28 Temmuz 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

28 Temmuz 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

y ı A J Galaasarayın bayramı nasıl kutlulanacak ? 1 A ğustos günü Galatasaray takımı ile karşılaşmak üzere sehrimize gelecek olan Admira hakkında malümat | LA lll Avusturya takımının en ma Tuf oyuncularından ikisi Merkez muhacim Stoiber Galatasaray klübünün 33 üncü yıldö- Sümü münasebetile birkaç gün sonra şehrimize gelecek olan Avusturya şam- piyonu Admira takımının burada yapa- cağı iki maçın ehemmiyeti üzerinde dur- mak |âzımdır. Dünyada futbolü İngilizlerden sonra en Bgüzel oynamakta olan Avusturyalıların futbol çayırındaki yüksek kıymeti, par- lak bir maziye dayanmaktadır. 'Topa karşı olan hâkimiyetlerini en in- ce bir san'at halinde gösteren Avustur- Jyalılar senelerdenberi muhafaza ettikleri mevkilerini bir an bile ellerinden kaçır- mamış ve bü sahada ileri giden bütün milletlerin nazarlarını üzerlerine çek- mişlerdir. Futbol sahalarında hasreti kal. dığımız oyun zevkini bize tattıracak olan Admira takımı ve oyuncuları hakkında verilen malümatı aşağıya dercediyoruz: Admira 1928, 1932 ve 1934 senelerinde Viyana kupası maçlarını hazanmıştır. 7 kere Merkezi Avrupa kupasına iştirak et- miş, 1928 de dömifinale ve 1934 te de fi- nale kalmıştır. Geçen mevsim yaptığı turnede İskenderiyede 10.2; 4-0, 7-4 galip, Kahirede, 6-0, Port Saitte 4-2, Suriye milli takımına 8-2 galip gelmiştir. Malta adasında yaptığı 5 maçı da ka- zanmış, 7 göole karşı 42 gol yapmıştır. 1934 Merkezi Avrupa kupasında Rapi- di 8-0 mağlüp etmiştir. İngilizlerin meş- hur Hüuddersfield Tovn takımı ile yaptığı maçı 3-0 kazanmıştır. Polonya milli takımına karşı 40, O- limpik dö Marseille takımına 11-2, Dani- markada 9-1, Romanyada yaptığı maç- ları 6-2, 7-2 kazanmıştır. Sol açık Vogl I Admira takımı beyaz pantalon, siyah boyaz çizgili forma giymektedir. Bayramın programı Galatasaray klübünün 33 üncü yıldönümü proğramı aşağıdaki şekilde Lesbit edilmiştir: - 937 - 1 - Deniz bayramımın açılışı. (Kâmil Etem) saat 15 te, 2 - Galatasaray - Beykoz a . Tasında su topu. saat 15,15, 3 - Yelken yarış- ları, Saat 15,20, 4 - Atlamalar. Saat 16, 5 - Yüzme (küçükler arasında), Sant 16.25, 6 - Dörtlük klâsik tekne yarışları (küçükler) sa- ah 17 Taksim stadında:! 1- 8. 100 metre — saat 15.15, 2 - 800 metre sa4t 16.26, 3 - 110 metre aaat 1540, 4 - 3000 metre saat 16, 5 - Uzun atlama saat 16.15, 6 - Sırikla atlama saat 1545; 7 . Voleybol ma- Çi saat 16.30, 8 - Galatasaray - Beyoğlu Hal- kevi Basketbol gaat 17,15, 9 - Yunan takımı ile güreş müsabakaları saat 18. 1 Ağustos 1937 pazar günü: Bebek Denizcilik şubesinde: 1 - Kandilli - Rumelihisar arasında yüz- me yarışı saat 8.30, 2 - Beykoz - Bebek ara- sinda dörtlük klâsik tekncler yarışı saat 10, 'Taksim stadında: 1 - Bütün şubelerin iştirakile geçit resmi saat MK, 2 - 100 metre kızlar saat 15, 3 - 200 metre saat 16.10, 4 - 1500 metre saat 15.30, 5 - 800 metre kızlar saat 15.40, 6 - 400 metre saat 16, 7 - 4X100 bayrak kızlar saat 16.15, 8 . Balkan bayrağı saat 16.23, 9 - Yüksek at- lama saat 15.10, 10 - Cirit atma saat 1545, 1t - Calatasaray - Matbuat tekaütleri futbol maçı saat 16.30, 12 - Halat çekme, Kara ve deniz sporcuları arasında saat 17.15, 13 - Ga- latasaray - Admira saat 17.30, 14 - Bebek bahçesinde misafir şporcular şerefine gar - denparti saat 21. 2/8/837 pazartesi günü: 1 - Taksim stadında Yunanlılarla güreş müsabakaları saat 20.00. 3/8/987 salı günü: 1 - 'Taksim stadında Admira - Takviyeli Gülütasaray futbol maçı. GONÜL İŞLERİ! Koca bulamıyan Güzel kız niz, etrafında perestişkârlardan mürek- keb bir genç grupu var, bununla beraber aralarından evlenme İsteğini Hhar eden gçıkmıyor, evlenme bahsi açıldığı zaman mütad perestişkârların hep birden orta. dan — siliniverdiklerini Sebebini soruyorsunuz: — Neden acaba? İnsanın en büyük hâkimi köndi vicda- mıdır, ve önun verdiği hüküm mutlaka temyize — mühtaç değildir, doğrudur, ve yledanınız size namuslu olduğunuzu, na- Mmusunuzda leke bi söylüyor, bundan sonra da merakınız büsbütün ar- tıyor: — Bebeb? diyorsunuz. * Kımnm, Moktubunu ezaslı bir alâka ile iki d!!: okudum, ben de seninle birlik ola- Tak: — Sebeb? diya düşündüm. Fakat maalesef kâhin değllim. Muhiti- bizde yaşamıyorum, perde arkasından söylenenler kulağıma gelmiyor, mektubu- nuz ise kâfi bir delil değil. Sorduğunuz sebebi keşfedemedim. Fakat: — Dünyada hiç bir şey eksilmez, hiç bir şey artmaz, ve hiç bir şey sebebsiz ol- maz, külnatın değişmiyen bir kanunudur, Hüdisede muhakkak bir sebeb olmak lâ- Zım. Güzelsiniz: Muhakkak, zenginsiniz: Mu- hakkak, namualusunuz: Mühakkak. Fa- kat bütün bunların böylü bilindiğine e- min misiniz? Çok kız, çoök meziyetli in- sanlar bilirim ki fena tanınmışlardır, fe- na taninmaktan müteessir olmuşlardır, neticesini çekmişlerdir, acâba sizin hal ve tavrınızda, musahabeleriniz şeklinde, te- masta — bulunduklarınızın — vaziyetlerinde sizi Jekeliyecek, Yena gösterecek hiç bir şey yok mu? Bir defa tetkik ediniz, ve ni- hayet mektubunuzun yazılış şeklinden an- liyorum ki tahsil görmüş, seyiyesi yüksek, sıki muhavereyi idare edebilecek kabili. yette bir kızsınız, yapabilirsiniz: Bana sorduğunuz suali muhakemesine, dürüst- düğüne ve insanlığına emin olduğunuz, muhitinizde yaşıyanlardan bir delikanlıya sorunuz, samlmi olmasını isteyiniz. Mademki düşünmeye başlamışsınız, ha- kikate varmanız zamanı uzak değildir. 'TEYZE Peki ama ben ne yapayım? Sabah evimden çıktım. Kahvaltı etme- miştim, Bir yağlı poğça aldım. Yiye yiye yürüdüm. Poğça bitti. Kâğıdını kaldırıp yere atacaktım. Karşımda yeni ünifor « masile şık bir polis belirdi. Kâğıdı yere atsam yakama yapışırdı. Atamadım. Sağa baklım, sola baktım.. Kâğıt atılacak bir sepet filân yoktu. Polise döndüm: — Bu kâğıdı al! Diyecek oldum, fakat cesaret edeme- dim, — Bu kâğıdı nereye atayım! Diye de soramazdım, gene hiddetlenir: | — Benimle alay mı ediyorsun? diye ba. na demediğini bırakmazdı. Kâğıdı bir zaman elimde tuttum: Ve sonra çarna - çar büküp cebime koydum. Bir sigara çıkardım. Kibrit çaktım, yaktım. Kibrit çöpü de cebimdeki kâğıdın yanına gitti. Biraz sonra biten sigaramın izmariti de onlara iltihak etti. Sigaralarım bitti, boş paket cebimde kaldı. Tramvayda voerdikleri bilet hake- Zza, tramvayda boş durmamış yazı yaz » mıştım. Yazı yazarken bazı kâğıtları be» ğenmedim, yırttım. Onlar da cebime in- diler. Lâfı uzatmıyayım. Akşam eve gel dim. , Cebimden iki boş paket, yirmi tane si- gara izmariti, on tane şeftali çekirdeği, bir alay yazılmış, bükülmüş kâğıt, bir iki tane yağ kokan yağ kâğıdı, yüz gram a- | ğırlığında fıslık kabuğu, bir o kadar da kurşun kalem süprüntüsü çıktı. Karım bu hali görünce bağırdı: — Tifüs aşısı oldun mu? — Ne münasebet, şehirde tifüs yok ki. — Şu hal ne, yağlı kâğıtlar cebinde, bitleneceksin, tifüse tutulacaksın! — Hakkın var karıcığım amma ne ya- payım.. Sokaklara öteberi atmak yasak! — Büunları eve getireceksin; bari bir küfeci tut ta peşinden gezdir, süprüntü- leri ceplerine dolduracağına — küfecinin küfesine koy! Boynumu büktüm: — Ona da müsâamde etmiyorlar, dedim, Arkada yük taşımak ta yasak! İMSET Evlenmenin ana şartları 30 kadınla evlenip, bunları birer birer genedikten sonra, gene bekârlığa dönen İbir Amerikalı, açtığı evlenme mücssese- |sinin kapısına şu satırları yazmıştır: Evlenmenin ana şartları 1 — Evleteceğiniz erkek veyâa kadınla açık konuşunuz. 2 — Kadınların da erkek kadar çalış- tıklarına, yorulduklarına kocalarınızı inandırınız. 3 — Koca veya karınızı kendi cinsiniz- den birisile konuşur, görürseniz hemen hüküm vermeyiniz. 4 — Yemek pişirmesini öğreniniz! Telsiz istasyonu Civarındaki Fundalıklar yandı Dün saat 12 yi 39 geçe Osmaniye telsizi civarındaki otlar ve fundalıklar tutuşmuştur. Keyfiyetten haberdar e- dilen Fatih itfaiyesi bir müddet sonra vak'a mahalline yetişmiş — ve yangını söndürmeğe koyulmuştur. Yangın altı saat devam etmiş, ve mü him bir saha yandıktan sonra saat 18 de âteşin önüne geçilebilmiştir. Yan . ginin neden çıktığı henüz malüm de » ğildir. Men'i israfat Kanunu Tatbik edilecek Düğünlerde hâlâ çok masraflar ihti- yar edildiği ve men'i israfat kanunu - nun lâyikile tatbik edilmediği görül « müştür, Dahiliye Vekâletinden alâka - dar makamlara yapılan — bir tamimde Bgerek zabıta ve gerek idare âmirleri - nin bu gibi israfata meydan vermameğe çalışmaları bildirilmiştir. Dünanıh Prensi ile kadını bir Hind en şişman evleniyor Yakışıklı bir genç olduğu söylenen Prens 300 kilo gelen Amerikalı kabare artistini çıldırasiya sevmiş Dünyanın en şiş- man ve en ağıf çe- v ken kadını olan Ma- bol Brigham bir za- manlar i Londrada hayli dedi« kodulara sebep ol muştu. Gazeteler hergün bahsedilmiyordu. On on beş günden- Avrupa — gazeteleri gene Mabel Brigham- dan bahsetmeğe başladılar... Hem de bü. yük bir ehemmiyet ile... Hakikaten bundan bahsedilmeğe de- ğer. Düşününüz bir kere: 24 yaşında genç ve yakışıklı bir Hint prensi olan Terndrath Ashur Mabel Brighamı görmüş, ona âşık olmuş ve ev- lenmeğe karar vermiştir. Mabel Brigham kimdir?... Mabel Brigham Amerikada Şikagoda orta halli bir marangoözun kızıdır. 12 ya. şında iken Mabelin sıkleti tam 100 kilo idi! Artist olmak arzusunu besliyen genç kız babasını ikna ederek (Nevyork) un müzikhollerinden birine girdi ve orada numaralar yapmağa başladı... 20 yaşına gelince seyahate çıktı. Tesa- düf bu ya... 280 kiloluk Mösyö Barnedell kızcağızı gördü, sevdi ve izdivaç teklif etti... Mabel de bu teklifi derhal kabul eyledi. Fakat bir sene süren bir izdivaç hayatından sonra geçimsizlik başladı ve sevdazedeler boşandılar. Mabel parasiz kaldığından numaralar yaparak bir devriğlem seyahatine çık- mak istedi. 'T. Spencer namında fevkalâde şayanı dikkat bir menecer buldu... Menecerin fevkalâdeliği şudur: Boyu ancak 70 san- tim gelmektedir: 300 kiloluk Mâbelin 70 santimlik mes neceri Spencer ile turneye çıkışı tabilf ö- mür oldu... Bu suretle hayli para kazan- mağa başladılar, İlkönce Parise sonra Berline gittiler... (Berlin) de büyük bir alâka uyandırdılar. Londraya geldiler ve orada da tam bir sene kaldılar. İtalyada bir iki ay dolaştılar. Meşhur bir İtalyan heykeltraşı Mabel'e müracaat ederek heykelini yapmağı,teklif etti ve işe başladı... Heykel bitti... Fakat heykeltraş fütü- rist olduğundan biçare Mabelin heykeli- ni garip bir şekilde yaptı. , Heykelin (Roma) sergi binasında teş- hiri kararlaştırıldı. Fakat bu sırağa za- bita işe müdahale etti ve heykelin ahlâk kaidelerine uymadığından bahis ile teş- hirini menet Turneler devam ediyordu. Fakat s0- nunda Mabel parasız kaldı ve bulundu- ğu memleketteki Amerikan sefaretine il- tica etti. Bu suretle Amerikaya vatani olan Şikagoya döndü. Birkaç sene kendisinden bahsedilmez oldu. Fakat huylu huyundan vazgeçer mi hiç!... Bir sene evvel, yani 1936 senesi temmuz ayında gene ismi ortaya çıktı. Şikagodan ayrıldığı ve Uzakşark mem- leketlerini dolaşacağı bildirildi. -Mabel Tokyoya gitti. Bir müddet kaldı. Oradan Makaoya hareket ederek bir kabareye girdi... Makaodan sonra Saygona gitti ve Say- göndan sonra' izi kayboldu. Bir aşk hikâyesi Hint prenslerinden Terndrath Ashur İngiltere kralının taç giyme merasimine davetli bulunuyordu. Fakat hareket ta- rihinden az evvel Londraya gidemiyece- ğini bildirdi. Sebep olarak bir Amerikan artisti ile nişanlandığını ve tetevvüç me- rasiminden sonra evleneceğini ileri sürdü. Havadise ilk günlerde inanilmamıştı. Sonradan doğruluğu anlaşıldı. Bu havadis Hindistanda bir hayli de- dikodulara yol açtı. Bir müddet sonra Mabel Brigham adındaki 300 kiloluk ka- din ile evleneceği duyulunca dedikodu- lar heyecanlı bir şekil aldı... Prensi fik« rinden vazgeçirmek istediler... Prens buna çalışacak hey'eti kabul bile etmedi... Sonradan işin içyüzü anlaşıldı: Mejer Saygondan sonfa izi kaybedilen Mabel iki temsil vermek üzere Kalkütaya gel- miş, Kalkütada «memleket dahiline» gi« receğini söylemiş. O sıralarda prens ile sevişmeye başla- mış bile... Maksat sevgilisi ile buluşmak imiş, Son zamanlarda prens nişanlısı ile bin likte Hindistanda büyük - bir seyahatt çıkmıştır... Vx . Onlar seyahattelerken saray erkânı iz> divaç hazırlıklarını görmektedirler. Se yahat biter bitmez düğün yapılacaktır. Tifo vak'aları dün azalmıya başladı Hıfzıssıha meclisi belediyenin aldığı tedbirleri doğru buldu, men!ıq suları da kontro! edilecek Üai SD İstanbul Vilâyeti hıfzıssıhha mecli- terkos çeşmesi tesisi hakkındaki bele * si, Vali muavini Hüdai kında müzakerelerde bulunulmuştur. Yapılan tetkiklerle tifonun, Karataban'ın riyasotinde toplanmış, tifo vaziyeti hak diye kararı da çok Musip bulunmu$, bu kararın sür'atle tatbikine goq:ılıl'i'd için belediyeden temennide bulunulmâ* 15 tem -İsı da tensip edildikten sonra toplanti” muzdan sanra tevakkuf devresine gir-| ya nihayet verilmiştir. diği, vukuatın geçen aylara nazaran a- zalmakta olduğu anlaşılmıştır. ? Bununla beraber yeniden tedbirler kabil, son 24 saat zarfında ittihazı da derpiş edilmiş, seyyar aşı e-|tifo vak'alarının adedi 19 dur. Soh * Vi Evvelki günkü 21 tifo vak'asına MW teşhis cdlı;: kiplerile aşı istasyonlarının çoğaltıl -|saat zarfında 13 bin kişi ikinci, 9 İması için teşebbüslerde kararlaştırılmıştır. Memnba suları depolarının sıkı kon« trol altında bulundurulması da karar altına alınmıştır. bulunulması|kişi de birinci aşılarını yaptırmışlar * âır. Maarif Vekili Ankaraya gitti K Bir müddettenberi şehrimizde bu Kırkçeşme ve Halkalı suyu akan çeş İlunan Maarif Vekili Saffet Arıkan dün lerin kapatılarak yerlerine 130 tanae aksamki oksuramle Ankavava gilikli

Bu sayıdan diğer sayfalar: