17 Ekim 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

17 Ekim 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çanta, eldiven vesairede göreceğimiz yenilikler Bugünün modası çanta, eldiven vesalre gibi teferrüata, elbist kadat ehemmiyst vermiştir. Esvab ne kadar güzel olursu olsun eğer çantanız, eşarpınız, eldivenle- riniz -bir kelime ile- üstünüzdeki elbise- dean geyri ne varsa elbişenize uygun de- Bilse şık sayılamazsınız. Bu teferrümt üzerinde her mevsinide 0 kadar çeşidii yenilikler yapılıyör ki her yeni modaya uyan örnek bir eldiven. bır süs, hir kemer bulmak hemen hemen im- kânsudır. Hattö bu teferrüattaki yenilik'e eski bir elhiseyi son moda, dümdüz bir (robju süzlü ve şık göstermek de mümkündür. Bunun içit ıster bu neviden, isterse yeni | yapacağınız elbise ile birlikte ku'lanıla- cak tcferröatı en san ve en uygun gek:ide seçmeye çok dikkat etmelidir. Sentür modası; Bu sonbahar en hoşa giden sentür'ler, zincir sentörlerdir. Ya gümüş yahüd da altın rene'nde yaldızlı bir sıra ha'kalâr- dan ibaret ince bir zincir... Bu zincirin uçlarına elbisenin renginde deri konuluyor.. tokaları da ayni deriden- dir. Hazır bulunmadığı takdirde istedi niz renkte ısmarlıyarak yaptırabilirsiniz. Deri kemerler çok ensizleşmiştir. Ade- ta bir koroon kalınlığında denecek ka- dar 'nceleri pek modadır. Bunların da uçlarına -zincir sentürlerin aksine- ya sarı yahud da plâtin renginde zincirler geçirlimekte ve madeni bir toka tle kul- lanılmaktadır. Renkleri elbise ile tezad teşkil edecek tarzdadır. Çantalarda yenilik: Zincir modası yalnız sentürlerde kal merıştır. Buna çantalarda da çox Trast- larayor Zancir saplı çantaların bu sonbe- bar çok 'rağbet göreceği umuluyor. Bazı ebsantrik modellerde meselâ kalın bir zincire ince zincifle takılı iki hasti üç çan'aya rastlanıyor. Bu çantaların hepai de kücük fakat muhtelif büyüklüktedir- ler. Ve her biri ayrı bir iş için kullanı inakadır. Vıral modası: Hâlâ bâüki. Ve çok çeşidli. Bazı şapka- ——— ——— “CÖNÜL İŞLERİ(&, Bu kızdan ayrılmak Bence imkânsız Evet bir erkek okuyucum böyle söy- lüyor: — Bu kızdan ayrılmak bence imkân- sız, diyor. Fakat mektubunu okuyup bitirdikten sonra ben de: — Bu kızla evlenmen mümkün de- ğil, diyorum. * Mektubu yollıyan okuyucum «Akça- dağ» da oturüyor. Gençtir. Tahsilin: faz Ia ileriye götürmeden hayata atılmiş- tır. Şimdı ayda 50 lira kazanmaktadır. Fakat kendisini serbest telâkki etme- yiniz: Sıkı sıkıya allesine bağlıdır. Bu- günkü kazancını da onun sayesinde te- min etmektedir. Bu okuyucum geçenlerde bir köye Bitmiş, orada bir Çerkes kızı ile tanış- mış, konuşup sevişmiş, evlenmek ar- VÜ Yü ların kenarlarına tibki perde saçakları- na tenzer bir nevi vual'ler — geçiz'liyor. Babları ikabında yanlara veya bir kenara çekleerek yüzünüzü açabilirsiniz. Göze | arpan şey'erden hoşlanan kadınlar içın | fena bir fıkir olmasa gerek... Yeni eldivenler nasıl? Gündüz itin gene sued veya güderiden elif renklerde, Elbisenin y onE yahud da tamam tal vir renxle. Siyahla kırmızı, sar:. g- rab vengi, yeşil, blörua eldivenler kulla- niliyor. Gece için renkli eldivenler, bazan Ja e| n Lumaşından yaptırılmış eldi- r seçliyor. Yeni garnitürler: Dur kordelâlardan yapılmış büy'ik çi- çekler sade elbiseler üstünde çok haş bir değişiklik vapıyor. Bunlara elbisenin ba- zan yekasında, bazan kollarında, bazen da belinde veya göğsünde rastlanmiükta: | dir. Bezilacı da eski bir modaya bönzer | şekilde ince bir bağla boyuna takıulmalkke tadır. | Eğer -sahici veya yalancı: inci tak- maktan hoş'anıyorsanız hiç durmay'nız, derhal bunlardan birkaç diziyi birbitine büketek kalınca bir kolye yapınız. Bu yal “acinin bu tarzı pek moda. Bilhâssı sıyah roplar üstünde hakikaten güzel o- tayor, Patlbıcanlı pilâv Önce pirinci ayıklayıp bir müddet sı- cak suda bırakınız. Sonra patlıcanları u- fak ufak doğrayıp yanmış zeytinyağında kızartınız. (250) gram pirince orta bü- yüklükte bir patlıcanı kâfidir. Bir yaş soğanı ince İnce doğrayınız. Zeytinyağında pembeleştiri: Sonra bir iki domatesi bu soğanın üstüne sıkınız. Bu su ile Soğanı iyice pişiriniz. Pirinci sıcak sudan çıkarınız. Patlıcan- larla bir araya karıştırınız. Soğanlı do- mates suyunu üstüne döküp yavaş ateşte pişiriniz. Domatesli su pirincin yarım misli fazla olmalıdır. zusunda — Fakat ailesi razı değil. Bu muhalefeti dinlememesi ise imkân ha- ricinde, zira her şeyi kaybetmek tehli- kesi vardır. O halde: — Bu kızla evlenmek mümkün de- ğildir, diyorum. Çaresiz vazgeçeceksin, Senin için ih- tiyar edilecek tek bir yol vardır. O da âilenin tensib edeceği kızı almak, onu beğenmediğin takdirde de her hangi bir bahane ile evlenmeyi uzak bir âti- ye atmaktır. Hayat serbestisi ancak geçim ser- bestisi ile mümkündür. Evlenmek de ancak o zaman düşünülecek şeydir. * Süleymaniyede Bayan' C. D. ye: Atalar sözüdür, çocuk rızkı ile bir- likte gelir. Endişeye kapılmayınız. Fa- kat sikıntiya düşmemenin tedbirleri- ni de şimdiden almak lâzım. muhtelif havalar çalarak çocukları eğlendir- BON POSTA HÂDİSELER KARŞISINDA Soba krizi Kış, üç buçuk gözlü apartıman katına birdenbire girdi. Teshin maddesi ola - rak yorgandan, hırkadan gayri bir şeyi- miz yok. Soruyorum: — Ne yapacağız? Karım: — Bu apartımandan çıkalım, diyor, bir kaloriferli apartıman tutalım! Annem de başka bir fikirde: — Antreye bir salanmadıra alırız, be- nim odama da çini sobayı kurarız! Oğlumun da bir arzusu var: — Baba, sobanın önü camlı olsun. — Camlı mı? — Şey, yani, yandığı görünsün, Hizmetçi atılıyor: — Benim eski yerimde havagâzı sö - bası vardı, kibriti çakınca yanıverirdi. Köşede oturmuş, kahvesini hörpürde- ten komşu kadın akıl öğretiyor: — Bir kaç yüz okka kömür alın, man- galları tepeleme doldurursunuz; gel key- Tim gel Halam lâfa karışıyor: — Asıl sen böyle işleri bilirsin? — Ben mi, niye? — Müuharrir değil misin? — Ha, öyle mi? * Arkadaşlar soruyorlar: — Kurdun mu? Cevap veriyorum: — Hayır! — Söban var mı? — Hayır! — Alırken dikkat et.. Bir kısmı nafile; boşuna para vermiyesin! Evime geliyorlar: — Nereye kuracaksın? — Bilmem, şu antreye istiyorum. — Pencereye doğru olmasın ha.. Hesaplıyorlar: — Üçü dörde zarbet: —12! — Gene üçle zarbet, — 36! — Dört otuz altın ne eder? —14! — Demek oluyor ki yüz kırk dört met- re mikâbı.. Böyle olunca tek Böba ısıt - maz, salona ayrı soba ister. Münakaşaya girişiyorlar: — Bayır canım ısıtır. Isıtmaz, ben bilmez miyim? Isıtır amma, boruyu dolaştırmah.. Böruyu dolaştırmanın füaydasi yok- tur. * Sobacıya gidiyorum: — Ben bir apartımanda oturuyorum. 144 metre mikâbı bir yer. Yerden bitme bir söba gösteriyor. Bu- nu alın, kömür yakın, kalöriferli apar - tımanda imişsiniz zannedersiniz. — Kaç lira! — Sizin yirmi liraya olur. Bir başka sobacıya gidiyorum: — Ben hir apartımanda oturuyorum. 144 metre mikâbı bir yer. — Kömür sobası istiyorsunuz. — Evet! Benim boyumda bir soba gösteriyor: — Bu ısıtır zannederim. — Bu mu, kaç lira? — BSöiksen.. Yetmiş dokuz lira doksan dokuz kuruş deseniz olmaz, Bir karar vermeden dönüyorum. Karım karşılıyor: — Gene sallana sallana geldin? — Şu kadar senelik karımsın, benim sallana sallana yörüdüğümlü — şimdi mi görüyorsun, ben yürürken daima iki ta- rafa sallanırım. — Öyle değil, hani soba.. zi soğuktan donduracak mısın? Münasebetsiz bir misafir var.. Atılıyor; — Ay sonu şimdi, belki parası yok. Kafam kızıyor, şeytan diyor ki: — Aç cüzdanını da şu elli liralığı gös- ter Sokağa fırhyorum. Bir arkadaşım ko « lumdan yakalıyor. e— Yahu sende bir şaşkınlık var? Cevap veriyorum: — Var ya, kriz geçiriyorum, kriz.. — Ne oldün, ne krizi geçiriyorsun? — Soba krizi! İsmet Hulüsi Akyazıda sünnet düğünü Akyazıda Çocuk Esirgeme Kurumu bir sün- net düğünü tertip etmiş, 28 çocuk sünnet et- tirilmiştir. Bu 28 çocuğa elbise de verilmiş- tir. Adapazarı Halkevi bandosu düğünde İtaİya# fi'lmğiliği c'anlamy(.)r Mussolini bir sinema — kumpanyası teşkil etti Bu iş için oğlu Vittorto Mussolini, 16 eylüldeii beri Amerikada bulunuyor n güzel İtalyan yıldızlarından Anna Valertw Az zanıan evvel Amerikada intişar et- mekte olan New York Herald Tribune gazetesi şu malümatı verdi: «Mussolinifnin oğlu Vittorio bir sinema kumpanyası müdürü oldu!» Bu Romada İtalyan propaganda filmleri yapmak üzere büyük bir kumpanya ku- Tulduğunu ve Mussolininin oğlu Vittorio- nun Amerikanın meşhur prodüktörlerin- den Hal Roach ile birlikte Hollywood'a gitmek üzere olduğunu bildirdi. New - York Herald Tribune'ün vermiş olduğu haber tamamile teeyyüd eyledi. Kümpanya bizzat Mussolini tarafmdan tesiş edilmiştir. Kumpanya İtalyayı ec- nebi memleketlerine tanıttırmak - için filmler çevirecektir. Bu kumpanyanın çevirecek olduğu ilk füm meşhur musikişinas Verdi'nin en büyük ese-i olan Rigoletto'dur. Kumpan- yaya R. A, M. ismi verilmiştir. (Roach and - Musçolini). — Sermayesi şimdilik 120.000.000 lirettir. Mukavele «Roma» da tanzim edilmiştir. Ve söylenldiğine göre bizzat Mussolini tarafından kaleme alınmıştır. Filhakika, Vittorio Müssolini 16 eylâl tarihinde Napoliden hâteket eden «Rex» 'Transatlan"iğ'ne binerek Nevyorka mü- teveccihen yola çıktı. 23 eylülde Nevyor- ka vasıl olan B. Vittorio ertesi günü tay- yare İle Holtywood'a gitti. Vittorio Müssolininin refakatinde bu- 1,000,000 lira — bir film 1898 senesinde Fransız askerleri garbi Sudanda kâin Fachoda şehrini zaptetmiş- lerdi. Fakat bilâhare İngilizlerin tazyiki üzerine bu şehri kendilerine bırakmış- lardı. İngilizlerle çok derin dost olmala- rına rağımen Fransızlar bu acıyı unuta- mamışlardır. n Şimdi Fransız stüdyolarından biri «Fachoda» adında büyük bir tarihf ve sskeri film çevirmek üzere hazırlıklara girişmiştir. Bu filmi yapmak için ayrılan sermaye tam bir milyon Türk lirasıdır. Film böy- de çevrilir! v Güzel sinema yıldızı. Myrna Loy meşhur san'atkâr William Powell ile bir- Nkte «Büyük aşk» adında bir film çevi- Tecektir. Film M. G. M. nindir. * Meşhur san'atkâr Wallace Beery A- merikada «Bad man ol Brimstone>» adın- da büyük bir film çevirmektedir. Filmin harici manzaraları Utah'ta çekilecektir. Bu harici manzaraların çekilmesi için 50 san'atkâr; 40 teknisyenden mürekkeb bir heyet yola çıkmıştır, Heyetin birlikte taşıdığı malzemenin sikleti 200,000 kilo- dur. , lunanlar şunlardır: - İtalyanın Amerdd sefiri kebiri, Suvitch, prodüktör Hat Rö* ach, Del Papa ve Floransa şehrinin mlll teşkilâtı retsi. B. Vittorlo Musgolininin reisi bulundug kumpanyanın şeriki bulunan Hal Rosof — (Metro Gölwyn Mâayer) firmasının esu ) prodüktörüdür. | SAA EDR, Ölüm gölgesi Jlüm gölgesi filminden bir sahne Oynıyanlar: Bruce Cabot, Joseph COt hea Margaret Lindsay. | Çok zengin bir adam olan Aron l»â pier ile kızı Lorraine ve oğulları Datt” ve Stefen tehdid mektubları alırlar. j Eski bir gazeteci olan Ernle tahkikatf koyulur. B Bir gece Aron Lompier meçhul #dif lar tarafından öldürülür. Az sonra € Stefen'i dahi zehirliyerek- öldürürl — David dahi katledilir. Öldürüldüğü * şam David'ın Ernie'ye telefon ettiği * bit edilir. Eönle; moklül Lempisi Bilesinta SÜÜ katı Baskomb'dan şüphelenmektedi”. Ailenin henüz öldürülmemiş olan €ffE © dından Loraine'in de er geç öldürül ğini bilen Ernie bir balo vermeği ve Dü ya Lorraine'i davet eylemeği düşü” tkrince katil baloya muhakkak gele'” tir ve yakalanacaktır. İşler Ernle'nin tahmin eylediği 6it ) kar, Fakat katilin avukat Baskomb mayıp bir gazete müdürü olan Mat vic olduğu anlaşılır ve kızı E»idürm;p' yakalanır. Katil itirafatta bulunur. Ge Lorraine ile evlenir...

Bu sayıdan diğer sayfalar: