10 Ekim 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

10 Ekim 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ğ MA NO T; Te Resimli fıkra Son Postanın kış mevsimi pragrammı| tesbit ederken sadece günün vak'ası, ma-| eğlence lâzım, diye düşündük, bu dü- İşünce ile bir müsabaka tertib ettik, nüsabakanın esası şudur: Müsabakanın esası hi dercedeceğiz. Fakat bu resim o gün| çıkan fıkranın değil, ya daha evvel çik- maş, yahut ta daha sonra çıkacak bir fık- ranın resmi olacaktır. Müsabaka bitince okuyucularımızdan, oracağız: — Hangi resim, hangi fıkranındır? Siz de bize meselâ (40 numaralı resii 1 numaralı fıkranın, 4& numaralı resim 1' 'numaralı fıkranım 14 mamaralı resim Fıkr Sarhoşluk değil dalgınlık Bekri Mustafa bit gün rakıtyı çekmiş, iki tarafa yalpa yapa yapa yürüyormuş, Bekriyi bu halde görmüşler: — Amma da sarhoşsun Bekri, demişler, bir yolun sağına gidi - yorsun, bir de soluna! Bekri cevap vermiş: — Sarhoşluktan değil, demiş, dalgınlıktan, evimin, yolun sağ ta- rafında mı, yoksa sol tarafında mı olduğunu unuttum da, bulmak için bir sağa, bir de sola gidiyorum. Bigada şap hastalığı kalmadı Biga (Hususi) — Aylardanberi devam İkalesi, hikâyesi, romanı kâfi değil, birazisip listeye bağlıyarak bize gönderecek-| müsabakamız numaralı fıkranın V. S.) diye bildirecek, bu fıkralar ve resimleri de gazeteden ke-| siniz, Bu suretle siz okuyucularımız hem gü- zel bir fıkra okumuş, hem güzel bir Ti 1 kişiye 100 lira $'7 50 » . 46 25 » B.<i W » # b B er lira 8 » £ şer buçuk lira Mükâfat kazanan okuyucuları noter| tayin edecektir. Müsabakamıza 8 gün)| evvel başladık. Dokuzuncu resim vi fıkrayı aşağıda bulacaksınız, Kaşta bir muhtarı dövdüler Kaş (Husust) — Yozgadköyü muhtarı eden çatal tırnaklı hayvanların $ap has-| Ali Dür kaddın ve Zeyneb adlı iki kadını talı yapılan mücadele ve alınan ciddi|tedavi için Dirgenler köyüne götürmüş- tedbirler sayesinde tamamen Zsil olmuş| lür. Dür kadın fuhuşla melüf olduğu için ve bastalığın men'i sirayeti için konulan | 8-10 köy delikanlısı gizlice muhtarla ka- — kordon, bütün köylerden kaldırılmıştır. | dınları takih etmiş ve muhtar uyurken * Son Posta , nın edebi tefrikası : 67 — Meraklı olmalısın Sevim... Bu merak senin güzelliğine bir şey ilâve etmez, etmez ama ben sana hediyeler — alırım. Bana bu zevki de temin eder... — Acelesi yok. Henüz bu zevke sıra — gelmedi. Bir kere iş bul, çalışmağa baş- la, bak ondan sonra senden neler isti- — yeceğim. Omüştuk. Birbirimize mütekabil — sempati — Bu da gecikmiyecek, — Sahi mi? — Biraz evvel eski arkadaşlarımdan bizine rastladım. Faik'i hatırladın mı? — Tabil hatırladım. — Biraz oturduk. Şurdan burdan ko- mnuşurken böşta olduğumu söyledim. Kardeşi Ankarada büyük bir motör fabrikası kuruyormuş. O da beraber çalışacak emin arkadaşlar arıyormuş, Faik bir mektub verdi. Yarın akşamki trenle Ankaraya gidiyorum. Ankaradayken Faikla arkadaş ol bir uyanmıştı.. Bunu düşüne- Tek mi neden, büyük bir ümide kapıl- dim: — — Bu sefer bu iş olacak Mazlum! de- — Ben gene inanamıyorum. z İzan, Pecim isime,öyle değirek Yazan: SELÂMİ İZZET Bu sefer iyi yol tuttun. Yarın aksam muhakkak git. — Merak etme gideceğim, — Daha neler konuştunuz? — Evlendiğimizi bilmiyormuş, ben söyledim, çok sevindi. Beni hararetle tebrik etti. Galiba o da seni takdir et- miş... Gönülü hiç sormadı, öonu unut- muş, — Sana yardımı dokunsun da kimi unutursa unulsun... yardımı dokunacağına eminim, Mazlum gülümsedi: — BSenin bissiyatına güvenirim, al- dandığını görmedim, Sevim. * Bugün öğleden sonra defterimi aç- tım ama, ne yazacağımı kendim de bil- miyorum,., Dün öğleden sonra, Berna gidince olup bitenler beni sarstı. Gene şaşaladım. Beynim işlemiyor, müfekki- Tem durdu. Sabahleyin * Mazlum — Ankaradan döndü. BSofrada bize Faik'in kardeşi Lemiden bahsetti. Genç bir adammış, büyük bir serveti var. Bu servetin ge- Hiri İe bir kısmını yedikten sonra bu motör fabrikasını kurmak teşebbüsüne Het halde ben Muvaffakiyete ulaşmak için... Kasımpaşa'dan Cevdetin suali de şu: — Elimdeki işle- Ti bDaşarmağa mu- ves etmek, iş ada- minı yolundan a- lkor. Para kaza- nacak kimse, yumuşak başlı ve iyi mua- mele yapmasını bilir olmalıdır. Muvaffa- kiyet, bundan sonra yüz çevirmez olur. AA Sevdiğim kadınla övlenecek miyim ? Teksimde Meh- med imzaşile s0- ruluyor: — Sevdiğim ka- dınla — evlenecek miyim? Kanunf ve sıhhi bir mâni olmadık- | Ça tarafların rıza- J larına bağlı olan Gileğin tahakkuku ıçin endişeye mahal şoktur. Yalnız araya girecek dedikoduletla mücadele Tâzımdır. Şöhret ve ikbali seven bir genç Şehremininden « -——> ——— Hakkı Şen de ta- biatinin — tahlilini istiyor. Zeki ve becerik- li bir ball var. Şöh- ret ve ikbali sever * Mücadele ve Tnü- nakaşadan çekin- mez, Üstüne başı- aa dikkat eder. Bazan hırçın ve gözü pek olur. vek al-|Panayıra lâyık olduğu ehemmiyeti verdiği danmak niyetinde değildir. Kendisine ehemmiyet verilmesini ister, Son Polı | Fotoğraf tahlili kuponu . Y F e ge YA ) DİKKAT | Fotograf tahlili için bu kuponlardan | | $ adedinin gönderilmesi şarttır. Dür kadını kaçırmak istemişlerdir. Muh- ftar uyanıp mümanaat etmek isteyince kendisini dövmüşler, üzerindeki paraları da aldıktan sonra Dür kadını alıp kaç- mışlardır. — Sevdim, hoşuma gitti. O da ben- den hoşlandı, her halde beraber çalışa- cağımızı kuvvetle ümid ediyorum... E- sas noktalarda anlaştık. Ufak tefek kal- dı ama, onlar o kadar ehemmiyetsiz işeyler ki uzun münakaşaya değmez. Öğleden sonra bir iki iş havale etti, onları halletmeğe çalışacağım, Ben el çırptım: | , — Çalışmağa başladın bile., | — Aşağı yukarı, , Biraz sonra teyzem geldi. Müjdeyi iverdik. Mazlum üç buçukta gitti. Tey- zemin de işi varmış, çok oturamadı. Ân- jnem bermutad odasına kapandı. Ben yalnız kaldıktan beş dakika son- ra Berna geldi, salonda oturduk. Yüzü geçen günden biraz daha sarıy- dı. Gözleri büyümüştü. Acı çektiği ha- linden belliydi. Teessürümü gizlemeğe çalışarak: — Nasilsın Berna? dedim. X— Nasıl olayım istiyorsun? , — İyi olmanı istiyorum. — Fenayım Sevim. Allah bana acı- mıyor... Gene öksürmeğe başladım, ge- ne ateşim çıkıyor... — Muhakkak kendine bakmadın.. — Hayır Sevim, mümkün olduğu ka- dar bakıyorum... Hattâ kendime gös- terdiğim ihtimamdan kendim de utanı- İyorum bazan... Terlememek, üşüme- mek için elimden geleni yapıyorum. Kuranderden yılandan korkar gibi kor- kuyorum... Her an hastalanacağım en- gdişesile yaşıyan yetmişlik ihtiyarlara döndüm... — Her zaman diyeceğim Berna, me- | âlemi hayalimde taneli elden bırakma, Filvaki haklısın, | yuyorum. etmek |Adımlar atılmış olmasına rağmen, sebzeci- inkişaf ş ticaretimiz sür'atle ediyor Kıza samanlarda sür'atle dış ticaretimiz, ihraç mevsiminin en canlı devrelerine girmek üzere bulunduğumuz şu sıralarda yüz güldürücü bit vaziyet arzet - mektedir. Avrupanın her tarafına geniş mikyasta ihracat yapılmakta olması, genel ithalât ser bestisi kararile memlekete arza edilen eş - yanın girmesi bu vaziyeti doğurmuştur. 'Tacirler memnundür. Emniyet ve itimad- la Iş yapmakta, gerek Ihracatımız, gerek İt- halâtımız normal seyirlerini takib etmekte- dir. Ödenmekte olan Alman borçlarına ilâ- weten Romanyadaki matlübatın da alacaklı ihracatçılara teaviyesi kararı pliyasada çok iyi müsbet tesirler yapmıştır. İktısat Vekâ-« letinin diş ticaretimiz hakkında sık sık ver- diği rakamların çok yakın İstikbalde yuka - rıda bahsettiğimiz inkişafı bariz bir şekilde göstereceği muhakkaktır. İzmitte sebzecilik İslâh edilecek İzmit (Husus) — İzmit ve mıntakasın - da yelişen sebze ve meyvaları, her yerde$ evvel İstanbul ve Ankaralılar istihlük eder- ler, | İzmitte Bebzeclliğin inkişafına doğru tleri ik istenilen randmanı vermiş — sayılamüaz. Çünkü bunlar bostan sahiplerinin doğrudan | doğruya geçim vasıtası olmamıştır. İzmilte turfanda sebze yetiştirmek tec - rübeleri bir kaç senodir yapılmaktadır, Bu- radâ tetkikat yapan meşhur bir mütehâaasıs | DuUuutl mümkün görmüştü. Eğer bu şekilde iş- tihsalât yapılacak olursa, Kocaeli sebaecili- ği Türkiyede ön safda yer alacaktır. Çankırı panayırı Çankırı (Hususi) — Çankırı panayırı bir hafta sonra açılacaktır. Bir samanlar Bay- raklı panayırı namile — anılan ve dünyanın her tarafından mal getirilip iştirak edilen bu panayır şimdi yalnız hayvanat alım sa- tımına İnhisar etmektedir. Belediye memle- Kete iyi bir varidat temin edecek — olan bu takdirde civar yerlerin dahâ ziyade alâka ve iştiraki celbedileceği muhakkaktır. Kaşta kereste ihracatı Kaş (Hususi) — Son günler içinde kazâ- dan fazlaca kereste Ihraç edildi. İhracat de- vam elmektedir. Çankırıda havalar kurak gidiyor Çankırı (Hususi) — Mıntakamızda bir aydır havalar Yevkalâde kurak gitmektedir. Bu yüzden çift çıkamamış ve rençber son - bahar tohumu ekememiştir. Çarşambada esnaf klübü kuruldu Çarşamba (Hususi) — Kazadaki esnaflar bir araya toplanarak halkevi ile birlikte (( Anadolu mü. peşin ayni gayede çalışmak üzere bir esnaflar klü |— — — bü kurmuğlardır. Şimdiden 150 den fazla â- za temin eden klüp çalışmalarına başlamış- tır, Merzifonda damla şarabı yapılıyor Merzifon (Hususi) — Mıntakamızda bu hastalık seni bıktırdı, ama, her zaman Gözlerini riayet edince iyileşiyorsun... — Kaç para eder Sevim. Unutma ki ben de gencim, ben de hareket etmek, oynamak, gezip dolaşmak, sıçrayıp koşmak istiyorum... Bunlardan mah- rum kalınca kendime başka türlü eğ- Jenceler buldum. Okuyorum ve boyu- na yazıyorum... Ama bunlar beni tat- min etmiyor. Hayattaki dileklerim, is- teklerim bütün bütün başka... Hayatı tasavvur ettiğim gibi değil de, doktor- ların tasavvur eder göründükleri şekil- de kabul etmek en büyük talihsizlik... Hayır Sevim, bu sürdüğüm hayat, ha- iyat değil.. buna yaşamak demezler... Verecek cevab bulamıyordum. Bu derin acının karşısında artık söylene- cek söz yoktu. Fakat bir şey söyleme- mek kabil miydi?. — Çok düşünüyorsun Berna, de- dim. — Yapyalnız olduğum zamanlar baş- ka ne yapayım istiyorsun? Mevcudi- yetimden sıyrılmak, kendi varlığımdan kurtulmak için, düşünüyorum, dalıyo- İrum ve hayalhanemde bambaşka bir â- lemde yaşıyan bambaşka bir mahlük yaratıyorum, Nişanlanıyorum, evleni- yorum... Sevdiğim kızla evleniyorum... O da beni, benim anu sevdiğim kadar seviyor... Onun muhabbetinden kuvvet alarak iyileşiyorum, herkes gibi bir in- san, her erkek gibi bir erkek oluyo- rum... Bu âlemi, yaşamasını istediğim yaratmaktan zevk du- |&ftfiyor. inkişaf eden | yıl üzüm az olmuğlur. Fakat havalar sıcak gİttİĞİ İçin Üzümler çok tatlıdır. Üzümleri şarapçılar toplamışlardır. Bu yıl çarapçılığa fazla alâka gösteril - mektedir. Şimdiye kadar piyasada bulunan şekerpateden başka bir de Merzifon damla şarabı adında yeni bir şarap çıkacaktır. Istanbul Borsası kapanış fiatları 9 -10 - 1937 ÇEKLER Açılış Kapauş 426.75 &77100 0,79)3 — 0,7897 23,9675 — 29,9515 150187 — 15,125 4,69 87,19$0 344381 658218 14294 N.5563 10,V0 685 1165 vaS T0 0.0)) Aşılış — Kapasış 13.50 — 13.s0 " çT meçhul bir noktaya dık- tecrübe ettin, doktorların tavsiyesine |mış, gözlerinden her ifadeyi silmiş, ha- raretli, kesik kesik bir sesle konuşuyor- du. Duyduğu acıyı tahmin ediyordum. Ömrü müddetince saadetin ne olduğu- nu bilmiyecekti. Söylediklerini dinle- mek de insana acı geliyordu: — Sevim, sen içimi döktüğüm yegâ- ne arkadaşsın. Başkalarına söyliye- mem, utanırım. Ama san beni anlıyor- sun, anladığını bildiğim için söylüyo- rTum, ü Her halde senin beni gülünç telâkki etmediğine eminim. Sen beni hiçbir zaman gülünç bulmadın. — Hakkın var, Hem sen gülünç de- ğilsin ki... Yalnız söyle bakayım, o bah- settiğin kadın... Birdenbire sustum, devam etmeğe cesaret bulamadım. Berna sordu: — Evet? — O kadın da hayalinde mi yaşıyor, yoksa hakikaten var mı? Ne demeok istediğimi anladı, Dudak- larında hazin bir kıyrım belirdi, kaba- hatini itiraf eden bir çocuk gibi söyle- — Var, Sevim, — Kimdir? — Gönülü unutmadım, unutamadım Sevim, unutamıyorum.., Çok çalıştım, ynutmak için elimden geleni yaptım... Ama nafile, Gönlümde yalnız Gönül var, çıkaramıyorum. , — Zavallı Borna.., Bu acını da tabil *

Bu sayıdan diğer sayfalar: