14 Nisan 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

14 Nisan 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

£ Sayfa v Hergün Milletler Cemiyetinin Vaziyeti Yazan: Muhittin Birgen illetler Cemiyetinin bugünler- de büyük bir derdi var: Habe- şistan davası hakkında İtalya ile İngiltere arasında kararlaştırılan anlaşma, mec! gin huzuruna gelecek. Bu hususta ittih. zına davet edileceği karara dair meydan- da henüz bir sarahat yoktur. Acaba, Ha- beşistanın İtalya tarafından ilhakı hâdi- gesini tasdike de davet edilecek mi? Yok- sa, sade kendisine alelâde bir haber veril- | mesi ile mi iktifa olunacak? Bur: nüz taayyün etmiş görünmü: ister öyle ve ister böyle ols meselesini bir tarafa bırakırsak, netice- de gene Milletler Cemiyetinin müşkül mevkide bulunduğunu kabule mecburuz. Azasından birinin gene azasından biri ta- rafindan yutulmuş olması hâdisesi kar- şısında, Milletler Cemiyetinin cağı ta- vır, nihayet bir etevekkül» den ibaret - labilir. Eskiden şarklıları <«tevekkül» ün! en ifrat derecelerine düşmekle itham &- den garblıların bu yolda şimdi şarklıları gölgede bırakmış — olduklarını görmek için, biz de zaten bu yeni delile muhtaç değildik. Garb demokrasisinin bu genç müessesesinin, şarkın en miskin müte- vekkilinden daha uyuşuk bir ruh sahibi olduğunu biz zaten öğrenmiş bulunuyo- rTuz. Bu cemiyetin azaları, dillerile ikrar et- meseler de kalblerile tamamen tasd lerler ki, İtalyaya karşı —meşhur tedbirlerini tatbik ettikleri sıra: raftan yüksek alıp tutmuşlar ve diğer ta- raftan da gizli yollardan İtalya ile alış-| veriş etmişlerdi. Pek iyi de hatırlarlar ki, Habeş imparatoru, Milletler Cemiyetinin meşhur kürsüsüne çıkıp «Bana yardım ediniz, bugün bize ise yarın da sizedir!» dediği zaman, elli küsur milleti temsil eden yüzden fazla mümessil, kulaklarına pamuk tıkıyarak başlarını önlerine eğ mişlerdi. Şu halde, bugün Cenevreden gelip Milletler Cemiyetinin müşkül bir mevkide bulunduğuna dair olan haber- lere inanmak güç olur: Milletler Cemiye- t kolay kolay sıkılmıyan bir vurdum duymazdan başka bir şey değildir. Diplornasi, bizim eski şeriatçilerin hilci şer'iyeleri gibi oyunlarla bu işi de halle- decek, faşizmin yaptığı Habeşistan emri vakiini Milletler Cemiyetine tasdik etti- recektir. Bay Mussolini için Milletler Ce- miyetinden bundan mükemmel bir infi- kam tasavvur edilemezdi. Cemiyet ya- kında vereceği kararla hem İtalyanın şerefini yükseltecek, hem de kendi ken- disinin manevi idamını imza edecektir. * Bununla beraber, bir cihetten de mem- nun olmamız lâzımdır: 1918 fatihlerinin kurdukları Milletler Cemiyeti bir fante- ziden veyahud ipleri dört elle idare edi- len bir kukladan başka bir şey değildi Bu fantezi on sekiz senedir lüzumsuz ya- | şadı ve Avrupanın hayatına anarşiden başka bir şey vermedi. Eğer Milletler Cemiyeti olmasaydı, İtalya Habeşistanı gene mükemmelen yutar, fakat, hiç ol- | mazsa Avrupada dedikodu, huzursuzluk, kaç senedenberi her dakika patlamıya hazır duran umum! bir harb tehlikesinin verdiği heyecan bu kadar sürmezdi. Mit letler Cemiyeti, Habeşistanı kurtarama- dıktan başka Avrupada birkaç hafta için- de halledilebilecek meseleler etrafında yanlış bir hava vücuda gelmesine sebeb oldu ve bu yanlış hava, bütün Avrupayı anarşi içine attı. Milletler Cemiyeti, bu- gün büsbütün düşmekle, hiç olmazsa milletleri realite ile karşı karşıya koy- muş bulunacaktır. Her millet bilecek ki, gün geldiği zaman, Milletler Cemiyetin- den hayır ummak bir budalalıktır. Her milletin kendi hayrını kendi maddi - ve manevi kuvvetinden beklemesi, elbet, beyhude yere, bir kukladan meded um- masından daha iyidir, * Milletler Cemiyeti içi ralar, içtimalar uğurun rahlar, bugünkü rüğürt h bir israftan başka bir şey deği nevrede yeni inşa edilen büyük sara: çatışı altında söylenmiş veya henüz süy- lenmemiş olan içi boş nutukların her ke- limesi her millete kaça malolduğunua he- sab etsek tüylerimiz ürperir. Bunun için, eğer Avrupada aklı başında — milletler varsa, artık açıkça söylemek ve hattâ| tistikte toplanan rakamla: içinde Amerikada işlenen cürümlerden bekâr erkekler tarafından yapılmıştır. Bu yüzde seksen iki mücrimin ekseriyetini de âile siyanetinden mahrum kal - Yeni tip bir otomobil İmal edildi | Yukarıdaki resim bir Alman mühen - disinin imal ettiği yeni tip bir otomobili Böstermektedir. Bu garib otomobilin mo- mobilin iç tarafı da ikametgâh olabilecek şekilde yapılmıştır. İspanya Başvekilinin şahsiyeti Cumhuriyetçi |doktor Negrin Kanarya adasından zengin bir adamın oğludur. Münakaşa ve çalış- |ma kabiliyeti fevkalâdedir. 4 saatlik uyku | İspanyanın — başvekili | kendisine kifayet eder. Alman Tıb fakül- tesinden Mmezun olan Negrin almanca, |fransızca, ingilizce ve rusça konuşur. Bir iki sene evvel, bir kaç ay süren ve ken - isini yatağa düşüren hastalığı sıra: macarca da öğrenmişti. Karısı Rustur. Üç oğlu vardır. En bü- yüğü kendisinin yaveridir. Ortancası, ha- va kuvvetlerinde çalışmaktadır. En kü - çüğü de Moskovada tahsilde bulunmak - tadır. ada seslerini dirler: — Bizim böyle bir Milletler Cemiyeti için sarfedilecek tek meteliğimiz yoktur! Her aklı başında millet için bu sözü r ve hölâ ge- . Mesole ki- ceğindedir. yükseltmek — mecburiyetinde- söylemek zamanı gelmi: cikse de elbet söylenecel min evvelâ ve ne vakit söyli Muhittin Birgen İSTER İNAN, «Belediye memurları şehrin merkeze hanelerin gayet mü: İSTER Amerikalı bir avukat Amerikada 1937 yılı içinde vukua gelen adliye vak'oları hakkında bir istatistik yaptı. Bu ista- oruz ki bü törü arka tarafında bulunmaktadır. Oto-| * temiz olup olmadıklarını tedkik ederlerken bir kısmının son derece pis, ve hususile haşeratın üremesine aid eşya ile mefruş bulmuşlar ve bu gibi mües- 4 bir yıl yüzde seksen ikisi yoldan çıkmıya se dibinde kırılırlar, manda da bir i'ha lik bir ga: —— HERGÜON BİR FİKRA Maden amelesinin mektubları Birinci mektub 'i irmi senedir maden ameleliği e- tirm usandım.. yer altın- mak hiç te iyi bir şey değil.. İkinci mektub «Piyangonun birinci ikramiyesi ba- na çıktı. Artık maden amel yeceğim.. bugün işden çıkıyorum.. ve- sajğre.... Üçüncü mektub «İşden çıktım, param bol, dosdoğru İstanbıla girtim, İstanbulda tünel de- dikleri bör şey var; çok hoşuma gitti. Hergün sabah olur olmaz ona biniyo- rum, akşama kadar içinde kalıyorum. Öyle koşuma gidiyor ki... Vesaire..> e Bir busenin Beş dakika sürmesi Mümkün müdür ? İngilterenin Dorcester mahkemesir geçen gün çok nazik bir mesele tedkik edilmiştir. Bu mesele «bir büsenin beş dakika sürmesi» mümkün olup olmıya - cağı mesclesidir. Davaya mevzu olan hâdise şudur: Mis Stikland isminde yirmi yaşında bir genç kız, bir otabüs biletçisinin kendini beş dakika müddetle öptüğünü iddia ederek zabıtaya şikâyet etmişti. Polisg mahkem mü kabul etmiyerek asliye mahkemesin- de davasının tekrar görülmesini istemiş- tir. Otobüs biletçisi bu mahkemede bir busenin beş dakika devam edebilmesine tmkân olmadığını ve bunu sinema film- lerile isbat edeceğini iddia etmiştir, Mahkemenin yaptığı tedkikatta — bir busenin beş dakika sürmesine imkân 01- madığı sabit olmuşsa da Mis Stikland c- tobüs içinde başka yolcu bulunmadığın- dan istifade eden biletçinin kendisini öp- tükten sonra beş dakika da kolları ara - sında tuttuğunu isbat etmiş bunun üzeri- ne mahkeme biletçinin cezasını üç gün hapis ile beş İngiliz lirası tazminata mah- küm etmek suretile arttırm uzakça bazı kıraat- İNAN, İSTER Bütün fördleri yekdiğerine sevgi ile samimiyetle olan alle öyle bir granit kaya teşkil eder ki insanları doğru vkeden hırs dalgaları bu granit kalenin fakat aile sadece bir kale değil, ayni m ve kuvvet kaynağıdır: Çalışma İsteğ ilerleme isteği hep ondan dağar, bekârlık bir tehlike, evî.. | Polis karakolunu Satın alan adam Bu adam, bir meyva tüccarıdır. Lü- zumu olmadığı için müzayede ile satı- lığa çıkarılan bir polis karakolunu sa - tın almıştır. Şimdi adam, nezaret allı » na alınan suçluların tıkıldıkları höcre- “|de dolaşmakla, yeni evinin zevkini çı- |karmakladır. Kırk senedenberi inşa edilemiyen şato Bundan bir kaç hafta evvel Amerikada Santa Clarada Madam Whincester na » mında çok zengin ve çok garib bir kadın vefat eylemiştir. Bu kadının hayatı ga - rib bir hâdise ile geçmiştir. Vaktile Ma- dam Whincester kendine çok mükellet bir şato yaptırmağa karar verir, Vaktile dediğimiz bundan tam kırk sene evvel - dir. Günün birinde madamın aklına garib bir fikir gelir.. Şatonun inşası hitam bu - Tur bulmaz ölecektir. Bunun üzerine inşaatı geri bırakmak için her gün yeni yeni müâniler icad eder, Ameleler bir duvarı inşa ettiler de - ğil mi, onu yıktırır. Bir dam biter bit - |mez kaldırtır. Şatonun plânı çok garib bir şekil almağa başlar. Gitgide şatodaki z(ıdrıînlm sayımı 110 a; salonlarınki 50 ye Jvarır, Kırk senedir bu hal böyle devam eder, Böylelikle nihayet müradına nail o0- lur. Şato bitmeden vefat eder, — İSTER İNANMA! seseler hakkında icab eden muameleyi yapmışlardır.» Yukarıda okuduğunuz satırlar İstanbulda çıkan, bir ga - zeteden alınmıştır ve İstanbul şehrinin bazı kenar köşe kahvelerinin halinden bahsetmektedir. İNANMA! |alâkası yok. O: |derdini, şöyle, kıs Nisan Sözün Kısası İhtiyar kafası 1sır gazeteleri anlatıyorlâfı n v H tihabatın son gününde dairelerinden birine bir ihtiyar Deyneğini kaka kaka intihab odasıfğ rip sandığa yaklaşan ihtiyar: — Ben de reyimi vermeğe geldirle Demiş. Hoş ta * Peki ama, demiş, evvelâ size yım: Ben mebus olarak Molik * B ı$ eldin! İşte rey varakâsi, hükümdar mebus eransı vermişldf, 'eransla, ilimle, hudt un bir tek derdi Vf a ifade ediyor: Ama, benim bu memlekette Mi ten başka hiç kimseye itimadım Biraz vardıysa o da kalımı — Neden? Milletin bu kadar büyük akılh insanları var. Onlardan birifi çemez misin? — Hayır, seçemem. Çünkü intihab cadelesi başlıyalıdanberi hep etrafi laşan ediyorum. Hangi fırkaya — bal ötekinin çok fena olduğunu söylüyüf dikkat ediyorum, hepsi de haklı. bunlardan hiç birtne rey veremem. © nız Melik Faruk'a verebilirim! Bu sözler, intihab sandığının ef da bulunanları hayli güldürmüş. taki rey çorbasının içii da tuzu bulunm: — Yaz demişler! ; birinci Faruk ta intj batta tek bir rey alarak ekalliyette & namzedler arasına karışmış! Bu ihtiyarın rey veriş tarzı elbet yanedir. Buna karşı gülmek elbei & dir. Fakat, ayni zamanda bir ihtiyar sefesi olarak ta dikkate değer bir h değil midir? Fırkalı politika her taf iflâs ederken güzel bir ifadesi bu ihtiyar Mısırlının kafasında bu taf bir tezahür bulmuş oluyor. İhtiyar kafa, her zaman çürümüş bir beyili Bildir!, ** Eflânide kadın yüzünden bif genç ölüme sürüklendi Safranbolu (Hususi) — Eflâni naif sinin -Emirler köyünde feci bir cil olmuştur. Öldürülen Ömer Öztürk da 22 yaşında bir delikanlıdır. gece on raddelerinde Nuri oğlu Küf evinde yapılmıştır. Maktul Ömer, Hin karısma tel adile evine miş, kadınm feryadı üzerine yetişeti cası ile karisi £ n balta, makasla boynundan ve muhtelif rinden kesilir suretile öldürülmüğ Karı koca yakalanmışlardır. Tahkikat vam etmektedi kat, onun koön Kırkağaçta parasına tamâ edilerek bir adam öldürüldü Manisa (Hususi) — Kırkaağaç Kaf İnın Çin Osman mahallesinden Çıngıf |lu 60 yaşlarında Mehmed adındaki f |Soma ile Yenice köyü arasındaki şetf zerinde ölü olarak bulunmuştur. Yapılan tahkikatte: Fülin Kırki ( kazası Sarıağa mahallesinden Abâ oğlu 316 doğuümlu Ali Güdücü taraDff ğ işlendiği ve maksadın parasını al duğu atlaşılmış, suçlu yakalanarak rakile adliyeye teslim edilmiştir. TAKViM

Bu sayıdan diğer sayfalar: