12 Ekim 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

12 Ekim 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mavi kıt’alar dün de bir mikdar ilerlediler ve Aydını işgal ettiler (Baştarafı 1 nci sayfada) Yeklerle taarruzu vuku bulmuştur. Mareşal harekâtı takip ediyor Aydın 11 Manevraları takip eden ar- amazdan) — Kırmazı ordü bügün SÜVAri livasından maada geriden ıelml kuvvetlerile Mursalalı, Üzümlü ve Mo - Zala köyleri arasında ve ovanın muhte - lf yerlerinde tesis ettiği müdafaa hat - Tinda ilerlemek istiyen mavi kuvvetler- le bilhassa tanklarla çarpışmıştır. Ayniı Zamanda bu mıntakada sabahleyin her iki tarafın “tayyare filoları arasdInda çarpış- Malar olmuştur. ; * Henüz kuvvetlerinin arkası alınma - kırmızı ordu bugün de müda- Vaziyetinde kalmıştır. Müreşal Fevzi Çakmak ile örgeneral &ddin ve diğer generaller, saylâvlar, Matbuat mümessilleri Mürsalalı tepe - Mmanevra hareketlerini takip et - Büu tepede tanklara karşı ateş açan bir fopçu kıt'asının harp faaliyeti sesli ola- Tak filme alınmıştır. Manevra hakkın - da Mareşal Çakmağa Izahat veren örge - İzzeddinin beyanatı da sesli film- de tesbit edildi. Karargâh Sökeden Aydıma nakledil - Miştir, Mavi küvvel'erin Aydını işgal ettikleri haber veri!iyor Söke l1 — Manevra en hararetli Saf- haya girmiş bulunmaktadır. Mavi kuv- Vetler Aydına da girmişlerdir. 'Vi kuvvetlerin hava filoları dün ge- €e Nazilliyi, sabaha karşı da Aydını bom- Bardiman ederek kırmızının toplanması- Mâ mâni olmaya çalışmışlardır. Sarayköy demriyolu köprüsü berhava edilmiştir. Aydının ilk bombardımanında aşker dolu İren istasyona girmek üzere iken tay- yareler bambalarla hattı ve istasyonu tah- rib etmişlerdir. Mavi kuvvetlerin Kumandanıt değişti Aydın 11 (Harekâtı takib eden mu- harririmizden) — Şafakla beraber başlı- yan muharebe havada ve karada gittikçe şiddetlenerek devam etmektedir. Kırmı- zılar mavilerin hücumları karşısında mu- kavemetlerine rağmen çekilmektedirler. Mavi kuvvetler komutanı General Mus- tafa Muğlalı rahatsızlandığından bu kuv- vetler Korgeneral Mümtazın kumanda- sına girmiştir. Otuz kilometre uzunlü- Bunda bir cephe üzerinde on iki kilamet- relik bir saha içinde ilerliyen maviler karargâhlarını Aziziyeye kurmuşlardır. Kırmızılar Moralı garbına ve şarkına ve Camköy hattına kadar çekilmişlerdir. Maviler Aydın tren hattını tahrib edebil- mek için taarruzlarını — şiddetlendirmiş- lerdir. Ric'at esnasında tamamen taze kuvvetlerle takviye edilmiş bulunan kır- mızi kuvvetler mukabil taarruza hazır- lanmaktadır. Yarınki muharebelerin mu- zaffer kuyvetleri belirtecek kadar kat'i ve nehal olacağı beklenmektedir. Metaksas'ın Türk gazetecilerine beyanatı Atina 11 (A.A.) — Seresde kral, baş -| vekil ve ataşemiliterler de hazır olduğu halde yapılan manevralar bitmiştir. Baş- vekil Metaksas orduyu tebrik eylemiş - tir. Başvekil, müteakiben Türk gazeteci - lerini kabul ederek Yunan - Türk dost - Juğunu alkışlamış ve Türk Yunan or - dusu ayrılmaz ve sarsılmaz bir kül teşkil eder ve her türlü ihtimale karşı koyacak | kudrettedir» demiştir. Metaksas, pek yakında Reisicumhur A- tatürkü ziyaret edebileceğinden — dolayı duyduğu derin sevinci Izhar eylemiştir. Dün akşam manevra sahasında bir köylü bağırdı: Tren geç gitsin, Atamızı biraz dah A YA a görelim : - Aydın, 12 (Manevraları takib için|tarihleri dolduran en üyük zaferlerin- Mmahsusada giden arkadaşımız- |den birini daha kazanmış demektir. İs- dan) — Atatürk bugün de refakatle- 'tasyonu dolduran halk mareşal ve ko- :“dl *t İnönü, Bayan Afet ve bü- İmutanların ray otobüsten inişlerinden ün vekiller bulunduğu halde sabah ve |sonra vagon penceresinde bir müddet sonra manevraları çok yakın- *'_* takib buyurmuşlardır. Atatürk A- Ziziyeden otomobille hareket ederek Dereköy sırtlarına gitmiş, orada Ma- Teşal ve Örgeneral İzzettin tarafından ı"l'lllııııış ve Mareşalden harekât hakkında izahat almıştır. Atatürk bundan sonra Reşadiye is- '.ylııuın gelerek geceyi geçirecekleri € gitmek üzere ray otobüsüne binmişlerdir. Atatürk ray otobüsün ha- Teket edeceği sırada islasyona inen ma- Tesal ve kamutanları tekrar huzurları- D& kabul buyurmuşlardır. Mavi kuv- ;“'"n yeni komulanı korgeneral Umlaz Alatürke emir buyurdukları ti vermişlir. dıhı_dunn Atalarını, ibadeti andıran bir süküt içinde seyretmişlerdir. Ata- türke hat üzerinde bulunan diğer ray otobüsün muvasalatına beş dakika kal- dığı bildirilince, kendini daha fazla tu- tamıyan bir köylü: — Daba geç gitsin, Atatürk seni da- ha çok görelim, diye bağırmıştır. Alatürk Manevralarda (Baştarafı 1 inci zayfada) Atatlirk'ün tetkikleri Söke |1 (Hususi) — Büyük Şef A - mavi taraf sağ cenahındaki zırhlı ve motörlü kıt'- Atatürk Mareşale — manevralardan |aların bareketlerini ve Derbend boğa- Memnuniyet verici intıbalar edindikle- |zı tarafeyninde cereyan eden muhare- fatürk sabahtan itibaren Fini bildirmişlerdir. Yeryüzünün en |beleri takib buyurmuşlardır . Büyük komutanının bu yüksek tevec- İtalya Trablusa |Fransız - Yugoslav “kel' youayor dostluk anlaşm =mıhr ve kırmızılı esirler dolaşıyor- Paris 11 (ALA.) — Stoyadinoviç yarın Parisi resmen ziyaret edecektir. Yugos- hmwmhuwmı.ühnws&m "n:ırınıikvwk'm“;;ımmaıwww»m nünde eğildikten sonra hıridyohumhl Delbos ile görüşecek ve Fransız - Yu - tecdidine Londra 11 (Hususi) — Bugün yehi- 'den 5400 İtalyan askeri” Napoliden rb'e hareket etmiştir. », Bu miktar da dahil olmak üzere son hafta zarfında Trablusa giden İtal - Yan askerinin sayısı 24 bine baliğ ol - yada bir Ras daha öldürüldü MII(HM)—M_M Men bildirildiğine göre, Habeş rüesa - Sından Ras Cebi de, bir isyan hareke - 'hııııı dolayı öldürülmüşür. artırıyorlar vaziyetteki ger - Atatürk 10 - V1 gecesini Çamlıkta goslav dostluk muahedesinin dair evrakı imza edecektir. Hinliği tularak, — İngiliz | knircesine kaçınıyorlardı. Misir ittifakımın derpiş ettiği sevkül - ceyş yollarının bir an evvel yapılması- | suğur ola! Nmy'e?ı dedim. İçlerinden Mısırdaki hava kuvvetlerini İnı Mısır hükümeinden rica etmiştir. |birisi cevap vardi: 'Tertibat bilhassa Mısırın gurbında ya- Kahire 11 (ALA.) —İngiliz — eskeri İpılmaktadır. İngilttere Mısırdaki hava hey'eti, beynelmilel kuyvetlerini de ıntırme.ktıdır EWAE F CE D SON POSTA Manevra sahasından İntıbalar (Baştarafı 1 inci sayfada) zalarını yüksek tepelerile ikiye bö- len ve Aydınla Tire arasından iti - baren bu iki havzayı birbirinden a- yıra ayıra Sökenin şimalinden al- çala alçala Kuşadasına doğru giden bir takım dağlardan mürekkep bir silsilenin cenup etekleri Üzerine kurulmuştur. Aydın Demiryolu - nun şüube hattı Sökeye kadar gelir, Kuşadası da güzelce bir şose ile Sö- keye bağlıdır. Kuşadası civarına çıkarılan — mavi kuvvetler, bu şoseyi takib ede ede Sö- keye gelmişlerdir. Şimdi — muharebe Sökenin etrafında cereyan ediyor. Sö- kenin büyük ehemmiyeti vardır. Kuş- adasından bu tarafa doğru yüksele yük sele gelen ve düşmanın ileri hareket- lerine mâni olan arazi vaziyeti bun - dan sonra değişiyor. Sökeden itiba - ren meşhur incir bahçeleri, münbit tarlaları ile, byüük Menderesin iki ta- rafını takiben Edirne Anadolu yaylâ- sına doğru gayet tatlı bir meyille yük- selen meşhur ova başlar. Düşmanın bu ovaya girmesine mânt olmak üzere Sö- ke üzerine ilerliyen kuvvetlerin hare- ket merkezleri Aydın ve etrafıdır. Şim di bütün bu sahada büyük bir askeri hareket faaliyeti var. Herşey ve herkes bu mevhum mu- harebe ile meşguldür. İncir işlerini he- nüz bitirmekte olan halk, hattâ bahçe- Jerin son mahsullerini de ihmal ederek manevrayı takibe başlamıştır. Bu ha - Teket ve halkım bu alâkası görülecek bir şeydir. Günün birinde böyle bir ha reket yapılacak olursa kendisi de as - |ker sıfatile, köylü sıfatile vazifesini na- isıl yapmak lâzım geldiğini öğrenmek isteyen köylüler, bütün hareketi can - dan takib ediyorlar ve hattâ benim bir |çok yerlerde yaptığım — müşahedelere göre harekâta bizzat iştirak ediyor - |lar. Onlar da mavi kuvvetleri düşman farzediyor ve düşmana karşı ne yap- mak mümkünse onu yapıyorlar, Yani önlar da kendi kendilerine manevra emrini vermiş bulunuyorlar, Şu anda bütün garbi Anadolu ayak- * |tadır. Sökenin sukutu üzerine kazadan ayrılan bir çok yerliler, işgal tehlike- sine maruz bulunan köyleri dolaşarak kırmızılılara yardım için kendi arala- rında bir teşkilât kurmuşlardır. Gittikçe genişleyen bu teşkilâtın â- zaları mavi kuvvetlerin harekât ve fa- aliyetini kırmızı tarafa noktası nokta- sına bildirmek için kahramanca çalış - maktadırlar. İçinden gece yarısı geçtiğimiz bir çok köylerde uykuya yatmış insan yok Bibiydi. Otomohöllerimizi, — yolumuza sıralanarak zorla çeviriyorlar: «— Düşman nerede Söke daha ge- Fi alınmadı mı?» diye soruyorlardı. Bir çok köylerden Aydına, dört nal- la koşturulan atlılar, köylerine, ora - (Baştarafı 1 inel sayfada) «— Generalım, dedim, bir Istirhamda bulunacağım.> Mensup bulunduğu ordunun azameti - ni, ordunun şerefi kadar yüksek bir te- vazula temsil eden değerli kumandanın tebessümü, cesaretimi besledi. «— Fakat istirhamım, cür'etim kadar büyük generalim.» di <— Çok büyükse iktidarım haricin - dedir.> «— Ordumuzun eski manevralarile ye- ni manevraları arasında bir mukayese yapmanızı istirham edecektim.» Bir camlin gölgesindeki koltuğa otu - Tarak yanındaki sandalyeyi bana göster- di: «— Otur da düşünelim, Sual çök şa - yanı dikkat. Fakat ehliyetli kafalar ta - rafından idare olunan bir manevra, üç asır evvel de yapılmış olsa, yeni sayılır. Ayni manevralarda senelerin eskiliği, ye niliği değil, kafaların eskiliği, yeniliği mevzuu bahsolabilir. Manevra, bir muharebeyi tam temsil etmektir. Binaenaleyh harbi temsilde muvaffakiyet göstermiş bir orduyu ve onu idare edenleri devirlerinin iptidai vasıtasile birlikte eski sayamayız. Okla ve mızrakbla boğuşulan devirlerde bile eğer harbi temsilde muvaffakiyet gös - terilmişse onu başaranları alkışlamak lâ- zımdır. Halbuki bunu anlamıyanlar, bir harp manevrasını sadece bir gösteriş sanırlar. Onlara sorarsanız manevralarda tam notlarını manasız bir gösterişe ve alâyişe en fazla yer vermiş ordulara ayırırlar. Bu ölçü manevraların hakikf manasını Hadeden çok uzak düşmektedir. Meselâ Türk ordusu asri silâhlardan mahrum kaldığı zamanlarda yaptığı manevralarda da astın en son çeşit silâhlarile başardı- ği bu manevralardaki kadar yüksek bir muvaffakiyet göstermiştir. Binaenaleyh bu ordu, her devirde har- bi temsilde de harbe girmekte olduğu ka- dar üstünlük ve yenilik göstermiştir. Bu itibarla evvelâ eski ve yeni manevralar arasında bir mukayese yaparken eski ve yeni tabirlerini yanlış bir kıymet ola- rak aldığınızı aydınlatırım, Eskiden ya- pılan manevralarla şimdi yapılan ma - nevralar diyelim. Şüphe yoktur ki ikisi arasında bir çok farklar var. Bugün bir kumandanın di - mağı geniş bir sahadaki bütün harekâtın parlak bir aynası gibidir. Karşısındakinin nerelerde bulunduğunu, neler yapma - Ha niyet ettiğini anide haber alır. Kendi kuvvetlerinin hattâ bir neferinin nerede, Orgeneral Fahrettin Altay, “Son Posta,, muharririne anlatıyor Komutan zarif bir nükte ile cevap verl dan cepheye haber yetiştirmeğe çaba- hyorlar, İzmirden gelen hat boyundaki bü - tün istasyonları dolduran halk, ken - dilerine yeni bnl'geıner verecek gazele- er. Bir tarihçi (Baştarafı 8 Inci sayfada) — Ben ömrümde böyle zengin bir ıntnı başında olurmadım, dermiş. * Altı cilt umumi tarihten başka bir çok tarihi tetkik eserleri yazdı. Temiz ve gü- zel bir üslübu vardı ve bu sayede zevkle okundu. Şöhreti yurd sınırlarını aşmıştı. (Mül- teciler meselesi) ve (Lamartin) ismin - le arkasındaki heybelli dağı göstere - İdeki iki eserinin birincisini Macar, ikin- rek güldü: —- cisini Fransız hükümeti satın aldı. Bun- «— Yağma mı var? Bizimkiler (kır- |ların türkçede basılmış nüshaları yok - mızılıları kastediyor) bu tepenin ardın- | muş. ür dadırlar. Az evvel dağa saldırmaya dav randılar amma, yukarıdan patırdı ko- viler mevzi almışlardı. Şosenin diğer tarafına toplanan köylülerden birine köylerinin işgal edilip edilmediğini sor- duk. İşgal altında ezilmenin acısım, e- sarete &l ruhlarında — yıllarca bütün dehşetile çeken Egeli, parmaği- Sökenin ıssız Bokaklarında, mavili Mavilerin kendi erzakları olmasay - ve tanklarına dayanarak| Senelerce profesörlük yapan, Türk ta- İ rihçiliğinde bir merhale yaratan bu adam son yıllarını ihtiyaç içinde geçirmiş. Ne gariptir: İnsanlığın geçmişini can- landıran bu adam kendi geleceğini can- sızlıktan kurtaramamış. * Vapurdaki, hele köprüdeki kalabalı - Bin arasına kariştığım zaman Ahmet Re- fiği hatırlatan, ona üzülen hiç bir şey ceğiz. Biz dağlardaki taşların bile sa - yısını biliriz. Esir yaşayacak değily a, bizimk'lere bılavuzluk edeceğiz.» Naci Sadullah Kazada -rastladığım sivil bir grupa «— Sökeyi kurtarmağa!» Bir diğeri de 1âve etti: «— Gidip bizimkilere yardım ede - |. Aözl Lalizan S ir, (&t edilmiştir. ne iş yaptığını bilir. Meselâ eskiden zarhe h öotomobiller, düşmanın harp sahasına girip kendi evlerinde imiş gibi dolaşa bi- liyorlar, Fakat orada öğrendiklerini kene i karargühlarına bildiremiyorlardı. Biğ Trakya manevralarında içlerinde telsiz bulunan zırhlı otomobiller kullandık. Gâ rüyorsunuz ki eskiden kendi hudutları içinde me olduğunu bilmiyen kumandam. —— lar bugün düşman cephelerinde cirit oy- namaktadırler. Düşman kumandanınm emirlerini değil, nerede ise niyetlerini, — hislerini bile okumak vasitalarına, anla« mak İmkânlarına kavuşacaklardır. Halbuki eskiden komutanlar, çadırla e rınım bölgesine kadar sokulan düşmanım vücudundan haberdar olmazlardı. Hülü- sa eskiden 'daha ziyâde inisiatife dayanan muhariplik san'ati, fennin ilerleyişi gae yesinde geniş, hesaplı bir ilim mahiye e tini almış bulunuyor. Bu manevralardâ harp meydanında atlarla dolaşan bir çol' hakemler vardır. Bu hakemler, bir hücum esnasında bir kıt'anın ne kadar rayiat ves. receğini kestirip o kıt'anın komutanına —— bildirirler. Kıt'a komutanı da kendisine bildirilen miktarda neferine yere yat « malarını emreder, Yatan nefer ölmüş za« yılazak harp sahasından çekilir. Bu su « retle de kıt'aların hareket esnasında ne kadar zayiat verdikleri bilfiil anlaşılır. Fakat burada bunu tatbik için bir fır, ka hakem kullanmamız lâzımdır. Bu itis barla büyük manevralarda zayiat mikta, rının tesbitini bu şekilde yapmıyoruz da, kıt'aları yakından takip eden mahdut hakemlerin takdirine bırakıyoruz.» Yüksek muhatabımın lütüfkârlığındar Aldığım cesaretle sordum: «— Bugünkü vaziyete göre bu ma « novrada zafer hangi tarafın nasibi ola « caktır?> General gülüyor: «— Belli olmaz diyor. Meselâ — şimdi' kırmızılar, Aydın hattı üzerinde nakli « yat yapıyorlar. Mavi kıt'aları Mendercs kenarma gelince kendilerine nehirdekl büyük köprünün düşman tarafından yış kıldığı bildirilecek, Bakalım oradan nas sıl geçecekler? Kırmızılara gelince Seye diköy istasyonunu mavi tayyareler yaka Huş olacaklardır. Görelim, bakalım, bu. vaziyet karşısında kırmızı taraf ne ya « pacak? Şimendifer idaresi ne iş göre « cek?» * Gülüyoruz: «— Bundan Ali Çetinkayanın haberl var mı?» Değerli komutan sözlerini zarif bir Şür ka ile bitiriyor: «— Hayır, ondan bile gizli tutuyoruz» Naci Sadullah tarih oldu göremiyorum. Büyük elektrik fenerleri « nin keşkin ışıkları altında bir insan ve eotomobil seli karşılıklı akıp gidiyor. Kimler öldü de bu hep böyle aktı. Netice şudur: Tarihçi Ahmet Refik te tarih oldu. Kadircan Kaflı 4 ü * Ahmet Refiğin cenazesi dün saat iki " buçukta Haydarpaşa Nümune haslane « sinden motörle Büyükadaya getirilmiş ve cenaze namazı Büyükada camiinde kıe — lındıktar. sonra Ada mezarlığında kendis — si için ayrılan ebedi istirahatgâhınma teve :ırhumun 50 ye yakın muhtelif meve zulu tarihi eserlerinden başka Evi & Çelebi Seyahatnamesinin 9 ve 10 u?ı: ciltlerinde yapmış olduğu noksansız tas- kihleri de zikre şayandır. Esased ölü « — Mmünden bir kaç saat evyel hep Evliya Çelebinin üzerine toprak attığını sayık- lamış ve merhum şairiâzam Hâmidi ans mıştır. Hastaneye kaldırıldığı zaman h yatından ümit kesilmiş bir vaziyette li. Çalışmaktan yılmıyan ve hayatının so- — nuna kadar çalışan üstad Ahmet Refik — son zamanlarda geneliğe bir kaç eser da- — ba hediye ettnek üzere iken ne yazık ki — buna ömrü yefa etmemiştir. Sön zamanlardi geçirdiği maddi mü- zayekaya rağimen hiç bir zaman gurur ve vakarımdan zorre kadar fedakârlıkta bu- lunmamış ve kimseden muavenct talep etmemiştir. ü >

Bu sayıdan diğer sayfalar: