(“Son Posta,, nın Pa ikâyesi b Dünyada vapur bileti kadar uğurlu, ge- ne vapur bileti kadar uğursuz hiç bir şey yöktur. Ben vapur biletinin uğrunu de - nemedim. Fakat uğuru kadar da uğur - suzluğunu gördüm. Bu yüzden onu hem severim, hem de ondan tiksinirim, Bundan bir kaç sene evveldi. Vapurla Kadıköye gidiyordum. Bazılarının &- detleridir, vapura girince gözlerile bir güzel kadın ararlar. Ve onun karşısına geçer otururlar. Ve vapur seyahati müd- detince göz süzer bakarlar, dudaklarını büzer bakarlar. Gözleri kamaşır, kırpar gene bakarlar. Velhasıl baka baka doy - mazlar. Onlar doymazlar ama nihayet vapur iskeleye yanaşır, ve karşılarındaki güzellik ayaklanır, kaybolur. Benim de bir âdetim vardır, ama buna benzemez, ben karşılıklı boş kalmış iki yer ararım ve bulunca bunlardan birine otururum. Geleceği beklerim.. Olur ya, dünyanın en çirkin kadını da gelir, otu- rabilir.. diyeceksiniz hayırl.. Hiç bir şey- den talihi olmıyan ben, bu cihetten talih- liyimdir. Karşımda boş duran yere va - purda bir eşinin daha bulunmasına im - kân olmıyacak kadar güzel bir kadın ge- lir, olurur. Bu hep böyle olur. O gün de böyle olmuşstu. Karşımdaki yere vapurda değil, belki dünyada bile bir eşi daha bu- lunmıyacak kadar güzel bir kadın gelip olturmuştu. Ben de almak isteyici, fakat alıcı olmıya cesaret edemeyici gözlerle ona bakmıya başlamıştım. Elinde bileti vardı. Ben, onun incecik parmaklı, aydınlık tırnaklı ellerine ba - karken tesadüfen biletini görmüştüm. E- line nazarım değerdi ama, biletine değ - mezdi.. Fakat neden eli düşmedi de bi- deli yere düştü, Ben hemen fırladım. Bi- leti aldım. Yüzüme en zarif kalıbı, dü - daklarıma en zarif tebessümü ve sesime f zarif ahengi vermiye çalışarak: — Buyurunuz bayan, biletinizi! Dedim. Tebessüm etti, teşekkür etti ve | aldı. Aman Yarabbim. Ne güzel gülüm- süyordu. Ne hoş bir sesi vardı. Ve elini uzalışında ne kibar bir tavır belli öluyor- du.. Bir kelime ile... Ben bitmiştim. Bu bilet düşürme, yerden bileti alıp verme hâdiseleri bizi birbirimize ahbab edivermişti. Ben sıkılarak bir kere daha ona baktım, o çekinerek bir kere daha bana baktı. Ben utana utana bir söz söy- ledim. O kızara kızara cevab verdi. Ve böyle böyle ben söylemiye, o dinlemiye, o söylemiye ben dinlemiye alıştık, Ve u- tanmamız geçti. Kızarıklığımız tekrar beyazlığa tahayvül etti. Nihayetünniha- | ye, sözün kısası birbirimizle dost olduk. Benim görüşüm dardır ama, hayalim geniştir. Dar görürüm, geniş tahayyül e- derim, Dar zamanda dar görmüş, fakat hayalimi genişlettirdikçe genişlettirmiş- tim. Bu güzel her halde bekârdı, Parma - ğında yüzüğü olmamasından bunu anla- geee — VAPUR BİLETİ Bilet memuru yakama sarıldı: «Biletl.» mıştım. Ben de bekârdım. Biz birbiri « mizle evlenebilirdik, bu mümkündü, Ben önu beğenmiştim.. O da beni beğenmiş gibiydi. Her şey tamamdı. Ne âlâ, ne âlâ!. Vapurdan beraber çıkardık. Yolda be- raber giderdik... Gittiği yeri, kimin nesi olduğunu öğrenirdim. Kendimi olduğum gibi tanıtırdım.. Ondan sonra bir mü - racaat, on beş gün askı, evlenme memu- ru karşısında ufak bir heyecan.. Daha sonra mes'ud bir hayat! * Vapur, iskeleye yanaştı. O ayağa kalk- | tı. Ne mevzun bir vücudü vardı. Ben ar- kası sıra yürüyordum. Vapurdan çıktık, iskelede yürüdük. O elindeki bileti ver- di. Ben biletimi verecektim.. Elimde de- ğildi. Her halde ceblerimden birinde o - lacaktı. Ellerimi paltomun, ceketimin, yeleğimin, pantalonumun ceblerine birer birer acele acele soktum, yani ellerim on sekiz tebime girdiler, çıktılar.. Bilet yoktu. Varsın yök olsun, yürüdüm. Bi - let memuru yakama sarıldı: — Bilet! Aldırmadım. Bir adım daha attim. Bu sefer daha sıkı sarıldı. Ben kendimi ileri atmak istedim. O kendine doğru çekti: — Anaforcu biletsiz mi geçeceksin? Cevab vermedim. Ben cevab verme - yince memur kızdı. Güzeller güzeli gi - diyordu. Kaybedecektim: — Birak beni! yi Diye bağırdım, bırakmadı. İttim, düşmedi. Fakat bir daha itersem düşeceğini anlamış olacak kı suratıma bir tokat indirdi. Ben bu tokadı bir yum- rükla maafaiz iade edecektim ama fırsat kalmadı. Memurun arkadaşı İmdadına yetişti. İkinci tokadı da ondan yedim. Güzeller güzeli epey uzaklaşmıştı, arka- sına baktı. Beni gördü. Fakat ne vazi - yette gördüğü malüm, Her halde bun - damn memnun olmamış olacak ki yürüdü, gitti. Kayboldu. — Bilet işte! Biletim, 'kol saatimin kayışma takıllı duruyordu. Memur onu oradan çekip al- di. — Haydi geç, yürü! Geçtim, yürüdüm. Fakat neye yarardı. Her şey mahvolmuştu. Artık o görünür- | lerde yoktu. Başta dedim ya, vapur bileti kadar u- ğurlu, ve gene vapur bileti kadar uğur- suz şey yoktur. Uğurunu vapurda gös - termişti. Vapurdan indiğim zamari uğur- suzluğunu gösterdi. Ve onün uğursuz - luğu yüzünden umduğum, tahayyül et - tiğim bütün bir saadet bir anda mahvol- du. YARINKİ NÜSHAMIZDA: Kızıldenizin kurbanı Yazan: Wolcott Gibbs Çeviren: İbrahim Hoyi Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığı Satınalma Komisyonundan: 1 — 32 sayılı ana gemisi için satın almacak 5 kilit zincirin müteahhld nam ve hesabına 21/4/938 Perşembe günü saat 11 de açık eksiltmesi yapılacaktır, 2 — Tasinlanan tutarı 1280 liradır. 3 — Şartname ve evsaf komisyondadır. Görülebilir. 4 — İsteklilerin ilk teminat olarak 93 liralık vezne makbuz veya banka mek « tubları ve kanünt vesikalarile birlikte o gün saatinde Galata eski İthalât Güm- rüğü binasındaki kömisyona gelmeleri. İstanbul Belediyesi. İlânları Ğİ Köprünün Kadıköy iske- | lesinde kiralık gazino Senelik muhammen kirası 2000 lira olan Köprünün Kadıköy iskelesinde gazinür büfe ve tarasa 939 veya 940 ve 9dl sencleri Mayıs sonuna kadar kiraya verilmek üzere açık artırmaya konulmuştur. Şartnamesi Levazım Müdürlüğünde görüle * bilir. İstekli olanlar 150 liralık ilk teminat mektub veya makbuzu ile 21/4/938 Perşembe günü saat 14 de Daimi Encümende bulunmalıdırlar. — (B.) (1875) — — Hefizüeür â Senelik muhammen kirası 60 lira olan Bakırköyünde Vapur iskelesi cadde « — sinde deniz banyo yeri 938 veya 939 ve 940 seneleri banyo mevsimine mahsuf — olarak kiraya verilmek üzere açık artırmaya konulmuştur. Şartnamesi Leva * — zım Müdürlüğünde görülebilir. İstekli olanlar 4 lira 50 kurüşluk ilk teminat — mektub veya makbuzu ile 25/4/938 Pazartesi günü saat 14 de Daimi Encumend. «1856> A ğâon Posta'nın edebi Tomanı: 41 “'“"_%———;_î e Ah ŞU Hayat! __ı==—— Yazan: Nozllıo Muhittin — Ağzı kulaklarına vardı. İkinci bir ti-| — Fakat sana itiraf — edeyim ki raj yapmıya mecbüur olduk.. onun İçin Uuğriyamadım.. Genç adam, yüzüne asalet veren bir heyecanla kendisini sonsuz bir hayran- likla dinliyen genç kıza anlatmakta de- vam ediyordu: . — Biliyorsun ki, gazete son zaman- lara kadar hep zarara gidiyordu. Ya- kmda bütün boreları ödiyeceğimize e- minim. - Sonra Celilenin güzel ellerini D avuçlarına alarak - Artık sıkınt. çek- Do miyeceksin benim sevgili güzel nişan- İrm! Celile bir elile Siretin kumral ve yu- muşak saçlarını okşıyarak ona bütün | ğenç ve temiz ruhunun şefkatile baktı: — Pek çok yorgunsun Siret!. Çok yorulmuşsun!.. | — Zarar yok! Seni rahat ettirebil - mek ümidi bana kuvvet verir. © Yorgun ve süzük yüzlü delikanlı hâlâ avucunda tuttuğu ince ve yumu- sab eli dudaklarına götürerek öptü. Celile - diye yavaşca devam etti: - Bu yorucu mesaimin asil gayesi, za- vallı ve bedbaht yurdumuzun sürük - lendiği faciadan kurtarılmasıdır. Celile tatlı bir gururla gülümsiye - fek: — İtiraf etmeğe hacet yok Siretci - ğim -dedi- bunu biliyorum. Büyük, ve idealist ruhuna hayranım.. şahsi men- faat hislerinin karıştığı bir çalışmada idealin büyüklüğü kalmaz.. Siret tekrar sevgili nişanlısının elini dudaklarına götürerek daha uzun, da- hâ samimi bir aşk heyecanile öptü. — Ne yalan söyliyeyim Celile! Bu vaziyette senin ve seninkilerin rahatı- nı düşünmemek'te elimden gelmiyor. Celile derin bir iç çekişile: — Biliyorum Siret.. bunu da biliyo- rum! Sonsuz bir sevgi ile parlıyan gözle- rini genç adama kaldırarak: —— bulunmalıdırlar. — (B.) (1976) Orman Koruma Genel Komutanlığından : 1 — Orman Koörüuma Genel Kömutanlık kit'aları ihtiyacı için 3200 adet mamul kaput kapalı zarf usulile ihalesi 29/4/938. Cuma günü saat 10 da Ankarada Yeni- şehirde Komutanlık binasındaki satınalma Koömisyonunda yapılacaktır. 2 — Muhammen bedeli 28800 lira, muvakkat teminatı 2170 lira. 3 — Şartnameler bir lira 44 kuruş mukabilinde alınabilir. 4 — İsteklilerin şartnamesinde yazılı vesikalarla beraber teklif mektublarım! Satınalma Komisyonundan ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri ilân olunur. <2079> Dahiliye Vekâletinden: 1 — Vekâlet binasında yaptırılacak 8355 lira 80 kuruş keşif bedelli bir tecrit Ve şakuli boru tamiratı işi açık eksiltme ye konmuştur. 2 — Ekstilme 16/Nisan/938 Cumartesi günü saat ll de Vekâlet binasında top- lanacak Satınalma Komisyonunda yapılacaktır. 3 — Muvakkat teminat 626 lira 69 kuruştur. 4 — İstekliler bu işe aid fennf ve hususi şartnamelerle keşifleri Levazım bü- : rosundan parasız olarak alırlar. 5 — İsteklilerin 2 ci maddede yazılı gün ve saatte teminat paralarile birlikte Vekâlet Satınalma Komisyonuna gelmeleri ilân olunur. «1764> İstanbul defterdarlığından Teşvikiyede : Eski İkinci karakol, yeni Harbiye, şimdi Valikonağı caddesinde eski 36-38, yeni 30/1 sayılı ve 4 harita nu- maralı 244 metre murabbaı müfrez arsanın tamamı. Teşvikiyede : Eski İkinci karakol, yeni caddesinde eski 36-38, yeni 30/3 sayılı ve iki harita nu- maralı 113 metre murabbaı müfrez arsanın tamamı. : Pangaltıda Çimen sokağın da eski 103 mükerrer, yeni Beyoğlunda Harbiye, simdi Valikonağı 136 sayılı evin 1/2 payı (Bedeli. sekiz senede ve sekiz müsavi taksitte tesviye edilmek şartile). Yeni Beyazıt mahallesinde Camili hanın üst katında 1 Büyükçarşıda: sayılı odanın 16/32 payı. Boğaziçinde Beyoğlunda Boğaziçinde : Aksarayda ! Arnavutköyünde Arnavutköy mahallesinde Yenised sokağında eski 13, yeni 8 sayılı evin 9/80 payL : Kamerhatun mahallesinin Şahin sokağında eski 25, ye- ni 77 sayılı üzerinde 63 nu maratajlı evin 1/3 payı. Ortaköyde Dereboyu taddesinde eski 136, yeni 174 sa- yılı 502 metre murabbaı arsanın tamamı. , ! Eski Kâtibkasım, yeni Yalı mahallesinin Karaboyacı- lar sokağında eski ve yeni 1 sayılı evin 4/12 payı. Yukarıda yazılı mallar 26/4/939 Salı günü saat 14 de satılacaktır. Satış bede- line istikrazı dahilt ve 96 5 faizli hazine tahvilleri kabul olunur. Taliblerin 9e 7,5 pey akçelerini muayyen müddetten evvel yatırarak defterdarlık milli emlâk müdürlüğünde müteşekkil satış komisyonuna müracaatları. (M.) — (1972) — — Belki hiç uyumadın.. belki yemek bile yemedin!. — Sen bunları düşünüp üzülme,, et- rafın hep üzülecek acılarla dolu, benim bir tanecik sevgilim! — Fakat Siretciğim, senin bu yorgun gözlerini, bu solgun ince yüzünü gö - rürken masıl kayıdsız kalabilirim?.. Ben de sana yardım etmek isterim.. Gazetede bir işle çalışamaz mıyım? Siret' açık görünen bir kıskançlıkla: — Nasıl olur? - dedi - Senin gibi gü- zel bir nişanlıyı yabancı erkeklerin ara- sına nasıl bırakabilirim? Bunu yapa- mam Celile! Benden böyle bir şey iste- me! Delikanlının ateşli bir hisle avucunun içinde tuttuğu ince ve güzel eli daha derin ve kıskanç bir aşkla sıktı ve öptü. Celile: — Kadınları daha ne kadar kanarya gibi kafeslerde saklıyacaksınız? Hodbin erkekler! - diye tatlı tatlı gülümsüyor- dü - — Ebediyen... Bu, bir taassub değil Celile!, Her zaman, her devirde, erkek kadınını sevdikce bütün yabancı erkek gözlerinden esirgeyecektir. — Fakat öyle bir zaman gelecek ki kadınsız işler yürüyemiyecek, ihtiyac her şeyden üstündür. — Seni yaramaz feminist seni! Başı- ma işler açacağa benziyorsun.. lursa olsun kadın eli de dışardaki işleri başarmakta ne kadar maharetli olursa olsun gene eşini seven erkek kadınını evinde görmek istiyecektir, — Bu irsi ve hodgâm bir his Siret, — His.. iyi ya işte. his her şeyden üstündür Celile! Celilenin üzüntü ve yorgunluklarına acıyarak yemekleri pişiren bitişik kom- şu iki gence aşağıda sofrayı Mazırladığı- x1 haber verdiği zaman gün kararmış, ve küçük hasta uykuya dalmış bulunu- yordu. Aşağı taşlıkta küçük ve temiz bir lâmbanın ışığında yemek yerlerken Ce- lile dalgın dalgın süzük yüzlü nişanlısı- nın bir humma ateşile parıldıyan yor- gun gözlerine bakıyor.. belki uykusuz, belki aç çalışan bu büyük rüuhlu gence ondan gizli çalışarak yardım etmeği ta- sarlıyordu. Sirete, bu kıskanç nişanlıya Münir- den asla bahsetmiyerek vâdettiği işi kabul edecek ve sevdiği genci idealine daha yorgunluksuz, daha canlı kavuş- 'turmak için çalışacaktı. Siret, hâlâ coşkun coşkun anlatıyor- du: — Bizim gazete hiçbir siyasi zümreye bağlı değil.. ne içine kuruldukları kol- tuğu bırakmamak için pençelerinin 0- lanca kuvvetile yapışanların esiri, ne de o koltuğu gasbetmek için saldıranla- İhtiyaç ne kadar büyük ve üstün o-| rın yardakcısıdır. Hiçbir iddiamız yok.. memleketin umumi ve müşterek men- faatlerinin kalkanıyız. Ve daima öyle kalacağız.. âama uykusuz, ama aç.. vIZ gelir bize., gizli menfaatlerin oyuncaği olmıyacağız. Daima nötr, daima temiz kalacağız.. Asırlardanberi ezilen bu masum halk tan alkış da beklemiyoruz. Yeter ki an- laşalım. O zaman yekpare bir kayal! Oku Celileciğim.. bu gece uyumadan önce benim ilk siyasi makalemi oku.. bak, hiçbir perva, hiçbir korku var mi onda?.. Celile garib bir hisle ürperdi: — Fakat tehlike var! — Hayır Celile! Hak yolunda yürü: yenlere tehlike yoktur!. O gece küçük kardeş şefkatle, ME' ile uyutulduktan sonra iki genç nişanli — eski ve çarpık tahtaboşun yamrı yum: ru çinkoları üzerine yanyana konulmuf iki alçak iskemlede geç vakitlere ka“ dar her şeyi unutarak başbaşa, elele dünyanın en mes'ud birkaç saatini yâ“ şadılar. Bitişik mescidin avlusunda büyük çitlenbik ağacında ağustos bö- cekleri vızıldarken nereden geldiği be lirsiz hanımeli ve yasemin kokusu tâ* şıyan hafif bir rüzgâr iki genç nişanlıı - nın saçlarını okşadı.. e© Ertesi sabah Siret erkence işine git* tikten sonra küçük hasta ağlıyarak MİzSeye ! —