9 Şubat 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

9 Şubat 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA | Erzincanın elektrikle | Afyon belediye tenvirine çalışılıyor FÇ Vüs ; üıy“- dahilinde yı;pılan asma köprülerin ir şıatı '“'Damlandı. şimdi de Erzincan - Trabzon yolunun tamamlanması bekleniyor R Ü h Kemahtaki B hu'u"llyın mühendisle temas- No ymnan Erzincan meb'usları Vali Samih ve Abdülhak F- Büler ı._Ff,"' Özene bir telgraf çek- Sevlet 'd' S€ne zarfında Erzincan- Ç Mîlı_- Birelerinde sarledilen pet- k“—ilerdüm tutarını bildirmesini is- hmlkte - iamamlanmış olan projey- _."hı.mn h“"“l'“îecek esbabı mucibe lâ- %î“s'—ü da şerh verileceği da“?da otobüs |Servisleri tesis ediliyor Ş musıai Z öi ) — Adana çok geniş herl:nu kurulmuştur. Bunun ik içi hangı bir işini takib ede- " Şehir | Sk müşkülât çekmek i:ıbqhdd*-linde yolcu ta 1 halkı taşımakla ise de bu bi :i Müşteri aldığından 20-25 ğ ; Ücret halka ağır gelmek- Seryi ) Sünen belediye, şehirde Ti fesisini kararlaştır- öf F ef ç TP F giP ye, v bu İişi husust idare ile müş- K p“ğâktır. Birkaç fabrikaya : münîxatlnr yapılmıştır. Yıda bir köylü halasını Zehirlemiş Z z - Kİ ; ünde 80 yaş- adındaki bir kâdinı zehir- İK Olunan bu köyden Hakkı hkiyadinda birisi yakalanmış, kf“l Mustafanın, halası N evine gittiği, orada o- Yemeğin içine zehir attı- .""llnı Nü yiyen kadının birden- * Suçlu Tak hastalandığı — anlaşıl- N'JEYE" verilmiştir. *—ıı'(r,“ bir çocuk yandı bir Hüsust) — Balıkesirde beş .*:““ğun ölmesi ile neticele- 'den li:. Olmuştur. Akıncılar ma- emitçi Şaban kız: Müker- İ!ni:—n Bokağa çıkmış, kom- l kan kapısının önüne bıraktı- leri iştinrken üzerine devir- Ğ v kı.lırm;!.u-. Feryadına dırmışlarsa da ço- Ş m:',"“';rm tesirile az sönra öl- 5 akkında takkikata baş- LA İf ’?'ğğ" /,?şgf%y;; G 4 asma köprüden bir görünüş ' Vali, istasyonun açılacağı önümüz- deki birinciteşrine kadar şehir tesisatı bitmese dahi, şehir haricine kadar ge- Jecek olan ana hattan bir motör vasıta- sile istifade edilerek İstasyonun açılış resminde şehrin mühim bir kısmının söylemektedir. Vilâyet dahilinde iki asma köprünün inşası tamamlanı Kumahta Fıra 52 metredir ve pek de, gene Fırat üzeri: İlan İliç köprüsüdür. Diğer beti - rülerin de bir kısmı bitmiştir. Diğer in- şaat da ilkbaharda tamamlanacaklır. Etzincanı, en yakın iskelesi Trabzana bağlamak için en kestirme olan beri açılmı l için çalışilan bu yolun oprak tes t si bitmiştir. Ferşiyatınır Bu yol açılacak olursa, Erzincandan Trabzona gitmek için dağlarda bora ve tipilerle pençeleşen ve ölüm tehlikeleri geçiren yolcular bu zorluk ve tehlike- lerden kurtulmuş olacaklardır. Bu işin hususi büdcelerden teminini - ummak mümkün değilse de, nahıanın da yardı- mile önümüzdeki kışa kadar tamamla- nacağını uman ve temonn! eden bu ci- var halkı şimdiden sevinmektedir. Çanakkale kızlarında K biçki dikiş elektrikle tenvirinin temin edileceğini| tadır. Üç gündenberi çalışıldığı halde he- | |büz bir şey çıkmamıştır. Hafriyate de-| yol Kelkitten geçmektedir. İki yıldan- | da ilkbaharda biteceği umulmaktadır. | binası Zafer odası ;île bir müze haline konuluyor . Afyon (Hususi) — 30 Ağustos büyük *aarruz plânı, Atatürk, Fevzi Çakmak, İsınet İnönü tarafından şehrimiz beled ye binasında hazırlandığı için bu bina !Zakr Odası olarak bir müze haline ge- itirilecektir. | Utkü amıtının arka - tarafında yeni yapılacak belediye binası için 56 bin li- jra tşhs_ksat ayrılmıştır. Belediye bu yıl, | yemişciler çarşısını istimlâk edecek ve caddesini açacaktır. Bu yıl Çocuk Esirgeme Kurumu ta- rı'ıaıtı:ı_d:ı.rı fakir çocuklar için büyük bir pânsiyon açilacaktır. Ayrıca bir de mo- dern postahane yapılacaktır. Suşehrinde define aranıyor Suşehri (Husust) — Suşehrine bir saat mesafede bulunan Karaman deresi deni- len bir çiftlikte, bu çiftliğin mutasarrılı bulunan eski mahkeme reisı Mustafa hükümetin müsaadesi ile define aramak. | vam edilmektedir. | altırda kalarak öldü Konyadan yazılıyor: 5$ — yaşlarında Mevlüd karısı Havva isminde bir ka- dın, Kerimdede çeşmesi mahallesinde- jki ahırının yıkılmakta olduğunu gör - | |müş, içeride bulunan koyunlarını kur- Bir köylü ı_ğa—ç a'tında kalarak öldü rında Mehmed, tarlasında bir ağacı serken ağaç yıkılmış, zavalı köylü, a- . İzın yardımcısı Tanrıça Artemis'in taşıdı- Kanyada bir kadın ankaz — (ö. (rnermaia) ünvar " | mülhemdir? iymetli etüd: “Thermal,, s bir ara (Baş tarafı 1 inci sayfada) Bailiy (therme) yi (ther-) temasına kadar irca eder. Walther Prellwitz bu sözlere kaynak diye «kor halinde olmak» manasına (ghero) şeklinde bir prototip gösterir. (Therme) sözünün dil âlemi içindeki a yeri bundan ibaret ise Prellwitz, bir pro- totip yaratmak için boşuna yorulmuş; çünkü onu, hiçbir zahmet sarfetmeden türkçede bulabilirdi. Dilimizdek! (kor) kelimesi sayın müellifin bulduğu (gero)- dan farklı bir söz değildir. Bir kelimenin arijinini tayin etmeye, klâsik usuller kâfi gelseydi bu kadarcık bir araştırma, (termal) sözünün türkçe- ye nisbetini meydana çıkarmış - olurdu. Fakat Güneş-Dil metodunun açtığı kat kat ufuklara gözü alışan Türk Ekolü, bu dar sahada kalamaz; o, pek açık olarak sezer ki (termal) sözü, ne (kor) veya fgero) gibi bir kelimeden çıkmıştır, ve ne de anlamı sanıldığı gibi, sadece esıcaklık» tan ibarettir. Grekcede <sıcak» mefhumunu ifade e- den daha başka sü varken kaplıca su- ları için (termos) kelimesinin tercih edil- mesinde acaba hiçbir sebeb yok mudur? Bitkilere gecenin serinliğinde çiğ ha- lünde dirim verdiği için suları, kaynak akları, gölleri himayesine alan; &i- nirlerini diriltmek için sık sık bu sular- da banyo törenleri tertib eden, tarımcıla- ve &ı (Thermala) ünvanı sıcaklıktan — mı Yaoksa (termös) ve (termala) kelime- | lerile tavzif edilen mefhumların — dirim ve tarımla olan alâkasına bakarak, bun- ları (therapia) ve (theros) İle ilgili say mak m am sorular ki ancak Güneş- | tında aydınlanabilir. * T I) sözünde İlk eleman m |de gördüğümüz (t), hakikatte (eğ ). et)- tir. Bu iki unsür kaynaşarak ve€ voka! de- Piştirerek Çet, at, it, ot, öt, Üt) gib: şekil- ler alabilir. Bunlar bir ana kök ile bir dımnamizm elemanından birleşmiş olduklarına göre le bir fikir uyandıran sözler olmak i eder: sıcaklık, hayat veya küdretin İşte bir il'in tşığı (T ovkiın- | |ğacın gövdesi altında kalmış ve derhal ölmüştür. Adliyece tahkikata başlan- İmıştır. ve hevesi bir obje üzerinde «olmuş olması>. Filhakika bunlardan (at, et, it) gibile- rinin bayat mefhumu ile olan ilgileri moydandadır. (ot., üt.) Kazan, Çağatay ve başka lehçelerde eyakmak» manasına gelir. Bi- zim kullandığımız (ütü) ve (ütülemek) sözleri de bunlardan ayrı değildir (Ot) ise, yukarıda geçen ana mefhum- darın hepsini nefsinde toplamış, çok an- lamlı bir kelimedir: Ot — 1. Ateş 2. Nebat 3. Deva (Ot) sözünün türlü istikametlerde tü- rettiği şekil ve anlamları bir arada İnce- jMemek, ilgimizi önemle çekecek bir konu olur. Ancak, Aaraştırmayı dağııtmamak için biz yalnız (termal) sözünün göster- diği istikamette yürüyeceğiz. (Termal) sözünü meydana getiren ele- manlardan ikinci ek (V.dr) dır. Ana kökün taşıdığı anlam (V.4-t) ile bir ob- je üzerinde yapıldıktan sonra başka bir öbjede tekarrurunun ifadesı olan bu (V.47) elemanını (ot, 0d) sörüne ekli- Çanakkale (Hususi) — Burada genç kızlarımız ev kadını olmak bakımın- | yecek olursak, bugün dilimizde bulduğu- dan pek önemli olan biçki ve dikişe çok ehemmiyet vermektedirler, Resimde Feriha Ülkümen'in açtığı Biçki ve Dikiş Yurdu'na devam eden |Gana çıkar ki birincisi cotlalmak, genç kızlar görülmektedir. a Şöyle yağlı bir dağlıç alıp keserek... Hasan Bey — Yahu işin mi yok, bütün mahalleliyi | kendine düşman mı ede « muz (o ) ve (odır—) kelimeleri mey- (L O.); ikincisi de ebir şeyi yakmak, tulüş- furma» anlamındadır. (Rad. «Tel.» ), Bu iki kelimenin arasında görülen an- lam ayrılığının, morfolojilerindeki hafıf farktan değil de ana kök anlamının her birinde başka başka olmasından ileri gel- diğini söylemeğe hacet yoktur. (Ot) sözüne, takarrür unsurunun ek- lenmesile (odır—) ve (otar—) şekilleri geliştikten başka, kelimenin — başındakı vokalin düşmesile (tar) şekli do çıkar. Bunun anlamı edinamik bir — sıcaklığın takarrür etmiş olduğu obje» olmak icab eder. Filhakika Sagay ve Koyba! lehçe- lerinde <barut> bu sözle ifade edilir. (Rad. 11). a) si OZU üzerinde ştırma me) kelimesi ve (ter—) teması aadece (sıcak) mefhumu ile ilgili bulunsa idi bunu, doğum ve gelişim safhaları gözü- müzün önünde cereyan etmiş gibi açık bulunan (tar) örneği ile bir tutar ve bu suretle kelimenin orijinini tayin edecek bir tip elde etmiş olurduk. Fakat yukarıda birer soru şeklinde saptamış olduğumuz mülâhazalar buna imkân bırakmıyor. Şu halde kelimeyi, Güneş-Dil metodu ile ve (ot) si ün ilham ettiği ana mef- humları hesaba katarak analizliyelim: (D (3 ) M 6) Terme : eğ J- et J- er L em J- eZ 1) Eğ : Güneşin sıcaklığı ve bu sıcak- hğin taşıdığı hayat ve kudret. 2) Et : Dinamik bir halde 3) Er : takarrür ediyor 4) Em : bir objede 5) Eğ : o obje isimleniyor. Görülüyor ki (terme) kelimesi, bız kaplıcanın en güzel tarifini, hayat ve kudret veren hassalarının ifadesile bir- Dkte, kendi yapılışında taşıyor. Esasen hayal ve kudret anlamlarına a lan türkçe (tirim) ve tirem) sözleri de (terme) den ayrı şeyler deği!dir. Ilıcalarla «tedavi» mefhumu arasında meveud sıkı alâka düşünülünce, (terme) ve (tirim) arasında görülen yakınlığı (terapia) kelimesine de teşmi! etmek mecburiyeti hâsıl oluyor. (Terapia) nın manası iddla edildiği gi- bi ehizmetçilik» fikrinden doğmuş ola- maz. Bu kelimeyi kullanan insanların hizmetçi sahibi oluncaya kadar tedavi hakkında hiçbir fikre malik olmadıkları nasıl düşünülebilir? Ayni temayı taşıyan ve tedavi fikrinde birleşen (terme) ile (terapla) gibı iki sözden Birini kor; diğerini hizmetçilik humuna vermek anlaşılması kolay n bir lojiktir, reel vak'alardan çıkardığımız sa- 1 şuduür: (Terme) sadece «sıcak» anlamına bir kelime değil. O, (terapia) ile birlikte, türkçe (dirim) sözünün dayandığı proto- türk orijinden kaynamış bir kelimedir. (Termal) sözünde de (dirimel) in baş- — ka bir fonetik şekli apaçık görünüyor. 31-1-038 Dr. M. Ali Ağakay Başvekil ve Vekillerin Şehrimizde dün Yaptıkları tetkikler (Baş tarafı 1 inci sayjada) kili ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Şükrü Kaya ile görüşmüştür. Tevfik Rüştü Aras, Başvekile” Cenevre müzakereleri hakkında izahal vermiştir. Hariciye Vekili, öğleden sonra Dolma- bahçe sarayına giderek Cumhurreisimiz Atatürk tarafından kabul edilmiş ve ta- zimlerile birlikte müzakerat — neticesini arzetmiştir. Dahiliye Vekili Halk Partisinde Dahiliye Vekili ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Şükrü Kâya, dün öğleye kadar Perapalas otelinde meşgul olmuştur. Öğleden sonra da, et Par- ti merkezine gitmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi Genyön kurulu, saat 15.30 da Da hiliye Vekili ve Parti Genol Sekreteri Şükrü Kayanın başkanlığında — toplan- mıştır. Dahiliye Vokili saa: 17,30 da da Emniyet Direktörlüğünün yenı taşındığı binayı gezmiş, musmelâtı teftiş etmiştir. Nafia Vekilinin tedkikleri Nafıa Vekili Ali Çetinkaya da dün na- fıa işlerini tedkik ile meşgul olmuştur. Ali Çetinkaya Yıldızdaki Nafıa Teknik okuluna gitmiş ve yeni yapılmakta olan binayı gezmiş ve bazı emirler vermiştir, Balkan Konseyi ve Vekillerimizin Ankaraya dönüşleri Bu ayın on altısında Ankarada Balkan Antantı koönseyi toplanacağından Yuna- nistan başvekil ve hariciye nazırı Metak- sas, Yugoslavya başvekili ve hariciye na- zırı Dr. Stoyadinoviç, Romanya hariciye nazırı Miçesko ayın on dördünde şehri- mize gelerek Ankaraya gideceklerdir. Dost ve müttefikimiz devletler erkânı- nın bu ziyaretleri ve konsey - toplantısı dolayısile şehrimizde bulunan Başvekil Celâl Bayarla diğer vekiller cumartesi! veya pazar günü İstanbuldan Ankaraya —

Bu sayıdan diğer sayfalar: