21 Aralık 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

21 Aralık 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Davaların sayısı 6 oldu Ahmed Emin ve Avni Ba yer dün adliyeye giterek müddeiumumiliğin suallerine cevap verdiler, diş tabibi hakaret davasını açtı, müddeiumumi meselenin pek vakında aydınlanacağını söylüyor (Baştarafı 1 inci sayfada) Fotografçılar bir vaziyeli tesbit eder- lerken diğerini kaçırabileceklerini düşün- Müşler, sokak başından, kapı önünden, koridor kenarından üst kata kadar her Beçide bir nöbetçi dikmişler... Muharrirler, büyük medhalden itiba- rTen müddeiumumilik, istintak hâkimli- Ö, zabıt kalemi gibi girilip çıkılabilecek ne kadar yer varsa heptini muhasara al- tına almışlar.. Şimdilik vazife haricinde kalanlar da Üçer dörder kişilik gruplar halinde mü- nakaşa ile meşgul.. Ve nihayet, genç, gülmiye çalışan bil vima: Bu Avni Bayerdir, etrafında bü- tün sabırsızlıklarını bir an içinde tatmin etmiye çalışan çok heyecanlı başka sima- lar: Bunlar da gazetecilerdir. Avni Bayerin vekili.. Avni Bayer nihayet yeni vekilini tayin e«imışti, esasen biliyorduk. Karşımıza Bay Nurinin tanıdık siması çıkınca hiç hayret etmedik. Vekil ve müvekkil içeri girdiler, Kapı Maalesef yüzümüze kapandı. Bununla beraber içeride söylenenleri — biliyoruz: Müddelümüumi Avnı Bayerden Ahmed Emine yolladığı ihtarname etrafında ma- Kimat istedi, o da sorulan suallere cevab verdi. Burada üzerinde duracağımız bir nok- ta var: Ahmed Emin Yalman kendisine gelen ihtarnamedeki satırlara bakarak kendi- sine bin lira verdiğini ıde'a eden zatın bu sözlerile bir nevi rüşvet ikrarında bu- Tunduğunu ileri sürmüştü. Avni Bayerin Nasil mukabele ettiğini tahmin etmek güç değildir: «Hayır, diyor. Mese'e sadece bir alacak iddiasından ibarettir, ne kendim Suç ikrar ettim, ne de başkasına suç yük- ledim.» 'Yeni bir dava açıldı i Bayer adliyede kendisine müd- deiumumiliğin sorduğu suallere cevab A yılamaz, diyor. Onun da istinad ettiği bir çok noktalar var. Fakat bu kısımda da nütalca yürütmiyelim. Hâkimin hükmü- nü beklemek elbette müreccah olacak. Ahmed Emin aleyhine beşinci dava.. Gazetecilerin dün biraz olsun nefes al- maları mukadder değilmiş: Ahmed Emin Yalman çekilince ortaya başka bir isim çıktı. Bu, Recai Nüzhet Babandır, Ahmed Emin aleyhine açtığı ük tahkir davasın- dan sonra gazetelce kendi bakkında bir fıkra daha okumuş, ve bir istida daha hazırlamış.. i Davaların listesi.. Bu sonuncu dava ile Ahmed Eminin a- eybine açılan davaların sayısı beşi bu- luyor. Unutmamak için bir kenara kay- Gedilmesi lâzım: 1— Müddenmnmumiliğin davası. 2 — Recai Nüzhet Babanın davası, 3 — Avni Bayerin davası. 4 — Sabur Saminin öavası, 5 — Recai Nüzhetin davası. Ahmed Emin Yalmanır Avni Bayer a- leyhine açmış olduğu davayı da sayacak | olursak yakında başlıyacak olan,muhake. molerin sayısı tamam yvarım düzünedir. Bize yazmak için küvvet, okuyucularımı- za da okuyabilmeleri için sabır temenni edelim. Müddeiumuminin sözleri Bu kısma nihayet verirken müddelu- mumi Bay Hikmet Onot'ın Son Posta muharririne söylediği cümleyi de kayde- | delim — Vaziyet çok yakında aydınlanacaktır. Bu, bir iki gün meselesidir. Sür'atle taki- batın peşindeyiz, bilâfasıla takibata de- vam edeceğiz> “ Sabür Saminin vaziyeti.. Yarım düzüneyi bulan davaların ara- sında Sabur Saminin isminin karışma- sının sebebi okuyucularımızca meçhul o- lacak. Kendilerini tenvir edelim: Ahmed Emin Yalman otobüs imtiyazı alanlardan | vermekle iktifa etmedi. Ahmed Emin Yalman aleyhine bir de hakaret davası açtı. Bu davada dayandığı madde şimdi- ye kadar adı geçen, bundan sonra da ge- çecek olan 480 inci maddedir. Bir muhavere Avni Bayer hem izahatımı, hem de aç- tığı davanın istidasını vermişti. Koridora çıkınca gazeteciler cirafını aldılar. Fakat © söylememeye ahdetmişti: — Sormayınız, söylemiyeceğim, diyor- du, ve nihayet elimizden kaçtı.. Avukat sözleri Avni Bayerin avukatı iie başbaşa kal- mıiştik. Bay Nuri: — Müvekkilim Avni Bayer neşir vası- tasile teşhiren tahkir edilmiştir, bu yazı- ları ihtiva eden gazeteler meydandadır, diyordu. Ahmed Emin bu vaziyette ne yapar? Bay Nuri matbuat kanununu şimdiye kadar kim bilir kaç defa ezberlemiş bir avukat sıfatile hasım tarafının projesi. nin ne olabileceğini tahmin etmiyor değil: Ahmed Emin bilmukabele tahkir e- dildi söyliyecek, cezanın sukutunu is. tiyecektir, düşüncesile şimdiden ilerideki safhalar üzerinde mütalea yürütmekle meşgul.. Fakat Ahmed Eminin projelerinin ne olacağını anlamayı meydana çıktıkları zamana, mütaleslarda hata ve gavab bu- lunup bulunmdığını da mahkemenin ka- rarına bırakâlım. Şimdiki halde ufukta teressüm eden, alacak davasında bir yemin teklifi, ye- min teklifini müteakip br ceza davasının ikamesi, ayrıca da tahkir dayasının yürü- tülmesi vardır. Ahmed Emin harekette.. Salıne değişli: Avni Bayer ile vekilini bırakmıştık, karşımıza — meslekdaşımız Ahmed Emin Yalman çıktı. O da müd- delumumilik — taralından — çağırılmıştı, kendisinden izahat isteniliyordu. Sualle. te cevablarını verdi ve gu meşhurlaşan ihtarname meselesi etrafındaki sual ve tevablar bittikten sonra koridöra çıktı. Ahmed Eminin fikri.. Ahmed Emin gazetecidir, gazetecilikten fAnlar, binaenaleyh konuşmaktan çekin- medi, Noktai nazarını biliyoruz: — Gönderilen ihbarnamenin mahiyeti alelâde bir alacak meselesinden ibaret sa- bahsederken Sabur Sominin ismini de saymışlı ve Sabur Saminin bu işden 10 bin lira maktu ücretle avda birkaç yüz lira aylık temin ettiğini iddia etmişti. Sabur Sami bu iddisnın tamamen asılsız olduğunu isbat etmek - teşebbüsündedir. Kendisi filhakika bir kısım otobüsçüler- le ortaktır, fakat ortada böyle temin e- dilmiş bir para yoktur. Esasen mukavele de tabiatile mahkemeye arzedilecektir. ) Teftiş safhası.. Yukarıda müddeilumumi Hikmet Onata atfen: — Bu meselenin #ydınlanması bir iki gün meselesidir, diye bir cümle kaydet- Miştik. Hakikalen adliye safhası böyle o0- |lacaktır. Fakat işin bir de idare ve teftiş cebhesi vardır ki binlerce kâğıd ve ifade (arasırda bunun çabukça bitmesine inti- zar edilemez. Bu kısmı da bir hülâsa ede- m: Otobüs ruhsatnamesi yüzünden çıkan dedikodular üzerine bu Âşlerde isimleri geçenler, adliyede davalar açarlarken Mü'kiye Mmülettişleri de Belediyede tah. kikatlarına devam etmektedirler. Tahkikat, henüz ihzari safhayı geçme- miştir. Müfettişler, gazetelerdeki neşri- yatı takib ederek bunlara dair Tuhsat vesikalarını varıdat müdürlüğünden is. temişlerdir. Varidat müdürü Neşet, bu bususta dün müfettişlere uzun — izahat vermiştir. Mütettişler bılhassa şu nokta üzerinde durmuşlardır: Maçka - Beyazıd, Beyazıd - Kurtuluş ve Yıldız, Şişli batları için Belediyeye yapılan ilk müracaatlar neden reddedil. miş te, sonradan başka şahıslar tarafın- pılan müracaatlar kabul - edilmiş ve ruhsatnameler verilmiştir? Bazılarının söylediklerine göre evvelce | satname bundan bir &y evvel seyrisefer-| Gazeteler, görüşmelerin ( Mmüracaat edenlerin elierinde, otobüs sa- h'bi olduklarına dair tasarruf senedleri, vesikaları yokmuş. Bundan dolayı istida- ları muamele görmemiş. Otobüsçüler içinde bunun aksini de söyliyenler var- dır. Bütün bu iddialar, mülkiye müfet- tişlerinin tahkikatlarile aydınlanacaktır. Mülettişler, harlçten de malümat top- lamağa başlamışlardır. Bu malümat tev- sik edilmektedir. Dosvaların tahkikatı da bitirildkten sonta ıddisları meydana a- tanlar ve gazetelerde ismi geçenler çağı- rılarak ifadeleri ahnacaktır. Bir gazete: «Hakikati söyliyeceklerin (Binden Simoön Moskova 'pastanesinin sa- 'ruya temas edecek ve bunu mütecakib| B | asağı sahanlığa yuvarlanmış, İhsan da ar- İrın birine vâkif olaaların memuriyete KEYü —- ->—BON POSTA — Istanbulun en Kısa adamı Birini yaraladı (Baştarafı 1 inci sayfada) Bu vaziyet karşısında meçbul gölgenin bir hırsız olduğuna kenaat getiren Bay Simon, tabancasını doğrultmuş ve teti- maş olan cücenin tabancasından çıkan kurşun, meçhul adamın boğazından gi- rerek ensesinden çıkmıstır. 'Tabanca sesine koşan bekçilerle polis- ler biçare Simonu yaralıdan daha tehli- | keli bir buhran içinde bulmuşlardır. Tah- |kikat neticesinde yaralanan ve Beyoğlu Zükür bastanesine kaldırılan Bay Hay- |rinin, ayni pansiyonda bir kadını ziyane- te gittiği anlaşılmıştır. Vak'adan sonra Simona kelepçe takıl- ması icab etmiş, fakat bulunan bütün ke- lepçeler meşhur cücenin bileklerine hay- li bol gelmiştir. Bunu nüzerinde elinden Çıkan kazanın tesirile çok sarsılan küçük Simonun zayıf ellerinin ikisi birden ke- lepçenin bir halkasına geçirilmiş ve bir polisin kucağında karakola götürülmüş- tür. Hayrinin yarası tehiikeli görülmedi. hibi Bay Feyzinin kefaletile tahliye edil- nuştir. Sorbest kalan Simonun ilk işi yarala- dığı adamı Ziyâret etmek olmuştlur.' Si- | mon kendisine: — İk'mize de gecmiş olsun, az kalsın katıl olacaktım. Çünkü tabancayı atar- | ken korkumdan az daha kendim ölüyor- dum, demiştir. Hâdiseyi haber alan avukat Hilmi ve iki meslekdaşı kendisini ziyaret ederek tesellide bulunmuşlar ve vekâletini de- rühte edeceklerini söylemişlerdir. Prens Seyfeddinin Zevcesi dava açıyor (Baştarafı 1 inci sayfada) Avukat İsmail İsa, bugün Ankaraya giderek Mısır sefareti ile doğrudan doğ de Mısıra hareket edecöktir. Geceşgeç vakit avukat İsmail İsayı telefonla aradık. Avukat filhakika bu - gün Ankaraya gideceğini teyid etti. An cak bu mesele hakkında şimdilik bir şey söyliyemiyeceğini bildirdi. Merhum Prens Seyfeddinin Mısırda binlerce hektar arazisi ve senevi vasati 100,000 Hiralık geliri vardı. Mec'ise gelen bir fefsir talebi Ankara, 20 (Hususi) — Garb Jisanla- tayinlerinde bir derece yüksek maaşa hak kazanmaları için bu garb lisanı tâ- biri içine hangi dillerin girdiğinin tefsir surotile testitini hükümet Meçlislen iste- | Mmiştir. Doçentler konferans verecekler Ankara, 20 (Hususi) — Ankara ve İs- tanbul Halkevlerinde, Üniversite doçent- leri tarafından konferanslar verilmesi ka- rarlaştırılmıştır. müfettişlerden bir dileği var. başlığı a tında yazdığı yazıda, #lâkadar olanların, | Müfettişlerin tahkikatı adliye binası gi- | bi bitaraf bir binada yapılmalarını iste- diklerini kaydetmiştir. Dün bir muharririmiz tahkikatla meş- Bül olan mülkiye mülettişlerini görerek bu yazıyı mevzuu bahsetmiştir. Tahkika- (ti büyük bir ketumiyet ve mahremiyet içinde yapmakta olan müfettişler demiş- lerdir ki: «— Müştekilerin herhangi bir endişe- ye düşmelerine kat'iyen mahal yoktur. Serbestçe gelirler ve bizi görürler, bildik- lerini söylerler. Bu bina kükümet ve halk müessesesidir ve bızim odamız da ayrı- dır.> Belediyeye verilen bir istida Diğer taraftan Maçka . Beyarıd hattın- da evvelce işliyen altı otobüse aid ruh- ce, bu otobüslerin Belediyenin gösterdiği yolu takib etmemesi sebobile, tutulan za- bıt varakası üzerine geri alınmıştı. Bun- ların sahibleri namına dün Belediyeye Hilm imzasile bir istida verilmiş ve ruh- satnamelerinin iade edilmesi istenilmiş- tir. Bunların söylediklerine göre Beledi. yenin gösterdiği yolü takib etmiyenler şoförler olmuşlardır. Kendileri mal sa- hibleridir. Şoförlere yol vermişlerdir. Bi- naenaleyh şoförlere aid olan bir suçtan dolayı kendilerinin zarar görmeleri doğ- ru değildir. İstida varidat müdürlüğüne gönderilmiştir. Katil İhsan, öldür (Baştarafı 1 inci sayfada) ra parası ile bir takım mücevherlerinin oğlu tarafından bir gün meydana çıkarı- vin grka tarafında Onniğin oturduğu e- vin penceresine bakan bir arsaya sakla- mıştır. Behiye bir müddet sonra oğlunu evden savmış ve doğruca mücevherlerle paralarını almak üzere arsaya gitmiştir. İhtiyar kadın para ve mücevbheratın ye- rinde yeller estiğini görmüş, etrafı araş- tırmış, Onniğin pencereden baktığını gö- rünce bunları Onniğin aldığını tahmin e- derek geri vermesi için yalvarmağa baş- lamıştı. Onnuk peralardan haberi — olmadığını ve pencereye biraz evvel geldiğini söyle- yince Behiye evine dönmüş, akşam üze- ri oğlu İhsan gelince meseleyi bütün taf- silâtıile anlatmıştır. İhsan d3 Onniğin e- vine giderek anasının parasını vermesini söylemiş ve kendisıni tehdid etmiştir. Fa- kat Onnik bundan haberi olmadığını söy- lyerek İhsamı kovmuştur. Annesinin paralarını eline geçiremiyen İhsan, geçen perşembe günü Onniğin ev- de olmadığını görünce, önce hazırladığı bir maymuncukla evin kapısını açmış ve içeri girmiştir. Evin her tarafını, çekme- celeri, dolabları karışlırarak anasının pa- Ta ve mücevherlerini aramış, bulamayın- ca eline geçirdiği çatal, kaşık. bıçaklarla üç kavanoz reçeli ve bir battaniyeyi pete koymuş, evden çıkmağa hazırlan- miştir. 'Tam merdivenden ineceği sırada sokak kapısı açılmış, Onnik eve girmiş ve mer—ı divenleri çıktıktan sonra İhsanla karşı- | laşmıştır. Önnik Thsanı görünce — başma | gelecek felâketi tahmin etmis ve bağır- mağe başlamıştır. Bu sırada İhsan Onni- ğin üzerine atılmış ve eline geçirdiği bir ar adamın başına vurmağa Darbeleri yiyen Cnnik merdivenden kasından inerek ağzındaki takma dişleri çıkarmış ve mendilini bu sırada devrilen gaz lâmbasına batırarak ihtiyarın gırtla- üğünü an Omniği nasıl ü anlatıyor tiyarın boğazını sıkmış ve kalbini dinli. yevek öldüğüne iyice kanaat getirdikten sonra polisi şaşırtmak maksadile Üst kate ğine parmağını basmıştır. Hazin bir te- | lacağını ve alımacağını düşünerek bir sa- | ta komiserliğe malüm mektubu yazmıştır. gadüf netices'nde ömründe kurşun atma- | bah erkenden bunları yanına almış ve e- | Mektubu masa üzerine bıraktıktan sonra sepeti almış ve evden çıkmıştır. Katll, Onniğin evine girerken annesi« nin eski lâstiklerini giymiş ve kargaşalık sırasında bunları evde unutmuştur, Cinayeti müteakip evine dönen ve ge- ceyi evde geçiren İhsan, ertesi sabah ilk vapurla İstanbula geçmiştir. O gün, Be- yoğlunda Timoni sokağında 29 numaralı apartımanda kapıcılık eden tanıdıkların- dan Agobu bularak aldığı eşyaları altı li- raya satmış, geceyi de Galatada Roman- ya ölelinde geçirm'ştir. Cinayet tahkikatına &l koyan adliye ve zabıta memurları kısa bir zamanda İh« sanın izini bulmuşlar ve evvelki sabah ötelden çikarken yakalıyarak Emniyet Müdürlüğüne getirmişlerdir. İhsan poliste cınayeti kendisinin yap- tığıra itiraf etmiş, bu işleri başına geti- renin anası olduğunu ve limana ilk gele- cek bir ecnebi gemiye girerek Marsilya« ya kaçmak niyennde bulunduğunu ilâver etmiştir. İhsan sorgusu yapılırken Agobun ade Tesin! de vermiş, bunun üzerine memur- lar evvelki gece Ağgobun apartımanına gitmişler ve reçeilerle beraber Agobu Emniyet Müdürlüğüne getirmişlerdir. A- gob, battaniye ve çatal, bıçak takımları- n: satlığını söylemiş ve bunlar da gatı- lan yerlerden alınmıştır. Üsküdar müddeiumumi! muavini Orharı ile Üsküdar emniyet âmiri Abdullah ve, emniyet ikinci şube başkömiseri Abdur. rahman, komiser Alişan, Cemal, Rıza ve Muzalffer dün katil İhsanı da beraberlerle. ne alarak cinayetin işlendiği eve gitmişe ler ve bır keşif yapmışlardır. Katil buram da eve nâsıl girdiğ cinayeti nâasıl yap« tığını, eşyaları nereden eldiğini yukarı da yazdığımız gibi anlatmıştır. Üsküdar müddeiumum! muavini Orhan dün bir ark mıza — Onniği öldüren tır. Suçlu her şeyi itiraf etmiştir. Evrakı' tamamlanarak yarın (bugün) sorgu hâ- kimi e verilecektir, demiştir. İhsan yakalanmış-| Sulhü kurtarmak için yeni çareler (Baştarafı 1 inci sayfada) Fransız harlciye aazırı Delbos Varşova ile Küçük Antant Gevletleri merkezlerini ziyarete başlamıştır. Diğer taraftan eskı Fransız başvekille- rinden Fiıandin de gayri resmi surette Berlini ziyaret etmiş ve ve Alman hükü- met ricalile görüşmelerde bulunmuştur, Bu ziyaret ve temasları pek yakından takib eden Londra si: mehafilinin ka- naâline göre, Fransız ve İngiliz nazırla- rının tmuhtelif memleketlerde yaptıkları ternasların neticeleri birleştirilerek, hal- ledilmesi !cab eden meseleler ehemmiyeti sırasile tsanif olunduktan sonra, bunla- rın tasfiyesi için imkân ve çareler araş- tırılacaktır. Delbesun, Küçük Antant merkezlerin- de yaptığı temaslar memnuniyetbahş ne- ticeler vermiştir. Bu neticelerden en mü- hinii Çekoslovakyanın Almanya ve İtal- ya ile anlaşmağa temayül göstermesidir. Almanyanın müstemleke talebi de da- hil olmak üzere bütün meseleler hakkın- da Londra ile Paris arasında mutabakat hâsıl olduktan sonra, umumi bir müza- kere yapılması için bir Avrupa kanferan- sının toplanması çok muhtemel — görül. mektedir. Prag 20 (AA.) — Prag matbuatı B. Yvon Delbosun ziyareti ve bunun politik neticeleri hakkında lefsirata devam et- mektedir. hükümet tarafından takib edilen politikanın esas ve usülleri üzerinde tam görüş birliğini müşahede ve tesbilte imkân verdiğini it- tifakla kaydediyorlar, Yarı resmi Prager Fresse, başmakale- sinde diyor ki: «İki hariciye nazırının Mizletler Cemi- yetine sadakatini kayda lüzum görmele- ri, bir buhran geçirdiği aşikâr olan Ce- nevre Müessesesinin hakiki jeraat im- kânlarına lüzumundan fazla değer ver- mek istedikleri demek değildir. Alman- ya ile Çekoslovakya arasındaki münase- betlere gelince, Çekasiovakyanın büyük | dir, komşusu ile halisane bir yaklaşma temi. vine çalıştığını herkes bilmektedir.» Narodni Politika gazetesi yazıyor: «Pragda, Çekoslovakyanın hâkimiyeti hukukuna ve beynelmilel taahhüdlerine riayet edilmek kayd ve şartile Berlin ile anlaşmağa tevessül edilmesi lüzumu ü« zerinde mutabık kalmmıştır. Almanyanın buna muhalif olmıyan an zuları mütekabiliyet esası dairesinde ya pilacak bir müzakereve mevzu teşkil ede bilecektir.» Delbos izahat veriyor Paris 20 (A.A:) — Dün Cumhurreb si ile Başvekil orta ve şarki Avrüpadı ,yaptığı seyahatler hakkında — malümal vermiş olan Detbos, bugün âyan roisi Janneny ve meb'usan meclisi reisi Her riot ile görüşmüştür. Nazır, perşembe günü meb'usan mee isi hariciye encümeninin ve cuma gü- nü de âyan meclisi hariciye encümenis nin müzakerelerinde bulunacaktır. Delbos, öğleden sonra İngiltere sex firi Phiss'i kabul etmiştir. Paris - Soir diyor ki: «Delbos, Parise dönerken Lehistan ile Küçük itilâfın, evvelâ Fransa ile Al manya arasında bir itilâf husulünü an- cak temenni edebileceklerini, saniyen bu itilâf yüzünden menfaatlerinin ha « leldar olmiyacağına emin — olduklarını, — salisen böyle bir itilâf husulü muvaffa « kiyetle neticelenmediği takdirde Fran- — saya merbut alacaklarını yüksek sesle söyliyebilecektir. Yugoslavyanın vaziyeti a Londra 20 — Delbosun Orta Ayru « pa seyahatinin neticeleri hakkında fi « — kir yürüten mehafil bu hususta Fransa ile İngiltere arasında diplamasi yolila noktat nazar teatisinde — bulunulacağını tahmin etmekte, muhtelif memleket - lerin vaziyetlerini gözden geçitirken: «Yugoslavyaya gelince anlaşıldığına göre bu memleket müstakil bir siyaset takibine devam etmektedirr demekte « -

Bu sayıdan diğer sayfalar: