30 Ekim 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

30 Ekim 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Monolo(] Şemsıyenın faydaları Mektebde arkadaşım Şemsi var. Onun babası mi icad etmiş, yoksa bü: besi m bilmem amma şemsiye denilen Şşey var ya.. İşte ben ona bayılırım. Ne o yüzünüzü buruşturuyorsunuz.. — O kapkara şeyin de nesine bayılır - sın! Demek ı<:n<ııx'unu"’ ne mi ba T an ne dü kı )nen- aktan korur. Şimdi d onra da baş belâsı olu burası yanlış, y Meselâ ka da İnsanı islan Yağmı Diyeceksi şe yarıy arar ginirli bir i! maktan, şunun Binden . (&*“3 | .ıl maklık yaptırıp demir parmaklık içinde| Açınız şemsiyenizi metre olan tostop, ka yaratmış ol iniz ya! kutru bi ir memnu mı sunuz.. Fena mı? Yağmursuz zamanlar- da buna masın.. Yağmur yoksa güneş vardır. O za- man da şems labil Hem şemsiyenin faydası sade bu mu Hoşlanmadığınız bir insana rastgeldiniz mi derkal y üzü kapatırsınız. Onu görmeden geçersiniz. Sonra şemsiye ev- gezeme rafınızd de de lâzımdır. En evvel damları akta - | yılmamış evlerde ne kadar işe yar; ğinı siz de tahmin edebilirsiniz. Evinizde fare çok mu, şemsiyeyi sa - pından tayana asar, farenin yemesın - den korktuğunuz öteberiyi içi bilirsiniz.. Şemstye bunlardan ziyade bizim, y çocukların işine yarar. Oyuncak atlar, tramvaylar filân şemsiye kadar çocuk - ları eğlendiremezler. Geçen akşam arkadaşlarım gelmişler- di. Babam da şemsiyesini kurusun diye aç mış bir yana koymuştu. Arkadaşlarımla saklambaç oynarken ben şemsiyenin ar- kasına saklanmıştım. Bakma; madıkları yer kalmadı. Amma şemsi arkasına saklanmış olduğum — bir tü akıllarına gelip beni orada aramadılar. k olduğu halde sapmds e yanında hiç kalır.. Bakın ben şemsiye ile bir ©: icad ettim. Hani aeçen büyük yı yök mu, işte o zaman bir sabah erkenden kalktım. Eski gazete k.ıgı-lıın buldum. imkân yok mudur? Neye ol -| ne dolduru- | ; kları, ars -| n İki ülup çevrilince çok “güzel döner.. To- | a İren, eğlendiren şemsiye bir kere d Onları makasla ufak ufak doğradım. Am- |ma ne kadar ufak biliyor mus gümüş yirmi beş kuruşluklar var y |ların yarısı kadar. Babamın — upuzün, — anr eleri kapalı olduğu b sılı duruyorlardı. K rını ikiye taksim ettim. Yarısı tamın şemsiyesinin içine, yarısını da an- nemin Şe nin içine boşalttım. Onlar da kalktılar. Annem yer tosunu giydi. Babam yeni elbisesini giy: şemsi p çıktılar. Onlar kapıdan çıkar çık- maz peni koştum. Bakalım ne ola- caktı; kapının önünde her ikisi birden siyelerini açtılar. Şemsiyelerini aç - — Bu ne hal? Demeleri bir oldu. Sırtları, omuzları. şapkalarının üstü bembeyaz olmuştu. He- men eve döndüler.. Ben gülmekten katı- hyordum. Babam yüzüme aksi aksi bak- h. Annem de öyle: — Şey baba, anne, dedim, dışarıda kar mı yağıyor? Keşki bunu demeseydim, her ikisi bir- den gözleri açılmış bir halde bana doğru | yürüdüler. B: sağ omu- emsiyesini ö ) le hızlı vardu biraz evvel kahkahayla gülerken iamıya başladım. Ne yapayım.. Her zaman beni güldü - ağ- Amma bir daha bu aklımd , böyle şeyler yapmak iste im. ruma, annem latmıştı çık İmiye keesseseeaa e seasesAsAsAA AA AAA Ger eee a c e AAA MA Resimli Bikâye : SON POSTA Bundan on dört yıl evvel 29 teşrinievvelde Cumhuriyet - ilân İ edilmişti. Bizi kurtaran, bizi za- ferden zafere ulaştıran Büyük Şefimiz Atâtürkün bu büyük e- serinin yddönümü en ünlü bay- ramımızdır. Hepimize kutlu ol- sun, Kanadada cam tuğlalardan bir bina apılmıştır. Bu cam binada oturanlar dı- şarıdan görülmemekle beraber bina İçi- ne güneş ziyası çok iyi nüfuz eder. a — En uzun kelime hangisidir? — Lâstik! aaan ee sani aanannan d Enenenen e eaRanaaaaman Bakın büyükler, belki sizin de benim bi çocuklarınız vardır. Onlar da bunu nebilirier.. Sakın ha şemsiyeyi, içine akmadan başınıza açmayın.. Küçükler siz de benim aklıma gelen, aklınıza gel- diği zaman sakın tecrübeye kalkmayın! Çünkü şemsiye dayağı var, şemsiye dayağı da çok fena! Ben tattım da bili - ** seseeeecesa A K AA AAA yorum. İnsan kendinden küçüğüne de muhtaçtır — Sen küçüksün çekici ba- ©a ver de ben çitileyim. vilemek — Gördün ya, insan bazan kendinden — küçüğüne — de muhtaçtır. — Eyt Aman! — Kap kacak sandığını çi: vah başım.. Aman! lâzım,. yerleştirelim, koyarım, — Sandıkları güzel — Ben kendi kendime de yaparım, öteki köşeye bir taş — Çocuklar şu benim san- dıklarımı hazırlarımız değilt mi? güzel — Bu tarafa turunca öbür taraf kalkıyor. — Ben karışmamı, Sen be- Bi istemadin — —— | Meraklı ve Faydalı lîlîgller Büyük fotograf makinesi En eski saat I NrE Ki V Bü resmini gördüğünüz bir «T> lini andıran şey dünyanın en eski dir. Mısırhlar tarafından — yapıl Dünyanın en büyük fotoğraf makine- &inin resmini koyuyoruz. Bu makine 1900 senesinde bir şimendifer kumpanyası ta- yafından yaptırilmıştır. w Kılıç balığının kılıcı Bizim «kılıç balığı» adını verdiğimiz balik, birçok istihaleler geçirdiklen Sön- | y a . krallarından taç gym.â Ta kılıclı hale girmişti. Evvelâ yukarıda- | / z gekizinci Edvard değildir.-... İğ ki şekilde kılıesızdı. Bilâhare ortada gö-| de öldürülen beşinci Edvard dâ “,o'.: rüldüğü tarzda bir kılıcı oldu. Ve niha-|zaman henüz taç giymemiş bulunu?” | 'et Üçüncü rı deki şekli aldı. di —HİKİZLER —— Çorumda Bay Alâeddin Gücünün ikiz yavrulari srereseeeecA M YENİ BİLMECEMİZ Bu bayanın bi emeli eskiden anne olmaktı. Ve şimdi annedir, — çocukları büyüyor. Artık an- ne olmak emelinde değildir. Çocukları- na sevgi ile baktık- ca ilerde daha başka bir şey olmak ister.. «Ah onu da olsam..» der.. Acaba ne ol- mak istiyordur? O- nun bu isteğini me- rak ediyorsanız bir kere düşünün ve sonra düşünüp bul- duğunuz kelimenin harflerini yukardan aşağı doğru inen dört köşelere yerleşti. riniz.Tamam mı? İşte anne olan bu bayan şimdi de onu olmak istiyordur. Bilmeceyi doğru bilenlerden bir kişiye çay fincanı, resim çerçevesi ve diğer yüz kişiye de ayrı ayrı, çok şık ve kıyım! verilecektir. Bılmccıye cevab verme müddeti on beş gündür. bir KişiYE ,,uıh İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: