17 Eylül 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

17 Eylül 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Sayta 7 Venedik müsabakasında büyük mükâfat laraan birini kazanan Miki Mats'un yaratıcısı İki senede bir İtalyada Vencdik şeh- Tinde yapılmakta olan beynelmilel sine- Ma festivali bu sene dahi yı Geçen hafta dağılan festiv: fatlandırdığı filmlerin isimle Zandıkları mükâfatları aşağıya Yazıyoruz: En iyi ecnebi filmine mahsus kupasını «Bir bâlo hatırası» â- . Fransız filmi, 2 — En iyi İtalyan filmine kupası «Afrikalı Sipyon mükâ ve ka- sıirasi Tmahsus adın- kupasını Etande illusion» adındaki Fra 4 — En güzel senaryo için İtalyan si- hemacılığı umum müdürlüğü kupasını "ngıllore tacının incileri> adındaki Fran- dz filmi, 3 5 — En güzel ilk vizyon filmi için mil- ietler kupasımı «Büyük Viktorya> adın daki İngiliz filmi, 6 — En ziyade muvaffak olmuş ecnebi Tejisör için halk maarif nezarcti kupa- Sını «Elephant Boy» adındak: İngiliz fil- Mi, 7 — Tabil ve artistik güzellikleri en fazla canlandıran film için sinema umum Müdürlüğünün tahsis eylediği kupayı *Condottieri> adındaki İtalyan filmi, 8 — En iyi tedrisat filmi için beynel- milel film ticaret odasının vazeylediği Mükâfatı «Lüuce teşkilâtı» kazanmıştır. 9 — Eh fazla muvaffak olan erkek San'atkârına mahsus Volpi kupasını, Meşhur Alman san'atkârı Emil Yannings kazanmıştır. Bu san'atkâra mükâfatı — kazandıran film en sön Alman prodüksiyonu olan «Der Herreschen» filmidir. 10 — En fazla muvaffak olan San'atkârına imahsus Volpi Bette Davis almıştır. Mükâfatı kazandıran — filmin «Marked Woman» dir. ll — En iyi fenni film için beynelmis lel sinema enstitüsünün vazeylediği çok kıymetli kupayı meşhur Ufa Alman film kumpanyası kazanmıştır. Ufanın — vücude getirmiş — olduğu «Roentgenstrahlen» adındakı ilm! ve fen- hi filmi pek büyük bir tesir bırakmıştır. Venedik sinema festivaline !ştirak ey- lemiş bulunan İngiliz, Amerikan, Frah- Bız ilim ve san'atkârları bu filmi çok tak- dir eylemişlerdir. 12 — En güzel canlı resimter mükâfa- tını da Walt Disney kazanmıştır. Venedik sinema festivaline dünyanın bütün memleketleri iştirak eylemekte- dirler, Film kumpanyaları Venedik fcs- tivalinin mükâfatlarına çok büyük bir *hemmiyet atfeylemektedirler. Bu seneki festivalden elde edilen ne- ticeye göre: 1 — Amerikan filmlerinde biraz ge: tileme, kadın kupasını ismi Beynelmilel Venedik sinema müsabakası Umumi neticede Amerika film sanayiinin gerilediği, buna mukabil Avrupa film sanayiinde mühim bir ilerleme olduğu tesbit edilmiştir Bir ana baba Kavgasına kurban olan iki yavru * ** Ana ve baba kavga ettikten son- ra yekdiğerine haber vermeden bir daha dönmemeği kurarak evden uzaklaştılar ve evde yal- nız kalan yavrucuklar açlıktan feci bir şekilde öldüler İngilterede son günlerde feci ve o nis- rekler parçalayıcı bir vak'a ol - muştur. 4 yaşına bastığını idrak edemi- yen küçük Ronni ile bir buçuk yaşındaki kardeşi bu facianın zavallı, günahsız kurbanlarıdır. Hikâyeyi anlatahım: Ana ile baba —mufassal bir a- ğiz dalaşından sonrya, — her biri diğerinden habersiz evden uzaklaşmayı kararlaştırmışlardı ve gene hiç biri de, eşinin yuvasını — terkedeceğine — ihtimal vermemekte idi. Bunuün neticesinde ev- de, Yapayalmız kalan çöcuklar, açlığa ve ölüme mahküm edilmişlerdir. Evde kâfi derecede yiyecek, içecek bu- lunmasına rağmen çocuklar boyları ye- tişemediğinden aç kalmışlardır. Bitişik- teki komşu da, çocukların yalmız bırakıl- dıklarından haberdar değildi. Babala- rının gönderdiği parayı getiren postacıya da kapıyı o kadar çaldığı halde açan bu- | Walt Disney 2 — İngiliz prodüksiyonunda birâz te- rakki, 3 — Fransız prodüksiyonunda enem- miyetli bir ilerleyiş, 4 — Alman prodük: da bir te- Vakk fakat Alman fenni ve ilmi ptodükesiyonunda gayet mühim bir te | rakki, | 5 — İtalyan prodü Llık başlad yonu iyonunda bir can- üşahede kılınmıştır. Saray sinemasında İki karılı Gca içinde - kıv- ranarak verdiler. * İş işden geçtikten ve nedön sonra, ta- Lin garib bir cilvesile de, ana ile baba ayni saatte evlerine dönmüşler ve yatak odalarının kapısını açtıkları raman, ar- | dında yalan çocuklarının ölülerile kar- gılaşmışlardır. Ronninin cesedi, kapının arkasında bulunuyordu. Zavallı — çocuk- cağız, elleri kanayıncaya kadar kapıyı aç- mak için tırmalıyarak Uğraşmış, nefesi | tükenince de, oracıkta yıkılıp kalmıştı. | Bir buçuk yaşındaki kardeşinin cesedi de yatağın altından çÇıkarılmıştır. Kapı kilidli değildi. Fakat kilidli ol- müuş olsaydı da netice daha kötü 'olamı yacaktı. Zira kapının topuzu, büyük ço- cuğun boyundan 4 santim yüksekte bu- lunuyordu. Bu dört santimcik, böylelik- le onları gittikçe artan bir işkence, ve havsalanın almıyacağı bir ıstırab ile, ya- vaş yavaş ölüme sürüklemişti. Büyük ço cük ana babanın evi terkettiklerinden 8 gün, küçük te 9 gün sonra ölmüştü. İki- sinin de yüzleri mosmor k»silmiş. du- dakları da susuzluktan şerha şerhi lamıştı. Hü | Jean Harlow İki karılt koca filminde d çat- Wiliam Powell ile beraber Oynıyanlar: Jean Harlow, Myrna Loy, W. Povell, Spencer Traey. Şimdi de hâdisenin içyüzünü açalım: Gladys ile evleneceği sırada bir gaze-| Masum çocukların babası hoyrat, ge- te başmuharriri olan Warren aleyhine bir | çimsiz bir mühendistir, Karısı ise aksine hakaret davası ikame edileceğini öğreni- | Bayet sessiz, evini seven, bütün emeli, yor. Gazete başmuharriri milyoner Al- | Zevki çocukları olan bir kadındır, Birkaç lenburryn'in kızı Counie hakkında yalan | Senelik dörtbaşı mamur bir sevgi haya- bir havadis neşretmişti. Warren hakaret tından sonra, her nedense, mühendis ko- davalarında mütehassıs-olan avukat Bill |©a aksiliğe, hoyratlığa başlamış, vıryırla- ile istişarede bulunuyor. rını arttırdıkça arttırmış, evin de tadı, tu Allenburry ailesi İngiltereye gidiyor. Zu kaçmıştır. Buna rağmen kadın yuva- Bill de Counieyi görmek için arkaların- | #na bağlıdır. Sırf çocukların hatırı için, dan gidiyor. bütün bu eziyetlere, işkencelere katlan- Muvaffak olması için Warren Bill'in | maktadır, fakat gün gelmiş ki artık ta- evli olmasını daha müna buluyor. | Bammülü kalmamış, Aayrılmaya karar Billi kendi nişanlısı Gladys ile sadece | vermiş. Vermiş ama, çocuklara kim ba- nikâhlanmağa teşvik ediyor. kacak? Mühendis: Şu şartla ki dava biter bitmez Gladys| — «Mademki bu niyettesin, © halde kü- tekrar Warren ile evlenecektir. çüğü de al, nereye istersen git» diye tut- Bili, Allenburry ile dost olmağa mu- | turmuş. vaffak oluyor, Balık avına gidiyorlar.| Mühendisin bir âdeti vardır. Haftada Bili büyük bir balık tutuyor ve Counie-|bir gece, klübe gider, geç vakitlere ka- nin takdirini kazanıyor. Ayni zamanda |dar orada kalır. Fakat son zamanlarda da kıza âşık oluyor ve Counieyi davadan | bu çıkışları sıklaştırmış, her geceye bin- vazgeçiriyor. dirmiştir. Bir pazar günü gecesidir. Mü- Artık hergün görüşmeğe başlıyarlar, |hendis tam sokak kapısına doğrulacağı Warten ise Bill'in oynadığı oyunu farke- | sirada, öfkesini saklıyamıyan genç kadın; diyör. İşler karışıyor. Nihayet mesele| —— Yeter artık. İnsaf! - diye hıyku—-ı bir çifte düğün ile ballediliyor, * Tarihden sayfalar: Yeniçeri ocağını yıkan iki Yazanı W açt MA Abdürrahman Efendi o hadar kızmıştı ki padişah huzurunda ve di- vanda olduğunu da unutarak elindeki tesbihi yere vurdu. koptu ve mermerler üzerinde yuvarlandı. Herkes müteessir olmuştu ve bazılarının gözlerinde yaşlar vardı. Padişahın da gözleri yaşarmıştı. Turan Can İ Taneler Eski devirlerde bugünkü gibi herkesin herhalde askerlik ocağında birkaç sene bulunması, harb usüllerini öğrenmesi şart değildi. Askerler tamamile gönüllü- İ 'Jerden ibaretti. Henüz milliyet ve vatan hisleri tebellür etmediği için herkes as- kere gitmek istemezdi. Ancak askerliği san'at ve geçim vasıtası edinmiş olan ©- damlar kralların veya sinyorların yan- larına girerler; onların kumandaları al- tında dövüşürlerdi. Bununla beraber Türklerde hal böyle WA"lrğ'ldi Harbi bir şeref meydanı telâkki eden erkekler, rels veya hakanları ça- zaman hemen silâhlarını kuşanır- arına binerler ve hududa koşar- lardı. Fakat anaızın yapılan düşman ta- arruzlarında bu üÜcretsiz gönüllü ordu- ! nun toplanmasına k r bir kısım mem- leketler istilâya uğrardı. Sulh zamanla- âlerin le meşgül ola. yısile silâhların kullanıl. de | rında g mamaları do masında ustalık — gösteremeyişleri mahzurluydu. e Bunun için dalmf bir orduya şiddetle ihtiyaç vardı. Osmanlı imparatorluğu bu — ihtiyacı derhal hissetti ve yeniçeri octağımı kur- du. Bunlar ilk zamanlarda cidden büyük işler gördüler; harblerde yüksek cesaret nümuneleri gösterdiler, Devletin az za- manda genişlemesi, şark ve garbda bü- tün komşulardan üstün olması hususun- da başlıca rolü' yaptılar. Fakat sonradan a belâ oldular, Bu- na iki küçük vak'a sebeb oldu: İkinci Murad sallanatı terkederek Ma- nisaya mişli. Yerine de gn dört ya- şındaki oğlu Mehmed geçmişti. — Fakat düşmanlar on senelik mütarekeyi feshe- derek ansızın hücum edince sadrazam Halil Paşa (çocuk padişah) la bu felâke- tin atlatılamıyacağını düşünerek sultan Muradı çağırdı. Murad geldi ve Varna muharel de müttefikleri mağlüb etti. Zaferden sonra tekrar Manisaya döndü Küçük sultan Mehmed Halil Paşanın ha- bana da fırsat ver, bu gece de ben çıka- yım, bir sinemaya gideyim. Biraz ferâh- liyayım.» Mühendis kızmış: «— Hâyır demiştir, çıkamazsın. Çünkü sen gidersen, benim evde kalıp çocukla- ra bakmam lâzım gelecek. Bu da işime gelmez, hem de umurumda değil.. Ertesi sabah, mühendis işine giderken öğleden sonra eve dönmiyeceğini söyle- miş. Bunu duyan' genç kadın, gene hid- detlenmiş: | «— Ne o, sen gezip tözacaksın, biz ev- de mi kalacağızö? Sen git, bak ben durur muyum. Ben de çıkar, gönlümü eğlendi- ririm. demiş. Fakât gene de evde kıh—x rak kocasını beklemiş. Akşam olmuş, ıu-l' lar kararmış. Ne gelen olmuş, ne giden. | Bunun üzerine, çocuklarını uyutarak, ko. casına şu satırları yazmış: «Artık dayanamadım, gidiyorum. Beni | boşuna arama, çünkü bir daha eve ayak basacak değilim. Bana yaptıkların yet Za'imliğin, nekesliğin yetmiyormuş gi bir de üstelik beni başka kadınlarla al- datmaya utanmıyorsun, Sende haya de- nilen şey kalmamış.» Ve şapkasini başına geçirdiği gibi kız reketini ve kendisinin tahttan uzaklaş- tırılmasını hoş görmemiş, sadrazama giz- lice kin bağlamıştı. Halil Paşa bunu an- ladı ve gene Muradı tahta çıkarmak iz- tedi. Teşvik etti. Fakat bunlar fayda ver- meyince Edirnede çarşıda yangın çıkart- tı. Söndürmek için gönderdiği yeniçeri- leri yağmaya kışkırttı. Nihayet Murada: Sen tekrar tahta gelmezsen bu fit ne yalışmaz! Diye haber gönderdi. Yeniçeriler ara- ” sına soktuğu adamlar da: — Biz sultan Muradı isteriz! Deyince Murad istemez geldi. Bu aralık gü ü yatıştırmak isti- yen genç Mehmed yeniçerilerin günde- liklerine yarım akçe zammettirmiş; lâkin bundan da netlice çıkma Ancak bu iş, tadı da. ere pek höş lmnaştı. İşte bu hissin tesiri altında kalan ye- daha sonra şehzade Mehmed üçüncü defa tahta çıktıktan sonra Karâa- man oğulları üzerine yaptığı seferden dönüşte ve Bursada (Buçuk tepe) de top- lanarak bahşiş istediler. Fatih sultan Mehmed bazı ele başıları idam etmekle beraber bahşişi de vermeğe mecbur oldu. Ondan sonra yeniçeriler her yeni pa- dişahtan cülüs bahşişi istemeyi âdet e- dindiler. Bu uğurda her haltı yediler. O kâadar ki kırk sekiz sene onları zaferden zafere koşturan Kanuninin ölüsüne bile zam yeniç maklarında ka a hürmet etmiyerek yolunun üstüne (ot arabası) çektiler ve hakaret ettiler. Yeniçeri ocağı devletin en büyük kuv- veti olmuştu. Cülüs bahşişi almak için padişahları tahttan indirmek, öldürmek, şehri yağma ek, harbden kaçmak gi- bi şeyler âdet olmuştu. 1800 senelerinde artık bu baş belâsı ocağın kaldırılması lüzümu tahakkuk et- mişti. Çünkü harb usullerine aldırmıyor- lardı. Sulh zamanında şehir içinde yol kesmek, estaflık yapmak, caka satmak- tan başka işleri Kalmamıştı. (Devamı 11 önci sayfada) —a A — cuklara bakamıyacağını, zavallıların se fil kalacaklarını düşünmekle beraber, bu suüretle ona bir ders verdiğine inanarak kendi kendisini avundurmuş. Halbuki, bu yanda melon şapkasile sokağa çıkan mühendis te bir daha dönmemek azmile evinden uzaklaşmıştır. Günler geçmiş, haftalar dolmuş, ve kocasından bir ses sada çıkmayınca, ka- dinı bir meraktır almış. İlkönceleri, ko- casının istihzasından korkarak evine dö- nemiyen kadın, çocuklarınım — sevgisine dayanamıyarak ve kocasının umumiyet- le övde bulunmadığı bir zamanı kollaya- rak, çocuklarını görmeğe gitmiş, Tam o Sırada da, evinde mühim bir dosyasını unuttuğunu hatırlıyan mühendis koca da çıkagelmiş. Kapıda buluşan karı ko- ca birlikte kapıyı açmışlar, yatak odalâe rina doğrulmuşlar ve yukarıda kaydet- tiğimiz gibi çocuklarının soğumuş, mos- mor kesilmiş cesedlerile karşılaşmışlar - |ve böylelikle kaygalarının cezasını en , |'derin bir acı ile çekmişlerdir. * Şimdi de hapishanede, yavrularını iş- kence ve kasd İle öldürmek suçile zannal. tına alınmış olarak, dava günlerini bek- maştır - Nedir, bu? Her gece sokak.. Bari'kardeşinin evine gitmiş: Kocasının ço- |lemektedirler. D

Bu sayıdan diğer sayfalar: