ridaniye muharebesinde, Türk — ordu: mağlüp edilmesi için en kestirme Y0l Yavuzun öldürülmesi veya esir edil- a SiyYdi. Tuman Bay en çok güvendi. Alan Bay ve Kurt Bayla beraber herhal- bu işi yapmağa yemin etmişler; hep ikte padişahin çadırına doğru hücum ='$lmdx. Giriştikleri işi mükemmel bir 'Ütte başarmışlar; fakat Yavuz yerine, Payayn Zünnettikleri sadrazam Sinan Beyi 1 Ve yanındaki Ali Beyle Mahmut | mızrakla öldürmüşlerdi “Vuz.bu vak'adan dolayı pek çok kız- b hattâ: — Musırı aldık, fakat Sinanı kaybetti Yerek üzülmüştü. AVüz, Kurt Bayın bulunduğu yeri öğ- k için casuslar yolladı. Fakat bü- —hıl_a)'n:lluine rağânen — bülduramadı. Vet dostlarından Ebubekirin - oğlu ıhh Yasıtasile bir hil'at ve Kur'anıke- Cüi ll Padişih bunlardan birin- bu "':'Arıt Bayı affettiğini, ikincisile d2 ı"*"tdıı lahi şahit luthıguııu anlatmak ,Ğ'u" Bay bunun üzerine, * gizlendiği Unıınu Çıktı. Padişahin karşısına — geldi Tur , Tbest ve cesur hareketleri, mağ- ı.d.._"_"m!üal derhal göze çarpıyordu. de gilü böyle bir adamın dostluğundan iyilik görülürse düşmanlığın- a © nisbette fenalık görüleceğini am,daladı. Bunun için herhalde ken- Ttek :M almak, lâyık olduğu yeri ver- da "Ş'ğn!ıı Zaten padişahın ordusun- İSİNe İtaat ve sadakat Köstermi; ğ_'*nbirk.ıç Kölemen beyi vardı. Bunlar Tergi, FAYa pek güzel bir örnek olabilir- Y ada o Bayı VZ taht üzerine Kut ine olurmuştu. Ya sordu: Ş Kut . Sen at kahi ramanısın! e c b asan! Şimdi şecai dar m“'lıî':rlc, Kurt Bayın o zamana ka- Turuğmadığ, ': meydana çıkmadığını ve ha anlatmak istiyordu. ! Bay sert CeVApP verdi: Secaatim her zaman vardır, ee O tdüuma ne yaptığını biliyor musun? hyn ,“)]IMP S._ınan Paşanın ölümile ni- ân müthiş akını hatırlatıyorduy. — Pek güzel biliyorum. — Bumu nasıl oldu da yapabildin? Kurt Bay burada kızdı. Zaten güzel söz söyliyen bir adamdı. Kölemenlerin meziyetleri hakkında uzun ve parlak bir nutuk söyledi. Bir aralık sörlerine şöyle devam etti: — Sizin toplarınız var ve bu silühlar uzaktan gülle yağdırarak bizimkileri al- çakça ve kancıkça öldürdü. Bu mertliğe sığmaz. Mert adamlar göğüs göğüse dö- vüşürler. Sultan Eşref Kansu zamanında bir Berberi bize top ve gülle getirmişti. Tecrübeler yapıldı. Fakat sultan ile Mı- sır beyleri, bu silâhın hakiki cesaret ve mertliğe lâyık olmadığım söylediler. Harpte kılıç ve ok kullanılması hakkında hazreti peygamberin dediklerine uyarak kabul etmediler. Hattâ bunun üzerine Berberi: «Yaşayan göreceklir. ki bu memleket bu güllelerle elinizden gide- cektir» diye bağırdı. Ne yazık ki onun söyledikleri hakikat oldu ve siz gerek Suriyede ve gerek burada ancak topları- nızın gülleleri sayesinde muzaffer oldu- nuz. Lâkin en büyük kudret gene Allaha rmahsustur. Ondan daha kuvvetlisi yok- tur. Mağrur olmamalı!... Yavuz bu sözleri dikkatle dinledi ve sordu: — Sizin bütün kuvvetiniz Kur'anıkeri- me ve hazreti peygamberin dediklerine uymakla oluyorsa biz şimdi nasıl oldu da size galebe çaldık; sizi payıtahtınızdan çıkardık ve sen benim esirim oluyorsun? — Allah şahittir ki bize galebe eden sizin meziyetleriniz, meharetiniz değil- dir. Talih böyle istedi. Çünkü dünyada her şeyin bir başı olduğu gibi bir de g- hu vardır. Devletlerin de ömürleri son- suz değildir. O halizeler, islâmlığın o hü- yük müdafileri nerededirler? Dünyanım en büyük devletleri ne oldular? Sizin de zamamınız gelecek; sizin kudretiniz de nöbet geldiğinde bir hiç olacaktır. Bu- nunla beraber ben burada senin esirin değilim; serbestim, Gönderdiğin kaftan ve Kur'anıkerimin kefaletile emniyette- yim. Kurt Bay, elile Hayri Bayı gösterdi: — Bu bir alçaktır. Bir haindir. Sulta- nına hiyanet etmiştir; yarın sana da eder, Eğer seni de beraber cehenneme götür- mesini istemiyorsan onun başını kesme- lişin. Hayri Bay, Maısır sultanınıa en tanın- mış kumandanlarından olduğu halde Ga- zali gibi efendisine hiyanet eylemiş, Yı vuza casutluk ederek onun zaferine bü- yük yardımda bulunmuştu. Yavuz Sultan Selim Kurt Bayın son sözlerine hepsinden çok kızdı: — Seni serbest bırakmak, hattâ beyle- rimin arasında görmek isterdim. Lâkin pek münasebetsiz sözlere cesaret etlin ve bana hürmet edilmesi lâzım Reldiğini v- un. Sultanlar — moclisine giren oradan hürmetsiz çıkar, Kurt Bay dudak büktü ve istihfaf ede yek hemen atıldı: (Devamı 10 uncu sayfada) hürmetsiz “İdisi şehrimize gelmiş DÜNYANIN EN KÜÇÜK EŞYASI Amerikalı Jüi Şarbaav, har şeyin ea kü- ÇüÜk modelin! toplamak merakındadır. Bu - n için de durma - dan dünyayı dola - gır, nerede böyle bir çey duysa kış, — demez, yaz demez, Hindis - tanda, — Çinde diye düşünmez kalkar gi- der, görür ve beğe « nirse hemen satın a abr.. İşte bu merak İj yüzünden — şimdiye kadar toplamış ol « duğu 25 bin parça eşyayı, Amerikada, teşbir etmektedir. Jül Şarbnar, dünyanın en küçük jileti ile tıraş oluyor. Baş parmağı ile — işaret —parmağı arasında Çocukların elbiseleri nasıl olmalıdır? Çocuk elbisesine uyan kumaşı bulmak bultuğu 4 santim yüksekliğinde piyano, bu| sanıldığı kadar kolay değildir. Çünkü: piyanonun 36 dişi vardır. Ve Jül çalmak İs- tediği saman bir kürdan kullanmaktadır. / AAA SS S aai aa dreen Küçüklerin elbiseleri büyükler gibi de- Bildir. Onların kumaşında ister - istemez birbirine zıt evsafı aramak mecburiyetin- deyiz: Hem hafif ve yumuşak olmalı, hem dayanıklı, hem açık renklerde — olmalı, hem yıkanıp solmamalı, hem günün her hangi bir saatinde her hangi bir yerde ra- hat rahat ve hırpalaya hırpalaya kulla- mılmalı, hem de çabucak eski gibi görün- memeli. Ayni zamanda modaya uygun olmalı. Acaba bu yaz moda olan kumaşlardan hangisinde bütün bu birbirine zıt evsafı Bu milyonda bir beygir kuvvetli motöre dik- bulabiliriz? kat ediniz. Yanina dayalı olan o cesim şey nedir mi diyeceksiniz? Alelide bir kibrit çöpü. Gene baş parmakla işaret parmağı arasını (Koton lirnan )larla (vual) lar, şantunğ pike... Bunlar hem yıkanmaya gelir, hem de dalma şık ve yeni görünürler. Keten, büyüklere pek uygun, pratik bir kumaş olduğu halde çocuklara hiç uymaz. Çünkü: Çabucak buruşur. Bunun yerine buruşmayan vualleri kullanmak daha muvafık olur. Ketenden ancak bazı (rop) lara veya takım elbiselere yaka, kol kapağı, sentür, bujeden yapılmış mo- tf gibi (garnitür) ler konulabilir. Pike ile kalımca (şantung) lar, yazlık (tayı çok İ için astarsız manto, maren elbise, bolero ve epli> li etek; erkek çocuklar için de kostüm yapılabilir. Vual kotonlarla linonlar biçime o ka- sığan dünyanın en küçük slektrik fırını | dar kolay uyarlar ki zevk sahibi bir anne Bu gördüğünür masiki Aettnin. setni tamin | *EWYe roplara w onlardan çocuğuna kolayca büzgüler, kü. çük pliler veya «arı kovanı» ile süslü «röp» İar yapabilirler. Yollu vual veya linonlardan yapılan roplara pli yapmamak daha iyi olur. Bu elbiselerin etek kısmının çizgilerini şa- küli olarak koymalı, yukarı kısımlarda çizgiler enine konulmalı. Çizgiler arasın- daki bu tezad elbiseyi süslemeye kâfidir. Plise ancak çocuğun nadiren giyeceği eden, âdeta mikroskopla görülebilecek kadar | *Yâre elbiselerimizi hatırlatan balon kol- küçük, körüklü orgdur. Ve bu da bir avaca sıfan en Kküçüz hesap mükinesi İktasat Vekili İktısat Vekili Celâ! Bayar, dün Hey beliadaya giddek Başvekil İsmet İnö nünü ziyaret etmiştir. Celâl Bayar, ye: li mallar sergisinin açılma merasimir den sonra Zonguldak ve Karabük'e g decektir. Şirketler ve esnaf teftiş ediliyo İktısat Vekâleti müfetlişle. 'inden y irketlerde & tişlere başlamışlardır. Bir müfettiş «© esnaf cemiyeyasini teftiş etmektedir. Bu elbiselere bizim | lar konulmalıdır. Çocuk elbiselerinde bu sene »fisto> da çok moda. Pike ve muslindan böyle fisto ile süslü çok güzel modeller yapılabilir. Bu «fisto» lar ya doğrudan doğruya bto- de yapar gibi, açık renklerde (koton merserize) ile işleniyor. Yahut ta yıka- nabilen mavi, ponbe veya kırmızı bir ku- maştan yapılmış ince «biye> lerle yapı- liyor. Pike veya ince yünlü gibi kalınca rop- lar, bazan fisto yerine göz alan renkier- de dar şerit, gans veya saç örgüsü şeklin- deki (biye) lerle de süslenebilir. Fakat bu türlüsü biraz külfetli bir Iştir. Anne- den. ziyade terziye ihtiyaç gösterir. Fa- kat emek vermeye değer. Bilhassa şerit veya biyeler yıkanabilir bir cinsten olur- sa hem dayanıklı olur, hem de deniz ke- narına ve yaza pek uyar, On yaşından aşağı çocuklar için gittik- çe rağbet bulan bir elbise de stulum» dur. Bu tarz hakikâten kısa (rop) lardan da- ha pratik. Çünkü çocuğun üşümemesi lâ- zun gelen her tarafını rüzgâr — işlemiye- cek şekilde iyice sarıyor. Pek sıcak gün- lerde çocuğa alttan hiçbir şey giydiril. mese de olur. Ne terlemesine, ne de ) tarzındaki çocuk elbişelerine| (rop) larda olduğu gibi etek tarafından gider, Bunlardan kız cocuhl.nrılrüzgln maruz kalmasına İnikân yoktur. Tulum çocuğun kırda, bahçede, rahat ra- hat oyun oynamasına pek uygun olduğu gibi, plâjda «banyo elbisesi» yerini de tutabilir. Güneş banyosu için kullanılan tulumların arkasını ve omuzlarını müm- kün olduğu kadar açmalıdır. - Pantalon kısmı hepsinde pek bol ve büzgülüdür. Bacaklar ince bir lâstikle toplanır. Bu tulumların daha şık ev süslü olma- g1 için - eğer istenirse - ipekli pikeden de yapılabilir. Meselâ penbe ipekli pike üs- tünde daha koyu renkten ufak bir yuvar- lak yaka ve ayni renkten sentür çocuk için en şık bir kıyafet olur. Tabii bu renk- ler yerine çocuğun yüzüne yaraşan baş- ka renkler de olabilir. Biçimden sonra ge- ( Devam 10 uncu sayfada ) Bir kadın 48 Saattenberi sokakta Bu sabah «çok aceledir. tup aldık: — 25 yaşlarında saf bir Anadolu ka- dını 48 saattenberi Kasımpaşada «Ca- mii Kebir» in kapısı önünde taşlar üs tünde yalmaktadır, hastadır, belki 39 derece hararetli vardır. Belediye doktorunu aradım. Vazife- ye çıkmış, size söylüyorum, alâkadar olunuz, diyordu. * Okuyucumuzun arzusunu yerine ge dik ki , hasta bir kadın, kucağında orada 4| kalmıştı, fakat mektubun bize yazıl - tirere kalâkadar olduk, ve öğr bir kadı i| bir çocukla gerçekten 48 saat kaydi ile Kasımpaşadan Erol imzası ile bir mek. ması ile bizim oraya gitmemiz arasında geçen 3-5 saat zarfında kalkmıştı, sığı- nacak bir yere gitmişti. Kadının hü - viyetini öğrenmek mümkündü, belki kendisi de bulunabilirdi, faka: bır alle acısını deşmekte kendimizi haklı bul- madık: — İnşallah düzelir, tekerrür etmez, temennisile hâdise yerinden ayrıldık. * Hayraboluda bir türlü halledilemi- yen bir toprak meselesi Hayraboludan otuz altı tarla sahibi nâ- mına bize bir meklup gönderen okuyucu- larımızdan M. Sayar 4 sene kadar evvel tarlalarının hayırlı bir iş için istimlâz K 4, halbuki bu 4 sene içinde ken- dilerinden vergi alınmasına devam ölün- duğunu, istimlâk işinin nakdi bir ödeme ile bir türlü nihayet bulmadığını Sğylü- yor ve Hayrabülüu kaymakamının nazarı « dikkalini celbediyor. eee ö ea z B nnni

Bu sayıdan diğer sayfalar: