3 Aralık 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

3 Aralık 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bayramda göreceğimiz üç yeni ve güzel film Harry - Baur'u “Kızıldenizin esrarı,,nda, Gary Cooper'i de “Âsi generalin son emri,,nde seyredeceğiz BUK yi Harry Baur «Kızildenizin Bayrem münasebetile sinemar, hafta çok güzel filmler göstermekled ler, Bunların mevzularımı birer bire: ya zıyoruz: bul Kızıldenizin Esrarı Sarayda gösterilen bu filmin başrolü - nü Harry Baur yapmaktadır. Mevzuu şu- dür: 1913 senesinde Said Ali isminde ihtiyar bir arabın şöhreti 20 milyon altın frank keymetinde bir inci koleksiyonuna sahib olmasıdır. Nadir isminde biri kendisine dost süsü vererek Said Aliyi morfine alışlırır. ve bu surette kendi hükmü altında tutmak ister. Bu adamın beklediği morfinden kazan- dığı para değil, fakat Said Ali ile oğl nun dargınlığından ve Selimin zayıf ah- Kakından istifade ederek incilere kon - maktır. Nadir Selime verdiği paralara mukabil mirasın mikdarı kadar bir ser- vet almıştır. Nadir elindeki bu senedin açtığı ince yola varmak için baba ile oğlu yok etmi- ye karar vermiştir. Babaya zehirli mor- fin veriyor, oğlunu bir korsan gemisince gönderiyor. Baba morfinden, Selim de bir müsademede ölecektir. Tesadüf Selimi kurtarır, Kendisini Said Alinin yanına götürerek baba ile oğlu barıştırır. Ve Nadirin yapmak istedikleri anlaşılır, Said Ali ölüm yatağında incilerin ken- disile beraber gömülmesini aleni olarak Yasiyet ediyor. Yalnız bir adacığın sahiline defnedi - lirken Said Ali Nadirden intikamımnı al - mıştır. Nadir hırsına mağlüb olarak bu yalnız edada susuzluktan ölmüştür. Aşk Terzihanesi Melek s'nemasında gösterilen bu fil - min mevzuu şudur: Nevyorkun en güzel kızı addedilen Klettering, genç bir milyonere pişanlı bulunmaktadır. Herkes onü mes'uâ san - maktadır. Fakat, bilâkis, 6 hiç mes'ud ae- ğildir. Nişanlısını sevmiyor. Düğünden bir gün evvel, gelin esvabını hazırlamak- ta olan terzi Kurzöonun - ticarethanesine EBiderek bir bahane ile esvabını verme « mesini rica ederse de terzihane sahibi Mücssesesinin ciddiyeti namına bu tekli- fi kabul eimez. Merasimden bir kaç saat evvel, elbise teslim edilir. Buna fena halde sıkılan genç 4ız, büyük bir buhran içinde elbi - veyi yırtarak terzinin suratına atıyor ve Âsi Generalin son emri ğe katlanıyor. Halbuki nişanlısı Estarı» ndü kiliseye gitmekten imtina ediyor, Klette- rihg, hayatmı temin edebilmek için ni - yet terzinim yanında mankenlık etme- onun mankenlik edemiyeceğine dalr mahke - meden bir ilâm almağa muvaflak olu - yor. Kurzaon bunun önüne geçmek için çok Uğraşıyor ve bütün parasını dökerek bir revü hazırlıyor. Karısının hiles; ne - ticesinde terzi parasını kaybediyo:. Elin- de kalan yalnız dekorlardır. Fakat, Klet. ternig sayesinde revü çok büyük bir mu- vaffakiyet kazanıyor. Terzi kendisina fe- nâlık eden karısından ayrılarak genç kız. la evleniyor. Âsi Generalin son emri «İpek» sinemasında da gösterilen bu filmin başlıca rollerini Gary Cooper, Ma- delelne Coroll, Akim Tamiroff yapmak - tadır. Mevzuu şudur: Aşk Terzihanesinden bir sahne Âsi General Yang her tarafı elde etmek arzusundadır. Halk ona karşı kıyam ha- zırlamaktadır. Halk kendisine rels olarak O'Hara adındaki Amerikalıyı seçmiştir. Şanghaya gidip silâh ve mühimma! Ması için kendisine bir hayli para veri Miştir. Kendisine verilen vazife çok mü- himdir. Yan'gın tarafdarları — kendis'ne engel olmak istiyorlar, hattâ bir sulkasd bile hazırlıyorlar, Fakat o, bunlardan kurtuluyor ve üstelik General (Yang) yaralanır. General, O'Hara'ya karşı derin bir nefret beslemektedir. Onu öldürt - mek ister, İşi anlıyan O'Hara; generale itidal tavsıye ediyor. Bunun üzerine ge - neral, maiyeti erkânma birbirlerini kur- şuna Gizmelerini emrediyor. Ketdi de bu arada ölüyor. O'Hara ile sevgilisi yeni - den hayata kavuşuyorlar. #ilminde Gary Cooper SÖN POSTA Birinci makalenin hülâsası mukayemetleri karşısında tam 7 ay 13 gün sürmüş ve Ehlisalib ordularının yarısı imhâ edilmişti. Bu sırada Ehlisalib orduları arasında âÇ- hk guhur etmiş ve bunlar tarihin en büyük şenxatini göstererek casus diye — yakalanan esir ve şehid Türkleri pişirip yemişlerdi. Antakyanın bu kadar büyük bir kahra - manlık gösterdiklen sonra sakut etmesinin sebebi de Firwa isminde haimn'bir ermeni dön- mesinin ihaneti neticesinde — vukubulmuştu. Bu hâdlseyi tarih şöyle kaydeder. : *k*k Mesele basit — olmuştur: — Firuzun kumanda — ettiği burcun tam kâr. şısında, Yani Antakya kalesinin şar- Ukındaki (Saint-Paul) kapısının karşısın- da bulunan küçük tepelerde İtalyanın Tarant prensi (Rohâmond) un askerleri mevzi &lmıştı; Firüz ihanet kararını ver- |dikten sonra bir pencereden (Bohemond)a bir mektub atıyor; bu mektubunda iha- netine vetilecek mükâfat için teminat gösterilmek şartile haçlıları bir gece kendi burcunun pencerelerinden içer a- lacağını söylüyor; tabit (Bohâmond) bu | teklifi esas itibarile kabul edip bunun 'Türkler tarafından tertib edilmiş bir tu- zak almadığına aid mukabil teminat :s- tiyor, bunun üzerine Firuz çocuklarını rehine olerak Boh&mand'a teslim ediyor; iki taraf arasında bütün teferrüat karar- laştıktan sonra, nihayet ihanot gecesi - saatile boraber - tesbit ediliyor; Fransız müverr'hlerinden (Michaud), <Ehlisalib taril nde işin bundan sonrasını şöyle arlı «C gece ortalık zifiri karanlıktı, o sı- rada bir de fırtına çıkarak bu karanlığın kesatetini büsbütün artırıyordu; ev damlarımı sarsan rüzgâürlarla yıldırım rültüleri kalenin etrafındaki nöbetçilerin hiç ses :ştimelerine imkân birakmıyordu. Garb istikametindo gökyüzü ateş gibi kı- zarıp bir yangın rengi almış ve o sırada ufkun üstünde görülen bir kuyrukltu dız da hkaçlıların batıl itikadlarla meşbu zihniyetlerince müslümanların helâk ve ivkırazına delâlet eden bir alâmet tc'.âk-l k! edilmeğe başlamıştı! Hıristiyaz asker- leri; kendilerine verilecek işareti büvük bir sabırsızlıkla bekliyorlardı. O sırada Antakya muhafızları derin bir uykuya | dalmışlardı. Yalnız Firuz uy: duru- | yor ve kurduğu desiseyi düşünüyordu. | Bu sırada (Boh&mond) tarafırdan gi derilen (Payen) isminde bir Lombar yalı meşinden bir Merdivenle — Firuzün burcuna çıktı. Firuz onu kabul edip her şeyin hazır olduğunu söyledi ve sözleri- nin doğruluğuna delil olmak üzere de kendisine biraz evvel boğazlamış olauğu öz kardeşinin cenazesini gösterdi. Fakat tam gizli tertibatından bahsettiğli sırada kale muhafızlarından bir zabit noktaları teftişe geldi ve elinde bir fenerle birden- rie Firuzun burcu önünde göründü; fa- kat Firuz hiçbir telâş eseri göztermeksi- zin Poh&mond'dan gelen memuru sakla- dı ve ondan sonra nöbetçi zabitin! karşı- ladı. Zabit ona takayyüd ve ihtimamın- dan dolayı memnun olduğunu — söyleyip gitti. Bunun üzerine Firuz Lombardiyalı Pa- yer'i bir takım talimatla Tarant prensine gönderdi. Payen hiristiyan karargâhına dönüp gördüklerini anlattı ve — (Bohe- mond) a Firuzun hiçbir dakika kavbedi!- meksizin derhal işe başlanmasını tstirham etmekte olduğunu söyledi. Fakat asker. ler birdenbire bir korkuya düştüler, tam işe başlanacağı zaman, giriştikleri tet kenin olanca ehemmiyet ve dehşeti göz- lerinde tecessüm etimeğe başladı; su: üstüne çıkmak için hiç biri ortaya atı- lamıyordu! Gerek Gödefrol ve gerekse Tarant prensi bin türlü vâdler ve teh- didlerle boş yere birçok ısrar ettilerse de ne kumandanlara ve ne de efrada kat'ı- yen söz geçiremediler ve taş gibi duran haçlıların hiç birini harekete geli; diler. Nihayet Bohömond ( cesurlarının herhâlde kendi deceklerini ümid ederek bizzat öne dü- #ip o meşin merdivenden çıkmağa baş- ladıysa da hiçbiri arkasından gitmeğe Antakya Muhasarası Ehlisalib orduları yedî—ı;)’];l; muhasaradan sonra bir hain yüzünden şehre girdiler, Antakya tek bir gece içinde 10,000 Türk kadın ve erkeğine ölüm sahnesi oldu Yazan : İsmail Hami Danişmend | ceraret edemedi ve neticede (Tarant) prensi Firuzun burcuna tek başına gir- di; Firuz, Bohemond'a ağır davrandığın- îdııı aolayı gayet şiddetli serzenişlerde bulundu. Bunun üzerine Boh&moend alc. lâcele askerlerinin yanına indi ve onlara kendilerini kabul için her şeyin hazıc ol- duğunu tekrar etti. İrad ettiği nutuk ve bilhassa burca çıkmak suretile gösterdi- ği muisal nihayet askerin cesaretini uyan- dırdı; bunun üzerine altmış haçlı askeri merdivenden çıkmak üzere ortaya atıldı. Banlar; Böh&mond'un yeğeni prens Tancrede'in maiyet müverrihi tarafın - dan yavrularını sevk ve idare ederek baş- larında uçan bir kartala benzetilen Covii isminde bir şövalyenin önde gitmesinden cesaret alarak meşin merdivenden tır. manmıya başladılar. Bu altmış kişi için- de Flandre kontu ile diğer büyük şefler- den bir.çokları da vardı. Biraz sonra ge- ne şeflerden altmış kişi daha ortaya atı- hp ılk çıkanların arkasından urmanma- ğa başladılar: Bunların da arkalarından daha başkaları takibe kalkışıp o kadar kalabalık kütleler halinde ve o derece süc'at ve tehalükle çıkmağa başladılar ki nihayet merdivenin yukarıdan bağlan. mış olduğu mazgal sarsılıp koptu ve bü- yük bir gürültü ile surun hartcindeki hendeğin ıçine düştü! Bu suretie tâ du- varların tepesine çıkmış olanlar birder- bire yuvarlanıp aşağıdaki ârkâdaşlarının kargılarıle yalın kılıçlarının üstüne düş- tüler. Bunun Üzerine ortalık — birbirine karıştı ve muhacimler müdhiş bir kor- gaşalığa uğradı. Bununla beraber bu ter. tibatı kuran şefler bütün bu hâdiseleri soğukkanla ve sakin bir nazarla takib et- tiler, Firuz, kardeşinin kanlar içinde ya- tan cenazesinin üstünde yeni arkadaşla- rını kucaklamağa başladı; yanında kalar öteki kardeşini de haçlıların kılıç darbe- lerine terkettiği gibi, kendi muhafazası. na fevdi edilen üç burcu da hıristiyanla- ra teslim etti. Biraz sonra haçlılar yedi burca daha hâkim oldular. Bunun üze- rine Firuz bütün huıristiyan ordusunu yardıma çağırdı; surun üstüne bir mer- diven daha taktı; aşağıda sabrı tükenen- ler bu yeni merdivenden çıkmağa başla- dılar; diğer haçlılara da Firuz bir kapı gösterdi; onlar da bu kapıyı zorlayıp hep birden şehre girdiler. Godefroi, Ratmond ve Normandiya kontu taburlarının başın- da oldukları halde artık Antakya sokak- larına ayak basınışlardı. Bu sırada bütün borular birden çaldırılmağa başladı ve dört tepe üzerine kurulmuş olan şehrin içinde: (— Allah böyle istiyor! « Dieu le veut!) sesleri müdhiş akisler yapmağa başladı. Bu gürültülü taarruz başlar baş- lamaz Antakyada oturan bütün hıristi- yanlar artık son dakikalarının gelmiş ol- duğuna ve müslümanların - kendilerini boğazlamağa gelmekte olduklarıma zahib oldular, Müslümanlar da uyku sersem- liğile gözlerini uğuşturarak işitmekte ol. dukları gürültünün ne olduğunu anla- mak Üzere evlerinden dışarı çıkıyorlar ve hainlerin kimler olduğunu ve bu dar- beyi vuran elin hangi el olduğunu öğren- meğe vakit kalmadan ölüp gidiyorlardı' Tehlikenin mahiyetinden haberdar olan bazıları iç kalenin Bulunduğu dağa doğ- ru kaçıyorlardı; diğer bir takımları da şehrin kapılarından dışarı saldırıyorlar- dı; firaxa muvaflak olamıyanlar kâmilen göliblerin kılıçları altında telef olu) gi diyozlardı... , Bu kanlı sater içinde Bohâmond Ara takyayı kevdi namına teslim almak hdr susunu ihmal etmedi; onun için, gün doğa duğu zaman şehrin en yüksek burelarını dan birinin üstünde onun o kırmız: bayk rağı görüldü! Bu manzarayı görür gör mez, karargâhın muhafazasına — bırakık mış olan haçlılar yeni zeptedilen şehre alelâcele yetiştiler ve katliâm sahnelerm ne onlar da karıştılar. Antakyada oturupg muhasara esnasında müslümanların zuh münden birçok eziyetler çekmiş old rını iddia eden hıristiyanların — eksorisl de halâskârlarının bu faaliyetine :çtirak etti! Bu yerli hıristiyanların bir çoki haçlılara Türklerin kendilerine ta oldukları zincirleri gösteriyor ve bu z'ne cirlerin manzarasile muzaffer ordunuğ gayız ve şiddetini büsbütün alevliyorian dı! Şehrin meydanları baştanbaşı cena zelerle doldu; sokaklarda sellerle kanlat akıyordu; evlere de taarruz ediliyorduş bhaçlılar hıristiyan evlerini dini bir takni işaretlerden anlıyor ve din kardeşlerini de okudukları bir takım kilise İlâh!'erin; den tanıyorlardı. Üstünde haç şekli bulunmıyan her ne görürlerse bütün giddetlerile saldırıyore lardı. İsanın ismini söylemiyen herkesi hiçbir merhamet duymadan öldürüp gi« diyorlardı! Tek bir gece içinde Ant: şehri, en aşağı hesabla ahalisinden 10 bin kişiye ölüm sahnesi oldu! Civar ovalarla kırlara kaçmış olanlardan bir çokları ta< kibe uğrayıp şehre getirildiler ve orada esaret ve ölüm felâketlerine uğradılar| Yağı Siyan, bu kargaşalığın daha ilk an. larından kendisine ihanet edilmiş oldüe ğunu anladı ve artık zabitlerinden hic bis rine itimad etmeğe cesaret edemiyerek Musul Emtiri Kır Boğanın getirmekte ol« duğu orduyu karşılamak üzere Mezopos tamya #stikametine doğru kaçmağa ka« rar verdi ve gizli bir kapıdan çık)p mai. yetinde Biçbir kimse olmadığı halde, teki başına dağlarla ormanlardan i'erliyerek gitti...> Antakyanın bu bedbaht ve kahraman Türk prensi bir zaman gittikten sonra teessüründen bayılmış, yere düşmüş ve © sırada oradan geçen Ermeni oduncuları hüviyet!ini kıyafetinden anlayıp müba « rek Gaşını keserek mükâfat almak içik Antakyanın yeni haçlı prensi Bohâs mond'a gölürmüşlerdir! Gene ayni Fran- sız müverrihi Michaud bu faciayı du şöye le onlatır: «... Yağı Sıyanın başı kesilip Antakyanın yeni sahiblerine götürüldü ve bu süretle Firuz, daha bir gün evvel tek bir gözile kendisini mahvetmek ikti darına maljik olan zatm simasını artık hiçbir korku duymıyarak seyretti! | diği ihanelin mükâfatı olarak birçok sere vetlere garkedildikten sonra, bu haim dönme yeniden irtidad edip eskideni terkettiği hıristiyanlığa tekrar döndü va haçlıların peşine takılıp Kudüs sefc>'ne Bitti. .r | Zavallı Yağı Sıyan bir Ermeni dönmce sine itimad etmekle gösterdiği gaflet. işla böyle memleketi ve başile öde: meoe bur olduğu gibi, Türk tarihini Lânotle anacağı Firuz kahbesi de h rın. Filiştinde Türklerle giriştik harebelerden birinde bir Türk kılıcil (Devamı 10 uncu sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: